Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
gülsüm

Türkiye'nin Einstein'ından Dilimizi Kurtarma Adına

Recommended Posts

gerçekten müthiş mutlaka seyredin

 

""siz bukadarını da yapamazsanız ... eger bu kadarını becermezseniz o zaman bu millet tarih yüzünde yaşamaya artık layık değil demektir... ""

 

""gençler dedelerinin mezar taşlarını okuyabilmeli .. !!""

 

"Osmalıca lafını ingilizler koymuştur 19. asırda .. Osmanlıca öztürkçe gibi laflar sahtedir ""

 

ve daha birçok çarpıcı sözler içeren bir konferans.. iki defa nobel ödülünü reddeden böyle bi zekanın, işi gücü bırakıp bu konuya kol kanat germesi, kitaplar yazması hakkında biraz olsun düşünmeliyiz..

 

bide Oktay Sinanoğlu genelde şu konuda yalnış anlaşılır .. yabancı dil öğrenmeyin demiyor adamcağız.. yabancı dil eğitimi kaldırılsın diyor. ince bir nokta, bence de çok önemli ..

 

ayrıca şu "azmanistan" lafına bayıldım ;)

Share this post


Link to post
Share on other sites
Arkadaşlar ülkemizin hatta dünyamızın aydın beyinlerinden olan Oktay Sinanoğlu'nun TDK'da verdiği bi konferansı buldum ve sizlerle paylaşmak istedim

 

 

Vayy, Sinanoğlu ;)

 

Demek aydın beyin.. Çok aydın bir beyin olacaktı.. O kadar aydın ki, savunduklarını uygulamayan bir beyin..!

 

Bana babam sigara içme demiyor. Neden biliyor musunuz? Çünkü babam da sigara içiyor. Sigara içme dese, sözlerinin tesir etmeyeceğini çok iyi biliyor. Babam ondan akıllı adam, o bunun farkında çünkü.

 

Şimdi, oktay beyin savunduklarına bakıyorum da, şöyle sorasım geliyor;

Yahu paşam, yahu hocam, madem olay bu durumda, sen neden yıllarca, o dahi beynini neden Ülken için, Vatanın için, Milletin için çalıştırmadın da Elin amerikalarında çalıştın senelerce? Adamın suyunu sıkmışlar sonra; posanı alıp ülkene dönebilirsin demişler.O da gelmiş.. Haa şu ince bir nokta, fikirleri, canlandırmak istediği akıma bir diyeceğim yok, Tabiki kutsal bir dava. Vatan sevgisi, millete hizmet aşkı. Amma, kutsal Dava, Kutsal Çile çekmeden Payidar Olamaz..! Vatana, millete hizmet, 90 yaşına geldikten sonra, TV karşılarında uykulu gözler ile, kısık ses ile, hasta, yorgun bir beden ile yapılacak bir iş değil. Hele de posanı amerikada bıraktıktan sonra..!

 

Kusura bakmayın ama ben bu adamı hiç samimi bulmuyorum.. Yapacaklarını gelip, genç iken, en verimli çağında iken yapsaymış..!

 

Seyyid Ahmet Arvasi'yi bilir misiniz? Bilmeyenler, hayatını okusun derim.. (bu da benden size ufak bir hediye, anlamışsınızdır umarım.!)

Share this post


Link to post
Share on other sites

upss..

 

bozuk saatler bile günde iki defa doğruyu gösterir ;) ..

en azından şimdi ucundan tutmaya çalıştığı konu oluk oluk kan kaybeden bi konu .. hani bi fıkra gibi bişey yazmıştım bu siteye yaşlı kadına Allahı inkar eden biri bir sepet yiyecek veriyodu .. yaşlı kadın "şükürler olsun Allahım" deyincede yerinden fırlayıp "Allahın değil ben verdim " diyodu .. yaşlı kadın da : "Allahım hem gönderdin hemde parasını şeytana ödetmişsin" diyodu ya hani.... :( tam uydu yaaw

 

selametle

Share this post


Link to post
Share on other sites

ayrıca haklısınız efendim Ahmet Arvasi gibi büyüğümüz varken denize düşüp yılana sarıldık mantığıyla hareket etmemiz doğru değil , önümüzde Ahmet Arvasi gibi nice tutunacak dal var ... uyardığınız için sağolun ...

Share this post


Link to post
Share on other sites

www.sinanoğlu.net OKtay Sinanoğlu'nu sevenlerin açtığı bir site olup yandaki linke tıklayıp girebilirsiniz

yandaki link

 

Yarın sınav var. Ben hala foruma yazı yazıyorum.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Arkadaşlar gerçekten de mütiş bir hitabet yeteneği var. izlemenizi tavsiye ederim.Osmanlıya,Allah(c.c) ye çok güzel vurgular yapıyor...

