Muvazene 190 Report post Posted January 9, 2008 Üstad hapishaneden çıktıktan sonra birgün, Osman ağabeyin Denizciler’deki dükkanına gelmişti ( Oraya dükkan mı demek lazım, büro mu, yazıhane mi, in mi, hücre mi?.. Doğrusu bilmiyorum. Üstad “ Kör bağırsak gibi bir yer", derdi, "burada tek hücreli amipler bile yaşamaz” ) İşte oraya gelmişti. İstanbul’a dönecekmiş. “Kuşetlide bilet aldırdım” diyordu. Biz ne anlardık kuşetliden?.. Osman ağabey de anlayamadı. -Nereden aldırdın bileti ? dedi. - Kuşetliden kuşetliden... Kuşetli vagondan yani... - A be Üstad bizimle niye Türkçe konuşmuyorsun? Tren trendir; vagon da vagon.. Bunlar da Türkçe değil amma artık dilimize mâl olmuş. Hepimiz anlıyoruz. Trenin “Kuşlusu... kuşetlisi mi olur?... Kuşetliymiş... Sanki Viyana Kuşatması... Üstad o gün başka havalardaydı. Bilmem hangi lüks lokantada yediği enfes flaminyonu anlatıyordu. O “flaminyon” deyince, Osman ağabey: -Enfes bir kamyon mu yedin?” dedi. -Kamyon değil; flaminyon, flaminyon... Enfes bir Fransız yemeği... ( Hüseyin Üzmez – Malatya Suikastı ) Quote Share this post Link to post Share on other sites
yazanel 5 Report post Posted January 9, 2008 Çok hoş bir bahis. :) İki tane dev yanyana gelince böyle konuşma geçer işte. Acaba Malatya Suikasti'nin/Şu Bizimkiler'in sanal hali elinizde var mı? Quote Share this post Link to post Share on other sites
eda 6 Report post Posted January 12, 2008 Allah razı olsun kardeşim çok güzel Quote Share this post Link to post Share on other sites