Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
himyata

Hz Muaviye 'mi ?....muaviye' Mi?

Recommended Posts

Mesele hz Ali'nin başında olduğu hilafet otoritesine

başkaldırmaksa eğer,

muminlerin annesi hz. Aişe'de cemelde başkaldırdı...

peki neden sadece hz Muaviye tarihin yegana ''günah keçisi'' (haşa) olarak kaldı

bazılarınca?

uzun alıntılara girmeden

sadece bilgi ve düşüncelerinizi yazarmısınız.

sevgiyle

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hz.Ali efendimizle olan çekişmesi tamamen Hz.Osman meselesinden ileri gelmektedir. Efendi'mizin sır katipliğini yapmış, büyük sahabilerden birisidir. Her beşerde olduğu gibi, ondada nefsani hatalar olmuştur. Her sahabeye ve İslam büyüğüne dediğimiz gibi:

 

Hz.Muaviye demek lazımdır derim. (Şahsi yorumum ve tercihimdir)

...

Share this post


Link to post
Share on other sites

MaşaAllahınız var yani.

konu yaklaşık 20 defa görüntülenmiş ama

bir kişiden başka katılımcı yok.

teşekkürler. :unsure:

Share this post


Link to post
Share on other sites

Aslında üstadın yorumu üstüne söylenecek pek fazla bir şey yok:

Hz Ali kesinlikle haklı ama Hz Muaviye de haksız değil ....

Benim kızdığım bazı insanların Hz Muaviye gibi bir sahabiye , sahabi olmasına rağmen , yakışmayacak şeyler söylemesi.Bir radyo programında denk gelmiştim ; adamın biri Hz Muaviye nin isminin yanına ''(r.a) '' ibaresi konulduğu için çok tepkiliydi ,efendim nasıl olurmuş da onun gibi birinin (haşa) isminin yanına böyle bir ibare konulurmuş....

Share this post


Link to post
Share on other sites

bir tarih öğretmenim bu konuyu anlatırken ben muaviyeye hakkımı helal etmiyorum diye haykırmıştı ona göre islam dünyasındaki bütün ayrılıkların sebebi oymuş falan filan...

 

ama bence bir sahabeye saygısızlık edilmemeli hz. muaviyede bir sahabe ve efendimiz 'benim sahabelerim yıldızlar gibidirler hangisini takip etseniz doğru yolu bulursunuz' dememişler mi..

Share this post


Link to post
Share on other sites

''Öncelikle konuyu başlatan arkadaşa teşekkür ederim..Onun sayesinde ben de bilmediğim ve belkide adını duymasam araştırmayacağım şeyler hakkında az da olsa bilgi sahibi oldum..alıntı yapmış olacağım ama bu konuda bana fazla söz düşmez diye düşünüyorum..ve alıntı yaptığım yazıya hak vererek..''

 

 

Hz. Muaviye (RA) Ebu Süfyan (RA) ve Hind (RA)’ın oğludur. Kendisi Mekke’nin Fethi’nden önce Müslüman olduğunu ve bunu ailesinden gizlediğini söylemiştir. Mekke’nin fethinden sonra Huneyn Gazvesi’ne katılmış ve ganimetten pay almıştır.

 

Hz. Ebubekir zamanında Suriye tarafına giden orduya kardeşi yezid ile katılmıştır. Hz. Ömer zamanında ise Dimeşk Valisi olan kardeşi Yezid, valiliği kardeşine vefatı anında bıraktı ve Hz. Ömer bunu onayladı.

 

Hz. Osman zamanında ise tüm Suriyenin valisi oldu. Hz. Osmanın vefatından sonra Hz. Ali’ye biat etmedi ve Hz. Osman’ın katillerinin kanını istedi. Topladığı taraftarlar ile Sıffin de Hz. Ali ile çarpıştı. Hz. Ali vefat edip, Hz. Hasan halife olduğunda ise, Hz. Muaviye ile çarpışmayı fitne çıkması endişesiyle bırakıp halifeliği Hz. Muaviye’ye bıraktı ve Hz. Muaviye Küfe’ye gelip halktan biat aldı.

