Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Vakıf Ahmet

Zaman Nedir?

Recommended Posts

Arkadaşlar ''zaman'' nedir? Zihnim bu soruya makûl bir cevap veremiyor. Kendi kendime yaptığım mülahazalar beni tatmin etmiyor. Yalnız şu hüküm mutlak doğruyu belirtiyor olsa gerek, zaman, yeryüzünde mekan ile bir mana ifade ediyor. Peygamber Efendimiz (s.a.v) Veda Hutbesi'nde şöyle buyuruyor: <<İşte zaman, devrini tekrarlıya tekrarlıya, Allah'ın yeri ve göğü yarattığı ilk anda ki çıkış noktasına döndü.>> Bu Hadis'i de anlamış değilim, bu Hadis'in şerhini de bulamadım. Zamanın ne olduğunu fiziğin muhtevasıyla açıklayan bazı makaleler okudum. Bunlar zamanı maddeyle açıklıyor. Madde ötesini tamamen maddeyle açıklamak da neyin nesi? Hareketlerimiz zamanın somut hali olabilir ama zamanı tam manasıyla açıklayamaz.

 

Seyyid Ahmet Arvasi'nin, Kendini Arayan İnsan adlı kitabında ''Mekan-Zaman-Yaratan'' adlı başlığı okudum. Oradan çıkardığım sonuç şu zaman, mekanı aşmak istiyor? Peki ya, bu nasıl olacak? Bir de, maddenin tekamülü ''yaratma'' mefhumunun nasıl olduğunu değil, ne olduğunu açıklıyormuş. Bunun zaman ile alakası var ama ne? Yine de en tatmin edici cevapları o kitapta buldum. Arkadaşlar, ben bu işin içinden çıkamadım. Sizin de aklınızı fazla karıştırmadan cevap bekliyorum. Bu hususlarda fikir yürütecek, muteber kaynaklardan bilgi iktibas edebilecek arkadaşların yazılarını bekliyorum. Umarım bu başlık, sadece benim yazdığım bu yazıyla sınırlı kalmaz. Ya da en azından ,benim gibi bu mefhumu çözemeyen arkadaşlar, bu mefhumu çözemediklerini belirtsin :)

 

Bakalım, Üstad ne diyor?

 

Zaman

 

Zaman, sudan çıkarıp suya daldıran dolap;

Bir varlık ve bir yokluk; her tasta bir inkılâp...

 

 

Zaman

 

Nedir zaman, nedir?

Bir su mu, bir kuş mu?

Nedir zaman, nedir?

İniş mi, yokuş mu?

 

Bir sese benziyor;

Arkanız hep zifir!

Bir sese benziyor;

Önünüz tüm kabir!

 

Belki de bir hırsız;

İzi, lekesi var.

Belki de bir hırsız;

O yok, gölgesi var.

 

Annesi azabın,

Sonsuzluk, şarkısı.

Annesi azabın,

Cinnetin tıpkısı.

 

İçimde bir nokta;

Dönüyor aleve.

İçimde bir nokta;

Beynimde bir güve.

 

Akrep ve yelkovan,

Varlığın nabzında.

Akrep ve yelkovan,

Yokluğun ağzında.

 

Zamanın çarkları,

Sizi yürütüyor!

Zamanın çarkları,

Beni öğütüyor.

 

Zaman her yerde ve

Her şeyin içinde.

Zaman her yerde ve

Acem'de ve Çin'de.

 

Kime kaçsam ondan;

Ha yakın, ha ırak?

Kime kaçsam ondan;

Ya sema, ya toprak...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Arkadaşım öyle bi ince noktaya bastırdın kı düşüncemi,tıpkı zaman gibi tekrarlana tekrarlana aynı noktaya gelmekten baska bir şey yapamadım ve aklım da eksık kalmaktan baska ses getırmedı bana..acaba(?)larım daha da çoğaldı o kesin..

Şimdi ''zaman''ını(mı)dır..Zaman: güneşin doğup battığını zannettiğimiz! aralıkta (sürekli) 36o derece dönen nefes sanki..o dönüp duruyor ve aynı noktaya gelmekten başka bır sey yapamazken..bizse geçtiğini zannederek aldanıyoruz belkı de..?rüzgar eserken bı kuruluk bırakır ya tende..zaman da alnımızda çizgi bırakan bi şey..işaretleniyoruz ilmek ilmek,geçtiği her kare için..Zamanı tek bir kaba sıgdırmak gibi bi yetımız yoksa..dokundugu her seye göre ,kendi istegiyle(ilahi hikmet)şekıl alabilen bir şey..Kimine geçmeyen..kimini esip geçen..Ruhla bütünleşip an be an tat bırakan..bizim mekan dediğimiz kimi maddede boyutları farklı olan..velhasıl ifade etmeye çalışırım(şimdiki gibi);ama onu tek bir manayla sınırlandırmak benim harcım değil..İlahı kudreti hissedebilmek için bazen çözümsüzlük iyidir..bu da aczlikten gelir..ne güzel,,

Share this post


Link to post
Share on other sites

selamlar.....ZAMAN KAYBEDİLDİGİNDE ASLA GERİ GELMEYEN TEK İMKANSIZ....zaman bir boyut aslında varlıgı bilinen ama görülmeyen...zaman aslında tükettiklerimizin göstergesi...bazen alında bir çizgi bazen de sırtımızda bir kambur...ZAMAN aslında varlıgımızın bir göstergesi....zaman aslında soyutluktan somuta geçmek....ZAMAN TEK KELİMEYLE BİLİNEMEYEN BİR MUAMMA...............

