Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
BaLaBaN

Kan Bağışı

Recommended Posts

evet yazdıklarınızı teyit ettim fakat sadece kişinin kendine zarar verme hakkının olmadığını ve kendini tehlikeye atıcak bağışta bulunmaması gerektiğiydi. Aynı zamanda düşüncenizi çürütmeye çlışmadım ve öyle bi niyetimde yok , olmadıda. Bende sizin gibi (size göre akside olsa ) kendi düşüncelerimi beyan ediyorum.

Kan mevzusunda dediklerimde yeterli tedbir alınmaması hakkında söylediklerinizdi. Bilmiyorum hiç kan merkezine gittinizmi ama şöyle düşünüyorum yazdıklarınızdan.; Herhalde her gelenden kan alınıyo sanıyosunuz. Fakat bu doğru değil. Alkol, hepatit, AIDS, tatanoz, frengi ve daha bilmediğim bi çok test yapılıyo. Bunu test kağıdını eline aldığınızdada kendinizde görebilirsiniz. Tamam hiç bir zaman yeterli olmaz sonuçta insan hayatı söz konusu ama dediğim gibi gerekli olanlar yapılıyo. Biton test yapılsada ozaman millet derki kan fiyatları uçtu millet nasıl kan ihtiyacını karşılicak. Efendim sonuçta yapılan her testin bi maliyeti bi bedeli vardır, kullanılan antidoksanlar, katalizörler vardır. Evet biliyorum insan sağlığı daha önemlidir ama. Herbi haltın testini yapmaya kalkarsak zaten adam ölmüş olur biggrin.gif

 

 

Düşüncelerimizi çürütmeye çalışabilirsiniz efendim. Bunda herhangi bir art-niyet aramam, su-i zanna kapılmam, bilakis bundan memnuniyet duyarım. Biz, fikirlerimizin dokunulmaz olduğunun müddeisi değiliz. Benim dikkatleri celbettiğim nokta; fikirlerimizin doğru olduğunu teyit etmenize rağmen -ısrarla söylüyorum- noksanlıklarımızı su yüzüne çıkarma isteğinizdi. Kendi düşüncelerinizi beyan etmenizde benim açımdan herhangi bir mahsur olmadığı gibi sizin kendi fikirlerinizi beyan etmemenizi de beklemem. Oraya kendi mahlasınız ile ileti yazdığınıza göre kendi fikirlerinizi beyan ediyorsunuz demektir. Bir tartışmada kişi muhatabına kendi fikirleri ile karşı çıktığı gibi, bir açık oturumda da kişi kendi fikirlerini beyan eder, beyan edebilir. Bizim aksini iddia ettiğimizi, fikirlerimizi çürütme hitabımıza isnat ederek çıkardıysanız yanıldınız. Beni muhatap alarak, bana hitaben cevap yazmadığınızı iddia ederek, sizin kendi fikirlerinizi, kendi düşüncelerinizi beyan ettiğinizin aksini iddia ettiğimizi düşündüyseniz gene yanıldınız. Zira, ilk paragrafınızın ilk cümlesi direkt şahsıma hitaben yazılmış, şahsımı alakadar edecek bir iletinin nişanıdır.

 

 

Kan mevzusunu nasıl bu kadar büyüttüğünüzü anlamış değilim. Biz sadece tavsiye niteliğinden bir kaç kelam eyledik bu hususta. Bazı menfi hallerin doğabileceğini farzederek, fikir ve davranış hassasiyeti çerçevesinde görüş beyan ettik. Hiç kan merkezine gitmedim yalan yok. "AAA bak işte kan merkezine gitmediğin için tüm bunları bilmiyosun" diyip, dalga geçebilirsin. Fakat öyle zannediyorum ki; sigara içen birinin ya da haram yiyen birinin kanını da almamazlık yapmıyorlardır. Siz ise olur-olmaz, alakalı-alakasız bir yığın örnek ile fikir kirliliği yapmaktan geri durmamışsınız. Neyse bu bahsi daha fazla uzatmayalım... Kan vermek, sağlıklı bir insana sağlık kattığı için faydalıdır ve dinimizce de uygun görülmüştür. Fakat kan dışında , ifrazatlar hariç, verilecek organ,doku vs. nin vericiye zararı olduğu aşikardır.

