Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
adles

Ali Nihat Tarlan

Recommended Posts

SİZ DE Mİ?

 

BİR TALEBEME, dedim, bir gün söz arasında:

 

“Peki yavrum, inşallah!”

 

Hafif gülümsedi, hayretle dedi bana:

 

“Siz de inanırsınız demek, hocam, Allah’a.”

 

Ben de gülerek dedim:

 

“Yanlış sordun sanırım;

 

Şöyle sormalı idin:

 

İnanır mısınız siz bir şey’e O’ndan başka?

 

Hayır, yavrum, inanmam.

 

Ne bana inanırım, ne sana inanırım.

 

Ne de bu kâinata.

 

İnanırım çünkü, ben o bir olan Allah’a.”

 

Birden şaşırdı, sordu:

 

“Peki nerede O amma?”

 

“Gözünün önündeki PERDENİN arkasında.”

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

 

Ali Nihat Tarlan, uzun bir süre Üstad'la aynı dergide kalem oynatmış kişilerdendir. Özellikle edebiyat tarihi ile ilgili araştırmalarıyla dikkat çeken bir şahıstır ve Büyük Doğu'ların farklı devirlerinde dergi kadrosunda kendisine yer bulmuştur. Gençliğinde masonluğa kaydolmuş,, ismi Büyük Doğu'nun yayınladığı "Ünlü Masonlar" listesinde yer almış, fakat listenin yer verildiği yazıda kendisinin, bu teşkilata, teşkilatın içyüzünü bilmeksizin uzun bir süre önce girdiği ve faliyetleri takip etmediği hususlarında beyanat verdiği de not düşülmüştür. O da, tıpkı Gazi Osman Paşa gibi teşkilatın asıl amacını bilmeyen masum bir mensubuydu.

 

Ali Nihat Tarlan; divan edebiyatının dışlandığı, Osmanlı kültür mirasına dair ne varsa yeni bir dil ve kültür oluşturmak sevdası uğrunda katledildiği bir dönemde; Divan Edebiyatını yeniden işlemiş, bu dalda araştırmalar yapmış ve bu edebiyatı yeni nesillere sevdirmiştir. İskender Pala kendisinden büyük ölçüde etkilenmiştir (Aşağıdaki mesajda onun A.N.Tarlan hakkında kaleme aldığı yazıyı paylaşacağım). Bugün bazı duygularını bercestelerle ifade eden, kadim edebiyatın kelam mucizelerini büyük bir hayranlıkla temaşa eden biz okurlar için Ali Nihat Tarlan çok mühim bir köprüdür. Zira dil ve kültür diktatörlüğünün karşısında onun gibi birkaç ilim, kültür, edebiyat ve estetik insanı olmasaydı, köklü bir kültürün çok mühim bir dalı olan divan edebiyatıyla irtibatımız büyük ölçüde kopabilirdi. Zira bugün bile liselerde divan edebiyatıyla ilgili masallar anlatılmakta, divan edebiyatının gül yüzüyle tanışamamış devrim çığırtkanları 1940'lı yıllardan esintiler sunmaktadır. Allah bu hizmetinden dolayı Ali Nihat hocadan ve onunla aynı çizgide çalışan idealist ilim ve sanat adamlarından razı olsun...

 

Saygı ve selamlarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bir Bilen

 

Şimşek çakar, gök gürler, ufuklar birbirine giriyor sanırsınız!..

 

Filler, arslanlar haykırırlar, kükrerler; zaman ve mesafe inim inim inler.

 

Bunların yanında sesleri kulaklarımızın duygu hududuna gidemeyen karıncalar da vardır. Onlar da ses çıkarırlar, çünki yaşıyorlar.

 

Yaradılış muazzam bir orkestradır ki onu idare edenin elindeki değnek, muhakkak ki bazen bu karıncaya da emir verir. Ama orkestra içindeki onun yeri nedir, biz bilemeyiz; bestekâr bilir.

 

Her şey konuşuyor, dili var. Çünki yaşıyor. Biz duymuyoruz, anlamıyoruz diye bunları nasıl inkar ederiz?

Ayağımızın altında ezilen bir ottan, bir toprak zerresine kadar her şey konuşuyor. Çünki hayat nizamı içindedir. Başka türlü yaşanmaz.

 

Sırrına eremediğimiz ve eremeyeceğimiz bir alemin içindeyiz ki, sade hayat!...

 

Ölümün, yokluğun nam ve nişanı yok. Çünki var olan her şey yaşıyor.

 

Müsaade ederseniz ben de yaşıyorum.

 

Bu satırlar, büyük edebiyat tarihçisi ve Divân Edebiyatı mütehassısı Ali Nihad Tarlan'a ait. Kuğular adlı kitabının önsözü.

