Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
cerrah

Cumhuriyet Hangi Kadınların Omuzlarında Yükselerek Bugünlere Geldi?

Recommended Posts

Cumhuriyet Hangi Kadınların Omuzlarında Yükselerek Bugünlere Geldi?

Ali Haydar Can

 

kadin.jpg

 

“Vikipedi, özgür ansiklopedi” 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü şöyle anlatıyor(1):

 

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, tüm dünya kadınlarının kutladığı uluslararası bir gündür.

1975 yılında Dünya Kadınlar Yılı'nı ilan eden Birleşmiş Milletler Örgütü, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ı tüm kadınları için Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını kararlaştırdı.

8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı.

26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.

İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı ve değişen tarihlerde fakat her zaman ilkbaharda kutlanıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921'de Moskova'da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı'nda gerçekleşti. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde kutlanması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960'lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri'nde de kutlanmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak kutlanmasını kabul etti. Birleşmiş Milletler'in sitesinde günün tarihine ilişkin bölümde, kutlamanın New York'ta ölen işçilerin anısına yapıldığının yazılmamıştır..

 

Türkiye'de 8 Mart Kadınlar Günü

 

Türkiye'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında daha yaygın olarak kutlandı ve sokağa taşındı. "Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı" programından Türkiye'nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından "Dünya Kadınlar Günü" kutlanmaya başlandı.

 

***

 

Görüldüğü üzere Dünya Kadınlar Günü kökeni itibariyle sol/sosyalist bir siyasî anma günü...

BM ve ABD’nin işin içine girmesiyle yaygınlaşmakla beraber sulanmış da...

Nasıl’ını bizden gösterelim... Deliye hergün bayram misalî bizim Batıcı Kemalist Laik azınlığa öyle gün mün dedin miydi, bunlara bir hal oluyo... Elleri ayakları gidişmeye başlıyo, ille de toplaşıp Telli Baba türbesiyle rekabete soktukları Anıtkabir’e gitmeleri, çelenk koymaları, saygı duruşu yapmaları ve “Anıtkabir Özel Defteriéne eş katakulli filmâna cinsinden ipe sapa gelmez şeyler yazmaları, bu yazdıklarını trans haline geçerek okumaları gerekiyo... Bunların Fatihası gibi bi şey olan bu okunan şeylere bakınca ana hatlarıyla şunu görüyoruz.

 

Anıtkabir müdavimi Batıcı Laik Kemalist takım için zamanın iki dilimi var MustafaKemalden Önce (MKÖ) ve MustafaKemaldenSonra (MKS)...

MKÖ döneminde bu topraklarda yaşayan dedelerimiz ninelerimiz ve onlardan öncekiler hiç mektep medrese görmemiş, ipten kazıktan kurtulma, hak, hukuk, kültür sanat ve medeniyet nedir bilmeyen son derece ilkel insanlar olup; bu “Ortaçağ karanlıkları içinde” hayvanlar gibi yaşayıp giderkene, birdenbire bir mucize oluyo ve kimileri,ne göre tanrı, kimilerine göre yarıinsanyarıtanrı, kimilerine göre ise bir peygamber olan MK bu topraklar üzerinde belirerekten bizim morukları ortaçağ karanlıklarından çıkarıp yemesini içmesini, oturmasını kalkmasını, okumasını yazmasını iyice belletip güzelcene bi uygarlaştırıyo... Tabi bu kolay olmuyo... Bu hayvana benzeyen yaratıklar önceleri katır gibi direniyolar... “Biz gâvur olmıcaz biz gâvur olmıcaz” diye ayaklanıyolar... Ama MK o çakmak çakmak gözlerinden fışkıran kararlılıkla hiç taviz vermiyo... Kafasını kaldıranın kafasını bir yılanın başını ezer gibi eziyo... Hepsini muma çeviriyo...