 

 

Bir yanlış anlaşılma olmuş sanıyorum. Çünkü kimse kimseyi kadavra kabul ederek, Adama ölmüş muamelesi yapıp organlarını çalıp gitmiyo biggrin.gif . Adı üstünde " Bağış" ( duruma göre nakil de diebiliriz tabi ).Adam gelir nakil yapmak ister yapar sonrada gider. Alan mutlu veren mutlu, sonuç hasta yaşıyo- The End ( mutlu son hesabı)

Walla kardeşim ben orda sizin dediklerinizi tastik etmiştim. Şaşırtıcı gelmesi beni şaşırttı biggrin.gif. Dediğim, veyahut demek istediğim şu idi. Kalbe ihtiyacı olan bir hastaya, zaten ölmüş olan bir hastadan kalp nakli yapılır. Adam canlı halde kalbi alınamaz zaten bunu demeniz bile acayip geldi doğrusu. Ayrıca herkes gibi bende biliyorum merak etmeyin bir insanın kalpsiz, karaciğersiz .. yaşayamiyacağını ama bilgilendirdiğiniz için sağolun smile.gif

 

Bir yanlış anlaşılma olmadığını sanıyorum. Kelimesi tam olarak bu; canlının kesilip organlarının zorla gasp edilmesi... Tıp,yeni bir ölüm türü ortaya atıp (beyin ölümü-ne demekse-), ne şart altında olursa olsun, kalbi çalışan,nefes alan birini, yani yaşama, ruh ile bedenin birbirinden ayrılmadığına dair her türlü emareye sahip insanı ölü farzederek, üzülerek söylüyorum, cinayete izin vermektedir. Tıbbın beyin ölümü dediği durumda arıza hasıl olmuş organların fonksiyonları hariç, diğer fonksiyonlar yerine getirilmektedir. Bu haldeki hastaların ölü kabul edilerek işleyen organlarının farklı hastalara nakil edilmesi işlemidir organ nakli. Nakil sırasında beyin ölümü? gerçekleşmiş hastanın yaşam destek ünitesine bağlı olarak nakil edilecek organları çalışır vaziyette iken alınır. Mesela kalp çalışır vaziyette iken yani hasta ölmemiş iken alınır. Kalp gibi diğer organlarda işlevlerini yerine getirir bir vaziyetteyken nakledilir. Ölü bir bünyeden kalp veya başka bir organın nakledilmesi zaten mümkün değildir. Zira, ait olduğu bünyede fonksiyonunu yerine getiremeyen bir organ, farklı bir bünyede nasıl olur da fonksiyonunu yerine getirir hale dönüşür bilinmez. Bu, muhal bir hadisedir. O halde, kalp naklinin ölü bir bünyeden yapıldığını iddia edemeyiz. Bu durum diğer organlar için de geçerlidir. Kalp naklinin mevtalardan yapıldığını düşünürsek ortada kalp nakli için sıra bekleyen hiç kimse olmaması gerekirdi. Kalp nakli için sıra beklenmeyeceği gibi diğer organlar için de sıra beklenmezdi. Bir sakatat furyası alır başını giderdi. Organ ticareti diye bir kelime de dudaklarda hiç yer etmezdi.