 

Bugünkü nesil, Ali Nihad Tarlan adını yalnızca Divân Edebiyatı ile münasebetdar olarak duyuyor ve onu Divân şiiriyle aramızdaki bağları tesis eden birkaç üstaddan biri olarak tanıyor. Elhak böyledir. Ancak onun edebiyat dünyamıza katkısı bu kadarla bitmez. Divân Edebiyatı ile ilgili olarak yayınlanmış otuz kadar eseri yanında Farsça'dan ve özellikle Ikbal'den yaptığı çevirilerle kültür mirasımıza nice kıymetli eserler de kazandırmıştır.

 

* * *

 

Onun iyi bir şair olduğunu, hem aruzla, hem de serbest vezinde şiirler yazdığını biliyor muydunuz? Güneş Yaprak (1953) ve Kuğular (1970), onun şiirlerini topladığı kitaplarının adları. O, Servet-i Fünun'da başlayıp Edebiyat Gazetesi, Gündüz ve Gençlik mecmualarında devam ettirdiği şiir çalışmalarında 30'lu yılların Türkiye'sini pek mükemmel şekilde tasvir ve tahlil etmiştir, işte "Siz de mi?" başlıklı bir şiiri:

 

Bir talebeme dedim ki bir gün söz arasında

- Peki yavrum, İnşallah

Hafifçe gülümsedi, hayretle dedi bana

- Siz de inanırsınız demek hocam, Allah'a

Ben de gülerek dedim:

-Yanlış sordun sanırım

Şöyle sormalı idin:

- inanır mısınız siz bir şeye O'ndan başka?

Hayır yavrum inanmam

Ne bana inanırım, ne sana inanırım

Ne de bu kainata

İnanırım çünki ben o bir olan Allah'a

Birden şaşırdı sordu: -

Peki nerde O amma?

- Gözünün önündeki perdenin arkasında

 

Türkiye'nin inanç ve iman mücadelesine bilimsel eserleri kadar şiirleriyle ve küçük denemeleriyle de katılan ve o uğurda yıllarca bürokratik engellerle karşılaşan Ali Nihad Tarlan'ın, gerek Muhammed Ikbal'den aldığı ilham ve gerekse Divân şiiri dünyasından devşirdiği sağlam itikad, çocukluğundan itibaren taşıdığı inancını kuvvetlendiriyor ve eserlerine öylece yansıyordu. Bakınız "Yaratılış" başlıklı şiirinde yüksek kültürünü ve mütebahhir bilgisini nasıl da güzel vaz'ediyor:

 

Yaradılış bir cümle

Fiil, me'ful yerinde

Failine gelince: Tahtında müstetirHu.

Aşkolsun okuyana

Yaradılış bir kitab; fasıl fasıl, bab bob

"Ra" yazılmış, "Be" de var

Hecele oku ahbab

Getir şunu yan yana, Rabbin çıksın meydana.

 

İşte onun elli yıllık hocalık hayatının dışında, uğraştığı, didindiği, çalışıp çabaladığı başka dâvalar ve ayrık idealler. Üniversite sınıflarına asla girmemiş bu düşünceler ve bediî değerler manzumesi, onun sanatkâr cephesine ayrı bir güzellik ve renk vermiştir. Zaten bilimsel araştırmalarındaki ve Divân şiiri metin şerhlerindeki lezzet biraz da onun şair ruhlu olmasından kaynaklanır. Bunlar, bir ömür boyu peteğe doldurulan usarelerin, taliplere bal olarak ikram edilmesinden başka bir şey değildir. Yaratılmışları konuşturarak Yaratan'ı aradığı, bulduğu ve gösterdiği şiirlerinde, varlık sebebini idrak etmiş bir mü'min tavrı vardır. İnsanoğlunun zaafları ve üstünlüklerine, ruh yapıları ve hayatların dair felsefî sorulara cevap aranan bu şiirler hakikaten okunmaya değer. Hele güzel dili, berrak ve seyyal üslûb ile insana verdiği zevk, onun hiç de küçümsenecek bir şair olmadığını gösterir. Mamafih alimliği şairliğini geçmiş durumdadır; ama bizce bu, onun az ve öz şiirler yazmasındandır. Eğer henüz onun şiirleriyle tanışmadıysanız, belki bir kütüphane rafında sizi gülümseyerek bekleyen Kuğular'ın, yahut Güneş Yaprak'ın, eski kültür kokusuyla dolu tozlarını yuttuğunuza pişman olmayacaksınız. Bir himmet ehli yayınevi çıkıp o şiirleri yeniden kitaplaştırsa ne hoş olur. Kaldı ki bu, topyekûn bir kültür borcumuzdur.

