Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Gökan Öztürk

Üstad Abdurrahim Karakoç Röportaj - 02-02-2008

Recommended Posts

ÜSTAD ABDURRAHİM KARAKOÇ İLE RÖPORTAJ - 02 / 02 / 2008

 

 

-Günümüzde Türk şiirinin en önde gelen bir şairi olduğunuzu biliyoruz. Şiirlerinizde milli ve manevi değerler yanında Anadolu halkının dertlerini, acılarını da ustaca veriyorsunuz. Duygularınızı zorlanmadan, anlatıyorsunuz. Bunu nasıl başarıyorsunuz?

 

Bir meseleyi içinde yaşayan, içinde büyüyen kendi donlarından birisi olan insan daha çabuk kavrar, daha çabuk ifade edebilir. Bizim vaktiyle Ankara’da, İstanbul’da Anadolu’yu hiç görmemiş ama köylülük propagandası yaparlardı. Ama tutmazdı. Yaşadığın bir şeyi çabuk kavrarsın. Mihriban şiirinde diyorlar birisi var mıydı? Vardı diyorum adı Mihriban değildi amma. Olmasaydı zaten öyle bir şiir çıkmazdı. Mesele budur.

Türk insanı ile iç içeyim, hala öyleyim. Şurada komşularımız var, Türkiye’nin her yerinden, Kürdü, Türkü, Lazı, Tatarı hepsi burada. Amma dostuz, hep birbirimizi seviyoruz. Niye? Çünkü bu memleketin insanıyız. Ben onun için yazdım kolay yazdım. Zaten şiirde benim esas malzemem insandır. Hitap ettiğimde insandır. İnsansız bir şiirin ne gereği var. Yok işte filan yerde çiçek açmış, filan yerde de şöyle böyle sular akmış. Yook, o öyle olmaz. O suyun akışında dahi bir şeyi bulacaksın kendine ait. O çiçeğin açmasında, kokusunda dahi kendi idealine ait bir şeyler göreceksin. Yani Yaratan’ı göreceksin. Mesele budur.

 

 

-Şiir yazmaya ne zaman başladınız?

Ne biliyim çocuktum daha, ilkokula gidiyorduk, arkadaşları hicvediyordum orda şiirle, kendi kendime. Yani ben hicive o zaman başladım. Tabi onlar öyle geride kaldı.

Şimdi bakın babası sanatçı, kendiside öyle oluyor. Benim babam şairdi. Aileden geliyor ben onu gördüm. Babası ayyaş olur oğlu da başlar içkiye, babasından daha ileriye götürür. Şiir budur.

 

 

-İlk şiiriniz ne zaman ve nerede yayımlandı?

İlk şiirim değil de bazı şiirlerim oldu, mahalli gazetelerde yayımlandı. Maraşta Engizek diye bir gazete çıkardı orda yayımlandı. Daha sonra Antepteki gazetelerde, Kiliste.. 58-59 yıllarıydı..

 

 

-1958’den önceki şiirlerinizi de hamlık dönemine ait diyerek yaktığınızı biliyoruz..

Evet onları yaktım.

 

 

- Maraş ve Elbistan, güçlü şair ve ozanlar yetiştiren bir Türk diyarı… Necip Fazıl, Mahsuni, Hayati Vasfi siz, ağabeyiniz… ilk akla gelenler… Havasından suyundan mı? Nasıl açıklarsınız?

 

 

Suyundan mı toprağından mı bilemem ama bir şeyler oluyor.Deminde söyledik ya aileden olduğu gibi, iklimden de oluyor, muhitten de, şehirden de oluyor. Ben buraya geldim kitap dükkanı yok Sincan’da. Niye kitap dükkanı yoktur? Dedim burada. Ankaraya yakınızda dediler. İyi, beyaz eşyalar filan satıyorsunuz, Ankaraya yakınsınız da halı filan satıyorsunuz. Ankaraya yakın.. Ve ben geldikten sonra kitap dükkanları filan açıldı. İlk gazeteyi de ben çıkardım burada. Yeni Ufuk diye bir gazete çıkardık. Mesele bulunduğun yerde, gittiğin yerde bir iz bırakmaya gayret edeceksin. Bunu başaramadıktan sonra bir şey olmuyor.