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstad, zaman mefhumunu İslam’a bağlı ölçülerle nefis bir şekilde tahlil ederek zamanı açıklama cehdine ve aynı zamanda da muvaffakiyetine ermiştir bu mevzuu ele aldığı yazılarında. Onun anlattığı zaman mefhumunu okuyunca, zamana dair dönmesi gereken çark eğer dönmüyorsa dönmeye başlıyor kafada. Zamanın ruha hitap eden ciheti var. O yüzden olsa gerek insanın zaman kavramı üzerine eğilme ve onun hakikatini anlama iştiyakı.

Bu dünyadaki zaman ile ebedi hayatımızı yaşayacağımız yerdeki zaman mefhumu arasındaki farka bakarak, bu dünyadaki zamanı anlamak adına birkaç adım atabiliriz. Orada zaman ‘sonsuzluk’ sıfatını giyinmiş olacak. Bu dünyada zamanın çürüttüğü madde, orada eskimek, solmak, pörsümek fiilinden sıyrılacak. Mekâna bağlı olmayan bir zaman ve zamanın ağından kurtulmuş bir mekân. Aynı zamanda da nâmütenahilik vasfında birbiri ile iç içe geçmiş bir hâl. Orada zamanı aşmak, zamanın aşındırması, zamana direnmek gibi dünyaya ait haller olmadığı gibi, insan bu dünyada bu mefhumlara İslam’ın hakikat penceresinden bakıp yaşayabildiği için o sonsuzluk ikliminin nâmütehani havasını soluyabilecek.

Allah’a inancı olmayan bir insanda bile unutulmamak, kalıcı olmak, gelecek nesillere kendisini hatırlatacak bir eser bırakmak iştiyakı varolagelmiştir. İnsan bu dünyada bir fanusa sıkıştırılmışçasına zamana bağlı olarak yaşamak mecburiyetinde. Dünyanın yaratılma gayesi, insanın sınırlı bir zaman dilimi içerisinde tâbi tutulduğu imtihan, bu dünyadaki zaman mefhumu ile, ebedi hayattaki zaman mefhumu arasındaki derin farkın temelini işaret ediyor.

Üstadın enfes bir tesbiti var. İnsan, diyor, ruhunda zamansızlık âleminin izlerini taşıyor, zamana sadece ruh sığmaz. İnsanı bir mekâna kapatın, ruh da bedenle birlikte o mekânda sıkışıp kalamaz, kimsenin bilmediği, görmediği, göremeyeceği âlemlere, dünyalara yolculuk yapmasına hiçbir kemiyet hesabı engel olamaz. İnsan sonsuzluk âleminden sonlu bir zaman diliminin olduğu bu dünyaya gönderilmiştir ve akıp gitmek ve tükenmek mahiyetinde olan bu zamanın ağı da bu dünyanın sonunu getirdiği gibi insanın da bu dünyadaki sonunu getirmektedir. Ebedi âlemdeki zaman ise ne eskitmek, ne çürütmek, ne de yıpratmak memuriyetine deruhte edilmiştir. İnsan oradaki zamanı özlemekte ve oraya ulaşabilmek için de karşısında hakikat namına tek yol bulunmakta. İnsan hakiki manada mekânı ve zamanı, o dünyayı kazandığında aşmış olacak. Zaman nedir sorusuna cevap bulmak için lafı Üstada bırakalım: Tıklayınız - Zamanın Sırrı

Share this post


Link to post
Share on other sites

-mitajanınınmeseledekiçıkmazı-

 

''Bir bilmecem var çocuklar, haydi sor sor, her salise her saniye geçer, acaba nedir nedir, ayağın biri çukurda, tamam şimdi buldum, hemen onun adı gelir, zaman zaman zaman…''gibi felsefi bir çıkarımla konuya dalmış bulunuyorum.

 

Mevzu çetrefil, mevzu derin… ‘Ha’ deyince laf söylenmiyor. Ne de olsa mücerret bir mefhumdan bahsediyoruz. Elle görülmüyor, gözle duyulmuyor, burunla hissedilmiyor, kulakla görülmüyor, tenle koklayamıyorsun. Duyuların iflası bir bakıma… Duvarda asılı duran saatin 'zaman' olmadığıysa 'yanılgı'nın dehşetli bir tezahürü sanki…

 

Zamansız bir sual olacak ama hep zihnimi kurcalar durur. Ne mi? Hemen deyivereyim:

 

''Bir varmış bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde develer tellal iken, pireler berber iken, ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken…''

 

İnsan babasının beşiğini tıngır mıngır nasıl sallar? Bu sadece bir tekerleme mi? Yoksa içinde çok fazla esrarı bulunduran gizli bir hazine mi? Zamanda yolculuk, ötelerin ötesine geçmek, tayyi zaman tayyi mekan ve daha pek çok şey…Hakikaten bunları yazarken ne kadar ‘zaman’ geçti?..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yaşanan güzelliklerin sadece hatırada kalmasını sağlayan o güne geri dönmene izin vermeyen vefasız bir dost.

 

Yaşanan kötü olayları unutturacak kadarda vefalı bir dostur zaman.(tabi bence)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kimi zaman "iyi ki geçiyor" dediğimizdir. Bazen donup kalsın istediğin. Ama söz dinlemez Allah için yok, kul için mecburi fasid daire. Fasid çünkü çoğu zaman tahammülü zor şerler ocağı. Ama dedim ya iyi ki geçip gidiyor. Geç get zaman sana da ölüm gelecek sana da..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...