kevser 4 Report post Posted September 3, 2008 Ramazan hatıralarınızı NFK-FAN'larla paylaşmak ister misiniz?:) Hadise bu Ramazan'ın ilk sahurunda gerçekleşti. Bekar öğretmen ve öğrencilerle beraber kalıyorum... Arkadaşları, sahur hazırlamaları için kaldırmaya çalışıyorum ama kimse kalkmıyor. Eğer ben de uyursam sahura kimse kalkamayacak demektir. Arkadaşların saatlerini birer saat ileri aldım saat 04.15 gibi oldu. Birine çağrı bıraktım. Arkadaş saate bakar bakmaz hemen fırladı ve diğer arkadaşları da kaldırdı. 15 dk. da çok ihtişamlı bir sofra hazırladılar. Tabii ki ben bununla da yetinmedim. Telefonumdan da 10 dk. önce ezan okuttum. Ve herkes şokta. Arkadaşlar dişlerini fırçaladıktan sonra işin aslını öğrendiler ve sabah namazına kadar muhabbet ettik. Mustafa .B., Çorlu - Tekirdağ (ZAMAN-03.09.2008) Quote Share this post Link to post Share on other sites
kevser 4 Report post Posted September 4, 2008 1989'da 5 öğrenci arkadaş iftara davetliydik, apartmanı bulduğumuzda ezanlar okunuyordu. Kayseri ahalisinin cömert iftar sofralarının hayaliyle telaşla asansöre doluştuk. 'Asansör dört kişilik' yazısını biz içeri beş kişi girip asansör düğmesine bastığımızda anlamıştık. Asansör zemine indi, ışıklar söndü. Cep telefonu yok, sesimizi duyuracak hiçbir şey yok! Bekliyoruz ama koridorlardaki tüm yemek kokuları asansörün içine doluyor. Yaklaşık 40 dakika sonra ayak sesleri geldiğinde gol atmış taraftar coşkusuyla dar alanda geniş coşkulu sarılmalar yaptık. Gelen baston ve ayak sürünme sesi yaşlı bir amcanın bize doğru geldiğinin habercisiydi. Hep bir ağızdan: "Help help, amca! Amca! Biz asansörde kaldık yardım eder misin?" diye bağırdık. İki üç tekrarla anlaştıktan sonra amca kısa ve net şu cevapla bizi rahatlattı: "Ben teraviye anca yetişiyom! Sizi başkası gurtarsın!" Aytekin Kılınç, Kayseri (ZAMAN-04.09.2008) Quote Share this post Link to post Share on other sites
kevser 4 Report post Posted September 7, 2008 Sağ olasın Ragıp abi Ragıp adlı bir abi öğrencileri misafir etmek istemiş . Bir aracıyla iftara davet etti. Onu tanımıyorduk. İftardan yarım saat önce heykelin önünde buluşacaktık. Biz 4 arkadaş heykelin önünde buluşup Ragı Abimiz'i beklemeye başladık. Tam bu sırada önümüzde bir araba durdu ve içerideki 3 abi bizi çağırdı. Hemen arabaya doluştuk. İftarımızı harika bir maklubeyle yaptık. Sıra tanışma faslına geldi. Önce biz kendimizi tanıttık sıra abilere gelmişti. Ragıp Abi'yle tanışmak için bekliyorduk. Ama hiçbirinin adı Ragıp değildi! Meğerse bize iftar yaptıran abiler bizi değil başka bir grubu davet etmişler, bizi yol kenarında görünce de aceleyle davet ettikleri grup sanıp almışlar. Daha sonra öğrendik ki gerçek Ragıp Abi de biz diye bu abilerin çağırdığı grubu götürmüş. Yani kime niyet kime kısmet! Serkan Turan/UŞAK (ZAMAN-07.09.2008) Quote Share this post Link to post Share on other sites
kevser 4 Report post Posted September 8, 2008 Sene 1999, yer Kıbrıs. Evde, yemek yapma sırası bende. Her gün bezelye-makarnadan bıktığımız için ablamdan tarifini aldığım biber dolmasını yapacağım. Kuş üzümü de aldım ki lezzet katsın. Neyse, dolmayı yiyeni ter basıyor! Ama dolmaya hiç acı atmamıştım. Arkadaşlardan Mahmut "Şu kuş üzümlerini yemeyin arkadaşlar!" dedi "Bunlar galiba çekilmemiş karabiber topları!" Alışveriş yaparken kuş üzümü yerine yanlışlıkla çekilmemiş karabiber almıştım! Fatih İspirli, Lefkoşa (ZAMAN-08.09.2008) Quote Share this post Link to post Share on other sites
