Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
gardenya

İslâmî Halk Eğitimi

Recommended Posts

İslâmî Halk Eğitimi

Mehmet Şevket Eygi

 

12.05.2006

 

 

SORU: Bazı konuları köşenizde niçin yazmıyorsunuz?

CEVAP: Günlük aktüel siyasî konulardan ziyade sosyal ve kültürel konularda yazı yazıyorum. Bazen gazeteye on-onbeş yazıyı birden gönderdiğim oluyor. Bunların hepsi yeni yazılmış fıkralardır (köşe yazılarıdır), eski yazılarımı tekrar bastırmayı sevmem. Günlük, aktüel konular genellikle saman alevi, sabun köpüğü gibidir. Vakit geçince yavanlaşırlar. Önemli sosyal ve kültürel konular ise eskimez. On sene, yirmi sene sonra okunsa yine faydası olur, ilgi uyandırır.

SORU: Sizce İktidar olmak mı önemlidir, muhalefet yapmak mı?

CEVAP: Muhalefet iktidardan daha önemlidir. Bir ülkede iyi, güçlü, vasıflı, tesirli (etkili) bir muhalefet yoksa o ülke bozulur, işleri kötüye gider.

SORU: İnsanlara gerçekleri, yararlarına ve zararlarına olan şeyleri anlatmak kolay mıdır?

CEVAP: Çok zordur, hatta muhal (imkânsız, olmaz) denilebilecek kadar güçtür. İdeolojik eğitim, medya, peşin fikirler insanları, kütleleri şartlı refleksli mahluklar haline getirmiştir. En basit bir fikri anlatmak, kabul ettirmek deveye hendek atlatmaktan daha zor bir iştir.

SORU: Bir gerçeği bir kere söylemek ve yazmak yeterli midir?

CEVAP: Kesinlikle değildir. Doğruların durmadan, dinlenmeden (usandırmamak, bıktırmamak şartıyla) tekrarlanması gerekir.

SORU: Bir düşünce, bir kere okunarak anlaşılmış, kavranılmış, kabul edilmiş olur mu?

CEVAP: Olmaz... Zihinlerde, hafızalarda, vicdanlarda sağlam şekilde kökleninceye kadar okunması, okutulması, açıklanması, algılanması gerekir.

SORU: İslâmî kesimde ciddî bir halk eğitimi var mıdır?

CEVAP: Hiç yoktur... Ne ciddî, ne de gayr-ı ciddî...

SORU: Gerçekler insanlara sadece kitap okutmakla anlatılabilir mi?

CEVAP: Anlatılamaz. Mutlaka bir hocadan, bir üstadtan, bir rehberden ders almak gerekir.

SORU: Bir hocadan ders almak yeterli midir?

CEVAP: Değildir. Öğrenci dersini çalışıp belleyecek, imtihan verecek, başarılı olacak ve icazet alacaktır.

SORU: Tek başına faydalı kitaplar okunmasın mı?

CEVAP: Öyle bir şey demedim. Okunsun ama yeterli olmadığı da bilinsin.

SORU:Önemli gerçekleri insanlara yazılı olarak nasıl öğretebiliriz, anlatabiliriz?

CEVAP: Bu konuda büyük, hacimli, okunması ve içindeki bilgilerin öğrenilmesi zor olan kitaplarla değil; küçük broşürler, duvarlara asılacak levhalar, hattâ kartpostal şeklinde cebe girecek küçük matbualar (basılı şeyler) daha faydalıdır. Ancak bu küçük, hacimsiz şeylerin son derece kaliteli bir üslup ile yazılmış olması gerekir.

SORU:Bir örnek verir misiniz?

CEVAP: Meselâ, Müslüman halk yığınlarına beş vakit namazın ve cemaatin önemini anlatmayı, kılmayanları eda etmeye çağırmayı, münferid kılanları camiye çekmeyi istiyorsunuz. Bu konuda son derece cazip, heyecanlandırıcı, harekete geçirici küçük broşürler çıkartılmalı, kartlar bastırılmalı, duvarlara asılacak levhalar hazırlanmalıdır. Bunların baskısı, yekûn olarak birkaç milyon olmalıdır. Hiçbir sürtüşmeye yol açmayacak şekilde güzel ve uygun bir şekilde dağıtılmalıdır. Dine karşı olan, namaz kılınmasını gericilik olan gören bir Beyaz Türk’e böyle bir broşür verilirse kızılca kıyamet kopartacak, laiklik elden gidiyor diye bağıracaktır... Sanırım bu şekilde çalışılırsa tesiri görülür.