 

 

-Maraş’tan güçlü şair ve ozanlarımızın çıkmasını insanımızın karakteristik yapısıyla nasıl ilişkilendiriyorsunuz peki?

Bazı muhitlerde, bazı şehirlerde bazı şeylere mesela edebiyata meyil çoktur. Ama bir yere gidersin, bize ne Karakoç’tan boşveer, şiir neymiş, hikaye neymiş diyebilirler. Maraşta bu yoktur. Maraşta niye çok çıkıyor? Tabi çok çıkacak, çünkü okudular, okumaya meraklılar. Adım başı bir kitaplık vardı. Konuşacak insanlar vardı…

 

Siz geldiniz Kon Tv çalışıyordu. Hemen Tahir Hocayı sordunuz. O’da Konya’nın müthiş bir vaizidir. Bizim Maraştan İsmet Okur vardı Rahmetlik müftüydü. Ben Konya’ya geldim mahkeme için, benim her yerde mahkemem olurdu ya. O da buraya geldi 1976’da duymuş İsmet Okur geldi yanma. Gençti de.. Tahir Hoca’nın oraya gidelim mi dedi. Nerede? Şehrin dışında bir köyde oturuyor. Vardık Tahir Hocaynan orda tanıştık, sohbet ettik. Gelen giden de çok oluyordu. Beni tanıtıyordu, gereği yoktur dedi ben tanıyorum dedi. Fakat biraz sertçe gidiyor dedi Tahir Hoca. Ama yanlış da yapıyor demiyorum dedi. Sonra dedi kendi nefsimden tatbik ettim. Her vaazimde 20 bin kişi toplanırdı diyor. Geldiler bir gün beni tutukladılar 20 kişi kalmadı etrafımda diyor. Çıktık gene oldu diyor. Karakoç kardeşimizde dedi aynı durumda dedi, başına bir şey gelse yanında kimse olmaz! Dedi. Ben bu Türkiye’nin adamını biliyorum dedi. Hala hatırlarım.

Fakat belli olmaz. Ben onlar için, yanımıza gelsinler, kalabalık olsunlar diye yazmıyorum. Allah rızası için yazıyorum. İnandığım için yazıyorum. Olursa olur, olmazsa olmaz. İndallah’ta boşa gitmez.

 

 

-Hocam yazdıklarınızdan mahkemelere verildiğinizi biliyoruz. Hiç hapse girdiniz mi?

Ben yazdıklarımdan yatmadım. Çok mahkemelere verildim. Bir değil, beş değil.. Fakat Allah’tan hepsinden de beraat ettim. Gittiğim yerde kendimi savundum. Ordu’da yargılandım ben, Konya’da yargılandım, Ankara’da, Mara’ta, Malatya’da, Antep’te yargılandım. Bitmedi ki.. Çoğuna da gitmedim, baktım ki olmuyor. İstanbul’da filan ben nasıl gideyim duruşmalara. Orada da tabi bizi sevenler, duyanlar, Avukatlar ilgileniyorlardı.

 

 

Ve insan, ölümü göze almayınca şiir yazmaz. Ölümü dahi göze alacaksın. Yoksa niye yazıyor. Ha her zaman ölmez, her şair ölmedi şiir yazdığı için, ölmez de.. Tabi olabilir, sebepler oraya götürebilir. Cesaretli olacaksın.

-Peki Üstadım şiir bir fikir ve ideolojinin hizmetinde olmalı mı?