kevser 4 Report post Posted September 9, 2008 Hızır mı, Sabahattin mi? Bir gün bir iftara giderken arkadan "Hamzaa" diye bir ses duydum. Devam ettik, ama yine "Hamzaa!" diye bağıran dilenci diyebileceğimiz biri yanıma geldi. "Ben Hamza değilim." dedim. Koltuğunun altından bir poşet çıkardı, içi para doluydu bana, "Kaç kişisiniz?" dedi. "20 filan dedim." "Al bakalım şu 20 kişilik iftar parasını!"dedi. "Hayır, alamam" dedim; ama ısrarla parayı elime tutuşturdu "Acelemiz var. Size mutlaka teşekkür etmek istiyorum. Neredesiniz?" dedim. Israr edince "Halde 1 numaradayım, Sabahattin!" dedi. Gittiğimiz evde anlattık. Abinin biri, "Ben yıllardır haldeyim; ne Sabahattin diye birini duydum ne de 1 numaradaki arkadaşın adı Sabahattin!" dedi. Münib A. Yılmaz (ZAMAN-09.09.2008) Quote Share this post Link to post Share on other sites
kevser 4 Report post Posted September 9, 2008 Bisküvici Ramazan Oğlum 4 yaşına kadar kendi yatağında uyumuyordu. Onu alıştırmak için bir yöntem bulmuştum. Ramazan ayındaydık. Yatağında uyursa Ramazan'ın gece gelip yastıının altına yiyecek bir şeyler koyacağını söyledim. O da kabul etti. Bir gün bisküvi, bir gün çikolata koydum. Öylece yatağında uyumaya alıştı. O seneden beri bu, bizde gelenek haline geldi. Şimdi oğlum 7 yaşında hâlâ yiyecekleri Ramazan'ın getirdiğini sanıyor. Bu yiyecekler bazen bayram adıyla da geliyor. Oğullarım Ömer ve Kerem, bu uygulamadan çok memnunlar. Hülya Özbilici (ZAMAN-09.09.2008) Quote Share this post Link to post Share on other sites
kevser 4 Report post Posted September 10, 2008 İkramlar sekmez! 9 yaşındaki oğlumla umredeyiz. Mübarek Kâbe karşımızda. İkindi sonrası acıkırız diye yanıma bisküvi almıştım. Tam yemeyi düşünürken Afrikalı 3 yaşlarında sevimli bir çocuk yanımıza geldi. Ne vereyim diye düşünürken aklıma bisküvi geldi, 'Bizim çocuk da aç' fikri daha oluşmadan "Olsun, Allah kerim!" fikri hakim oldu ve bisküviyi çocuğa verdim. Verdim, daha bisküvi elimden ayrılmadan bir poşet hurma kucağıma atılıverdi. Saniyeler içinde oldu yani. Eğer hasislik yapıp vermeseydim ve o poşet kucağıma o halde düşseydi kendimi çok kötü hissederdim. Rabb'ime şükürler olsun. M. Aydın (ZAMAN-10.09.2008) Quote Share this post Link to post Share on other sites
kevser 4 Report post Posted September 10, 2008 İyilik yapan ne bulur? İki yıl önceydi. Akrabalarımı ziyaret için eski mahalleye otobüsle gidiyordum. Eve varmamıza 5 dakika kala ezan okundu. Yanımdaki çikolatayı yemeyi düşünürken küçük bir çocuk ağlamaya başladı. Çikolatayı görmüştü. Hemen ona verdim. Otobüsten indiğim anda adamın biri çikolata dağıtıyordu. Hem de benim verdiğimin aynısından. İftarımı onunla açtım? M. Selim Alkan (ZAMAN-10.09.2008) Quote Share this post Link to post Share on other sites
buyukdogu 529 Report post Posted September 10, 2008 MaşAllah Kevser kardeşim, Zaman gazetesinin n-f-k.com temsilcisi gibi olmuşsun Ramazan hem ruh, hem sofra, hem de anı bakımından gerçekten bereketliymiş. Cidden güzel ve hoş anılar. Eyvallah. Quote Share this post Link to post Share on other sites
