Ağlama Duvarındaki İsim Başbuğ'mu ?

[Dervish 47]

Vakit Gazetesi isim vermeden Org. İlker Başbuğ'u Ağlama Duvarı'nda gösteren 3 fotoğraf yayınladı. İşte ayrıntılar.

 

Yüksek Askeri Şura yaklaştıkça ortaya yine çok tartışmalı bilgi ve belgeler çıkıyor.

 

Vakit Gazetesi bugün sürmanşetinden "Ağlama Duvarı'nda bir bürokrat" başlıklı bir haber yayınladı. Haberde üç ayrı fotoğraf yeralıyordu.

 

Haberin fotoğraflarında sivil giyimli, şapkalı ve gözlüklü orta yaşlı biri, Musevilerin kutsal Ağlama Duvarı'nda dua ederken görüntülenmişti.

 

Gazete haberinde fotoğraftaki kişinin ismini açıklamıyordu. Ancak fotoğraflar dikkatli incelendiğinde ve yapılan kısa araştırmada Ağlama Duvarı'ndaki kişinin Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ olduğu ortaya çıktı.

 

Fotoğraflar şimdiden Ankara'nın gündemine bomba gibi düşmüş durumda ve en çok konuşulan konu oldu.

 

Henüz Açıklama Yok

Org. Başbuğ'u Ağlama Duvarında dua ederken ve Musevilerle birlikte hatıra fotoğrafı çektirirken gösteren fotoğrafların, fotomontaj olduğu da iddia ediliyor.

 

Ancak Ankara bu fotoğraflarla kaynarken, Genelkurmay Başkanlığı'ndan konuyla ilgili henüz bir açıklama yapılmadı.

 

İlgili Fotoğraflar:

 

 

 

Bir haber sitesinden alıntı. Bu doğru mudur? Başbuğ'a benzeyen bir kişi mi o duvarın önündeki? Yoksa fotomontaj mı?

 

Başbuğ'a benzeyen birisi ise hiçbir problem yoktur.

 

Eğer haber doğruysa işte o zaman Allah yardımcımız olsun. Ordumuzun başına bir yahudinin gelmesini hiç mi hiç doğru bulamaz kimseler. Burada yaşayan insanların çoğunluğu Yahudi değil! Müslümanların en büyük düşmanları olan Yahudilere mensup bir kişi, Türk ve Müslüman insanların yaşadığı bir devlette Ordunun başına nasıl oluyorda gelebilir?

 

Diğer bir ihtimalde fotomontaj olması ilgili fotoğrafların. Eğer öyleyse, bir süreden beridir itibarını kaybetmekte olan vakit gazetesinin değeri yerle bir olmuş demektir. Gözümde hiçbir değeri kalmaz o gazetenin. Ordu'nun başındaki insana atılan iftira, bütün Türk milletine atılmış sayarım. Yazıklar olsun diyip, o gazeteyi rezil etmek hepimizin görevi olur.

 

İnşallah sadece bir benzetmedir o fotoğraf.

 

Selametle.

[adles 12]

Bu ergenekon olayından sonra artık hiçbir şeye şaşırmamak lazım...

[Ali NFK 8]

Herşey beklenir.

Kabul edelim ki tanzimattan bu yana Kurtuluş savaşı hariç biz bizi yönetmedik.

[Vakıf Ahmet 36]

Başbuğ, Yahudi midir bilmiyorum. Resimlerde ki adam hem benziyor hem benzemiyor. Dünkü görev devralımında sarfettiği sözler bizlerin ruh kökü olan İslâm'a ne kadar ters... Başbuğ'un dünkü sarfettiği sözlere bakalım. Bugün baktığım gazetelerin hemen hemen hepsinde aynı şeyler yazıyor. (Koyu renkli yazı)

..................

Hükümete: Ciddiye alın

1- Org. Başbuğ, hükümeti, laiklik konusunda toplumun bir kesiminde ortaya çıkan endişeyi ciddiye almaya çağırdı. Toplumun bir kesiminde yaşam tarzının oluşumunda dini düşüncelere büyük ağırlık verildiği düşüncesinin hâkim olduğunu ve büyük endişe duyulduğunu belirtti. Hükümetin bu endişeyi ciddiye almasının toplumsal huzur için zorunlu olduğunu vurguladı.