 

Hz. Muaviye H. 60 yılında (diğer bir rivayette H 50 yılında ) vefat etmiştir. Hz. Muaviye (RA.) İslam’ın seçime dayalı hilafet sistemini saltanata çevirmekle tenkid edilmiştir. Ancak şu unutulmamalıdır ki,Hz. Muaviye de bir sahabedir ve Resulüllahın (ASM) hiçbir ayrım yapmadan bütün ashabını (temize çıkarmış) hangisi olursa olsun dil uzatanı lanet etmiştir. Bütün ehli sünnet uleması, bunu mühim bir esas olarak kabul etmiştir. Ayrıca, o zamanda olan olaylarda kaderin payını da ihmal etmemek gerekir. Resulüllah (ASM.), sahih hadis kitaplarının ifadesi ile, Hz. Muaviye hakkında hayır dua etmiş ve Hz. Ömer’den bir rivayette Hz. Muaviye için “Allah’ım, onunla (insanlara) hidayetini ulaştır” diye dua ettiğini bildirmektedir. (Tirmizi Menakıb hadis no:3842)

 

Hz. Muaviye devri, islam fetihlerinin devam ettiği bir devirdir. Elhasıl; Hz. Muaviye (RA.) da dahil olmak üzere hiçbir sahabe hakkında, yaptıklarından dolayı itham ve su-i zan edilemez. Bu, hem Hz. Peygamberin (ASM.)hadisleri ile ve hem de ehli sünnet alimlerinin ittifakı ile caiz değildir ve yapanlara lanet edilmiştir.

 

Hazret-i Muaviye İslamın yayılmasında çok kıymetli hizmetlerde bulundu. Sicistan, Sudan, Afganistan, Buhara, Hindistan’ın kuzey kısmı, Tunus bunun zamanında alındı. Kıbrıs Bisanstan kurtarıldı. Kudüs geri alandı. Yine zamanında, İstanbul kuşatıldı; her sene yüklü vergi vermek şartıyla kuşatma kaldırıldı.

 

Peygamber efendimiz kendisine , “ Benden sonra ümmetimin yerine hakim olursun. O zaman iyilere iyilik et! Kötülük yapanları da af eyle!” buyurmuştu. Resulullahın bu hayır duasının bereketiyle, İslamiyet Hz. Muaviye zamanıda bu kadar yayıldı.

 

Hz. Muâviye, Peygamberimizden çok hadîs rivâyet etmiştir. Bu hadîs-i şerîflerden birkaçı şunlardır:

 

“Allahü teâlâ kime iyilik murâd ederse, onu din âlimi yapar ve dinene zarar verecek şeyleri ona bildirir. Ona doğruyu gösterir.”

 

“Amel bir kab gibidir, sonu iyi olursa evveli de iyi olur.”

 

“Ehli kitab, dinlerinde 72 fırkaya ayrıldılar. Bu ümmet ise 73 fırkaya ayrılacak, hepsi Cehennemde olacak, yalnız bir tânesi müstesnâ, o da Ehl-i sünnet velcemâattır. Ümmetimden bir kavim ortaya çıkacak ki, bunlar, köpeğin sâhibi peşinden koştuğu bir nefsin arzularına uyacaklardır.”

 

“Bütün günahları Allah’ın bağışlaması umulur, yalnız müşrik olarak ölenin ve kasden bir mü’mini öldürenin afvolması umulmaz.”

 

“Ben sâdece bir haznedârım. Her kime gönül hoşnutluğu ile bir şey versem, Allah onu ona hayırlı kılar. Yine her kimse bir şeyi, isteği ve aç gözlülüğü sonucu verirsem, onun durumu yiyip yiyip doymayana benzer.”

 

“Yâ Rabbi, onu doğru yolda bulundur!”

 

Cenâb-ı Hak, Eshâb-ı kiramın hepsinden razı olduğunu bildiriyor. Eshâb-ı kiram aralarındaki bazı meselelere rağmen birbirlerini çok severlerdi. İstisnasız Eshabın hepsini sevmek Ehli sünnetin şartıdır. Hz. Muaviye de Eshâb-ı kirâmdan hatta büyüklerindendir. Ayrıca Resulullah efendimizin kayın biradedir. Bunun için O’nun da son sözlerine yer vermeden geçemedik.

 

Peygamberimizin, “Yâ Rabbi, onu doğru yolda bulundur ve başkalarını da doğru yola götürücü kıl” ve “Yâ Rabbi! Muâviye’ye yazı ve kitab öğret, onu azabından koru” “Yâ Rabbi! Onu memleketlere hakim kıl” duâlarıyla şereflenmiştir.