buyukdogu 529 Report post Posted September 10, 2008 Sene 1999, yer Kıbrıs. Evde, yemek yapma sırası bende.Her gün bezelye-makarnadan bıktığımız için ablamdan tarifini aldığım biber dolmasını yapacağım. Kuş üzümü de aldım ki lezzet katsın. Neyse, dolmayı yiyeni ter basıyor! Ama dolmaya hiç acı atmamıştım. Arkadaşlardan Mahmut "Şu kuş üzümlerini yemeyin arkadaşlar!" dedi "Bunlar galiba çekilmemiş karabiber topları!" Alışveriş yaparken kuş üzümü yerine yanlışlıkla çekilmemiş karabiber almıştım! Fatih İspirli, Lefkoşa (ZAMAN-08.09.2008) Bilhassa bunu tuttum. Bir Gaziantep'li olarak Yemek ve Acı arasındaki kaçınılmaz birlikteliği es geçemem. Lakin çekilmemiş karabiber tohumları benim bile ilgi alanıma girmez/girmesin Allah muhafaza Quote Share this post Link to post Share on other sites
kevser 4 Report post Posted September 10, 2008 MaşAllah Kevser kardeşim, Zaman gazetesinin n-f-k.com temsilcisi gibi olmuşsun :) Ramazan hem ruh, hem sofra, hem de anı bakımından gerçekten bereketliymiş. Cidden güzel ve hoş anılar. Eyvallah.... ALİ EVET KARDEŞİM SADECE BU BÖLÜM İÇİN GAZETEDEN ÖZEL KOMİSYON ALIYORUM :D KARDEŞİM ŞAKA Bİ YANA ELİMDEN GELDİĞİ KADAR OKUDUKLARIMI SİTEDEKİ KARDEŞLERİMLE PAYLAŞMAYA ÇALIŞIYORUM.İNŞALLAH FAYDALI Bİ KONU OLUR SELAM VE DUAYLA................ İMZA : ZAMAN GAZETESİ N-F-K.COM GENEL YAYIN MÜDÜRÜ KEVSER :D ''EKREM DUMANLI ABİBİNİN KULAKLARI ÇINLASIN :D '' Quote Share this post Link to post Share on other sites
kevser 4 Report post Posted September 11, 2008 Eşimle aynı evde iftar etmişiz, haberim yok Eşim ve ben öğretmeniz. Ramazan geldiğinde bizleri farklı bir heyecan sarar. Çünkü veli ziyaretleri için biçilmiş bir kaftandır Ramazan. İkimizinde yoğunluğu artar bu mübarek ayda.... Çoğu iftarda beraber olamayız. Zira herkes kendi öğrencisini ziyarettedir. Yine bir gün veli ziyaretinde, velimle muhabbet ederken diğer odadan çocuk sesleri gelmekte. Velim dayanamayıp dışarı çıktı ve çocuğu "Ne şirinsin." diye severek bizim bulunduğumuz odaya getirdi. Ne göreyim gelen 10 aylık oğlum Suat Mert. Meğer eşimle aynı eve iftara gelmişiz. Bu da Ramazanın birleştiriciliği olsa gerek... Serkan Tunalı, Bursa (ZAMAN-11.09.2008) Quote Share this post Link to post Share on other sites
kevser 4 Report post Posted September 11, 2008 Fakirin dürümü Ben Tacikistan'li öğrenciyim. Olay İTÜ'de öğrenci olduğum zamanlarda gerçekleşti. Ramazan'ın ilk günü, dersler bitti eve gideceğim, iftar zamanı da yaklaşıyor. Durakta bekliyorum ama otobüs bir türlü gelmiyor. Açlıktan başım dönüyor. Durakta bir yer buldum oturdum, başımı dizlerimin üstündeki çantama koydum otobüs gelince duyarım düşüncesi ile öylece uyuyakalmışım. Uyandığımda etraf karanlıktı. Eve gidersem akşam namazı kaçar, yemek için param da yok. Ne yapacağımı düşünürken yanıma bir adam yaklaştı, saç sakal karışmış, elbiseleri de yırtıktı. Önce korktum sonra yüzüne bakınca kötü niyetli olmadığını anladım. Elinde dürüm ve meyve suyu vardı, bana uzattı almadım. Çöpten topladığını düşündüm ama dürümcüyü gösterdi ve kendisi için de çantasından çıkarttı. Beraber yedik ama adam hiç konuşmadı. Ya çöpçüydü ya da evsiz barksız biri. Anlamadım. Ama anladığım tek şey insanlığı çok iyi bildiği, birçok zengin ama kimseye hayrı olmayan insandan daha insan biri olduğuydu. Bir insana sırf fakir ya da kötü görünümlü olduğu için önyargılı olmamamız gerektiğini anladım. İnsanların içindeki insanlığı görebilmeyi anladım. Bahram Karaev (ZAMAN-11.09.2008) Quote Share this post Link to post Share on other sites
