Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Hayy bin Yakzan

Mehmed Zâhid Kotku (rh.a.) Bugün Yâd Ediliyor

Recommended Posts

MEHMED ZÂHİD KOTKU (Rh.A.) BUGÜN YÂD EDİLİYOR

 

Gönüller sultanı Mehmed Zahid Kotku Hocaefendi, doğumlarının hicri yıl dönümü olan bugün, Kur’an-ı Kerim hatimleriyle ve AKRA FM’de özel programlarla yâd edilecek.

 

Mehmed Zahid Kotku Hocaefendi, doğumunun 115. yılı olan, Hicri 1 Safer 1430, Miladi 27 Ocak 2009 Salı günü ikindi namazını müteakip Süleymaniye Camii haziresindeki kabirleri başında, akşam namazını müteakip ise İskenderpaşa Camii’nde özel programlarla ve hatim dualarıyla, AKRA FM'de ise gün boyu sürecek özel yayın akışıyla yâd edilecektir.

 

M. Es’ad Coşan Rh.A. Hocaefendi’nin sohbetlerinden, ilim adamlarıyla M. Zahid Kotku Hocaefendi’nin hayatı ve fikirleri üzerine yapılan söyleşilere, belgesellerden hatim duasına kadar birçok programı gün boyu AKRA FM’den takip edebilirsiniz.

 

Merhum Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocaefendi’nin 13 Kasım 1993 tarihinde Avustralya’da yaptığı “Mehmed Zahid Kotku Hocaefendi ve Tasavvuf”; 25 Ekim 1995 tarihinde Almanya’da yaptığı “M. Zahid Kotku Hocaefendiyi Anlama” konulu sohbeti ile Es’ad Coşan Hocaefendi’nin Başmakaleler-2 adlı eserinden “M. Zahid Kotku Hazretleri İçin Yapılan Güzel Çalışmalar” ile “Sadık İhvanımızın Halis Hizmetleri” adlı makaleleri seslendiriliyor.

 

İLİM ADAMLARI HOCAEFENDİ’Yİ ANLATIYOR

İskenderpaşa Camii’ndeki programda, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Turan Arslan, “MZK Hocaefendi’nin Bakışıyla İnsanı Kamil, İdeal Genç, İnsan Yetiştirmenin Önemi ve Ümmet Bilinci” konusunda bir sohbet yapacak. Sohbetin ardından okunan hatimlerin ve tesbihatların duasını Ümraniye Vaizi Mikdat Kutlu yaparken, Prof. Arslan’ın konuşması ve hatim duası AKRA FM’de yayınlanacak.

 

AKRA FM’de ayrıca, Halil İbrahim Üçer’in ev sahipliğinde Bahçeşehir Üniversitesi Medeniyet Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Bekir Karlığa’nın konuk olduğu programda, MZK Hocaefendi’nin hikmet, tefekkür, basiret ve feraset hakkındaki görüşlerinden hareketle “İslam Düşünce Sisteminin Ana Unsurları ve İslam Birliğinin Sağlanmasında Âlimlere Düşen Görevler” konusu irdeleniyor.

 

VEFAT EDENLER HOCAEFENDİ’Yİ ANLATIYOR

AKRA FM yâd gününde, çeşitli zaman ve mekânlarda gerçekleştirilen Mehmed Zahid Kotku Hocaefendi’yi anma programlarında Yusuf Ziya Binatli, Ali Ulvi Kurucu, Raif Cilasun, Selçuk Eraydın, Akif İnan, Yusuf Türer, Yaşar Tunagür ve Sabahaddin Zaim gibi Hakk’ın rahmetine kavuşan önemli şahsiyetlerin hatıraları yer alacak.

 

Mahmud Es’ad Coşan Hocaefendi ise doğumlarının 73. yılında, Hicri 13 Safer 1430, Miladi 8 Şubat 2009 Pazar günü ikindi namazını müteakip kabirleri başında, akşam namazını müteakip ise İskenderpaşa Camii’nde özel programlarla ve hatim dualarıyla yâd edilecek…

 

 

M. ZAHİD KOTKU HOCAEFENDİ'Yİ YÂD GÜNÜ ÖZEL YAYIN AKIŞI:

 

03.00–03.45 : Hadisler Deryası Yâd Günü Özel Sohbeti

Merhum Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocaefendi’nin, 13 Kasım 1993 tarihinde Avustralya’da yaptıkları “Mehmed Zahid Kotku Hocaefendi ve Tasavvuf” konulu sohbeti dinleyicilerin istifadesine sunuluyor.

 

04.00 – 05.30 : Yolumuzu Aydınlatanlar Yâd Günü Özel

Peygamber Efendimiz (SAS)’den günümüze ulaşan Altın Silsilenin 39. halkası olan Mehmed Zahid Kotku Hocaefendi’nin hayatı etraflıca anlatılıyor.

 

07.00 – 07.30 : Kur’an-ı Kerim Meali

 

07.30- 08.00 : Ummandan İnciler Yâd Günü Özel

M. Zahid Kotku Hocaefendi’nin kendi sesinden Ummandan İnciler’de “İlim Öğrenmek ve Âlimlerin Önemi” konulu sohbet dinleyenlerin istifadesine sunuluyor.