 

Hz. Muaviye vahy katibidir. Vahy katibliğine alınması, Cebrâil aleyhisselâmın bildirmesi ile olmuştur. Hz. Cebrâil’in getirdiği Kur’ân-ı kerîmi ve Peygamberimiz’in mektublarını yazardı.

 

Hz. Muâviye Huneyn gazâsında Resûlullah’ın önünde babası ile birlikte kahramanca çarpıştı. Tebük gazvesine katıldı. Vedâ Haccında bulundu.

 

Hz. Muâviye ömrünün son günlerinde okuduğu bir hutbede şunları söyledi:

 

“Ey insanlar! Üzerinizde çok kaldım. Sizi usandırdım. Artık ayrılmak istiyorum. Siz de benden ayrılmak ister oldunuz. Fakat size benden daha iyisi gelmez. Nitekim benden evvel gelenler, benden daha iyi idiler. Kim Allahü teâlâya kavuşmak isterse, Allahü teâlâ da ona kavuşmak ister. Yâ Rab! Sana kavuşmak istiyorum, sana kavuşmamı nasib eyle! Beni mübârek ve mes’ud eyle!”

 

Bkz. Canan İbrahim, Kütüb-i Sitte muhtasarı tercüme ve şerhi XIII. 30-33; I. 518-530

Selam ve dua ile...

Sorularla İslamiyet Editör

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hz. Muaviyenin oğlu Yezid, Hz. Hüseyinin şehit edildiği zaman hilafetin başında..

Hz. Muaviyenin Hz. Aliyle olan durumları belli..

Birkaç şii tanıdığım olduğundan konuya biraz yakınım, onlara göre Hz.Muaviye ve ailesi şaibeli, sülalesi ehlibeyt düşmanı..

Ki şu da var Hz. Muaviyeyi münafık ya da kafir görenler(Hazret sıfatına layık görmeyenler), Hz. Aliden sonraki hiçbir İslam Emirini halife kabul etmemiştir...

 

Hz. Hüseyinin şehit oluşuna içi yanan Hasan-ı Basri(R.a) her fırsatta bunu dile getirirken ve o zat bu konuda aksini beyan etmezken bizde aksi görüş düşünmek edebe aykırı olur..

 

 

Ayrıca (r.a)= Allah rahmet eylesin demek değil midir, mesela bunu herkes için kullanamaz mıyız?

Share this post


Link to post
Share on other sites

galatı meşhur,lugati fasihden evladır.

RA. ashab için kullanılır.

Allah ondan razı olmuş manasında...

sevgiler.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Dini mevzularda konuşmayı ve izahat yapmayı pek sevmem; çünkü malumat eksikliğim boyumdan büyüktür. Fakat iki tür (r.a) vardır. Birinci r.a: radiyallahu anh/anha/anhum/anhuma: Allah ondan razı olsun, diğer r.a: rahmetullahi aleyh: Allah'ın rahmeti üzerine olsun.

 

İkinciyi sahabe dışında da kullanıyorlar. Yani Mehmet Akif (r.a), Hasan-el Benna (r.a), Bediüzzaman (r.a) vs.

...