Bunun için de hepimizin ona ebediyyen çok derin minnet ve şükran hisleriyle bağlı olamamız (bazıları bunu tapınma olarak da ifade ediyo) gerekirkene...

 

Ama bugün, aramızdan maalesef ve maatessüf çıkmış bulunan bir takım ortaçağözlemcisi/ şeriatçı/gerici/ilkel/yobazlar alenen “nayır nolamaz biz illede MKÖ’ye dönecez, erkeklerimiz sarık sarıp şalvar giyecek, karılarımız çarşaf giyip peçe takacak, Kur’an isimli kitaptan başka kitap okunmayacak, putlara tapılmayacak, zina/fuhuş/içki/kumar gibi melanetler yasaklanacak, hırsızların eli kesülüp, zina edenler recm idülecek, kumar oynayanların vücutları katrana bulanıp kuş tüyü yapıştırılacak (yok be yav bu Amerikan filmlerinde oluyodu). Her erkeğin dört karı alması zorunluluğu getirilecek. ayrıca kafir erkekleri gaz odalarına doldurulup öldürüldükten sonra yağlarından sabun yapılacak (buna da yok be yav, bu da kötü Alaman Nazilerinin iyi ve masum Yahudilere neler neler yaptıklarını anlatan filimlerde oluyodu), kâfir karıları müslüman erkeklere cariye yapılacak... Faiz yasaklanacak... Rüşvet alan da veren de aldığına da virdüğüne de pişman idilecek. Bilumum hile hurda, dolandırıcılık, hortum işleri derhal ve kesin olarak yasaklanacak, yapanlar yaptıklarına pişman edilecek... Kim ne götürmüşşse götürdüğü misliyle geri alınacak... Tecavüzcüsünden tacizcisine her ne kadar sapık varsa yaptığına yapacağına pişman edilecek ve bir daha sapıklık yapamaz getirilecek... Kerhane, kumarhane, meyhane, bar, pavyon, diskotek, gece kulubü, gazino cinsinden ne kadar pislik mekanı varsa ebediyyen kapatılacak” demek cüret ve cesaretini göstermekteler. Aziz Atam sen onlara kız, kalk yattığın yerden yine o 20’li 30’lu altın çağa döndür bizi, yoksa bunlar bizi çiğ çiğ yiiicek Atam...

İşte böyle bi şey yani...

 

***

 

Şimdi 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olduğunu bunlar da nereden duydularsa duymuşlar... Bi telaş bi koşuşturmaca, bi hamaratlık ki sormayın Gitsin...

Meselâ GKB, yememiş içmemiş para biriktirmiş ve şu afişleri bastırmış.

 

kadin.jpg

 

Şimdi diyeceksiniz ki; “kardeşim adam bunu niçün kendi kesesinden yapsın? TSK’nın bütçesi yok mu?”

 

Olur mu? Biz tarihin MKÖ dönemindeki gibi hak hukuk nedir bilinmez barbarlık döneminde değil, MKS’nin uygarlık döneminde yaşıyoruz. Uygarlık ne demek? Hukuk demek... Şeffaflık demek... Kamu görevlilerinden hesap sorulabilirlik demek. Böyle bir dönemde sıkı mı bir GKB vazifesiyle hiç ilgisi olmayan bir konuda devlet imkânlarını kullanarak pahalı afişler hazırlatsın... Deli mi bu adam hesabını veremeyeceği harcamaları kendi cebinden değil de devletin cebinden yapsın. Bu memlekette kanun var, savcı var, hakim var, izin verirler mi böyle bir işe sanıyorsun?.. Sonra adam devlet bütçesinden bir afiş hazırlatsa, o afişte toplumun bütün kesimlerindeki kadınların eşit olarak yer alması gerekirken sadece temiz pak giyinmiş, başları açık memureleri koyabilir miydi? Bunların işçileri, köylüleri, türbanlıları, çarşaflıları, tavşan kulak örten Alevî kadınları, özürlü kadınları gibi bir yığın kadını dışta bırakabilir, yani açıkça din dil, ırk ve meslek ayırımcılığı yapabilir miydi?

