yusuf ziya karataş 2 Report post Posted December 23, 2007 Senin İçin Senin için, var ya, vallahi senin için Zorla tutunduğum şu hayatın İpini çekmiyorsam, Vallahi senin için…. Hani ben şair adamım, Hesabım-kitabım olmadı hiçbir zaman Şimdi kalemimi kıramıyorsam, Çocukça bir hesabın içindeysem velhasıl, Hesabını, kitabını, defterini, Bir “ah” ile yakmıyorsam, Vallahi senin için….. Bir Allah bilir beni, bir de ben Dişlerimi sıkıyorum ihanete şimdilik Ya sabır diyorum, Volta atıyorum, Tesbih çekiyorum Eğer ki hayatımdaki en son kahpenin, Alnına sıkmıyorsam, Vallahi senin için…. Benim eyvallahım yoktu kimseye Son küfrümü etmediysem, Son restimi çekmediysem, Sustuysam ağzıma dolan en son sözümü, Kumdan bir kale gibi ömrümü, Düzenimi…yıkmıyorsam Vallahi senin için…. Senin için bu korkum, Bu cesaret senin için.. Sana rağmen yükselemem, senin için düşüyorum Korkum sana helal olsun Senin için ölemem ben, senin için yaşıyorum Her gün serseri bir mayın gibi, Yani eskisi gibi, Sokağa çıkmıyorsam, Vallahi senin için….. Quote Share this post Link to post Share on other sites
yusuf ziya karataş 2 Report post Posted December 23, 2007 Gözlerini Getir Gözlerini getir yarı umutsuzluğum Yaprak gibi döküleyim önüne Solayım, beter olayım Gözlerini getir, Öleyim... Bilmeden çocukça sevildiğini, Ve bayram sabahınca beklendiğini, Kaf Dağı’ndan güneş getirir gibi, Gözlerini getir. Getir gözlerini, Öleyim... Kimsesizim, İlk kez bu kadar suskunum Sana söyleyemiyorum Yıldızlara uzanmışım her akşam Ve bağlanmış, Ve kınanmış, Ve hep karşında yitirmişim. Ne olur, gözlerini getir Ustam! Getir gözlerini, Öleyim... Ben biraz şairim, biraz divane, Çarmıha gerseler öldüremezler Sırrım saçımda değil, yüreğimdedir İstersen dost, istersen düşman gibi Gözlerini getir. Ustam! Getir gözlerini, Öleyim... Ben yine kaybettim, görmüyor musun? Şafak yangınından yaralı çıktım Ve ben ustam, Gözlerinle yakılası bir şiire başladım Kaçtıkça sana döndüm. Ve artık gülü bıraktım, Menekşe yaprağını, Kitaplarımı, Suskun maceramı... Bu şiir bitsin Bana, peşini bıraktığım bir hayatı değil, Gözlerini getir. Ustam! Getir gözlerini, ÖLEYİM... Quote Share this post Link to post Share on other sites
yusuf ziya karataş 2 Report post Posted December 23, 2007 (edited) 30 ŞUBAT 30 şubat’ta mı geleceksin, başım gözüm üstüne, peki gel Menekşeler yetiştireceğim senin için, bekleyeceğim Saçlarım taralı, gömleklerim ütülü Sobaya bir odun daha atacağım, peki gel Eski fotoğraflara bakarız belki, eski şarkılar dinleriz “Ah ne çok sevmiştik birbirimizi” 30 şubatta mı geleceksin, peki, gel… Hani mevsim kışsa, yıldız bulmam zor olacak Bulutlar geçecek gözlerimden, ihtimal… Kızıl-kıyamet olsa da her tarafım, üzülme, Ben kara gözlü bir çocuğum, kendime masallar anlatacağım.. Bir masala tutununca ellerim kanasa da, Uyuyunca geçecek, biliyorum, Kendimi dizinde uyutacağım… Biliyor musun, sen olmayınca ben bir tuhaf oluyorum 30 şubatta mı geleceksin, peki…gel… Sen kapıdan dönmeyesin diye, evden çıkmam, merak etme Kar olur, kış olur, üşürsün, neme lazım Bir çay koyarım sobaya, radyoda incesaz… Terliklerini çıkartırım dolaptan, odamız hüzzam, odamız hicaz.. Henüz almadığım bir mektup gibi bekleyeceğim seni Aslında o kadar da kötü değilim, kafana takma sen beni, Bir rüya gibi değil mi, gözlerimi açacağım, bitecek Seni rüyaların en sonuna saklayacağım.. Neyse…uzun etmeyim Gelmeyeceğim diyeceğinden korkmuştum asıl 30 şubatta mı geleceksin..peki..gel Edited December 23, 2007 by yusuf ziya karataş Quote Share this post Link to post Share on other sites