Share this post


Link to post
Share on other sites

bir islam aliminin sözü vardı (ömer adaletiyle devlet yönetimindeki becerisiyle kendinden sonra gelecek halifeleri zora soktu ) diye.önce en üstün yaratılmış olan Allahın rasulünün adaletiyle becerisiyle yönetildi islam devleti.tabi onun adaletine ulaşmak ne mümkün.sonra hz Ebubekrde hz ömer de adaletle yönettiler ülkeyi.hz ali ve hz osmana gelince fitneler zuhur etmeye başladı.onların da adaleti Allaha olan inançları tamdı ama demekki devlet yönetimi konusunda hz ömer kadar becerikli değillerdi.fitneleri engelleyemediler.ve sonrasında hz muaviye(ben de hazret demeyi tercih ediyorum) hz Aişe olayları.şimdi bu insanların hepsi Allahın rasulünün en zor günlerinde yanında olmuşlardır.hz ali resulun isteği üzerine gözünü kırpmadan onun yatağında suikastçi kafirleri bekleyebilmiştir.hz aişe peygamberimizin belki de en çok sevdiği eşiydi ondan övgüyle bahsederdi.şimdi Allah resulunun bu kadar sevgisini kazanmış birisi hz aliye karşı çıkıyorsa bunun sebebinin şahsi olmadığı bu dinin temsilcisi olan müslümanların biricik devletinin daha iyi yönetilmesi olduğu yani sebebin tamamen ALLAH rızası olduğu bu düşünceyle yapıldığı kesindir.yine hz muaviye ile hz ali olayı.ikisi de peygamberimizin yakın dostlarındandır.onun terbiyesi ile imanları olgunlaşmıştır.ki bir kimse o rasulün sohbetine mazhar olursa artık onun için başka bir ahlaki eğitime lüzum yoktur.o ahlak pınarından nasibini alır.ve bu nasibi aldıktan sonra da islam ümmetini bölmek şahsi ihtirasları için müslümanları öldürmek gibi bir gayelerinin olmayacağı açıktır.hal böyle olunca bu ayrılıkların sebebini gerçekten islama düşman olan münafıkların fitnecilerin pis isteklerinde aramak ve düşünceleri islama hizmetten başka bir şey olmayan o mübarekleri de hayırla anmaktır doğru olan.onların ahlakları cesaretleri dava aşkları hem müslümanlarca hem de insaflı kafir tarihçilerce sabittir.

tabi olayın bir de günümüzle alakası vardır.abd ve israil bu yapay mevzuları islam ümmeti için bir parçalama aracı olarak kullanmakta ve şiiyi sunniye düşman gösterme gayretindedir.ALLAH onların oyunlarını bozabilmeyi bizleri nasip etsin

ALLAHın selamı üzerinize olsun

Share this post


Link to post
Share on other sites
Dini mevzularda konuşmayı ve izahat yapmayı pek sevmem; çünkü malumat eksikliğim boyumdan büyüktür. Fakat iki tür (r.a) vardır. Birinci r.a: radiyallahu anh/anha/anhum/anhuma: Allah ondan razı olsun, diğer r.a: rahmetullahi aleyh: Allah'ın rahmeti üzerine olsun.

 

İkinciyi sahabe dışında da kullanıyorlar. Yani Mehmet Akif (r.a), Hasan-el Benna (r.a), Bediüzzaman (r.a) vs.

...

 

rahmetullahi aleyh: Allah'ın rahmeti üzerine olsun

r.a. diye değil, rh.a. diye kısaltılır.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites
devlet yönetimi konusunda hz ömer kadar becerikli değillerdi.fitneleri engelleyemediler

Birde şöyle düşün:

Hadis meali: ONLARIN İÇİNDE EN ZİYADE İSABETLİ GÖRÜŞ ALİNİNDİR.

Tahminim,

fitneler HZ ALİ ve HZ. OSMAN'IN yeteneksizliğinden değil,

aksine fitneyi en iyi bunlar teşhis edip,

en iyi bunlar mücadele edebilirlerdi..

Bu nedenle bu zevat fitne dönemlerinde yönetimi ele almışlardır..

yani işin içinde İLAHİ bir el var...

Hikmet var yani..

Share this post


Link to post
Share on other sites

şimdi kardeş ben bu konulardaki hadislere şüphe ile bakarım.örneğin söylediğiniz hadisin kaynağını bilmiyorum ilk kez duydum.örneğin şöyle bir hadis de rivayet edilir eğer benden sonra peygamber gelecek olsaydı bu ömer olurdu veya şeytan yolda ömeri görse yolunu değiştirir şeklinde.bu hadislere göre ümmetin en hayırlısının hz ömer olması gerekir ama resulden sonra halife hz ebubekr olmuştur.örneğin şöyle bir hadis de rivayet edilir benden sonra eshabım arasında anlaşmazlıklar olacaktır.bunlara dayanarak onlara sövmeyin diye.şimdi Allahın rasulü bunu söylerken eshabtan birisi çıkıp sormaz mı ya rasulallah bize böyle bir durumda ne önerirsiniz ne yapalım diye.veya bu anlaşmazlıklar çıkınca kimse demez mi ey müslümanlar peygamberimiz bu anlaşmazlıkları savaşları haber vermişti yapmayın kıymayın birbirinize diye.yani demem o ki ben bu hilafetle ilgili hadislere şüphe ile bakarım.çünkü o dönemler siyasi açıdan en karışık ve hadislerin en çok uydurulduğu dönemlerdir.ve kuranda da bu konuda sadece müslümanların adil bir düzen kurması emredilir.hilafetin şartları süresi nasıl seçileceği hakkında benim bildiğim kadarıyla hiçbir ayet yoktur.

