Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
mitajanı

Vizeler Yaklaşırken Ajan’da Zuhur Eden Tuhaf Sevda

Recommended Posts

Vizeler Yaklaşırken Ajan’da Zuhur Eden Tuhaf Sevda

 

Uzun zamandır onu izliyordum. Fakat bunu kimseler bilmiyordu. En yakın arkadaşlarım bile bu durumdan habersizdi. ‘Olay bir neticelensin, onlara da söylerim’ diye kendi kendime sürekli telkin ediyordum. Mevzunun odak noktası, hikâyenin başkarakteriyse olaydan tamamen bihaberdi. Ama bilmeliydi. Bildirmeliydim daha doğrusu. Ne yapıp edip söylemeliydim. Bu işin tehir edilecek tarafı yoktu. Ama nasıl söyleyecektim? Ne şekilde kendimi açacaktım? Durumu nasıl izah edecektim? Öyle ya onun zamanı dar ve hep bir meşguliyeti vardı. Hiçbir işi olmasa bile çevresinden ayrılmayan ve taramalı tüfek misali konuşan kızlar ona yetiyordu. Bir de o sümsük çocuk… İnsan bu kadar mı yağdanlık olur arkadaş?

 

Bu işi nihayete erdirmek için çok güzel bir plan yapmalıydım. Kusursuz olmalıydı planım. Yeri ve zamanı iyi tayin etmeliydim. En ufak bir menfi hadise herşeyi berbat edebilirdi. Kafamı kurcalayan ilk sual şuydu: Mevzuyu ona nerede söylemeliydim? Amfide mi yoksa koridorda mı? Koridorda söylemek en iyisi galiba.Tabii ya koridorda söylemeli…Hem zaten yalnız yakalayamazsam onu, mevzuyu asla ve asla söyleyemezdim.Yanından ayrılmayan ve taramalı tüfek misali konuşan kızlar da asla rahat vermezdi zaten.Bir de sümsük çocuk orada olursa...E tamam işte, buyurun cenaze namazına!..Bizim mevzu da böylece güme gider vesselam. Zamanım dardı. Risk alamazdım. Derhal en keyfiyetlisinden bir plan yapmam ve tatbik etmem şarttı. Tersini tahayyül dahi edemiyordum. Sonra sonra aklıma iyi fikirler gelmeye başladı. Mesela onun en sevdiği ders olan Anayasa Hukuku’na Giriş dersi zamanlama olarak biçilmiş kaftandı. Zaten aynı gün Siyaset Bilimi’ne Giriş dersi de vardı. Dersin hocası desen en matrak hocaların başında geliyordu. Dersten sonra söylemek en münasibi diye düşündüm. Evet, zaman ve mekân belli olmuştu artık. Anayasa Hukuku dersi akabinde koridorda söyleyecektim…

 

Ve beklenen gün gelmişti artık. Anayasa hocası yine matrak ve neşeliydi. Haliyle sınıfın keyfi de yerindeydi. Tabii onunda… Ders bitimi hiç teklemeden, savsaklamadan, arkama bakmadan ona doğru ilerledim. Hayret bugün kızlardan ayrı yürüyor. Sümsük çocukta yanında değil. İşte tam vakti, artık söylemeliyim diye düşündüm ve yüksek bir ses tonuyla seslendim ona:

 

—Bakar mısınız acaba? Size bir şey söyleyecektim, müsaitseniz tabii…

 

Damarlarımdan kanım çekiliyordu sanki. Gelecek cevabı merakla bekliyordum. Ve cevap verdi:

 

—Elbette müsaitim, sizi dinliyorum…

 

Artık o müthiş an gelmişti. Ve ben tüm cesaretimi topladıktan sonra dudaklarımdan şu kelimeler gayriihtiyarî döküldü:

 

—Acaba Siyaset Bilimi'ne Giriş ders notlarını sizden alabilir miyim? Malumunuz vizeler yaklaşıyor da…

 

‘Ohhh be dünya varmış’ diyordum içimden. ‘Artık ne derse desin’ diyordum. ‘İster notları versin, ister vermesin…’ diyordum. ‘Sonuçta ben elimden geleni yaptım, gerisi ona kalmış’ diyordum tüm rahatlığımla. … Ben bu duygularla karmakarışık bir haldeyken gelen cevapla adeta yıkıldım.