SORU:Gerçeklerin insan kafasında ve vicdanında yer etmesi için ezberlenmeleri gerekir mi?

CEVAP: Mutlaka ezberlenmelidir. Aynen metin ve lafız olarak değil, mâna olarak. Kısa cümle ve sloganların lafız olarak ezberlenmesi gerekir. Unutulmaması için de sık sık tekrarlanmalıdır. Yüksek sesle tekrarlanmasında sakınca varsa, içinden tekrarlanır. Onun bir sakıncası yoktur!

SORU: Ülkemizde İslâmî bir halk eğitimi seferberliği nasıl başlatılabilir?

CEVAP: Önce bu konuda niyet olacak. Sonra teşebbüse geçilecek. Yani bilgi ve aksiyon. Bu işi ancak ve ancak çok yüksek kültüre ve yine çok yüksek ahlâka sahip olan, son derece azimli, maharetli, becerikli insanlar yapabilir. Bu gibi hizmetler heveskârların, ucuzcuların işi değildir.

SORU:Bu hizmet ticaretle birlikte yürütülebilir mi?

CEVAP:Hizmetleri gerçekleştirmek için ticarî müesseseler kurulabilir ama ana gayenin kesinlikle ticaret olmaması gerekir. Niyet ticaretse istenilen hizmet gerçekleşmez.

SORU:Tepkisiz bir toplum nasıl tepkili bir hale getirilebilir?

CEVAP: Önce bir vak’a anlatmak istiyorum: Kutlu Doğum Haftasında bir belediye bazı hizmetler ve faaliyetler yapmış, iki günlük gazete bunu tenkit etmiş, laikliğe aykırıdır demiş. Dünyanın her yerinden belediyeye protesto e-mailleri gelmiş. İslâmî kesimden sadece bir tane destek yazısı (o da bir sendikadan) gelmiş... Bu anlattığım hadise Türkiye Müslümanlarının tepkisiz olduğunu, iyiliği desteklemek, kötülüğü kösteklemek hususunda son derece pasif olduğunu gösteriyor. Tepkili olunsaydı, olumsuz ve haksız yayın yapan gazetelere binlerce, onbinlerce e-mail gönderilmesi, belediyenin de on binlerce mail ile desteklenmesi gerekirdi. Bir toplumun tepkili olması için onun yazılı toplum olması gerekir. Şifahî toplumlar tepkisizdir, güçsüzdür, haklarını arayamaz, mârufu emr edemez, münkerden alıkoyamaz.

SORU: Bu konuda siz de karınca kaderince bir hizmet etmeyi düşünmüyor musunuz?

CEVAP:Herhangi bir iddiaya sahip olmaksızın, ben şöyle yaparım, böyle ederim demeksizin nâçizane hizmet etmeyi elbette isterim. Ancak bu gibi hizmetler, küçük de olsa imkan istiyor. Benim sekreterim, kâtibim yoktur, çalışacak bürom yoktur. İki veya üç odalı bir büro, üç eleman, onların maaşları, sigorta ve vergileri, kiralar, işletme masrafları, büro donanımı, bilgisayarlar, basılacak şeyler için matbaa, kağıt, dağıtım giderleri... Bütün bunlar bir bütçe ile olur. Bendenizde bunlar yoktur. En iyisi bu gibi hizmetleri, çok zengin olan birtakım Müslüman cemaatlerin, büyüklerin, kodamanların yapmasıdır.

SORU: Bu gibi hizmetleri cemaat taassubu ve huliganlığı ile başarmak mümkün müdür?

CEVAP: Mümkün değildir. Cemaat taassubuna sahip olan, bazı din-başları “erbab” haline getirenler boşuna heveslenmesinler. Futbol kulübü tutar gibi bir cemaati tutacak, onun başındaki zatı putlaştıracak, kainatın mihveri sanacak ve sonra İslâmî halk eğitimi yapacak... Olmaz!..

 

(Milligazete)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...