 

 

Şimdi bakın şiirini ideolojiye filan verdi derler ya.. Ben Konya’da yargılanıyorum. Ağır Ceza’da. CHP ile MSP iktidar o zaman. Vardım orda dosyaya baktım, bana davetiye geldiydi.Dosyaya baktım ki, dava açılmasını bu Şevket Kazan var ya Adalet Bakanıydı o zamanlar. MSP’nin Erbakan’ın en yakın adamlarından birisi. Yazısını buldum savcılığa talimat veriyor velhasıl dava açılmasına diye.. Benim de “Hak Yol İslam Yazacağız” ı sahtekarca parti propagandası olarak kullanıyorlar. Bu siyasetçilere güvenilmez. Ama ben bunu yazdım. Burada duruşmaya çıktım 2. Ağır Ceza idi. Rahmetli oldu Tevfik Fikret Kılıçkarı diye benim yazı yazdığım devlet gazetesinin yazı işleri müdürüydü. – Amman ikimizde içerdeyiz diye dövünüyor. Ne korkuyon lan dedim ben beraat ederim benim dava bir gün önce senden sen de kurtulursun. Yok diyor ikimizde içerdeyiz. Avukat! Ben girdim ilk duruşmama o gün orda beraat ettim. Nasıl beraat ettim? Bitirdi tehirine diyor, bir başka zamana. Gitmem! Dedim . Nasıl gitmezsin? Dedi Ağır Ceza Reisi. Vallahi sebepler var dedim gitmemem için dedim. Ne dedi? Ben memurum dedim, ya izin alırım ya alamam. Taa uzak yerden gelecem kış olur, yollar kapalı olur 2. Cebimde param olmayabilir 3 dedim. Memur olduğum için amirim izin vermez 4 dedim yeter mi? Adam kafasını salladı, yanında bir de bayan hakim vardı onunla konuştu...

Savcı diyor ki: - Siyasetçilere alet oluyorsunuz! Duruşma savcısı. Terbiyeli konuş ! dedim. Yav sen okudun, Hukuk Fakültesini bitirdin bir de devletin savcısı oldun utanmıyor musun dedim. “Alet oluyorsunuz” demek çok kötü bir şey, ben onu sana iade ediyorum dedim. 6 seneden yargılanan bir adamım. Savcıya bunları söyledim. Yani, evet fikrini yazarsın ama politikaya alet etmezsin fikrini. O fikrini hakim kılmanın mücadelesidir bu. Fikrini hakim kılmanın mücadelesini verirken bir siyasetçiye alet olmazsın. Nazım Hikmet kendi fikrini yaymaya çalışmadı mı? Arif Nihat Asya kendi fikrini yaymadı mı? Rahmetli Mehmet Akif İslami bütün konuları işledi. E fikri budur ve politikaya alet etmedi hiçbiri fikrini. Belki politikayı kendine alet eder. Benim savcıya dediğim gibi işte Konya’da. – Ben politikacıyı kendime alet ediyorum. Sen işine bak. Buna aklın yetmez dedim. Sonra dışarıya gittim, yarım saat sonra çağırdılar savunmamı yaptım. Ne diyorsunuz dedi, son mütalanız nedir dedi savcıya. – Beraatını talep ediyorum deyince neredeyse düşüp yıkılacaktım ve beraat edip oradan çıktım.

Biraz cesaretli olacaksın, yürekli olacaksın. Ama savunmayı da bileceksin. Yazarken, çizerken de açık vermeyeceksin. Budalaca olmayacaksın. Kendini mahkum etme yazarken. Yazdığın bir konuda, savunması da içinde olsun. Ben onlara dikkat ederim.

-Bazı şiirleriniz bestelendi, türkü oldu. “Mihriban” bunlardan biri. Bu, sizi mutlu ediyor mu?

Eğer güzel ise, iyi bestelediler ise mutlu ediyor. Amma kafasını gözünü yardılarsa da ; Eyvaah , ölmüş benim şiirim, bunlar ne etmişler diyorum.

-Şimdiye kadar kaç şiir kitabınız yayımlandı? Genellikle şiir kitapları para kazandırmaz ama siz sevilen bir şairsiniz ve çok ünlü şiirleriniz var; kitaplarınızdan para kazanabildiz mi?