Bu endişe ilk kez Genelkurmay Başkanı düzeyinde açıkça ifade edildi.

 

Cemaat uyarısı

2- Org. Başbuğ, isim vermemekle birlikte ilk kez, güçlenen bazı cemaatlerin ekonomiyi yönlendirmeye, sosyopolitik yaşamı biçimlendirmeye, dine bağlı bir yaşam tarzı olarak sosyal kimlikleri ortaya koymaya çalıştığını söyledi.

Bu da bir ilkti...

Org. Başbuğ isim vermedi ama yaptığı tanımla Fethullah Gülen’i işaret ettiği izlenimini yarattı.

 

Laiklik-demokrasi

3- İlker Paşa, laiklik ilkesinin demokrasiyle çatıştığı tezine karşı çıkarak, tam aksine laikliğin Türk demokrasisinin gelişmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Ayrıca Prof. John Esposito’dan yaptığı “Demokrasinin aşırı şekilde popüler amaçlara yönlendirilmesi de laik düzenin aleyhine sonuçlar doğurabilir” alıntısıyla, tersi bir tehlikeye dikkat çekti. Demokratik olanak ve araçların laiklik aleyhine kullanılmaması gerektiği mesajını verdi.

 

AB’ye mesaj

4- Org. Başbuğ, Avrupa Birliği (AB) konusunda net konuştu. AB’ye tam üyeliğin Atatürk’ün amaçladığı çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkma hedefi doğrultusunda önemli bir araç anlamı taşıdığını söyledi. Buna karşın AB’nin de Türkiye’den ulus devlet ve üniter devlet yapısını zayıflatabilecek taleplerde bulunmamasını istedi.

Başbuğ’un bu açık sözleri, hem Türkiye’nin rotasını vurgulamaya yönelik hem de TSK’nın AB’ye karşı olduğu yolunda kamuoyu oluşturma çabalarına yanıt niteliğindeydi.

 

ABD’yle mükemmel ilişki

5- İlker Paşa, Türkiye-ABD ilişkilerinde tereddütsüz bir mesaj verdi. Irak’ın kuzeyinde PKK’ya karşı verilen mücadelede TSK ile ABD Silahlı Kuvvetleri arasındaki ilişkinin mükemmel düzeyde olduğunu, “mükemmel” kavramının üzerine basarak söyledi. Türk-Amerikan ilişkilerinin iki ülkenin ortak değerlerine inşa edildiğini ve bu ilişkilerin bir konuya bağlanamayacak kadar geniş ve kapsamlı olduğunu belirtti.

Başbuğ’un bu sözleri de AB konusunda olduğu gibi Türkiye’nin rotasını vurgulamaya yönelikti.

 

BM ve NATO

6- Org. Başbuğ’un, terörle uluslararası mücadele ve uluslararası sorunlarda Türkiye’nin yer alacağı kampı belirtmesi açısından, “BM ve NATO şemsiyesi altında alınabilecek barışı koruma görevine hazır olunması” ifadesi de önem taşıyordu.

 

Kültürel zenginlik

7- Org. Başbuğ, Türkiye Cumhuriyeti’nin kültürel farklılıklara saygılı olduğunu ancak bunun ötesinde bir etnik gruba bireysel ve kültürel alanın dışında siyasal alanda grupsal düzenlemeler yapılmasının, demokratik istekler aldatmacasıyla istenemeyeceğini ve beklenemeyeceğini kaydetti.

 

Vatandaşlık esası

8- Org. Başbuğ, Atatürk milliyetçiliği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin “vatandaşlık esası”na dayandığını vurgulayarak Türk kimliğinin bu esası temsil ettiğini belirtti. Alt kimliklerin üst kimlik haline getirilmesinin Türkiye’nin kuruluş felsefesine aykırı olacağını ve kabul edilemeyeceğini vurguladı.

