Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Çilekeş

Çile...

Recommended Posts

En azından Cumhuriyet tarihi boyunca, onun gibi pekçok meziyeti üzerinde barındıran bir sanat ve fikir adamı gelmediği kesin...

 

Saygı ve selamlarımla

 

Buna katılıyorum..

 

Çile üstadın beğendiğim şiiridir.Teşekkürler.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Bence 'Çile', üstadın diğer tüm şiirlerinden önce gelir ve üstadın en sevdiğim şiiri 'Çile'.

 

Anlayamıyorum, 'Çile' varken diğer şiirler nasıl ön plana çıkıyor.

Üstad ömrü boyunca yaşadığı ruh halini 'Çile'de ifade etmiş.

'Çile' yi ilk başa koymayan insanların, üstadı tam anlamadığını (ve anlayamayacağını) düşünüyorum..

 

 

Yada,inadına anlamak istemediklerini düşünüyorum bende .

 

Yazık

Share this post


Link to post
Share on other sites

:) Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök!

Heybem hayat dolu, deste ve yumak.

Sen bütün dalların birleştiği kök;

Biricik meselem, Sonsuza varmak...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstad bu şiiri i yazdığından hemen sonra,Abdulhakim Arvasi hazretlerine okumuş ve bu dizenin ilk satırındaki nefs sözcüğünü ''kader''in yerine koyup değiştirmesini söylemiştir.Üstadın kitabında okumuştum.Kitabın adını hatırlamıyorum ama Üstaddan okuduğumu çok iyi biliyorum

Share this post


Link to post
Share on other sites
Üstad bu şiiri i yazdığından hemen sonra,Abdulhakim Arvasi hazretlerine okumuş ve bu dizenin ilk satırındaki nefs sözcüğünü ''kader''in yerine koyup değiştirmesini söylemiştir.Üstadın kitabında okumuştum.Kitabın adını hatırlamıyorum ama Üstaddan okuduğumu çok iyi biliyorum

haklısın kardeşim bende okumuştum büyük Üstad*ımız ne kadar düşünceli ve titiz bu konularda...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mehmed Niyazi Özdemir anlatıyor:

 

Lisan öğretmenim ünlüce bir Alman şairiydi. Bir gün ona:

Ben ki toz kanatlı bir kelebeğim,

Minicik gövdeme yüklü kaf dağı

Bir zerreciğim ki arşa gebeyim,

Dev sancılarımın budur kaynağı

 

kıtasını anlatmıştım. Günlerce benim anlatabildiklerimin üzerinde durduktan sonra bana şunu söylemişti:

"Sanki insanın yeni bir boyutu ile karşı karşıyayım."

 

(Mustafa Miyasoğlu - Necip Fazıl Armağanı - Sh. 159)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bugün bir daha okudum çileni üstadım, sayısını unuttum kaç sefer okumuşum kaç sefer gidip gelmişim..

 

Bir Necip Fazıl daha gelir mi bilinmez amma Allah (c.c) Necip Fazılların sayılarını arttırsın hasretiz hem de çok...

Share this post


Link to post
Share on other sites

«Çile» şiirimi de derin derin dinlediler.

Ve sükût... Hattâ memnuniyetsiz bir sükût...

Sonradan ben at derin derin düşündüm; ve bu memnuniyetsiz sükûtu, şiirin kendilerine okunan ilk

şeklindeki bazı edeb hatalarına yordum. Gerçekten, şiirde, onun ilk yazılış şeklinde, mukaddes

ölçüleri taşırır gibi edalar vardı. Vefatlarından sonra bunları düzelttim. (O ve Ben s.139)

 

Çile kitabında yer alan şiir değiştirilmiş hali sanırım.Bu şiirin ilk hali yayınlandı mı?Yayınlandıysa nasıl ulaşabilirim

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

Bu şiirin ilk hâli Yeni Mecmua'da neşredilmişti. Aşağıdaki linkten şiirin ilk versiyonuna ulaşabilirsiniz. Bilhassa şiirin son mısraı olan "Diz çök zorlu kader, önümde diz çök!" cümlesinde geçen kadere diz çök demenin mukaddes ölçüyü taşırdığını, diz çökmesi gerekenin kader değil nefs olduğunu Üstad belirtmiş ve şiirini daha sonra bu minvalde değiştirmişti.

 

http://www.n-f-k.com/nfkforum/index.php?sh...ost&p=13738

Share this post


Link to post
Share on other sites
Selamlar,

Bu şiirin ilk hâli Yeni Mecmua'da neşredilmişti. Aşağıdaki linkten şiirin ilk versiyonuna ulaşabilirsiniz. Bilhassa şiirin son mısraı olan "Diz çök zorlu kader, önümde diz çök!" cümlesinde geçen kadere diz çök demenin mukaddes ölçüyü taşırdığını, diz çökmesi gerekenin kader değil nefs olduğunu Üstad belirtmiş ve şiirini daha sonra bu minvalde değiştirmişti.