Şöyle bir soru sorsanız neyse: Sol/sosyalist kökenli bir siyasî günle kapitalist dünyaya entegre olacam diye tırmalayan TC gibi bir ülkenin GKB’sinin ne gibi bir ilgi ve ilişkisi olabilir?

 

Şimdi bunun cevabını bekliyorsunuz ama boşuna... Düşündııım, düşundııım... Yok... Bilemedııım...

 

Çünkü yukarıda yazdık MKS döneminin en baba Batıcı Kemalistlerinden Kenan Netekim Paşa bile “Nedir bu komonistlik işleri” deyip kadınlar gününü yasaklatttığına göre bu GKB’yi ya yanılttılar, ya da işin içinde kadın olunca “bu günü etse etse Atamız Türk Kadınlarına armağan etmiştir herhalde “diye düşünerekten böyle bir iş etmiştir diye tahmin etmekteyim...

 

Neyse geçelim 2. Misale: Hadi GKB’nin dalgınlığına verelim amma, ya karısının bütün komutan ve subay karılarını toplayıp Anıtkabire koşmasına ne demeli?...

 

Valla ben dicek bişey bulamıyorum... Acaba TSK içinde Hügo Çavez rüzgârı mı esiyo... Kemalist paşalarımız birden bir iç düşman kategorisi olan ve zararlı bir akım olan sosyalizme mi kapıldılar diyeceğim amma; o zaman da “komonizmin başı her görüldüğü yerde ezilmelidir” buyuran -Mustafa Suphi ve arkadaşları örneğinde görüldüğü gibi bunun pratiğini de gösteren- MK’nın mezarına niye gitsinler?

 

Var bu işte bir terslik ama ne?..

 

Neyse umarız komutan ve subay karıları sebebini bilemediğimiz özel bir iş için Antkabir’e gelirkene devletin resmî araçlarını bu özel işleri için kullanıp, TC’yi boşuna masraflara sokmamışlardır. Herhalde o çelengin parasını da kendi ceplerinden vermişlerdir. Malum şimdi tarihin MKS dönemindeyiz: Kanun vaaaar... Nizam vaarr... Savcı vaaar... Hakim vaaar... Şeffaflık vaaar... Hesap verilebirlik vaaar...

 

***

 

MKS döneminde çağdaşlaştık, uygarlaştık ve muasır medeniyetler seviyesine ulaştık/ulaşcaz bir vaziyetteyiz ya; acaba bizim ulaşmak için yırtındığımız muasır medenî dünyada kadının vaziyetinin durumları nasıl bir de ona bakalım:

 

Kadına karşı şiddet ve 2007 itibariyle dünyadan veriler .

Kadınlara karşı şiddet dünyada en yaygın, ancak en az cezalandırılan suçtur.

 

Tahminlere göre 113 ile 200 milyon arasında kadın demografik olarak “kayıp” (yok) görünmektedir. Ya doğar doğmaz öldürülmüşler (erkek çocuğun kız çocuğa tercih edilmesi) ya da erkek kardeşleri ve babalarıyla eşit derecede gıda ve tıbbi olanaklara ulaşamamışlardır.

Fuhuşa zorlanan ya da bunun için satılan kadınların sayısı yılda 700.000 ila 4.000.000 arasındadır. Cinsel kölelik düzeninden elde edilen kazançlar yılda tahminen on iki milyar dolardır.

 

Küresel olarak, on beş ile kırk beş yaş arası kadınlar, kanser, sıtma, trafik kazaları ve savaşlardan daha ziyade, erkek şiddetinin sonucu hayatını kaybetmekte veya sakatlanmaktadır.