 

Ulus devlet vurgusu

9- İlker Paşa, dünyadaki ulus devlet tartışmalarını anımsatarak, Türkiye’nin vazgeçilmezleri arasında ulus devlet yapısının bulunduğunu anımsattı. “Her konuyu tartışma özgürlüğü, devletlerin varlığını riske sokacak konuları içermez” diyerek, bu konunun tartışılmaya açılmasının bile söz konusu olamayacağı mesajını verdi. Devlet içinde entelektüel tartışmaların yapılabilir olmasının, devleti ayakta tutan unsurların tartışmaya açılması anlamına gelmeyeceğini vurgulayarak, bu konuda TSK’nın duruşunu yansıttı.

 

Atatürk ebedi başkomutan

10- Org. Başbuğ, Türk Ordusu’nun ve Türk Ulusu’nun Ebedi Başkomutanı ve Lideri’nin Atatürk olduğunu, yüksek bir vurguyla belirttikten sonra Atatürkçü Düşünce Sistemi’nin Türkiye’nin yolunu aydınlatmaya devam edeceği mesajıyla konuşmasını bitirdi.

İlker Paşa’nın konuşması, Türkiye’nin mevcut ve gelecekte karşılaşabileceği sorunları çok iyi kavradığını, ülke, bölge ve dünyayı çok iyi izlediğini yansıtan analiz, uyarı ve öneriler içeriyordu.

 

Kaynak: http://www.haber7.com/haber/20080829/Ilker...ik-uyarilar.php

................

 

Hükümete: Ciddiye alın

1- Org. Başbuğ, hükümeti, laiklik konusunda toplumun bir kesiminde ortaya çıkan endişeyi ciddiye almaya çağırdı. Toplumun bir kesiminde yaşam tarzının oluşumunda dini düşüncelere büyük ağırlık verildiği düşüncesinin hâkim olduğunu ve büyük endişe duyulduğunu belirtti. Hükümetin bu endişeyi ciddiye almasının toplumsal huzur için zorunlu olduğunu vurguladı.

Bu endişe ilk kez Genelkurmay Başkanı düzeyinde açıkça ifade edildi.

 

Orgeneral korkmasın, kimse kimsenin yaşantısına müdahale etmiyor. İnsanların dinine mutabık yaşam sürmesi kimseyi rahatsız edemez. İnsanların dindar olması endişe verici de, diğer kesimin cumhuriyetle beraber üzerimizde kurduğu tahakküm neden kimseyi rahatsız etmiyor. Yıllardır parya statüsünde hayat süren vatanın öz sahiplerini câmilere tıkmakla mı haklarını verdiniz. Çanakkale de şehit düşenler ezânların türkçe okunması için mi şehit düştüler? PKK ile savaşta şehit düşenler başörtülüler okullara alınmasın diye mi şehit düştüler? Çanakkale de şehit düşenler, 1930'ların başında dini kitapların yasaklanması için mi şehit düştüler? Kurtuluş savaşında şehit düşenler, dini yaşamdan kaygı duyanlar için mi şehit düştüler? Şehit düşenler, şapka takmıyorlar diye şehit olanlar için mi savaştılar?

 

Kaygı duyan kesim rahat olsun, kimse onlara '''niye mini etek giydin?'' ''neden içki içiyorsun?'' demiyor. Diğer kesimin hallerinden rahatsız olan bizlerse; sinesine çekilmiş, sanki ''Hak'ka'' uygun yaşamı onlar sürüyormuş gibi susuyoruz.

 

İçtima huzur dindar insanlardan rahatsızlık duymakla değil, saygı göstermekle olur. Bu vatanın öz sahipleri haklarını alıncaya kadar sizler ürüyeceksiniz.

 

Cemaat uyarısı

2- Org. Başbuğ, isim vermemekle birlikte ilk kez, güçlenen bazı cemaatlerin ekonomiyi yönlendirmeye, sosyopolitik yaşamı biçimlendirmeye, dine bağlı bir yaşam tarzı olarak sosyal kimlikleri ortaya koymaya çalıştığını söyledi.

Bu da bir ilkti...

Org. Başbuğ isim vermedi ama yaptığı tanımla Fethullah Gülen’i işaret ettiği izlenimini yarattı.