 

http://www.n-f-k.com/nfkforum/index.php?sh...ost&p=13738

 

Tamam ablacığım teşekkürler.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu nasıl bir dünya, hikâyesi zor;

Mekânı bir satıh, zamanı vehim.

Bütün bir kainat muşamba dekor,

Bütün bir insanlık yalana teslim.

 

"Muşamba" dan murad, şimdiki tabiriyle "naylon" mudur?

Share this post


Link to post
Share on other sites
Bu nasıl bir dünya, hikâyesi zor;

Mekânı bir satıh, zamanı vehim.

Bütün bir kainat muşamba dekor,

Bütün bir insanlık yalana teslim.

 

"Muşamba" dan murad, şimdiki tabiriyle "naylon" mudur?

 

Muşamba dekor denildiğine göre öyledir herhalde.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Belkide bu tür fikir sancılarını yeryüzüne gelmiş bütün şairler, dahiler, filozoflar, hatta hepimiz yaşadık; ama hiç birimiz böyle güzel anlatamazdık...

 

Ne yalanlarda var, ne hakikatta.

Gözümü yumdukça gördüğüm nakış

Boşuna gezmişim yok tabiatta.

İçimdeki kadar iniş ve çıkış.

 

Gerisi boş hem de bomboş...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ensemin örsünde bir demir balyoz,

Kapandım yatağa son çare diye.

Bir kanlı şafakta, bana çil horoz,

Yepyeni bir dünya etti hediye.

 

"O ve Ben" Kitabını okuyunca anladım bunu Mukemmel

Share this post


Link to post
Share on other sites
Guest Bir Kereye Mahsus

EkşiSözlükte okudum da, bir yazar aynen söyle demiş:

 

"kendisine olan hayranlıgım hergecen gun artan,ustun zekaya sahip insan.zor bi hayat,şiirin sultanı unvanını kazandıran şiirler,sonradan sahip olunan,sımsıkı sarıldıgı bir inanç.ustad bir eserinde*kahramanın ustunden kendisini soyle tarif etmiştir:

''ben başkalarinin duşunmemeye mahkum oldugu kadar duşunmeye mahkumum''

ve de cilede soyle yazmıstır.

...

akrep,nokta nokta ruhumu sokmuş,

mevsimden mevsime girdim böylece.

gördüm ki ,ateşte,cımbızda yokmus,

fikir çilesinden buyuk işkence.

....

(stilizan1mg, 28.07.2005 01:58 ~ 02:01)"

 

 

Gerçekten güzel bir tespit. İçimden geçenleri bir nevi okumuş bu arkadaş. Ve benim burada size sormak isteyeceğim dörtlüğü örnek vermiş. Aklıma takılır bu. Üstad, bu dörtlükte ne demek istemiştir?

 

Yoksa yazılışta mı bir hata var? Anlayamadım yani...

 

"Akrep, nokta nokta ruhumu sokmuş,

Mevsimden mevsime girdim böylece!

Gördüm ki; ateş de, cımbız da yokmuş;

Fikir çilesinden büyük işkence!..."

Share this post


Link to post
Share on other sites

ARKADAŞLAR ben üstadın şiirlerini çok okudum ama özellikle çile gibi şiirlerin bazı bölümlerini anlamakta çok zorlanıyorum beraber üstadın şiirlerini tahlil etsek..?

Share this post


Link to post
Share on other sites

mesela

ensemin örsünde bir demir balyoz

şekilden şekile girdim böylece

bir kanlı şafakta bana çil horoz

yepyeni bir dünya etti hediye

 

burda üstadın yaptığı teşbihi anlayamadım..:)

Share this post


Link to post
Share on other sites

kusura bakmayın üstadın meseleyi anlattığı bir yer vardı.orayı aradıüımdan cevap vermekte geciktim.

 

üstadın zamanında bir kadına yazdığı bir mektup ve devamını naklediyorum.

"

artık siz benim için tamamen luzumsuz bir şeysiniz!size erişememenin inkisarı içinde asıl erişilmesi gerekenin kim olduğunu dehşetle görüyorum.siz bana ne verseniz neticede verebilmek kudretinde kudretinde olmadığınızın ihtarcısından başka birşey olamazsınız.siz bana istediğimi veremezsiniz.siz bir hayal, bir gölge, bir benzeyiş, bir remzden ibaretsiniz.siz, mutlak yokluğunuz içinde, malikiyetin mahrumluğuna dönen şekliyle karşıma mutlak varlığı Allah'ı çıkardınız.

ve tam o anda hem de bir darbenin maddi sesiyle ensesine bir balyoz indiğini duydu. kağıdı kalemi fırlattı yatağına koştu.