 

Sayın Profesör Doktor Oktay Sinanoğlu; dünyanın en genç yaşta profesör olmuş kişisi ve Nobel adayı. 1953 yılında Ankara’da TED’in Yenişehir Lisesini birincilikle bitirdi. O zaman lisenin eğitim dili tamamen Türkçe’ydi, takviyeli yabancı dil dersleri vardı, sonradan kolej oldu. TED tarafından Amerika’ya burslu Kimya Mühendisliği için gönderildi. 1956 yılında Amerika Birleşik Devletleri Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley’de Kimya Mühendisliğini birincilikle bitirdi.

 

1957’de Amerika Birleşik Devletlerinde MIT’den birincilikle Yüksek Kimya Mühendisi oldu. Alfred Sloan ödülünü aldı. 1959’da Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley’de; Kuramsal Kimya Doktorasını yaptı, doktorasını yaparken iki ödül kazandı. 1959-1960 yıllarında Amerika Birleşik Devletleri Atom Enerjisi Merkezinde araştırmalar yaptı. 1961’de hem Harward, hem de Yale’de kendisinin yeni Nicem (“Kuvantum”)Kimyası ve fiziği üzerine teorileri hakkında üst düzey derslerde yeni buluşlarını anlattı. 1962 yılında Batının 300 yılda en genç profesörü oldu (26 yaşında Yale Üniversitesinde);

 

 

1962 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi mütevelli heyeti yalnız Oktay Sinanoğlu’na mahsus olmak üzere kendisine Danışman Profesör unvanını verdi. 1973’te Almanya’nın en yüksek Aleksander von Humboldt Bilim Ödülünü ilk kazanan kişi oldu. 1975’te Japonya’nın Uluslararası Seçkin Bilimci Ödülünü kazandı; yine 1975 yılında özel kanunla Oktay Sinanoğlu’na ilk ve tek, Türkiye Cumhuriyeti Profesörü unvanı verildi. 1976’da Japonya’ya Türkiye Cumhuriyeti Özel Elçisi olarak gönderildi. Kendisi Türk-Japon kültür, bilim ve eğitim ilişkilerinin temellerini atmıştır.

 

Amerika Bilim ve Sanat Akademisinin ilk ve tek Türk üyesidir. Hindistan’ın Devlet Misafiri olarak, Hintli Bakanlarla ve Cumhurbaşkanıyla görüşmüştür. Meksika’da aynı seviyede Üçüncü Dünya Bağımsızlığı için çalışmıştır. Yıldız Teknik Üniversitesi'nden yaş sınırında (67) emekli oldu.Yale'deki hayat kaydıyla, ömür boyu olan iki kürsülü profesörlüğünü, Türkiye'nin ve Türkçe'nin başına gelenlerle daha verimli mücadele edesilmek için, "emeritus professor" ünvanına çevirterek Türkiye'deki faaliyetlerini daha da yoğunlaştırdı. O ara Türkiye genelinde ki herhangi herhangi bir bir evrenkentte (üniversitede) yetenekli gençlere, fizik kimya, matematik, moleküler biyoloji dallarında Mastır, doktora araştırmaları yaptırması, herşeyi YÖK'ten soran rektörlerce engellendi.. 250 kadar uluslararası bilimsel yayını, bilim kuramları, çeşitli dillere çevrilmiş kitapları vardır. Türkiye’de de Türkçe pek çok yayın yapmıştır. Değişik ülkelerde iki kez Nobel’e aday gösterilmiştir.

 

 

 

 

 

Türk Dil kurumu Konferansı

 

http://www.sinanoglu.net/modules.php?name=...showpage&pid=53

 

 

 

Kanal 7 iskele sancak söyleşisi

 

 

http://www.sinanoglu.net/modules.php?name=...showpage&pid=37

 

 

CevizKabuğu prog.Söyleşisi

 

 

http://www.sinanoglu.net/modules.php?name=...showpage&pid=54

 

 

 

TRT2 söyleşisi

 

 

http://www.sinanoglu.net/modules.php?name=...showpage&pid=19

Share this post


Link to post
Share on other sites
Vayy, Sinanoğlu :)

 

Demek aydın beyin.. Çok aydın bir beyin olacaktı.. O kadar aydın ki, savunduklarını uygulamayan bir beyin..!

 

Bana babam sigara içme demiyor. Neden biliyor musunuz? Çünkü babam da sigara içiyor. Sigara içme dese, sözlerinin tesir etmeyeceğini çok iyi biliyor. Babam ondan akıllı adam, o bunun farkında çünkü.