 

Ben hiçbir cemaatten değilim. Bunların kini cemaate değil, dine... Dine bağlı yaşam tarzıyla sosyal kimliklerini ortaya koyabilirler. Bu kanunlarla da güvence altın alınmıştır. Laiklik anlayışları kamudan sosyal yaşama aksettiği için bu vaziyeti kabullenemiyorlar. Laiklik din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır, din ve dünya hayatının ayrılması değil. Zaten dinimiz hayatımızın her zerresinde vardır. Bunlar sanırım dinin sadece insanların kalbinde olmasını ve hiç bir fiilde dini hükümlerin uygulanmasını istemiyorlar.

 

Laiklik-demokrasi

3- İlker Paşa, laiklik ilkesinin demokrasiyle çatıştığı tezine karşı çıkarak, tam aksine laikliğin Türk demokrasisinin gelişmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Ayrıca Prof. John Esposito’dan yaptığı “Demokrasinin aşırı şekilde popüler amaçlara yönlendirilmesi de laik düzenin aleyhine sonuçlar doğurabilir” alıntısıyla, tersi bir tehlikeye dikkat çekti. Demokratik olanak ve araçların laiklik aleyhine kullanılmaması gerektiği mesajını verdi.

 

Demokrasi mi? Bu ülke demokratik mi? Laiklik mi? Cumhuri karektere ters düşmeyen dinimizi ''laiklik'' yobazlığı ve demokrasi istismarcılığyla güya eş etmediler mi?

 

AB’ye mesaj

4- Org. Başbuğ, Avrupa Birliği (AB) konusunda net konuştu. AB’ye tam üyeliğin Atatürk’ün amaçladığı çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkma hedefi doğrultusunda önemli bir araç anlamı taşıdığını söyledi. Buna karşın AB’nin de Türkiye’den ulus devlet ve üniter devlet yapısını zayıflatabilecek taleplerde bulunmamasını istedi.

Başbuğ’un bu açık sözleri, hem Türkiye’nin rotasını vurgulamaya yönelik hem de TSK’nın AB’ye karşı olduğu yolunda kamuoyu oluşturma çabalarına yanıt niteliğindeydi.

 

Atatürk’ün amaçladığı çağdaş uygarlık düzeyine ulaşamadık gitti? Şu dindar insanlar olmasaydı hayvan yaşantıyla ulaşabilirdiniz değil mi?

 

Onlara göre üniter devlet yapısı laiklikten geçiyor!

 

Vatandaşlık esası

8- Org. Başbuğ, Atatürk milliyetçiliği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin “vatandaşlık esası”na dayandığını vurgulayarak Türk kimliğinin bu esası temsil ettiğini belirtti. Alt kimliklerin üst kimlik haline getirilmesinin Türkiye’nin kuruluş felsefesine aykırı olacağını ve kabul edilemeyeceğini vurguladı.

 

Demokrasiden dem vuruyor ve Atatürk milliyetçiliği tartışmasız vatandaşlık esasımız oluyor? Sistem nasılda istedikleri gibi tertiplenmiş.

 

Alt kimlik dediği ''dindar insanlar'' ve bunlar ülkenin üst kimliği olamaz. Alt kimlik sözünden başka mana çıkaran arkadaşımız var mı acaba burada?

 

Atatürk ebedi başkomutan

10- Org. Başbuğ, Türk Ordusu’nun ve Türk Ulusu’nun Ebedi Başkomutanı ve Lideri’nin Atatürk olduğunu, yüksek bir vurguyla belirttikten sonra Atatürkçü Düşünce Sistemi’nin Türkiye’nin yolunu aydınlatmaya devam edeceği mesajıyla konuşmasını bitirdi.

İlker Paşa’nın konuşması, Türkiye’nin mevcut ve gelecekte karşılaşabileceği sorunları çok iyi kavradığını, ülke, bölge ve dünyayı çok iyi izlediğini yansıtan analiz, uyarı ve öneriler içeriyordu.

 

Atatürkçü Düşünce Sistemi namına hangi ilkeler uygulanıyor? Atatürkçe düşünce sisteminin bizi ileriye değil aksine geriye götürdüğü kanaatindeyim.

 

Arkadaşlar dilimin döndüğünce anlatmaya çalıştım, şu adamın söyledikleri bize ne kadar ters değil mi?