 

—Şeyyy, doğrusu ben notları X’e verdim. O da bugün fotokopi çektirecekti. Ondan alabilirsin.

 

Dünya başıma yıkılmıştı. Çünkü ‘X’ diye hitap ettiği bizim sümsüktü. ‘Vay sümsük vay!’ diye iç geçirdim. Neticede ders notlarına olan sevdamın sonu hüsranla bitmişti. Gidipte sümsükten notları isteyecek halim de yoktu.

Share this post


Link to post
Share on other sites

-dersnotlarıçalışkanlarınenbüyükkozudurçalışkanlarınsözümonarahatlığınakarşıarka

sıralarınajanıDEFACTO- (kabulediyorumreklamdanesinlendim)

 

 

Not işine girmemin ana müsebbiblerinden belki de en önemlisi o gününün konjoktürel durumuydu diyebilirim.Haa tabii mevzuda takındığım pragmatist ve bir o kadar egosantrik tavır benim gibi bir ajana yakışmamıştı doğrusu.O demler sadece notların kaç utillik bir faydası olacağını düşünüyor, bir nevi fayda-maliyet analizi yapıyordum.Halbuki azıcık ders çalışsaydım bilebilirdim 'Makyevelli; Makyevilist miydi, değil miydi?..' Kimseye de ağız açmazdım haliyle.Nihayetinde bir felix kulpaya benzetilebilirse de bu maceram, altı üstü bir not istemiştim sınıfımızın pek çalışkan, amfinin ön sırasında oturan muhterem isminden.Mevzu bu yani.Sütten ağzım yandı bir kere..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Tamam kardeşim espiri yapmağa çalışıyorsun ama burda bana sevdayla-aşkla dalga geçiyorsun gibime geldi.Aşkın mecazisi bile mübarektir, Pİrler mecaz aşk ilahi aşka giden köprüdür derler.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Tamam kardeşim espiri yapmağa çalışıyorsun ama burda bana sevdayla-aşkla dalga geçiyorsun gibime geldi.Aşkın mecazisi bile mübarektir, Pİrler mecaz aşk ilahi aşka giden köprüdür derler.

 

Yok be hocam, inan ki dalga geçtiğim mefhum <mecazi aşk> değil.Geçseydim aşikarane söylerdim.Haa ortada bir dalga geçme mevzubahis, bu doğru.Fakat bunun <mecazi aşk> olmadığını, mevzuyu ortaya atan ajan olarak gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.Yoksa elbette eskilerin tabiriyle ''Leyla'dan Mevla'ya uzanan bir yol olduğu'' inkar edilemez.Bu yol vesilesiyle Kays, Mecnun olmadı mı zaten?Bu noktada fikirlerimiz müşterek.Benim dalga geçtiğim mevzu ve mefhum farklı.Halimizi Üstad'dan bir dörtlükle dillendirelim:

 

''Ne azap, ne sitem bu yalnızlıktan,

Kime ne, aşılmaz duvar bendedir,

Süslenmiş gemiler geçse açıktan,

Sanırım gittiği diyar bendedir.''

Share this post


Link to post
Share on other sites
Şeyyy, doğrusu ben notları X?e verdim. O da bugün fotokopi çektirecekti. Ondan alabilirsin.

 

Dünya başıma yıkılmıştı. Çünkü ?X? diye hitap ettiği bizim sümsüktü. ?Vay sümsük vay!?

