Hâcegân 226 Report post Posted November 12, 2008 İhtiyar Feri kaçmış gözlerde yaş, Seksene merdiven dayamış yaş; Değneğe bir karış adımlar, yavaş yavaş… Uzağa yakın, yakına uzak gözlükler, Dedeye resim, nineye yamalı sökükler; Bayramlarda her daim boynu bükükler… Beş vakti bekler, anlı secdeye gider, Titrek ellerde tespih, has ismi heceler; Omuzlarda ağır yük, yaratanı zikreyler… Ah şu kara çarıklı ihtiyar; Eskiden deyip, hikâyeye başlar! Zamanı ilmik ilmik geriye sarar… Geceyi taksim eyle her bir saate, Her bir saati böl en küçük vakte; Her lahzasında der, soluğu aldım beşikte… Ağladı biricik yavrusu, ciğeri yandı; Her gündüz, her gece buna nasıl dayandı? Eskiden deyip, ihtiyar, işte bunları andı… Ve daha nelerden, daha nelerden bahsetti, Ömrü bir suydu; Azrail’e meyletti; Bitmez sanılan yıllar dört köşe tabuta yetti… Toprağa karışmış kara çarıktan izler, Zamanenin raksını kara çarık gizler; Şimdinin çocukları hep bu yolu izler… Quote Share this post Link to post Share on other sites