yetenek konusunda da belki siz haklısınız.ancak şu da bir gerçektir islam aleminde hz ömer adaleti ile hz ebubekr dürüstlüğü ile hz ali de cesaretiyle ki Allahın arslanı denmiştir kendisine anılmıştır.yani hepsinin diğerlerine baskın bir özelliği vardır.ancak bir yerde huzursuzluk varsa mutlaka bir otorite zaafı vardır.ha demiyorum ki hz ali ve hz osman beceriksizdi.dünyanın en büyük islam devletini en güçlüsünü onca yıl idare etmişlerdir.fakat hz ömer ve hz ebubekr daha becerikliydi.çünkü aralarında asırlar yoktur bu halifelerin.dördü de halifeliğini yapmış ve otuz yıllık bir adalet hüküm sürmüştür.yani adil kadro da aynı kuşaktandır fitneci kadro da ki münafıklar resulullahın döneminden itibaren var güçleri ile islamı yok etmeye çalışmaktadırlar.

neticede dört halife de eshabı kiramda önderlerimizdir hepsini rahmetle ve sevgiyle anıyoruz onlar gibi olabilmeyi Allahtan niyaz ediyoruz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

O ve Ben adlı eserde Abdülhakim Arvasi Hazretleri bu husustaki suali şöyle cevaplıyor:

 

Hazret-i Muaviye'yi soran birine:

«— Sen bir sahabî hakkında ne dersin?»

— (Radiyallahü Anh - Allah ondan razı olsun)derım.

—İste o kadar!

Share this post


Link to post
Share on other sites
devlet yönetimi konusunda hz ömer kadar becerikli değillerdi.fitneleri engelleyemediler

 

Bir büyüğüm, 4 güzide(halife-i raşidün) insanlarla ilgili şu sözü söylemişti ki benim çok hoşuma gitmişti:

 

"Hz. Ali büyük sabra ve hikmete sahipti, Hz.Ali'nin son halife olması büyük ilahi kaderdir, düşünsenize Hz. Osman'ın katilinin sürecinde Hz. Ali çok titiz davranmaya çalışmıştır, ki o zaman Hz. Ömer olsaydı belki hemen katilin katl fermanını verecekti, ümmet daha fazla karışabilirdi fitne daha büyük baş gösterebilirdi. O güzide insanların birbirinden farklı üstünlükleri vardır ama sıraya sokamayız, her olan vakada iyiki başta bu vardı diyebiliyoruz, burası Allah'ın büyük hikmetidir. İlahi kudret üzerine hikmetten daha fazla mantık yürütmemek gerekir." demişti.

 

Hz. Ömer her ne kadar adaletiyle ön plana çıkmış olsa Hz. Ali'nin de davasını; sukunetle, vahdeti korumayı başarmıştır..

 

Allah O'nlardan razı olsun, bizide yanlarında eylesin..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Din-i İslamın en büyük âlimlerinden İbni Hacer-i Mekki hazretleri de buyuruyor ki:

Şüphe yoktur ki, Hazret-i Muaviye Sahabe-i kiramın nesep itibariyle büyüklerindendir. Peygamber efendimize nesep ile ve nikah ile çok yakın ve mahremleridir. Server-i âlem, Onun hilm ve sehasını meth ve sena buyurdu. Onda İslamiyet, sohbet, nesep, nikahla akrabalık şerefleri toplanmıştır ki, bunların her biri, Cennette Resulullahın yanında bulunmaya sebep olan şereflerdir. Bunlara hilm ve ilim ve Halifelik şerefleri de katılınca, kalbinde az bir safa ve sıdkı ve salahı ve imanı ve izanı olan kimse için artık bu hususta fazla anlatmaya lüzum kalmaz. (Sava’ik-ul-muhrika)

Share this post


Link to post
Share on other sites
O ve Ben adlı eserde Abdülhakim Arvasi Hazretleri bu husustaki suali şöyle cevaplıyor:

 

Hazret-i Muaviye'yi soran birine:

«— Sen bir sahabî hakkında ne dersin?»