kevser 4 Report post Posted September 11, 2008 Çamurda sahur Yıl 1998, Urfa Akcakale Savas Hudut Karakolun'da çavuş olarak askerliğimi yaparken, bir sahur vakti 15 km'lik sorumluluk alanımızdaki pusu kurduğumuz mevzilere karakolun zırhlısı ile nöbetçi arkadaşlara yemek dağıtmak için araç şoförü ile yola çıkmıştım. Sis vardı ve yağmur yağıyordu. Mevziler camur, arkadaşlar lastik çizmeli ve 4 saatlerinin geçmesini ayakta yağmurluklar ve pançolarıyla bekliyorlardı. İlk azıklarını alan arkadaşlar yanlarında bulunan bir futbol topu büyüklüğündeki taşların üzerine oturarak (çamura batmamak için) yemeklerini yemeye başlamışlardı bile. Ben bu manzarayı görünce duygulanıp hüngür hüngür ağlamaya başladım. İnşallah Rabb'im o arkadaşların oruçlarını fazlasıyla kabul etmiştir... Mehmet Kusanc, Ibbenbüren, Almanya (ZAMAN-11.09.2008 :) ) Quote Share this post Link to post Share on other sites
buyukdogu 529 Report post Posted September 11, 2008 Ekrem Abi'den Genel Yayın Yönetmen'liğini almak ha Vereceği ilk tepki işte budur: Aman kalsın orada; işini mükemmel yapıyor ve yapmayada devam edecektir inşallah. Malum işinden başka her şeyi yapan medyacılık oynayanları görüyoruz.. Seni de n-f-k.com'un Zaman temsilcisi sayalım gitsin. O kadarı da olur her halde kardeş Quote Share this post Link to post Share on other sites
kevser 4 Report post Posted September 11, 2008 Ekrem Abi'den Genel Yayın Yönetmen'liğini almak ha :D , vereceği ilk tepki işte budur: :) Aman kalsın orada; işini mükemmel yapıyor ve yapmayada devam edecektir inşallah. Malum işinden başka her şeyi yapan medyacılık oynayanları görüyoruz.. Seni de n-f-k.com'un Zaman temsilcisi sayalım gitsin. O kadarı da olur her halde kardeş :D ... ALİ ah kardeşim ah bence bu büyük bi sorululuk.... hissediyorum sitede ala insanlar var onların zaten layıkıyla temsil ettiklerini düşünüyorum aro :D SELAM VE DUAYLA......... Quote Share this post Link to post Share on other sites
postmortem 1 Report post Posted September 11, 2008 Karabiber toplarına ve ""Ben teraviye anca yetişiyom! Sizi başkası gurtarsın!" a bayıldım.. :) Hepsi çok güzel..Allah razı olsun kevser Quote Share this post Link to post Share on other sites
postmortem 1 Report post Posted September 11, 2008 Bir Ramazan akşamı Bedestenli Ahmet Ağa'nın evine çok misafir gelmiş. İftar anında ev çatırdamaya başlayınca misafirlerden biri; "Aman Ağa! Galiba çatıda bir sakatlık var. Sakın bir kaza olmasın" der. Ahmet Ağa: "Efendim, çatı mübarek günü tesbih ediyor!.." cevabını verince misafir şöyle der: "Aman Ağa! Tesbih ederken cezbeye gelip de secdeye kapanmaz inşaALLAH." ______________________________________________ SARAYDA İFTAR Harun Reşid bir Ramazan günü Behlül‘e tembih etti: - Akşam namazında camiye git, namaza gelen herkesi