 

Bağış... Bağış yapmak için önce bir şeyin sahibi olmak gerekir, öyle mi! Sahibi olunmayan birşeyin bağışı da olmaz. Hangi organ, hangi doku kişinin tasarrufu altındadır ki kişi sağlığını tehlikeye atmak pahasına bu organ ya da dokulardan vazgeçebilsin...! Mesela siz kendi kolunuzu benim kolumdur diyerek kesebilir misiniz? Kesebilirsiniz tabi fakat bunun bir mesuliyeti bir cezası vardır. Cezayı gözardı edebiliyorsanız suçu işleyiniz. (The happy end-No problem) Ölmemiş bir insanın ya da ölmemiş bedeninizin kesilip, biçilmesine razı olacaksınız sonra bunun ismine de bağış diyeceksiniz, mutlu son diyeceksiniz, öyle mi! Kimsenin bu bağışı yapmaya hakkı olmadığı gibi kimsenin bu bağışı kabul etmeye de hakkı yoktur, kusura bakmayın. Emanet üzerinde tasarruf emanetçinin mesuliyeti değildir. Hıyanet ne büyük ahlaksızlıktır..! Hazret-i Aişe (r.a.) vâlidemizden rivayet edildiğine göre efendimiz: ?Ölünün kemiğini kırmak, onu diri iken kırmak gibidir.? (Ebu Davut 3207, İbn-i Mace 1616) buyurmuştur. Ölüye yapılamayacak olanı diriye yapmak hangi izanın mahsülüdür Allah aşkına.

 

Walla kardeşim benim söylediğim birşey değil bu . Böbrek nakli konusunda söylediğim lise kitaplarında bile geçen bir konudur. Konu hakkında okadar fazla bilgi sahibi olmanıza gerek yok. Normal bir insan bir böbreğinin %80 ila %90 arası bir yüzdelikte kullanır. He şu mevzu var fazladan bir organla yaratılmış olabilceğini düşünmüyorsunuz. Güzel bi nokta fakat birazcık araştırırsanız vücudumuzda 2 tane ölü damar olduğunu ve bunlardan doğumumuzdan ölümümüze kadar hiçbir zaman kan geçmeyecğini bilirsiniz. Şimdi bunlarada inanmıyorum diemezsiniz .

peki bu damarlar nasıl kullanılıyor ; Kolu sıkışıp, ezilip, kopup,.... ( die uzatabiliriz) damarı işlemez olan hastanın gerekli damar yerine ameliyat ortamında nakil yapılır. ALLAH ın kudreti nekadar büyükki çoğu kişinin fazlalık olarak gördüğü bir parçamızı böyle yararlı hale getiriyo. Aynı dediğiniz gibi 2. böbreğimiz. Kimse kimseye 2. böbreğimizin fazlalık olduğunu söylemedi efendim. Aynı dediğinizi yazıyorum "insan bünyesinde hiçbir organ, hiçbir doku, hiçbir hücre yoktur ki gereksiz olsun, kişiye fayda sağlamasın" burda çok haklısınız. hatta bir yarar sağlama örneği veriyim " ihtiyacı olan birisine nakil " smile.gif . He diyebilirsiniz kendime bi yararı yokmu olamazmı. Olur tabi efendim; adam kaza geçirir tek böbreğini kaybeder ama diğer böbreği babalar gibi işini görür. Buda bi yarardır. Adam alkoliktir ,hergece kafası bingüzel dolaşır .Bu yüzden adam tek böbreğini kaybeder diğer böbreği iş görür ( gerçi böyle adama 100 böbrekte az gelir ama o ayrı bi mevzu smile.gif )

------

 

 

Beni, bir insanın bir böbreğinin kaçta kaçını kullandığı ilgilendirmiyor bu mevzuda. Beni asıl ilgilendiren bir böbreğini veren kişinin yaşamına, böbreğini vermeden önceki gibi devam edip edemediğidir. Tek böbrek ile yaşamanın büyük külfetleri olduğuna göre, sağlıklı bir insanın başka bir insana böbreğini vermesi tartışılır bir konudur. Yine mevzular içiçe girdi, yine ziyanı yok...( sağlıklı bir insanın organ vermesinden bahsetmediğimiz için mevzuları karıştırdık diyorum ikide bir de) Siz bir insanın, bir böbreğinin bilmem kaçta kaçını kullandığını diğerini ise hiç kullanmadığını söylediniz. Ardından tek böbreği vermekte herhangi bir sakınca olmadığını belirttiniz. Ne demek oluyor bu? Yani bir insan bir böbreğini hiç kullanmıyor, hatta diğerinin de yüzde 10 unu kullanmıyor dolayısı ile ortalama bir insan bir tam bir bölü 10 böbreğini verebilir. Verebilir demeniz ( ilk mesajınızda) gereksiz gördüğünüzün alametidir efendim, kusura bakmayın. Bu mesajınızda her ne kadar sağlıklı bir kişinin kendini tehlikeye sokacak bir bağışta bulunmaması gerektiğini söyleseniz de bir önceki mesajınızda tek böbreğin verilmesini uygun görmüştünüz. Hatta bundan hiçbir maraz doğmayacağını iddia etmiştiniz.Bir organın çalışmadığı, çalışmayacağı anlamına gelmez elbet. Alkolik, kaza, kafası güzel vs. kısımları geçiyorum ...