 

En az üç kadından biri dövülmüş, cinsel ilişkiye zorlanmış ya da hayatı boyunca başka türlü suistimal edilmiştir (tecavüz, kötü davranış). Genellikle, suistimal eden kişi aileden bir üye ya da kadının tanıdığı bir kimsedir. Ev içi şiddet, bölge, kültür, etnik köken, eğitim, sınıf ve din ne olursa olsun kadınlara karşı en yaygın suistimal şeklidir. .

 

Sistematik tecavüz dünyadaki birçok çatışmalarda bir terör silahı olarak kullanılmaktadır. Ruanda soykırımı (1994) esnasında 250.000 ila 500.000, Sırp saldırısı sırasında Bosna’da en az 50.000, ABD tarafından işgal edilen Irak’ta onbinlerce kadının tecavüze uğradığı tahmin edilmektedir.

Araştırmalar, kadına karşı şiddet ile HIV virüsü arasında yükselen bağlantıyı göstermekte ve HIV bulaşmış kadınların daha fazla şiddete maruz kaldıklarını, şiddet kurbanlarının da HIV bulaşma risklerinin daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.

 

Böyle Bir dünyada yaşayan GKB’nin eşi Filiz Büyükanıt, Anıtkabir Özel Defteri'ne, deftere şunları yazmış:

760423_2.gif

"Ulu Önder Atatürk, Büyük fedakarlıklar ve gayretler sonucunda kurduğun laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ni en kutsal emanetin bilerek çağdaş uygarlık hedefine doğru kararlı adımlarla ilerleyen Türk kadınları ve asker eşleri olarak huzurunda bulunmanın tarifsiz mutluluğu içindeyiz. Aziz Atam, İlke ve devrimlerin, sosyal, siyasal ve kültürel alanlarda arka planda bırakılmış Türk kadınını layık olduğu yüceliğe ulaştırmakla kalmamış, bu konuda tüm uluslara da örnek olmuştur. Bizler, bu ayrıcalığın bilinci ve güvenine layık olabilme gayretiyle üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirebilmek için var gücümüzle çalışacağız. Bizi bu uğurda yürümekte olduğumuz yoldan alıkoymak ve ilkelerini aşındırmak isteyenlere hiçbir zaman izin vermeyeceğimizden, karşımıza çıkan güçlükleri aşma konusunda yine en büyük desteğimizi, bilim ve aklın rehberliğindeki ilke ve devrimlerinden alacağımızdan asla şüphen olmasın. Huzurunda saygıyla eğiliyoruz.”

 

***

 

Şimdi bir başka boyuta geçelim...

Zaman gazetesinin “Çanakkale'nin keskin nişancı kadınları” başlıklı haberinden:

 

106941.jpg

 

Nezahat Onbaşı

 

Annesi vefat ettiği için babası Albay Hafız Halit Bey ile birlikte cepheden cepheye koşan Nezahat Onbaşı’nın serüveni, çocukluk yıllarında başlıyor. 8 yaşında cephelerle tanışan Nezahat’in rütbesini aldığı savaş, Gediz Cephesi’ndeki bir çatışmadır. Babası Halit Bey’in kumandasındaki 70. alay zor anlar yaşamaktadır. Aralarından cepheden kaçmayı düşünenler bile olur. Atıyla 600 kişilik alayın önünü kesen Nezahat, “Ben babamın yanında ölmeye gidiyorum, siz nereye gidiyorsunuz?” diyerek kalmalarını ve savaşın kazanılmasını sağlar. .

 

Mücahide Hatice Hanım

Türkiye’yi cephe cephe dolaştı

 

Anafartalar’da 56. fırkada mücadele eden Hatice Hanım’ı herkes erkek zannediyordu. Çünkü, tanınmamak ve savaş dışında kalmamak için erkek ismi kullanarak, kendisinin Ahmet ismiyle çağrılmasını istemişti. Anafartalar’dan sonra diğer muharebelere de katılan Hatice Hanım, İzmir’de Yunanlılara esir düşer. Buradan Manisa’ya kaçan ve Bandırma üzerinden İstanbul’a geçen kadın asker, buradan sonra da İnönü Muharebeleri’ne katılır. Kurtuluş Savaşı boyunca pek çok cephede boy gösteren Hatice Hanım, Kütahya cephesinde, Çay ve Dumanlı Pınar muharebelerinde de bulunmuştur.