iftara davet et. Akşam oldu, namaz kılındı, namazdan sonra Behlül 5-10 kişilik bir grupla çıka geldi. Harun Reşid şaşırdı: - Behlül bunlar kim? Ben sana namaza gelen herkesi saraya iftara çağır diye tembih etmedim mi? Sen o kadar cemaatin arasından bir sofralık bile adam getirmemişsin.. - Efendimiz, siz bana camiye gelenleri değil, namaza gelenleri iftara çağır dediniz. Namazdan sonra bendeniz cami kapısında durdum, çıkan herkese hocanın namaz kıldırırken hangi sureyi okuduğunu sordum. Onu da yalnız bu getirdiğim kişiler bildi. Camiye gelen çoktu ama namaza gelen demek ki yalnız bunlarmış. ______________________________________________ Adamın biri ramazan günü erik yiyormuş. Bunu gören adam: - Yahu, Müslüman olan böyle oruç yer mi? demiş. Adam: - Hayır oruçluyum, cevabını verince adam, avurdunun şişliğini işaret ederek: - Ağzındaki nedir? diye sormuş. Adam: - Eriktir, demiş, iftara kadar yumuşasın diye ağzımda tutuyorum :) ______________________________________________ Çömlek Hesabı Ramazan günlerini hesaplamak için bir çömleğin içine her gün bir taş atar, Hoca. Bir avuç taş doldurur çömleğin içine Hoca'nın yaramaz oğlu, muziplik olsun diye. Bir zaman sonra arkadaşları: "Bugün Ramazan'ın kaçı acaba? diye sorarlar Hoca'ya. Hoca'da: "Şimdi eve gider öğrenirim. Biraz sabredin." der ve evinin yolunu tutar. Çömleği boşaltır; bir sayar, iki sayar... Taşların yüz yirmi beş tane olduğunu görür. Şaşkın bir halde döner arkadaşlarının yanına Hoca. "Arkadaşlar, bugün, Ramazan'ın kırk beşi" der. Hoca'nın bu cevabına gülüşürler arkadaşları. Aralarından biri: "Aman Hocam, bir ay otuz gündür. Hiç Ramazan'ın kırk beşi olur mu?" diye itiraz eder. Hoca, biraz şaşkınlık biraz da kızgın bir ifadeyle: "Ben yine insaflı davrandım. Benim çömlek hesabına bakacak olursak; bugün Ramazan'ın yüz yirmi beşi!"der. ______________________________________________ İki kafadar Ramazanda kadı kıyafetine girip köy köy dolaşmaya ve birkaç basit soru sorup, cevap veremeyen köylüleri falakaya yatırarak para kazanmaya başlamışlar. Kadı Efendinin bu durumdan haberi olunca bunları yakalatmış ve; "Bu sabah namazının, bu öğle namazının, bu ikindi namazının, bu akşam namazının, bu yatsı namazının" diyerek kırk sopa attırıp salıvermiş. İki kafadar köyden uzaklaşınca birisi: "Tabanlarım sızlıyor, şurada oturup biraz dinlenelim." deyince diğeri: "Yürü, yürü! Dinlenmenin sırası mı şimdi? Kadı Efendi teravih namazını unuttu. Eğer hatırlarsa vay halimize." ______________________________________________ Zinnuni mısri k.s hazretleri bir ramazan bayram sabahı insanların sevinçle bayram ettiklerini görünce yanındaki talebesine derki.. Ey evlad bunlar bayram ederler lakin bilmezlerki aceb orucları hak katında kabul oldumu.. işte asıl bayram o zamandır gel biz halimize ağlayalım bir köşede der.. Bunlarda bizden efendim..Sizinkilerden biraz farklı olarak nükte tarzında.. Quote Share this post Link to post Share on other sites
kevser 4 Report post Posted September 11, 2008 Karabiber toplarına ve ""Ben teraviye anca yetişiyom! Sizi başkası gurtarsın!" a bayıldım.. :) Hepsi çok güzel..Allah razı olsun kevser senden de allah razı olsun kardeşim... sen de bizlerle paylaşımda bulunduğun için teşekkür ederim varsa daha zevkle okumak isterim :D :D Quote Share this post Link to post Share on other sites