 

Sonuç olarak; çıkmamış candan ümit kesilmez diyorum. Beyin ölümü gerçekleştikten sonra hayata dönen birçok insan vardır. Organ nakli hususunda ,nihai olarak, "almam da- vermem de" demek geliyor içimden ama "bekara karı boşamak kolay olur" nidalarını duyar gibi oluyorum. Neyse ben yine diyeyim.. Çünkü, Allah-üTeala kulunu sabredemeyeceği ile imtihan etmez. Allah hepimize sağlık versin, kemal-i afiyet versin. (amin)

 

 

 

NOT:

 

( bu arada organ naklinin mevcut şartlarını kim nasıl belirledi oda ilgimi çekti. Yani kim dedi acaba sadece ölülerden ve hayvanlardan yapılabilir die onu merak ettim )

 

Organ naklinin mevcut yapılma şartlarını ben belirlemedim vallaha billaha. Tıp belirlemiş olabilir bunu. Sadece hayvanlardan ve ölülerden nakil yapılır gibi bişey de demedim. Ben sadece nakil hususunda söylediklerimin ölüleri ve hayvanları kapsamadığını söyledim. Beyin ölümü dedikleri hale geçmiş kişilerden yapılan nakillere yönelik olduğunu belirtmek içindi o not. İnanmayan tıklayabilir.

 

Birinci cümleniz ile ikinci cümleniz arasında ne gibi bir (korelasyon) var ben de onu merak ettim.

Share this post


Link to post
Share on other sites

efendim tekrar diyorum ben kimsenin dediğini çürütme ,dalga geçme fln filan taraftarı değilim. ama dediklerimin hala anlaşıldığını, anlaşılabildiğini, veyahut anlatabildiğimi görmüş değilim. He böbreğin kullanılması durumuna gelince haklısınız anlatım bozukluğu yapmışım ama cvp vermeden önce bir lise 2 (en iyisi direk sağlık ansiklopedisi) açıp baksaydınız nedemek istediğimi anlardınız. Tabiki tekini kullanmamazlık etmiyor bir böbreğinin bilmem kaçta kaçı diğer böbreğinin bilmem kaçta kaçını kullanıyo. Bunu tek böbreğe indekslediğimizde %80 ile %90 arası bir rakam ortaya çıkıyo.

 

(biönceki msjımdaki gibi alıntı yapıp cevapları yazamicam kusura bakmayın. )

 

Efendim kimse size siz belirlediniz demedi.Dediklerinizi özetlicek olursam şunu dediniz; "organ nakli yapılacak kişi kadavra gibi görülüyo. organ nakli olması için yapılacak kişinin ölü olması lazım". Ben bunu anladım bilmiyorum bunlarımı anlattınız, yada benmi yanlış anladım. Ama tebrik etmeliyim Konuyu alakası olma ihtimali düşük olan yerlere çekme kabiliyetiniz takdir edilebilcek şekilde.

 

Konuyu dahada uzatmanın bir yararı olabilceğini sanmıyorum çünkü; ne siz benim nede ben sizin dediklerinizi tam anlayamıyorum, yada öyle görünüyor. Ben nedesem boş,siz nedeseniz boş. Umarım birgün site buluşmasında konuşma imkanımız olur. Yüzyüze daha iyi fikir paylaşabilceğimiz kanaatindeyim.

