Beynimiz Evrimleşti Mi ?

[goksal 3]

..

 

 

İnsan beyni,gerçekten müthiş karmaşık ve hayranlık veren esrarengiz bir organımızdır.Beynın gördüğü fonksiyonların tümünü yapan bir bilgisayar üretilmeye kalksa ,herhalde yerküremizin birkaç katı büyüklügünde olması gerekecektir..

 

Böylesine karmaşık bir sistem nasıl oluşturulabildi ?.

 

Bir sürü deneme yanılmalardan sonra bir rastlantı işimiydi bu ?

Bu konuda en saçma ve mantıksız teori bu olmalıdır.Bir bilgisayarın ancak proğramlandırdıktan sonra çalışabileceği,herkesin bildiği sıradan bilgidir.Proğramlayan ,yani sistemin işlemesi için gerekli bilgiyi sağlayan bir zihnin varlığının muhakkak gerektiği kabul edilir..

 

Evrimcilerin görüşü

 

Bilindiği gibi Darwinciler ,insanın maymundan ''evrimleştiğini '' yani tesadüfen mutasyonlar sonucu ortaya çıktıgını ileri sürerler.

Yetişkin bir erkek şempanzenin 400,gorilin beyni 540 gramdır.. Diğer maymun türlerini beyni daha da küçüktür,ama onların bedenleri de ufaktır. Yetişkin insanda erkek beyni 1400 gramken bedeni erkek gorilinkinden daha küçüktür..

 

Sadece beyin değil,beyim fonksiyonuyla ilgili olan korteksin (kabuk kısmı)insanda daha kıvrımlı(bükümlü) oldugu dikkati çeker.

Dolayısıyla da ,izafi küçük bir kafatasının sınırlarına saygılı kalırken yüzey alanı büyüyebilmiştir.

Düzleştirildiğinde şempanzeninki standart bir dosya kağıdı boyutlarındayken,insan beyni dört kat daha büyüktür.

Beyin kabuğunun tüm yüzey alanı içeriya doğru giren kıvrımlar dahil,açılıp düzenlenirse 2000 santimetrekareden daha fazla yer kaplar...

 

Demek ki,

vücudu ufak olmasına ramen insan beyni kütle olarak maymununkinden üç kat, korteks alanı olarak dört kat daha büyüktür. Sadece bu dış katmandaki nöronlar arasındaki bağlantıları, saniyede bir bağlantı olarak saymaya çalışsak,bu işlem 32 milyon yıl sürecektir.

 

Şimdi evrimcilere sorular :

 

-- Niçin ve nasıl beyin böyle büyüdü ve gelişti ?

--540 gramdan 1400 grama sıçrama nasıl oldu ?

-- Arada olması gereken binlerce canlı türü şu an yeryüzünde niye yok ?

-- Gezegenimizde yaklaşık 1.5 milyon hayvan türü yaşamasını sürdürmesine ramen bunların hepsi niçin garip bir şekilde kayboldu ?

Niçin hiçbirinin fosiline rastlanmıyor ?

 

Evrimciler bu ve benzeri sualleri geçiştiriyorlar..

Ünlü Darwinci Richard Leakey ,bu sorulara ''en ufak bir fikrim yok '' şeklinde cevap vermiştir..

 

Darwincilerin ,evrime bakış tarzları da ilginçtir. Bir yandan ''kör tesadüfler''den ,''rastgele mutasyon''lardan bahsederken diğer yandanda çaresizlik içinde evrime bilinç yükleyebilmektedirler..

 

''Dinazorların sessiz gecesi '' adıyla dilimize çevrilen kitabında ateşli evrimci Hoimar Van Ditfurth 'un şu cümlelerine bakalım :

 

'' Evrim, ancak düzeltme ve iyileştirmelerin mümkün olduğu yere el atar.''

 

'' Hala bir hareket dedektörü olarak işlev gören gözün ağ tabakasında ,dış dünyanın o aşamada organizmanın pratikteki hiçbir işine yaramayacak izdüşümleri,görüntüsel kopyaları oluşmaya başlayınca ,bu kez beyinde olabildiğince karmaşok sinir mekanızmaları oluşturan evrim,sırf bu görüntüleri bastırmak için canını dişine takmıştır ''..

 

'' Öznenin yaşantısında ilk kez dış dünyanın bir izdüşümü,bir tür kopyası ya da imgesi ortaya çıktığında ,bu imgenim neye benzeyeceği konusundaki bütün kararlar evrimce çoktan alınmıştı.''.

 

 

Darwin in görüşü

 

Peki,böylesine mükemmel bir organ evrimcilerin iddia ettiği gibi tek hücreli canlıdan tesadüfen meydana gelebilir mi ? Soruyu Darwin cevaplasın :

 

'' Tanrının varlığı hakkında hislere değil akla bağlı başka bir nokta da , çok önemli bir konu olarak beni etkiliyor.

Bu muazzam ve harikulade kainatı,çok geriye ve çok ileriye bakabilme kabiliyeti bulunan insan da dahil olmak üzere ,kör tesadüf veya zaruretin eseri olarak görmek çok güç,hatta imkansızdır.

Böyle düşününce bir dereceye kadar insanınkine benzeyen zihin sahibi bir ilk sebep aramak zorunda kalıyorum;bu bakımdan Ateist sayılamam .

Hatırladığıma göre,'Türlerin Kökeni'ni yazdığım zaman bu inanç bende çok kuvvetliydi.O tarihten beri yavaş yavaş ve birçok dalgalanmalarla zayıfladı..

 

Ama bu yeni şekilde de şu şüphe ortaya çıkıyor :

 

Fakat benim tamamıyle inandığıma göre ,en aşağı hayvanlarınki kadar basit bir zihinden çıkmış olan bir akla ,böyle büyük bir sonuç çıkardığı zaman ,güvenilebilir mi ?..

 

Böyle karmaşık meselelere en ufak ışık tuttuğumu dahi iddia edemem.Herşeyin başlangıcındaki sır,bizim için çözülemez bir halde duruyor.........''