— (Radiyallahü Anh - Allah ondan razı olsun)derım.

—İste o kadar!

 

Yeterli

Share this post


Link to post
Share on other sites

Allahım muaviyeyi hidayetli kıl ve O'nunla kullarına hidayet ver.(hadisi bilmana)

Ben nacizane şöyle düşünüyorum:

-Hz Muaviye için, kötü söz sarf edip tahkir edenler bilsinler ki,

bu sözleri hazreti Peygamber aleyhisselamı ''basiretsizlikle''itham etmeye eş değer bir yanlıştır...Hatta küfür gibidir.

Zira Hazreti Rasul, O'nu kendisine vahiy katibi yaparak taltif etmiştir.

Hiç liyakat kesb etmeyen biri olsaydı , ben zannetmiyorum ki,

Hz Muaviye böyle bir göreve getirilsin.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sonuca gidilmesi layık görülürse, ki şöyle toparlamak isterim:

 

* Muaviye değil Hz. Muaviyedir.

* Hz. Muaviye münafık/müşrik değildir, günahsızda değildir.

( Suriyede Osmanlı bütün sahabelerin[Hz.Bilal] mübareklerin mezarını türbeye çevirirken, Hz. Muaviyeninkine karışmamıştır, olduğu gibi kalması niyetiyle Allah'a havale edilmiştir)

(Hz. Muaviye olduğu gibi kalması niyetiyledirki hiç bir büyüğümüz Muaviye ismini çocuklarına vermemiştir oysaki Hüseyin Hasan Ali belkide her 20 kişide bir vardır.)

Dışarıda orada burada çevremde çok rastladığım birşeydirki bu tür dini konulara paltır küldür giriliyor hemen fetva veriliyor, ama burada bu konuya paltır küldür girilmemesi hoşuma gitti bunu da belirtmek isterim :D

Share this post


Link to post
Share on other sites

Arkadaşlar yazmış olduğunuz hadislere ve yorumları okudum. Fakat neredeyse hiç birinde kaynak belirtilmediği gördüm. Ama hiç şaşırmadım çünkü kendisi şaibeli bir insanın temize çıkaracak sağlam bir kaynağı olamaz . Bu yüzdende muaviye denilen kişi bırakın Hazretiliği sayın kelimesini bile hak etmiyor. Eğer bu yorumları yapan dostlarım biraz İslam bilginiz var ise Kuran-ı Kerimi de (Türkçe mealini) en az bir sefer okumuşsanız kimlere Hz. Diye hitap edeceğinizi bilirsiniz.

Kurandaki açık ayetlerden biri şöyle der ” Ahzap Suresi 57 : Allah'ı ve resulünü incitenleri Allah dünyada da âhirette de lanetlemiştir. Onlar için, alçaltıcı bir azap da hazırlanmıştır.” Bu ayet ile ilgili siz değerli dostlarıma birkaç da hadis yazayım ve karşılaştırmayı siz yapın sonra.

- " Ali'yi ancak mümin olan sever ve ona ancak münafık olan buğzeder. "[Nesâî

- " Ali'ye düşman olanın düşmanı Allahtır. "[Ramuz]

- " Kim ki Hasan ve Hüseyin'i sever.Gerçekte beni sever.

- " Hasan ve Hüseyin Cennette olan gençlerin seyyididirler.

- " Ali'yi seven, beni sevmiştir. Ona düşmanlık, bana düşmanlıktır. Onu inciten beni " incitmiştir. Beni inciten de Allahı incitmiş olur." [Taberânî]

Arkadaşlar böylesine açık ayet ve hadisler varken neyin tartışmasını yapıyoruz. Bakın size bir secere vereyim belki bu secere bazı şeyleri size daha iyi izah eder. Peygamberimizin dostuna dost düşmanına düşman olmaya tevella teberra denir. Bakalım kimler Ahmed-i Muhtara dost, kimler düşman?

Peygamber Efendimize düşman ve savaş meydanında mübarek dişini kıran kim? Ebu Süfyan.

