buyukdogu 529 Report post Posted April 8, 2008 Diyet, perhiz, rejim gibi faaliyetler hedefte Türk delikanlılarının ve genelde de Türk milletinin devamını engellemek için dış mihraklar tarafından gündeme getirilmiş şuurlu bir düzmecedir. Gaye, eskiden bir koyunu, bir oturuşta götüren dev gibi babayiğit atalarımızı ve tarlada doğum yaptıktan sonra bebeğini kundaklayıp, elde orak tarlada çalışmaya devam eden Türk kadınlarını; kalori hesaplayan, hapşırınca yatağa giren, fitness ve aerobik yapan çıtkırıldım tiplere dönüştürmek ve büyük Türk ırkını Çinliler, Japonlar gibi sıska, zayıf ve sağlıksız bir ırk haline getirmektir. İcabı halinde 240 kiloluk top mermisini tek başına namluya süren bir babayiğidin, kalori hesaplayan, yoğurtlu kebabı reddeden bir züppe haline getirilmesinden daha büyük bir soykırım olabilir mi? İç yağının, kuyruk yağlarının, anamızın Vita yağının kolestrol yaptığı palavradır. Kolestrol, kebapları yedikten sonra iki şişe soda içerek ayarlanabilecek bir gaz durumudur. Sakın bu oyuna düşmeyin. Feminizm, kadın hakları, çevre şuuru ve eşitlik adı altında Türk kızlarının akılları çelinerek, yemek yapmayı bilmeyen, bizim istikbalimiz olan yavrularını, abuk subuk yiyeceklerle yetiştirecek, damak zevki gelişmemiş, sunta kılıklı diyet bisküvilerini yiyecek sanan bir hale getirmişlerdir. Ayrıca kör olası dış mihraklar, bu kızlarımıza kebap, soğan, çiğ köfte vb. Lezzetleri yiyen, bardak bardak şalgam suyu içen yiğitlerimize hanzo-kıro gibi sıfatlar takmayı öğretmişlerdir. Ayrıca son yıllarda moda gibi gösterilmeye çalışılan Çin mutfağı diye birşey yoktur. Bu sözde mutfak, acaip zerzevat ile acaip mahlukatın, wog adı verilen bir tencerede yarı pişmiş yarı çiğ olarak hazırlanıp insanlara eziyet olsun diye sopalarla yenmesinden ibaret bir hokkabazlıktır. Sakın kanmayın, sakın yemeyin. Helal değildir! Unutmayın su uyur, düşman uyumaz! (Şişli'deki bir dürümcünün bildirisidir ) Quote Share this post Link to post Share on other sites
pur nese 8 Report post Posted April 8, 2008 "...yemek yapmayı bilmeyen, bizim istikbalimiz olan yavrularını, abuk subuk yiyeceklerle yetiştirecek, damak zevki gelişmemiş, sunta kılıklı diyet bisküvilerini yiyecek sanan bir hale getirmişlerdir. " Nedenini bilmiyorum ama hakikaten doğru :) "Ayrıca kör olası dış mihraklar, bu kızlarımıza kebap, soğan, çiğ köfte vb. Lezzetleri yiyen, bardak bardak şalgam suyu içen yiğitlerimize hanzo-kıro gibi sıfatlar takmayı öğretmişlerdir." Bu da doğru,ufak bir gözlem yapmamız yeterli :) "Kolestrol, kebapları yedikten sonra iki şişe soda içerek ayarlanabilecek bir gaz durumudur. " Bu cümleye hayranım :) Baya oldu okuyalı ama tekrar okumak iyi oldu,sağolun,tam destek arkalarındayım :) Quote Share this post Link to post Share on other sites
buyukdogu 529 Report post Posted April 9, 2008 İnsanımızı/insanları KFC, YFC, Burger King ve Mc Donald's gibi sonradan türeme gıda mekanlarına sürükleyenler varya Hazır yemekmiş, kolaymış, değişiklik yapıyormuş, çocuklara iyi geliyormuş vs. Tamam eyvallah; fazla tuz, fazla yağ ve fazla şekerden sakınmak iyidir ve sağlıklıdır. Fakat onu yemeyin, bunu yemeyin, o bilmem ne yapar, bu bilmem ne yapıyormuş diye diye bir acayip toplum haline getirdiler milleti yahu Bizim dini ölçümüz var; nasıl ve ne kadar yiyeceğimiz konusunda. Elin akıl hocalarına ihtiyaç yoktur sanırım? Quote Share this post Link to post Share on other sites
babalarkulu 1 Report post Posted April 9, 2008 Ya yabancıdan alışveriş etmek dinen yasak değildir, Hz. Ali "Radıyellah-u Teala Anh" Efendimiz bile öldüğünde birkaç malı bir yahudiye ipotekliydi.Fakat onlardan kat kat güzel yemeklerimizde var, bence helal olan herşeyi denemekte sakınca yok, tabii fazla kaçırmamak kaydıyla... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Muvazene 190 Report post Posted April 9, 2008 Ulusa sesleniş tadında hoş bir yazı. (Aziz Milletimize başlığı bilhassa iyi gitmiş) Yaklaşım da gayet güzel aslında, gayr-i ihtiyari insanın iştahını açıyor. :) Su uyur, düşman uyur, aç olan uyuyamaz diye bitirilse, yazının muhtevasında ismi zikredilen yemekleri yemeye teşebbüs ettirmesi açısından zihinlere son darbe de vurulmuş olurdu. :) Hani bilinçaltını tesir altına alma metodları vardır. Karşıdakine hissettirmeden insanın zihni istenen kıvama getirilir. Yazıyı okuyan insanın muhayyilesinde bir kebab-ı kebir tasviri oluşacak ve burnuna kebap kokuları gelmeye başlayacaktır. :) Yazıyı kaleme alan kişi, tebriği hak etmiş durumda. Başarılarının devamını dileriz. Aynı metodu kitap için de kullansınlar diye de bir temennide bulunalım :) Quote Share this post Link to post Share on other sites