 

( Bu arada murid kardeşim kesinlikle bir yanlış anlaşılma olmuş ben kimse ile dalga geçme taraftarı değilim. Uslubum böyle . eğer dışardan bakıldığında öyle görülüyorsa , lütfen özürlerimi kabul edin.)

Share this post


Link to post
Share on other sites
efendim tekrar diyorum ben kimsenin dediğini çürütme ,dalga geçme fln filan taraftarı değilim. ama dediklerimin hala anlaşıldığını, anlaşılabildiğini, veyahut anlatabildiğimi görmüş değilim. He böbreğin kullanılması durumuna gelince haklısınız anlatım bozukluğu yapmışım ama cvp vermeden önce bir lise 2 (en iyisi direk sağlık ansiklopedisi) açıp baksaydınız nedemek istediğimi anlardınız. Tabiki tekini kullanmamazlık etmiyor bir böbreğinin bilmem kaçta kaçı diğer böbreğinin bilmem kaçta kaçını kullanıyo. Bunu tek böbreğe indekslediğimizde %80 ile %90 arası bir rakam ortaya çıkıyo.

 

(biönceki msjımdaki gibi alıntı yapıp cevapları yazamicam kusura bakmayın. )

 

Efendim kimse size siz belirlediniz demedi.Dediklerinizi özetlicek olursam şunu dediniz; "organ nakli yapılacak kişi kadavra gibi görülüyo. organ nakli olması için yapılacak kişinin ölü olması lazım". Ben bunu anladım bilmiyorum bunlarımı anlattınız, yada benmi yanlış anladım. Ama tebrik etmeliyim Konuyu alakası olma ihtimali düşük olan yerlere çekme kabiliyetiniz takdir edilebilcek şekilde.

 

Konuyu dahada uzatmanın bir yararı olabilceğini sanmıyorum çünkü; ne siz benim nede ben sizin dediklerinizi tam anlayamıyorum, yada öyle görünüyor. Ben nedesem boş,siz nedeseniz boş. Umarım birgün site buluşmasında konuşma imkanımız olur. Yüzyüze daha iyi fikir paylaşabilceğimiz kanaatindeyim.

 

( Bu arada murid kardeşim kesinlikle bir yanlış anlaşılma olmuş ben kimse ile dalga geçme taraftarı değilim. Uslubum böyle . eğer dışardan bakıldığında öyle görülüyorsa , lütfen özürlerimi kabul edin.)

 

 

 

Yazılarınızın bazı kısımları anlaşılmamaya gayet müsait olsa da biz, yazılanları anlamakta güçlük çekmiyoruz efendim, müsterih olunuz. Fakat siz, yazdıklarınız ile anlatmak istediklerinizi örtüştürmekte sıkıntı çekiyorsanız, bir zahmet, çuvaldızı kendinize batırınız, daha itinalı olunuz . Kimse sizin yazdıklarınız ile düşündüklerinizin farklı olduğunu, anlatım bozukluğu yaptığınızı, bir virgül atladığınızı, kısaltma yapma amacını güderek bir bütünü parçaladığınızı ve ortaya bütünden ilgisiz bir parça çıkardığınızı bilemez tabii olarak. Zahire göre yorum yaptık diye suçu bizde aramayınız.

 

 

Efendim, anlatmak istediğinizi yanlış anlattığınızı itiraf ederek bir nebze erdem alameti gösterseniz de cümlenizin devamındaki lise2 kitabı/sağlık ansiklopedisi açma meselesini hangi gaye uğruna, neyi izah etmek için ortaya attığınızı bilmek istiyoruz. Şu durumda hatalı biz mi oluyoruz? Evvela, siz anlatmak istediklerinizi güzelce bir anlatın yahut bilmem ne ansiklopedisinin bilmem kaçıncı sayfası benim fikirlerimden müteşekkildir, oraya bakarak bana cevap verebilirsiniz diyin biz de ona göre konumumuzu belirleyelim. Sizin anlatım bozukluğu yaptığınızı iddia ve itiraf ederek yanlış anlattıklarınızı anlamak için sağlık ansiklopedileri tarayacak, lise kitaplarından veri toplayacaksak işimiz hayli uzun sürer. Aramızdaki münakaşaya ansiklopedileri dahil etmeyin ki kitaplarla ters düştüğümüz mütaalası diğer üyelerin dimağlarında yer etmesin. :unsure:

 

Böbrek nakli hususunda ilk ve ikinci mesajınızda söyledikleriniz yenilir yutulur cinsten olmadığı gibi bu cümlelerde herhangi bir anlatım bozukluğu nişanesine rastlamak da mümkün değildir. Zira, bu mesajlarınızda ,alenen, bir insanın bir böbreğini bile tam kapasinde kullanmadığından, çalışmayan böbreğin başkalarına verilmesinin yerindeliğinden dem vurdunuz. (Aynı sayfanın linkini verme işini kendi şahsımıza zûl addettiğimiz için bu işe kalkışmamayı uygun buluyoruz. Zira her şey ayan beyan ortadadır) Bizim bu hususa dair söylediklerimiz, sizin bu hatalı tasavvurlarınıza binaendir. Yoksa, siz baştan son mesajınızda söylediklerinizi dile getirseydiniz ya da ikinci mesajınızda olduğu gibi kişinin kendisini tehlikeye atma hakkının olmadığını belirtseydiniz mesele zaten uzamayacaktı. Sizin gereksiz ısrarlarınız neticesinde mesele buralara kadar sürüklenmiş ve yersiz konular mevzumuza müdahil olmuştur.

 

Bir önceki mesajınızda olduğu gibi alıntı yapıp cevapları yazamayacak oluşunuz bizleri ne kadar da müteessir kılmıştır. Bu teessür ile derin ruh bunalımlarına, ciddi fiziki marazlara müptela olmamak, müstevi zemine yukardan bırakılan metal bir paranın amudi gelme ihtimali kadar zordur.

 

Mevcut organ nakli yapılma şartlarını benim belirlediğimi ,daha aleni tabir ile, benim uydurduğumu, bu hususa dair işkembeden fetva verdiğimi, aparırken yarım-yamalak hale getirdiğim bilgilerle mesnetsiz ve temelsiz binalar hasıl ettiğimi, balık avcılarının ağ sallaması gibi "Vira Bismillah" deyip salladığımı ima yoluyla anlatmaya çabalayacaksınız, sonra da "yok efendim sizin öyle dediğinizi söyleyen mi oldu, yok efendim size öyle diyen mi var, yok efendim size böyle diyen mi var, şöyle diyen mi var?" gibi birtakım absürt cümlelerle paçanızı sıyırmaya kalkacaksınız, kaçacak delik arayacaksınız öyle mi! Öyle yağma yok efendim, hiç davranmayın. Madem bizim mevcut şartlardan bahsederken "havada uçan keklikler, ya köre ya topala" kabilinden hareket ettiğimizi iddia etmediniz, asıl amacınız neydi? Bu konular hakkında bilgi edinmek isteyen gider lise2 sağlık kitabına yahut bilmem ne ansiklopedisine başını vurur merakını tatmin eder arkadaş! Kitaplar fos mu çıktı, o zaman da bir tık mesafesindeki google amcaya danışırsın olur-biter.

 

Dediklerimizi özetlemeye ne hacet... İsteyen gitsin yukarıdan okusun yazdıklarımızı. Hele siz hiç kalkışmayın o işe diyecektim ki kalkışmışsınız bile. Yine yarım yamalak, yine eğri- büğrü.... Bunları da görünce bana kastınız olduğu telakkisi zihnimi büsbütün işgal eder oldu. Ya hu o kadar da açık yazıyorum, o kadar da anlaşılır yazmaya ihtimam gösteriyorum fakat netice hep menfi, hep menfi. Şu saatten sonra bu bahis hakkında daha fazla malümat vermekten imtina ediyorum. Ben aynı şeyleri söylemekten sıkıldım, siz aynı şeyleri görmenize rağmen anlama cihetinden en ufak bir çaba sarfiyatında bulunmamaktan sıkılmadınız. Bütün yazdıklarımdan çıkara çıkara bir-buçuk yanlış cümleyi nasıl oldu da çıkardınız hayret doğrusu. Tüylerim diken diken oldu.... -Şerafettinnnn! Tansiyon ilacımı getir bana derhal! Aparın meni murdan hatta. Üşür gibi oluyorum çocuk...!!!( Sarı Zeybek'ten) :)

