Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
eda

Üstad'ın Bir Duruşması

Recommended Posts

ALİ ULVİ KURUCU anlatıyor:

 

1958 veya 59 olacak, bürosuna gittim. Necip Fazıl Bey'in muhakemesi var. Beni de götürdü. Eylül ayıydı. Şemsettin Günaltan dava etmiş. Üstad, Büyük Doğu'nun kapağına onun resmini ve bir maymun fotoğrafı koymuş. Birbirine benzetmiş.. Hakaret davası açmışlar. Bekir Berk'le birlikte Abdurrahman Şeref Laç Bey. Necip Fazıl'ı savunuyorlar. Davacı vekilide iki genç avukat var. Necip Fazıl mahkemeye kısa kollu bir gömlek ve bayaz pantolonla geldi. Üzerinde ceket yoktu.

 

Hakim kendisine sordu:

 

"Ne dersiniz, iddia budur?"

 

Üstad kalktı, kendisine mahsus tikler ve jestlerle cavap verdi:

 

"Efendim, önceki Büyük Doğu'larda da aynı mevzuu yazmış ve neşretmiştim. Aynı hükümet aynı kanunlar... O günlerde suç sayılmayıp da bu gün suç telakki olunması merakla takip ediyorum. Merakım budur. Niçin geçen sayılarda suç olmamış da bugün suç olmuş?..."

 

Bunun üzerine hakim, davacı avukatlarına döndü.

 

"Siz nedersiniz?"

 

"Efendim, biz bütün Büyük Doğu sayılarını gözden geçirdik, böyle bir yazıya raslamadık..."

 

"Eh, ne yapalım. Bir dahaki celseye Necip Bey o yazıyı getirsin.."

 

Mahkeme ertelendi, çıktık. Koridorda birlikte yürüyoruz. Bekir Bey sordu:

 

"Üstad hakikaten öyle bir yazı var mı?"

 

"Yok efendim... O zamana kadar Adnan Bey'in bir af kanunu çıkaracağını biliyorum. Çıkarırsa çıkarır. Çıkarmazsa zaten bu davalardan mahkuniyetim 80-90 seneyi bulur. Üzerine birkaç sene daha eklenir...

 

"Üstad'ın bu hepimiz hem şaşırmış hem de gülmüştük...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu da Üstad'ın derin zekasına, dava adamlığına, olaylar karşısında ki soğukkanlılığına küçük bir örnek.Dönemin geçmiş başbakanına karşı(İsmet İnönü'ne dergide Başımıza Kulak İstiyoruz diye kapak yaptığı gibi) korkmadan, çekinmeden dava uğruna yaptığı icraatı görüyoruz. Bu davanın sonucu ne oldu bilmiyorum, bildiğim 80-90 seneyi bulan davanın 59 senesi sonunda açılan davaların yarısına hamhumiyet kararı verilse 100 seneden fazla hapis yatması gerekecekti.Demek ki af çıkmış:)

Share this post


Link to post
Share on other sites

evt bende üstadın zekasına hayran olumuşumdur

 

zaten hep böyle zeki şahsiyetleri tarihte hep kıskanmışlardır.

 

ben teşekkür ederim.

Share this post


Link to post
Share on other sites

hazırcevap olmak

hele verdiği cevaplar bu denli yerine oturması

büyük zeka gerektirir

Üstada bir kez daha hayran oldum...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ben O'nun bir DAHİ olduğuna inanıyorum.Böyle her konuda her söylediği söz ne kadar da yerinde oluyor, nasıl bu kadar anlamlı sözler sarfediyor şaşıyorum bazen...Her cevabı adeta hazır cevap sanki...O'nu ne mutlu ki üstad kabul etmeyi ve anlayabilmeyi Rabbim bize nasip buyurmuş.Şükürler olsun RAHMAN'a...

Share this post


Link to post
Share on other sites

okumakla bitmeyen bir kitap gibidir üstat her sayfasında ayrı bir tat ayrı bir lezzet var.

Share this post


Link to post
Share on other sites

merhaba,necip fazıl hayranı olarak yukarda geçen olay (gerçekse) beni mutlu etmedi aslında.

üstadın böyle bir olay karşısında yalan söylemesi ilginç,cahilliğimi mazur görüp bu durumda yalan söylemek uygunmudur teşekkür eden arkadaşlardan mümkünse cevap bekliyorum.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Teşekkür eden arkadaşlardan olmadığım halde yalan kelimesinin iticiliğini gözardı ederek cevap veriyorum: Evet uygundur. Yalnızca kişilik meselesi olarak bakılamaz bunlara, temsil ettiğiniz fikrin o sıralarda en önde gelen temsilcisiyseniz ve kişiliğinizden de öte bir değeri, bir davayı remzlendiriyorsanız, size ihtiyaç varsa böyle hamlelerle kendinizi kurtarıp mücadeleye devam etmeniz, Don Kişotluk edip kendinizi içeri tıktırmanızdan çok çok daha evladır. Ehven-i şer... Hem diyeceğinizi deyip, bastırılmış mukaddesatçılığın yüksek çıkan üç-beş sesinden biri oluyor; hem de yolunuza devam ediyorsunuz. Böyle bir mevzuyu tek kişinin zaviyesine indirgeyerek küçücük bir perspektifle ele almak doğru değildir. 'Harp, hiledir' düsturu kime aittir, bilirsiniz elbette. Cesaret mevzuuna gelirsek, Üstad'ın bu hususta sahip olduğu mevki malum zaten, onlarca örnek gösterebilirim.

 

Hadise doğrudur, Ali Ulvi Kurucu (RH.A) kadim Büyük Doğuculardandı ve Üstad'ı pek severdi, ayrıca oldukça güvenilir bir şahıstır. Allah her ikisine de rahmet eylesin.

Share this post


Link to post
Share on other sites

×
×
  • Create New...