 

Şimdi, oktay beyin savunduklarına bakıyorum da, şöyle sorasım geliyor;

Yahu paşam, yahu hocam, madem olay bu durumda, sen neden yıllarca, o dahi beynini neden Ülken için, Vatanın için, Milletin için çalıştırmadın da Elin amerikalarında çalıştın senelerce? Adamın suyunu sıkmışlar sonra; posanı alıp ülkene dönebilirsin demişler.O da gelmiş.. Haa şu ince bir nokta, fikirleri, canlandırmak istediği akıma bir diyeceğim yok, Tabiki kutsal bir dava. Vatan sevgisi, millete hizmet aşkı. Amma, kutsal Dava, Kutsal Çile çekmeden Payidar Olamaz..! Vatana, millete hizmet, 90 yaşına geldikten sonra, TV karşılarında uykulu gözler ile, kısık ses ile, hasta, yorgun bir beden ile yapılacak bir iş değil. Hele de posanı amerikada bıraktıktan sonra..!

 

Kusura bakmayın ama ben bu adamı hiç samimi bulmuyorum.. Yapacaklarını gelip, genç iken, en verimli çağında iken yapsaymış..!

 

Seyyid Ahmet Arvasi'yi bilir misiniz? Bilmeyenler, hayatını okusun derim.. (bu da benden size ufak bir hediye, anlamışsınızdır umarım.!)

Neden yıllarca yurtdışında hizmet etti diyorsunuz,ama Oktay Sinanoğlu yurtdışında eğitim gördü sadece.Burda sürekli hizmetleri oldu ve samimi bir adam.Tübitak,ODTÜ ve çeşitli üniversitelerde bir çok yeni kürsüler kurdurdu.Ama burda hizmet etmeye çalışırken de sürekli engellenmeye çalışıldı.Samimi olarak hizmet etti ve az çok dindarlaştı da bu süre zarfında.

Türk Aynştaynı isimli nehir söyleşiyi okumanızı tavsiye ederim,çok verimli kullanmış zamanını,okurken gıpta ettim.Bu kitapta karşılaştığı zorlukları ve üniversite camiasında hakim öğretim(!) üyelerinin alçaklıklarını da okuyabilirsiniz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ben biraz dar görüşlü insanım arkadaşlar. Az buçuk aranızda tanıyanlar vardır. Kolay kolay bir görüşe, fikre inanmam ya da bazı şeyleri çabuk benimsemem. Ama inandım mı, benimsedim mi de kolay kolay geri dönmem. Tabi, yanlışda da ısrar eden bir cahil de değilim..

 

İlk olarak profesörümüzü iyi tanımak gerekir diye düşünüyorum. 1950'lerde başlayan yurt dışı yaşamına 1995'e doğru yavaş yavaş nokta koydu. Bu yıllardan sonra Türkiye'de çalışmaya başladı. Yanlışsın diyen varsa yazsın ben de düzelteyim kendimi. Yani arada yaklaşık olarak kocaman 40 sene var, hatta daha fazla...

 

Şimdi gardenya'nın dediklerine gelelim.Dikkat ediniz, ben yazımda, sevgili profesörümüzün görüşlerini, fikri bakımdan söylediklerini, yazdıklarını, savunduklarını, başardıklarını eleştirmiyorum, kötüdür demiyorum; bilakis benimsiyor ve savunuyorum, takdir ediyorum. Amma, ben farklı bir bakış açısı ile yaklaşıyorum olaya. Hani şöyle diyeyim ; "Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz" ne demektir biliyorsunuz. Ve benim yukarıdaki yazdıklarıma bir daha bakıp bu söz çerçevesinde neyi eleştirdiğime dikkat ediniz. Kısaca şunu diyorum; şimdilerde savunduğu ülke ve millet çıkarlarını neden o 40 yıl içinde gözetmediğini merak eden bir insanım sadece... Ha bana "manyak mısın kardeşim, de get işine" de diyebilirsiniz, ama bunlar benim görüşlerim.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Arkadaşlar!

 

Bu gibi durumlarda geçmişi kurcalamak bize fayda getirmez. Hepimizin gençlik yıllarında muhakkak hataları olmuştur.Bu hatalar yapılarak hata yapmama öğrenilir.Önemli olan bu insan bugün yaşadıklarından ders alıp büyük işlere imza atma çabasını gösteriyor olması.

 

Bize düşen "GEÇEN ĞEÇMİŞTİR ,GEÇENİN ÜSTÜNE ÇİZGİ ÇEKİLİR"düsturuyla hareket etmektir.

 

Vesselam...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...