 

Sizin, deryalarda fırtınalarla boğuşan gemiler gibi alakasız meseleler arasında bir o yana, bir bu yana yattığınızı sonra da elinizde hiçbir şey kalmadığını görünce üzülüyorum, itiraf edeyim. Şu vakitten sonra size sadece bir tavsiyede bulunabilirim:Söylediklerimi esas minvallerinde idrak etmek için bir enstitü kurun ya da kurdurun yoksa bu iş olmayacak. Bir de sıkılmadan bizim, mevzuları "konuyla alakası olma ihtimali düşük olan" yerlere çekme maharetimizden bahsetmişsiniz. Bunlardan bahsedebilmek için evvela, konuların farkında olmak gerekir, kendi yazdıklarınızın ve bizim yazdıklarımızın hangi manaları haiz olduklarının bilincinde olmak gerekir. Mesnetsiz, kuru kuruya itham hiçbir işe yaramaz, mazallah, adamın boğazına dizilir. Karın doyurayım derken candan olmak büyük talihsizliktir. Ava çıkarken eldekinden olmak da ...

 

Konuyu daha fazla uzatmama isteğinizi anlıyorum. Ben de sizin yerinizde olsam konuyu uzatmaz, bir an evvel sıyrılmak isterdim bu iğneli fıçıdan. Yazacak bişey kalmayınca, eldeki tüm kozlar ya da koz zannedilenler avuçtan bir bir kayınca yapılacak en doğru hamle meseleden affını istemek olacaktır. Ben sizin söylediklerinizi anlamakta sıkıntı çekmiyorum her ne kadar onlar anlaşılmamak için yazılmış olsalar da ama siz benim söylediklerimi anlamakta zaaf gösterdiniz. Bunun misalleri yukardaki mesajlarınızdadır. Sizin söyledikleriniz boş olsa da biz söylediklerimizin boş olduğunu düşünmüyoruz. Kendi yazdıklarınıza ya da kendinize kara çalarken beni da arada kaynatmaktan büyük keyif aldığınızı zannediyorum. Baksanıza, bütün menfi hallere müşterek etmişsiniz şahsımızı. Ben sizi anlıyorum, benim yazdıklarım boş da değil... Müşterek olduğumuz bir husus var ise o da kendi hakkınızda dile getirdiğiniz olumsuz fikirlerdir.

 

Site buluşmasında yüzyüze konuşma imkan ve şerefine nail olmak temennisi ile yazımı noktalarken zaaf gösterdiğiniz mevzuları iç etmenizin, bu mevzulara bir amele kalfası edası ile sünger çekmenizin ve son mesajıma dair hiçbir (reaksiyon) gösterememenizin gözlerimizden kaçmadığını belirtmek isterim. :D

 

Not: Sizin bizle dalga geçmeye çalıştığınızı hiçbir mesajımızda iddia etmedik. O cümle ,kendi çapınızda da olsa, dalga geçmeye teşebbüs etmemeniz gerektiğini ve edemeyeceğinizi belirtmek için söylenmişti. Dışarıdan bakıldığında istihzalı bir tavrınızı sezmedik. Özüre lüzum yok. Münakaşalar her daim olur, yeter ki taraflar art-niyetli olmasınlar. Bilvesile, tamamı ile hüsn-ü niyet içerisinde meseleye eğildiğimi belirtmek isterim. Ufak-tefek şakalaşmalar, laf oyunları münakaşaların tadı olsun, tuzu olsun, biberi olsun...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...