 

Zeynep Mido Çavuş

Kosova’nın gönüllü kahramanı

 

Osmanlı’nın verdiği savaşta sadece Türkiye sınırları içindeki kadınlar rol almadı. Bunun dışında da eski Osmanlı topraklarından gelerek savaşa katılan kadınlar olmuştu. Kosova’dan gelerek gönüllü olarak Çanakkale savaşında bulunan Zeynep Mido Çavuş, bunlardan biridir. Ailesi Kosova’da bulunan ve savaşa katılmak üzere tek başına gelen Zeynep Çavuş’un şehit düştüğü rivayet ediliyor.

 

 

Reşit Paşa Vapuru’nun yardım meleği

 

İngiltere’de deniz ataşeliği yapan Ahmet Paşa’nın kızı olan Safiye Hüseyin Elbi, Avrupa’da eğitim almış ilk hemşirelerdendir. Çanakkale Savaşı’nda gönüllü hemşirelik yapan Elbi, hastane gemisine dönüştürülen vapurlardan biri olan Reşit Paşa Vapuru’nda görev alır. Burada yaşananları, “Reşit Paşa’ya bindik. Çanakkale’ye geldik, Akbaş mevkiinde demirledik. Hastaları, yaralıları toplamaya başladık. Ne yaralılar, ne yaralılar. Şu parmakları görüyor musunuz? Ben bu parmaklarımla kaç delikanlının gözlerini bir daha açılmamak üzere kapattım.” sözleriyle aktaran Elbi, Balkan savaşlarında da bulunmuştur.

 

***

 

Niyetim bu kahraman hanımların haberinden sonra başlığa dönüp: “Cumhuriyet Hangi Kadınların Omuzlarında Yükselerek Bugünlere Geldi?” sorusuna bir cevap aramaktı...

 

Belki Nezahat Onbaşı, Mücahide Hatice Hanım, Zeynep Mido Çavuş ve Safiye Hüseyin Elbi gibi unutulmuş kahraman kadınlarımızın omuzları olmasa biz bugün ne halde olurduk filan gibi çok can sıkıcı bir kaç soru soracaktım ama Filiz Büyükanıt’ın deftere yazdıklarını okuduktan sonra hepsinden vazgeçtim...

 

Çünkü vaziyet fevkalade umutsuz...

 

Siz en iyisi GKB’nin janjanlı afişlerine, Komutan ve subay eşlerinin Anıtkabir ziyaretinin mütekebbir fotoğrafıyla, Çanakkale Savaşı’nın kahraman mücahide kadınlarının o soluk ve mütevazı fotoğrafına yeniden dikkatlice bakın... O soluk fotoğraftakilerle bugünkü afiş ve fotoğraftaki kadınların niçin birbirlerine hiç benzemediğini düşünün...

 

Dipnotlar:

1-http://tr.wikipedia.org/wiki/8_Mart_D%C3%BCnya_Kad%C4%B1nlar_G%C3%BCn%C3%BC

 

Kaynak: http://siradisi.e-politica.com/topic/cumhu...erek--4296.html

Share this post


Link to post
Share on other sites
Var bu işte bir terslik ama ne?..

 

bir gün Temel kıbrısta otobanda seyrederken

radyo bir anaons bir anons geçer

" "X" karayolunda seyretmekte olan tüm dinleyicilerimizin dikkatine adıgeçen karayolunda bir araç ters şeritte seyretmektedir"

Temel "X" karayolunda seyretmekte olduğu için irkilir dikkatlice yolu kontrol eder ve;

"-Ula ne bi arabasi, bütün arabalar ters şeritte gideyler da"

:tek_dis:

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...