 

"

ve ertesi gün yepyeni bir dünyaya ayak bastı. yukardaki kısım bu olayı anlatıyor.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Esselam ve Öfke ve Hiciv adlı eserlerinde de şiirleri var Üstadın. Şiir harici roman, hikaye, piyes, tarih, biyografi, tasavvuf, otobiyografi ve birçok dalda daha eseri var. Size tavsiyem ilk okumanızda her daldan bir eser seçip okumanız yönünde olacaktır. Mesela, otobiyografiden (O ve Ben) piyesten (Tohum) gibi… O ve Ben iyi bir başlangıç olabilir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

arkadaşlar ben çile adlı şiir kitabını okudum başka önereceğiniz var mı Necip Fazıl dan..

 

Selamlar,

 

Yukarıdaki tavsiyeyi de göz önünde bulundurmak suretiyle; Çöle İnen Nur, İdeolocya Örgüsü, Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu, Bir Adam Yaratmak, O ve Ben, Ulu Hakan İkinci Abdülhamid Han, İman ve İslam Atlası, Türkiye'nin Manzarası adlı eserlerden yola çıkarak Üstadı farklı sahalar da tanımak adına arzu ettiğiniz eserden başlayabilirsiniz.

 

Ayrıca yeni başlayanlar için forumda daha önce açılmış olan başlığa göz atabilirsiniz. Yeni Başlayanlar İçin

 

Saygılarımızla...

Share this post


Link to post
Share on other sites

mesela

ensemin örsünde bir demir balyoz

şekilden şekile girdim böylece

bir kanlı şafakta bana çil horoz

yepyeni bir dünya etti hediye

 

burda üstadın yaptığı teşbihi anlayamadım..smile.gif

 

 

...Bir gece... Sabaha karşı...

Herkes uykuda... Yalının yemek odasında bir yazı yazıyorum. Gecenin ilk saatlerinden beri üstüne

abandığım bir yazı... Yazıda bir dünya muradı üzerindeyim. Fakat bu muradı öyle kurcalıyor,

onun künhüne; içine nüfuz etmek için öyle çırpmıyorum ki, nihayet onun da, her şeyin de sınırını

aşmıs gibi bir şey oluyorum. Karsıma «Rakip» ismiyle Allah çıkıyor ve artık o murat bana birşey

ifade etmez oluyor. Gökte, tam bir mesafe emniyetiyle uçarken birden bire bir duvara çarpmak gibi

bir hal... İnandığım dünya bir anda elimden çıkıveriyor ve ben kalemimi bırakıp dehsetler içinde

başımı tutuyorum.

Edebiyat ve sanat yapmıyorum, azametli bir vakıa, sert bir oluş hendesesi üzerindeyim.

Tam o anda ensemde, balyozla vurulmuş gibi bir ses duyuyorum. O ân, kül olmak üzere olduğumu,

yahut beynimin bir atom gibi çatlamak üzere bulunduğunu sezercesine yerimden fırlıyorum:

Elektriği açık bırakarak kendimi dışarıya atıyorum, merdivenleri beyninden kurşun almıs bir

yaralıdan beter bir yıkılışla çıkıyor ve kendimi yatağa atıyorum. Ve kendime, mevcut bütün

enerjimle emir veriyorum:

— Uyu!.. Bu öyle sert bir emir ki, cihanda benim cinsimden hiç bir fânî, nefsine böylesini

verememiştir.

 

Tam o anda, gözlerim yumulu, apaçık, bir şey görüyorum: Bir canavar, anlatılmaz bir canavar,

köpek azmanı bir canavar, ağzını açmış, iğne ucundan daha sivri dişlerini çıkarmış bana hırlıyor.

Uyuyorum... Yahut müthiş bir his iptali altında kendimden geçiyorum.

Ertesi sabah kalktığım zaman, dünya benim için başka bir dünyadır.

Bu hali biraz daha yakından görebilmek için, ondan üç dört yıl sonra yazdığım ve evvelâ

(Senfoni), arkasından (Çile) ismini verdiğim ve en çok sevdiğim şiiri okumak lâzım...

 

Ensemin örsünde bir demir balyoz;

Kapandım yatağa son çare diye.

Bir kanlı şafakta bana çil horoz,

Yepyeni bir dünya etti hediye.

 

(O ve Ben kitabından)

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...