Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
vasifsiz

Adaletsiz Hakimin Sonu

Recommended Posts

Adaletsiz hakimin sonu

 

Çarpık yönetim sistemi gereği devlet idaresinin merkezine oturan yüksek yargı mensupları için tarih ''adil olma'' adına ibretlerle dolu. İstiklal Mahkemeleri'nin Ali Çetinkaya'sı hayatının son yıllarını astığı insanlarla hayalen konuşarak geçirmişti.

 

resim19855_2.jpg

 

Türkiye, bir kez daha yüksek yargıdaki hakimlerin iki dudağı arasına kilitlenmiş bekliyor. Millî iradenin hakimiyeti, ülkenin çıkarları adına yakın tarihte pek çok hatalı karara imza atan yargıçlar, bugün de ülke gündemindeki belirleyici konumlarını sürdürüyorlar. Sadece vicdanları ve yürürlükteki kanunlara bağlı kalması gereken hakimlere, tarihin tozlu sayfaları ise dersler çıkartılacak öyküler sunuyor.

 

ÖNCE GİYENİ DÖVDÜ, SONRA GİYMEYENİ ASTI

Atatürk’ün yakınında bulunmaktan başka bir meziyeti olmayan, devlet terörü haline gelen İstiklal Mahkemeleri’ndeki “hakimliğiyle” bir zulüm makinesine dönüşen Ali Çetinkaya, ilkesiz bir şahsiyetti. Şapka kanunu çıkmadan önce bakmakta olduğu bir davaya, alışılmadık bir biçimde fötr şapka ile gelen özenti bir genci, “Baban da mı gavur şapkalıydı?” diyerek tekme tokat dövmüştü. Ancak aynı Çetinkaya, sadece bir yıl sonra ise şapkaya muhalefetten idam ve hapse mahkum ettiği mazlumların sayısını hatırlamayacaktı bile.

 

HZ. HAMZA’NIN YANINA GİDECEKSİN

Acımasızlığıyla temayüz etmişti. Doğu’daki isyanların birinde karşısına gelen “asi”ye “delil” olarak, arkadaşına bambaşka bir bağlamda gönderdiği şu telgrafı gösterip idamını istiyordu: “Din uğruna büyük şehid Hz. Hamza’nın yanına gitmeye hazırım.” Sanığa baktı, tıslar gibi bir sesle “Demek ki Hz. Hamza’nın yanına gitmeye hazırsın! Peki yarın sabah orada olacaksın” dedi ve idam kararını verdi.

 

ZULÜMLERİN SONU…

Devran döndü, mansıp ve makamlar gitti, kullanılıp bir kenara atılan her zalim manivelası gibi o da unutulmaya mahkum oldu. Sadık Albayrak, Çağdaş Devrim Yobazları’nda Samet Ağaoğlu’nu şahit göstererek, şöyle anlattı son demlerini: “Son seneler, vicdanı ile kafası arasında beliren hayâllerin, başlangıçta zaman zaman, sonraları gece gündüz, hattâ şuurunu büsbütün kaybettiği ölümünden önceki haftalara kadar tehditleri, kavgaları, kahkahaları mimikleri arasında geçti. Yatağından birden fırlıyor, ‘Beni Meclis’e götürün’ diyordu. Giydiriyorlar, biraz dolaştırdıktan sonra evine getiriyorlardı. Meclis’e gelmiş sanıyor, Meclis kanepelerine oturuyorum diye bir sedire çöküyordu. Sonra hayalindeki insanlarla konuşuyor, kimin azarlıyor, kimine gülüyor, bazısını tehdit ederek bağırıyordu.”

 

(Murat Unay – habervaktim.com)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...