"Müsaade ederseniz ben de yaşıyorum." diyordu Ali Nihad Tarlan. Gerçekten de kitaplarıyla, fikirleriyle, eserleriyle hâlâ yaşıyor ve ilelebed de yaşayacak. Ama biz onun fani vücudunu, günü gününe bundan tam 18 yıl önce, bir ikindi vakti İçerenköyü'ndeki kabrine defnetmiştik. Namazını kılan kalabalık arasında talebeleri dışında, yurdun her yanından gelmiş dostları vardı. Asistanı ve öğrencisi Mehmed Çavuşoğlu rahmetli de o günü Şirî'nin şu beyti ile anıyordu:

 

Kabrim üstüne ölicek dem ola şayed gelesin

Kim bile ben yitiği bulmağa toprak dökesin

 

O gün biz onu yitirdik. Şimdilerde ise onun gibileri bulmak için toprak dökerek remil atmamız gerekiyor. Allah rahmet eyleye!..

 

Nedim'e Nazire

 

Serde cûş-ı badeden dîvâne cûlar var idi

Dide-i müştakımızda cüst ü cûlar var idi

 

Can verirken âhuvân birgamze-i dil-sûzuna

Dilde can vermek için çok arzular var idi

 

 

Câme-hâb-ı sinemizde hûş ederdi câm-ı subh

Dilberânda gâh gâhî böyle hûlar var idi

 

Olmamışdı böyle pâmâl-i hazân gülzâr-ı ömr

Bülbülü hâkister eyler reng ü bular var idi

 

Eyledim şair* sözüyle vasf-ı mâzî ey Nihad

Eskiden dâvama şâhid nükte-gûlar var idi

* Fuzuli'nin "Aldanma ki şair sözü elbette yalandır" mısraını kasdediyor.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Selamlar,

 

Ali Nihat Tarlan, uzun bir süre Üstad'la aynı dergide kalem oynatmış kişilerdendir. Özellikle edebiyat tarihi ile ilgili araştırmalarıyla dikkat çeken bir şahıstır ve Büyük Doğu'ların farklı devirlerinde dergi kadrosunda kendisine yer bulmuştur. Gençliğinde masonluğa kaydolmuş,, ismi Büyük Doğu'nun yayınladığı "Ünlü Masonlar" listesinde yer almış, fakat listenin yer verildiği yazıda kendisinin, bu teşkilata, teşkilatın içyüzünü bilmeksizin uzun bir süre önce girdiği ve faliyetleri takip etmediği hususlarında beyanat verdiği de not düşülmüştür. O da, tıpkı Gazi Osman Paşa gibi teşkilatın asıl amacını bilmeyen masum bir mensubuydu.

 

Ali Nihat Tarlan; divan edebiyatının dışlandığı, Osmanlı kültür mirasına dair ne varsa yeni bir dil ve kültür oluşturmak sevdası uğrunda katledildiği bir dönemde; Divan Edebiyatını yeniden işlemiş, bu dalda araştırmalar yapmış ve bu edebiyatı yeni nesillere sevdirmiştir. İskender Pala kendisinden büyük ölçüde etkilenmiştir (Aşağıdaki mesajda onun A.N.Tarlan hakkında kaleme aldığı yazıyı paylaşacağım). Bugün bazı duygularını bercestelerle ifade eden, kadim edebiyatın kelam mucizelerini büyük bir hayranlıkla temaşa eden biz okurlar için Ali Nihat Tarlan çok mühim bir köprüdür. Zira dil ve kültür diktatörlüğünün karşısında onun gibi birkaç ilim, kültür, edebiyat ve estetik insanı olmasaydı, köklü bir kültürün çok mühim bir dalı olan divan edebiyatıyla irtibatımız büyük ölçüde kopabilirdi. Zira bugün bile liselerde divan edebiyatıyla ilgili masallar anlatılmakta, divan edebiyatının gül yüzüyle tanışamamış devrim çığırtkanları 1940'lı yıllardan esintiler sunmaktadır. Allah bu hizmetinden dolayı Ali Nihat hocadan ve onunla aynı çizgide çalışan idealist ilim ve sanat adamlarından razı olsun...

 

Saygı ve selamlarımla

 

 

Verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim, kendisi hakkında açıkça söylemek gerekirse pek bir bilgim yoktu.Şiirini beğenmiş, günümüz nesil , öğrenci -öğretmen ilişkisini dile getirdiğinden ötürü etkilenmiştim ve bu sebepten ötürü burda sizlerle paylaşmak istemiştim.Tekrar teşekkür ederim(Z) .Selamla...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...