 

Bi sümsük kadar olamamışşın senden ajan majan olmaz :)

Share this post


Link to post
Share on other sites
Bi sümsük kadar olamamışşın senden ajan majan olmaz:D

 

Yani evet bir insanı küçük görmek nihayetinde yakışıksız bir durum.Sümsük dediğin adamın haddizatında çok iyi bir iş bitirici olabileceği hakikatini o lahza muhayyilesi kaldırmıyor insanın ya da ajanın.Bu hususun önemini bu vesileyle kavradım lakin sümsük denilen insanlarda ki gizli potansiyele de dikkat çekmek isterim.Bazılarının potansiyeli inkar edilemeyecek ölçüde fazladır.Bir ajana pabucu ters giyderecek ölçüde olanları dahi vardır.Ajansal kriterlerimin her meseleyi daha teferruatlı incelemesi gerektiğine kani oldum ne yalan söyleyim.Nihayetinde NLP dünyası da işaret ediyor EQ'ya..İşin bir de duygusal boyutu var.Sümsük olmak duygusal ve iş bitirici olmamak anlamına gelmiyor.Uzun lafın kısası; harbiden zor iş ajanlık.Ama bir açıdan da gönül işi.Hariçten söylenenler düşünsel dünyamızı pek etkilemiyor bu manada.Baş koymuşsun bir kere bu yola..

Share this post


Link to post
Share on other sites
Yani evet bir insanı küçük görmek nihayetinde yakışıksız bir durum

 

ben seni küçük görmedim çok çalışman gerektigini vurguladım.

 

Sümsük dediğin adamın haddizatında çok iyi bir iş bitirici olabileceği hakikatini o lahza muhayyilesi kaldırmıyor insanın ya da ajanın

 

ona ben degil sen sümsük dedin.Eger sümsük biri degilse özür dilemen lazım birinin arkasından konuşmak çok yaıp şey.Öyle ani bir kararlar alırsan notları daha çoktırırsın sümsüklere.

 

sümsük denilen insanlarda ki gizli potansiyele de dikkat çekmek isterim.Bazılarının potansiyeli inkar edilemeyecek ölçüde fazladır.Bir ajana pabucu ters giyderecek ölçüde olanları dahi vardır

 

Benim bilgidigim boş beleş işe yaramayan insanlara sümsük denir.Onlarda potansiyel aranmaz yani.Oradaki ''bir ajana'' degil bana olması lazımdı:)

 

Ajansal kriterlerimin her meseleyi daha teferruatlı incelemesi gerektiğine kani oldum ne yalan söyleyim

 

Ajansın ve bunu yeni ögreniyorsun aferim sana

 

Uzun lafın kısası; harbiden zor iş ajanlık

 

Kanaatimce 8 satırlık yazıdan tek dogru cvp sana bişey söyleyeyim çok çalışman gerekiyor çokkkk.yada bu işi bir bilenden ögrenmen lazım :)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Verdiğim cevapların tamamında laflarım bizzat ve şahsen naçiz şahsıma yönelikti.Yanlış anladınız galiba.Yoksa ne sizin beni küçümsediğinizi söyledim, ne de sizin arkadaşa sümsük dediğinizi ima ettim.Bilahare sümsük denilmesinin yanlış olduğunu yazımda da vurguladım.Buna ilaveten 'bir ajana' derken de kendimi kast etmiştim.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Destur beyler.

 

Çelebi kapat bu sayfayı girme bir süre. Haydi dışarı çık bende çıkıyorum. Mekan belli.

 

Simitçi, sen kafana göre takıl mübarek :)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yanlış anlaşılmak zor bir durum.Bakın siz benim zihnimin kıyısından köşesinden geçmeyen şeyleri yazdınız.Halbuki asla yazdıklarınız kast etmeiştim.Ama ben bunu garipsemedim.Çünkü beni yanlış anladığınızı düşünüyordum.Yoksa o şekilde cümlelerimi cımbızla çekipte cevap yazmayacağınıza hüsn-ü zannım tamdı.Neyse olsun bakalım.Hiç yoksa sizden bir aferi aldım.Merak etmeyin herkesin anlayacağı dilden yazmayı başarırsam ilk nüshasını size yollayacağım.

 

Bu arada tek ajan olduğumu sanmıyorum.Muhakkak vardır piyasada pek çok ajan.Piyasa fokur fokur kaynıyor...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...