Hz. Hamzayı şehid ettirip mübarek ciğerini çiğ çiğ yiyen insanlıktan çıkmış İslam düşmanı kim? Hint. (Ebu Süfyanın karısı)

Hz. Ali efendimizle sıffında savaşmaya cüret ederek savaşı kaybedeceğini anlayınca mızrakların ucuna Kuran sayfalarını takarak fitne sokan kim? Muaviye.

Hz. Hasan’ın Muaviye ile yaptığı anlaşmayı bozup; Bu anlaşma ayaklarımın altındadır diyen ve bu süreçten sonra Hz. Hasanı eşine zehirleten kimdir? Muaviye

Hz. Hüseyin’i ve 72 canını Kerbelada susuz şehit ettiren ve Ehl-i Beyt kadınlarını çıplak halde develere bindirim dolaştıran kimdir? Yezit (Muaviye’nin oğlu)

 

 

EDIT: Silindi

 

Şimdi herhalde kime Hz. Diyeceğinizi biraz daha idrak etmişsinizdir. Gördüğünüz gibi bir tarafta Resulullah s.a.v. ve temiz pak olan Ehl-i Beyti diğer tarafta bu soya düşman olan bir aile. Bu aile Hadisi şerife göre Peygamber yakınlarını, Kurana göre Peyganberi dolayısı ile Allahı incitmişlerdir. Allah Peygamberi Ve Ehl-i Beytini incitenlere ve o incitenlere Hazreti diyenlere yardımcı olsun. Vebal çook büyük.

Share this post


Link to post
Share on other sites
O ve Ben adlı eserde Abdülhakim Arvasi Hazretleri bu husustaki suali şöyle cevaplıyor:

 

Hazret-i Muaviye'yi soran birine:

«— Sen bir sahabî hakkında ne dersin?»

— (Radiyallahü Anh - Allah ondan razı olsun)derım.

—İste o kadar!

ben yazacaktım ki kardeşim yazmış...

Allah resulü buyuruyor ki... ashabımın arasındaki işlere karışmayınız.. onların hepsi cennetliktir.. zira onların işlerine karışıpta helak olanlar çok olacaktır.. halbuki ashabım birbirini öldürse bile cennette beraber olacaklardır.. örneğin haz hamzanın katili haz. vahşi sahabe olmuştur ve cennette hamza hazretleri ile arkadaş olmuştur...

 

haz. muaviye büyük sahabelerdendir.. allah resulünün kayın biraderidir... elbetteki alimden zaklim doğabilir.. yezid için bir şey söyleyemem.. ama babası muaviye bin ebu sufyan (r.a) cennetliktir.. allah muaviye hazretlerinin şefaatini eksik etmesin üzerimizden.. hem unutmayalım ki... haz ali nin soyundan da bu dine çok zarar vermiş insanlarda çıkmıştır.. seyyitlerde....

Share this post


Link to post
Share on other sites
Arkadaşlar yazmış olduğunuz hadislere ve yorumları okudum. Fakat neredeyse hiç birinde kaynak belirtilmediği gördüm. Ama hiç şaşırmadım çünkü kendisi şaibeli bir insanın temize çıkaracak sağlam bir kaynağı olamaz . Bu yüzdende muaviye denilen kişi bırakın Hazretiliği sayın kelimesini bile hak etmiyor. Eğer bu yorumları yapan dostlarım biraz İslam bilginiz var ise Kuran-ı Kerimi de (Türkçe mealini) en az bir sefer okumuşsanız kimlere Hz. Diye hitap edeceğinizi bilirsiniz.

Kurandaki açık ayetlerden biri şöyle der ? Ahzap Suresi 57 : Allah'ı ve resulünü incitenleri Allah dünyada da âhirette de lanetlemiştir. Onlar için, alçaltıcı bir azap da hazırlanmıştır.? Bu ayet ile ilgili siz değerli dostlarıma birkaç da hadis yazayım ve karşılaştırmayı siz yapın sonra.

- " Ali'yi ancak mümin olan sever ve ona ancak münafık olan buğzeder. "[Nesâî

- " Ali'ye düşman olanın düşmanı Allahtır. "[Ramuz]

- " Kim ki Hasan ve Hüseyin'i sever.Gerçekte beni sever.

- " Hasan ve Hüseyin Cennette olan gençlerin seyyididirler.