 

 

13 kitabım yayımlandı. Vallaha para kazanırdım da kazanamadım. Hep dostlara verdik. Onlarda telif hakkı ödemediler. Ben ne deyim davalaşıyım mı onlarla? Yabancılara vermedik, hep dostlarımız aldı.

-Kötü alışkanlıklarınız var mıydı hocam? Sigara gibi..

 

 

56 sene sigara içtim. 2.5 sene oldu terk ettim. Yav zamanı gelince oluyor bu. Allah o günü sana öyle isabet ettiriyor ki.. Ben sigara içerdim ve burada en sert tütünlerden içenlerden birisiydim. Ankara’dan halk otobüsüne bindim, buraya geliyorum. Yanıma bir adam oturdu. Allaah. Burnumu tuttum, nikotin kokusundan. Öyle ki.. Ben sigara içtiğim halde onu duyuyorum. E dedim ben de böyle mi yapıyorum başkalarına, bu rahatsızlığı bende mi veriyorum? Geldim, otobüsten inince cebimdeki çakmağı, sigarayı çöp kutusuna attım, buraya geldim bitti daha. Aklıma dahi gelmedi. O adamdaki o nikotin kokusu bana sigarayı terk ettirdi. Ve bıraktığım günden sonra da Allah’tan işte hiçbir zaman aklıma gelmedi sigara. Bir çokları dayanamaz, azaltayım filan yok..

-Halkımız niçin az okuyor?

 

 

Az mı okuyor? Eskiden biraz okurlardı. Sonra cdler , televizyonlar vs. çıkınca iyice azalttılar. Hani bir deyim var; “Türk’ün aklı gözündedir.” Diye. Biraz da kulağındadır. Başkasından duyduğuyla şey yapıyor. Gözüynen bakarak okumuyor, ekrana bakıyor. Kitap okuma alışkanlığı azaldı. Bugün Türkiye’de en kralı kitapların çok fazla baskı yapamıyor. Hele şiir hiç yapamıyor. Bir iki dedikodu olursa, yalan, asparagas bir şeyler olursa onlar belki oluyor. O da bir işe yaramaz. Dünyada da böyle oldu. Türkiye’ye ait değil. Şimdi eski bizim bildiğimiz Rusya’dan, Amerika’dan, Fransa’dan, Almanya’dan çıkan önemli yazarlar yoktur.Bir Jan Jack Rousse’yu çıkartamıyor Fransa, Emile Zola’yı çıkartamıyor işte. Bir Dostoyevski’yi çıkartabiliyor mu Rusya? Yok! Demek ki değişiyor, onun zamanı vardı. Bu mevsim kuraklık mevsimidir. Ama bir gün dönecek geri. Bu güzelliklere doğru dönüş olur, muhakkak.Benim umudum böyle. Hata olur, yanılabilirim amma umudum güzel hiç olmazsa.

-Hocam internette rast geldim “ Şairlerin Sultanı” unvanı verilmiş. Doğru mu?

Yok. Kimse bana öyle bir şey veremez ki. Ben hayatımda ödül almadım hiç. Herkes Allah’ın nasib ettiği kadar güzel yazar, şiir yazar. Biraz da zayıf yazan olur. Herkes pehlivan olmaz.

-Yarışmalara da hiç katılmadınız değil mi hocam?

 

 

 

Hiç katılmadım. Hayatım boyunca hiçbir yarışmaya katılmadım. Yalnız şiirde değil başka türlü de olsa. Çünkü bana abes geliyor. Karşındaki insan. Horoz dövüşü gibi bir şey…

-Hocam Allah korusun İstiklal Harbi sonrası yıllarını yaşıyor olsak ve Mehmet Akif’in yüklenmiş olduğu misyon size yüklenmiş olsa ve bir milli şiire ihtiyacımız olsa size teklif edilse yazar mıydınız?