BaLaBaN 6 Report post Posted September 11, 2008 Ben biraz eziğim bu konuda pek öyle başıma gelen ilginç bi anı yok. Ama ben size şöyle özetliyim ramazan anılarımı :) Ezan okunur sonra duamı ederim veee yerim , yerim , yerim , yerim, ohh be der nefes aldıktan sonra bidaha yerim :D :D Quote Share this post Link to post Share on other sites
kevser 4 Report post Posted September 12, 2008 Bittiğim an! Adana'dayız. İftar davetine gitmek için otobüsteydik. Sıcaktan nefes alamıyoruz. Otobüsün bir camı var ki sıkışmış açılmıyor. Gencin biri zorluyordu, "Çekil bakayım bu benim işim!" dedim. Ne kadar zorladıysam ııh, açamadım! Az sonra bir bayan geldi. "Camı açar mısınız?" dedi. Ben "Açılmıyor, çok zorladık!" deyip son kez denedim. Olmadı. Kadın "Bismillahirrahmanirrahim" diyerek camı açıverdi! O an nefsimin yönlendirmesiyle güya bir izah cümlesi sarf ettim, "Oruçluyuz ya, ondan açamadık herhalde!" dedim. Hanım, "Ben de oruçluyum!" demez mi? O an çok utandım. Ekrem Yılmaz (ZAMAN-12.09.2008) Quote Share this post Link to post Share on other sites
kevser 4 Report post Posted September 12, 2008 Boyalı iftar Öğrenciyiz. Ankara Polatlı'da bir ablada iftardayız. Ablamızın leziz yemeklerini yedikten sonra gitmek için kapıya yöneldik. Kapıyı açınca da şoke olduk. Ayakkabılarda bir değişiklik vardı. Bütün ayakkabılar pırıl pırıl boyanmıştı. Biz yemekteyken ablamız bizim toz içindeki ayakkabılarımızı boyamıştı. İnce ve şefkatli ablamızdan Rabb'im ebeden razı olsun . Nurhan Kandemir (ZAMAN -12.09.2008) Quote Share this post Link to post Share on other sites
kevser 4 Report post Posted September 12, 2008 Ramazan çadırı gibi! Yakınımızdaki yurtta öğrenciler kalıyordu. Biz de 15 öğrenciyi iftara davet etmiştik ama son anda arayıp gelemeyeceklerini söylediler! O kadar yemek hazırlanmıştı. Yurdun idarecisini arayıp, 'bari yeni bir ekip oluştursanız' diye rica ettik, "Mümkün değil, yurtta şu an hiç öğrenci yok!" dediler. Hanım, "Bey, koş sokaktan kim rastgelirse iftara davet et." Dedi. Öyle yaptık, 15-20 kişi iftar sofrasındayken zil çaldı. Aa, gelemeyeceğiz diyen gençler "ayıp oldu" deyip gelmişler. Az sonra ikinci zil, bu grup da yurt müdürünün "Abimize ayıp oldu." ekibi! Olduk mu evde 50 kişi! Ama Rabb'im bereketini veriyor, o yemek herkese yetti, neşe içinde bir iftar geçti. Recep İmre (ZAMAN-12.09.2008) Quote Share this post Link to post Share on other sites
kevser 4 Report post Posted September 12, 2008 Çorbadan sonra tatlı Konya'nın Seydişehir ilçesinde Hasan abimiz bizi iftar yemeğine davet etmişti. Önce çorbalar geldi. Sonra da tatlılar. Hepimiz şoktayız. Mecburen yedik. Daha sonra pilav ve türlü daha sonra da börekler ve dolmalar geldi. Şokumuz devam ediyor. Meğer buralarda âdet böyleymiş... Tabi daha sonraki iftarlara hazırlıklı gittik... Muzaffer Artık, Mardin (ZAMAN-12.09.2008) Quote Share this post Link to post Share on other sites
postmortem 1 Report post Posted September 12, 2008 :) :D Son ikiye çok güldüm Allah razı olsun kevser..Devam et kardeşim lütfen.. :D Quote Share this post Link to post Share on other sites