- " Ali'yi seven, beni sevmiştir. Ona düşmanlık, bana düşmanlıktır. Onu inciten beni " incitmiştir. Beni inciten de Allahı incitmiş olur." [Taberânî]

Arkadaşlar böylesine açık ayet ve hadisler varken neyin tartışmasını yapıyoruz. Bakın size bir secere vereyim belki bu secere bazı şeyleri size daha iyi izah eder. Peygamberimizin dostuna dost düşmanına düşman olmaya tevella teberra denir. Bakalım kimler Ahmed-i Muhtara dost, kimler düşman?

Peygamber Efendimize düşman ve savaş meydanında mübarek dişini kıran kim? Ebu Süfyan.

Hz. Hamzayı şehid ettirip mübarek ciğerini çiğ çiğ yiyen insanlıktan çıkmış İslam düşmanı kim? Hint. (Ebu Süfyanın karısı)

Hz. Ali efendimizle sıffında savaşmaya cüret ederek savaşı kaybedeceğini anlayınca mızrakların ucuna Kuran sayfalarını takarak fitne sokan kim? Muaviye.

Hz. Hasan?ın Muaviye ile yaptığı anlaşmayı bozup; Bu anlaşma ayaklarımın altındadır diyen ve bu süreçten sonra Hz. Hasanı eşine zehirleten kimdir? Muaviye

Hz. Hüseyin?i ve 72 canını Kerbelada susuz şehit ettiren ve Ehl-i Beyt kadınlarını çıplak halde develere bindirim dolaştıran kimdir? Yezit (Muaviye?nin oğlu)

 

 

PEYGAMBERİN SOYU PEYGAMBERİN ve SOYU?NUN DÜŞMANLARI

 

Hz. Muhammed s.a.v. (Peygamber) Ebu Süfyan (münafık), Muaviyenin babası)

 

Hz. Hamza (r.a.) (Resulun amcası) Hint (münafık), Muaviyenin annesi)

 

Hz. Ali (k.v.) (Resulun damadı ve amcaoğlu) Muaviye ( ? ), Yezit?in babası)

 

Hz. Hasan (r.a.) (Resul-u Erkemin torunu) Muaviye ( ? ) , Yezit?in babası)

 

Hz. Hüseyin (r.a.) (Resul-u Erkemin torunu) Yezit ( Lanetullah, Muaviyenin oğlu

 

Şimdi herhalde kime Hz. Diyeceğinizi biraz daha idrak etmişsinizdir. Gördüğünüz gibi bir tarafta Resulullah s.a.v. ve temiz pak olan Ehl-i Beyti diğer tarafta bu soya düşman olan bir aile. Bu aile Hadisi şerife göre Peygamber yakınlarını, Kurana göre Peyganberi dolayısı ile Allahı incitmişlerdir. Allah Peygamberi Ve Ehl-i Beytini incitenlere ve o incitenlere Hazreti diyenlere yardımcı olsun. Vebal çook büyük.

 

Bu yazılanları Hüccetü'l İslam İmam-ı Gazali Hazretleri okusaydı boynunda balta hissederdin. Fetvası var. Bu konular da konuşmayı halka yasak etti ve Alimler ve Evliyaullah da çok temkinli. Cahil cühelaya kalmış iş yok anlayacağın. Bu ifadelerle Ehl-i Sünnet Vel Cemaat dışına çıktığın için Allah seni affetsin. Vebal çook büyük.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Peygamber buyruğu:

''- Ben her günaha şefaat ederim; ille Sahabilerime dil uzatana etmem!''

 

Bu fermandan tüyler ürpertici bir hikmet tütüyor. Allah'ın Resulü günah tayininde bulunmaksızın hepsini birden içine alan ''her'' tabirini kullandıklarına ve hiçbir günah şeklini nazardan uzak tutmuş olamayacaklarına göre, bu Hadisleriyle, ''Sahabi nedir ve ne demektir?'' sualini önceden cevaplandırmış oluyorlar...

(Doğru Yolun Sapık Kolları sayfa: 54)

 

Hz. Muaviye Sahabi'dir ve Peygamberimizin hadisi gayet açıktır. O'na laf söylemek bize hiçbirşey kazandırmayacağı gibi çok şeyler kaybettirir...

 

Saygılar...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Guest
This topic is now closed to further replies.
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...