 

 

Yazardım da ben Mehmet Akif gibi yazamazdım. Benim ki biraz kavgacı olurdu. Sert, vurucu olurdu. Mehmet Akif tamamen İslamı kendi bünyesinde mezcetmiş bir insandı. İlmi de vardı. E benim yok mu? Benim de bağlılığım belki onun ki kadardır da ona o yönde barı var, bana da başka yönde. Köroğlu’nun yönü ile Karacaoğlan’ın yönü.. İkisi de güzel şair idi. Bir Dadaloğlu vardı. Ne sürmeli beye benzer, Ne aşık garibe.. Dadaloğlu’da öyleydi. Öyle olmasa zaten sevilmez bugüne gelmezdi. Köroğlu’da öyleydi.. Her biri ayrı. Yunus Emre yazmış. Ne güzel yazmış ama o günün şartlarında onu yazmış. Belki bugün aynısını yazıyım desen, aman onlarda şiir mi derler atarlar. Fakat, sathi görünen, yüzeysel görünen Yunus Emre’nin derinliğine de kimse inememiştir. O kadar derin. Peki biz bunları derken değerli şairimiz Fuzuli’yi unutuyoruz. Hakikaten müthiştir, muhteşem bir şairdir. O ne güzel benzetmeler..

 

 

-Şiir meraklısı gençlerimize kendilerini geliştirmeleri için neler tavsiye edersiniz?

Yazabiliyorsa yazsınlar, yazamıyorsa da kendini boşboşa yorup rezil etmesinler. Kendini yorsunlar, yazsın bir şeyler. Merdivenin alt katından en üst katına atlamak istiyorlar. Olmaz o. Ağır ağır gideceksin, oraya varana kadar 10 sene, 20 sene 30 sene geçecek. Buna da tahammül edemiyorlar. Etsinler.. Başarının sırrı sabır, sebat. Ha bir de hadiseleri değerlendirmek, kendine göre yorumunu yapmak, Türkçeyi de fevkalade bilmekten geçer. Dil anahtarıdır gireceğin kapının! 300-500 kelimeyle şair olunursa, olunmaz işte. Yüzlerce, binlerce kelimeyi hıfzedeceksin ki şiir yazasın. Hatta hikaye, roman yazmak içinde böyle.

 

 

-Genç şair Gökan Öztürk hakkında ne dersiniz üstadım?

İyi çocuktur. Giden altı ay içinde görüştüm. Şiirleri bende, ona bakıyorum. Onun kitabını ben bastıracağım.

 

-Sizi geçeceğim diye de iddiası var.

İnşallah. Ben onun için seviyorum...

 

 

-Son olarak şair gözüyle son dönem şairlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Pek dergilere bakamıyorum. Edebiyat vs. Kalıcı bir şair de göremiyorum. Yavuz Bülent Bakiler gibi bir şair göremiyorum. Yetişmiyor. Bir Subaşı, onun gibi yetişmiyor. Yani, kuraklık mevsimi yaşıyoruz. İnşallah olur ilerde. Olmaz diye de bir şey yok. Umudunu yitiren her şeyini yitirmiştir!

 

 

 

Röportajı Yapanlar:

Ahmed ALKAYA, İlhan KENGER, Adem..

02.02.2008 Cumartesi Ankara- Sincan

Üstadın Evi..

Share this post


Link to post
Share on other sites

ALLAH RAZI OLSUN BİZİMLE BÖYLE GÜZEL BİR RÖPORTAJI PAYLAŞTIĞINIZ İÇİN ABDURRAHİM KARAKOÇUN SİZİN HAKKINIZDAKİ DÜŞÜNCELERİDE ÇOK GÜZEL ÇOK ŞANSLISINIZ ŞİİR MERAKLISI GENÇLERE VERDİĞİ TAVSİYELER ÇOK GÜZELDİ UMARIM ÜSTADINDA DEDİĞİ GİBİ BU KURAKLIK MEVSİMİNİ KISA SÜREDE AŞARIZ

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...