 

09.45 – 10.00 : Tarihten İzler Yâd Günü Özel

Mehmed Zahid Kotku Hocaefendi’nin hayatı kronolojik olarak dinleyicilere sunuluyor.

 

10.00– 10.40 : M. Zahid Kotku Belgeseli

Hayri Küçükdeniz’in seslendirdiği belgeselde M. Zahid Kotku Hocaefendi’nin hayatı anlatılıyor.

 

10.40 - 12.00 : M. Zahid Kotku Yâd Günü Özel Program- 1

Serpil Özcan’ın hazırlayıp, Emrullah Uzun ve Erol Eren’in seslendirdiği programda M. Zahid Kotku Hocaefendi’nin sohbet ve eserlerindeki “İdeal Genç Tanımı, Gençlere Nasihatleri ve Örnek Gösterdiği Gençlerin Hayatlarından Kesitler” anlatılıyor.

 

12.10 – 12.30 : Başmakaleler Yâd Günü Özel

Merhum M. Es’ad Coşan Hocaefendi’nin Başmakaleler-2 adlı eserinden “Mübarek Hocamız M. Zahid Kotku Hazretleri İçin Yapılan Güzel Çalışmalar” ile “Sadık İhvanımızın Halis Hizmetleri” adlı makaleleri seslendiriliyor.

 

12.30 – 13.00 : Kur’an-ı Kerim Meali

 

13.15 – 14.30 : M. Zahid Kotku Yâd Günü Özel Program- 2

Serpil Özcan’ın hazırlayıp sunduğu programda M. Zahid Kotku Hocaefendi’nin sohbet ve eserlerindeki “Müslümanların Birlikteliği, Ümmete Düşen Vazifeler ve Tavsiyeleri” anlatılıyor.

 

15.00 - 15.45 : M. Es’ad Coşan Hocaefendi’nin dilinden M. Zahid Kotku Hocaefendi

Merhum M. Es’ad Coşan Hocaefendi’nin, çeşitli zaman ve mekânlarda Mehmed Zahid Kotku Hocaefendi’yi anma programlarında yaptığı konuşmalardan yapılan derleme dinleyicilerin istifadesine sunuluyor.

 

16.10 – 17.40 : M. Zahid Kotku Hatıraları

Bu bölümde, çeşitli zaman ve mekânlarda gerçekleştirilen Mehmed Zahid Kotku Hocaefendi’yi anma programlarında Yusuf Ziya Binatli, Ali Ulvi Kurucu, Raif Cilasun, Selçuk Eraydın, Akif İnan, Yusuf Türer, Yaşar Tunagür ve Sabahaddin Zaim gibi Hakk’ın rahmetine kavuşan önemli şahsiyetlerin hatıraları yer alıyor.

 

18.00 -18.30 : Ummandan İnciler Yâd Özel

 

19.00 – 21.00 : MZK Yâd Günü Özel Söyleşisi – 1

Halil İbrahim Üçer’in ev sahipliğinde Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Turan Arslan’ın konuk olduğu programda “MZK Hocaefendi’nin İnsanı Kamil, İdeal Genç, İnsan Yetiştirmenin Önemi ve Ümmet Bilinci” konularındaki görüşlerine yer veriliyor.

 

21.10 - 21.45 : MZK Yâd Günü Özel Sohbeti

Merhum Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocaefendi’nin, 25 Ekim 1995 tarihinde Almanya’da yaptığı “Mehmed Zahid Kotku Hocaefendi ve İslamda Tasavvuf” konulu sohbeti dinleyicilerin istifadesine sunuluyor.

 

21.45 – 22.00 : YÂD GÜNÜ HATİM DUASI

İskenderpaşa Camii’nde yâd günü akşamı, Türkiye ve dünya genelinde okunan hatimlerin ve tesbihatın kabulü için Ümraniye Vaizi Mikdat Kutlu’nun yapacağı hatim duası yayınlanacak.

 

22.00 – 23.30 : MZK Yâd Günü Özel Söyleşisi – 2

Halil İbrahim Üçer’in ev sahipliğinde Bahçeşehir Üniversitesi Medeniyet Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Bekir Karlığa’nın konuk olduğu programda, MZK Hocaefendi’nin hikmet, tefekkür, basiret ve feraset hakkındaki görüşlerinden hareketle “İslam Düşünce Sisteminin Ana Unsurları ve İslam Birliğinin Sağlanmasında Âlimlere Düşen Görevler” konusu irdeleniyor.

 

24.00 - 01.00 : M. Zahid Kotku Yâd Günü Özel Program- 1

Gece çalışan veya yurtdışından AKRA FM’i takip edenler için saat 10.40’deki programın tekrarı yayınlanıyor.

 

01.00 - 02.00 : MZK Yâd Günü Özel Program- 2

Gece çalışan veya yurtdışından AKRA FM’i takip edenler için saat 13.00’teki programın tekrarı yayınlanıyor.

 

03.00 - 04.00 : Hadisler Deryası Yâd Günü Özel Sohbeti

Merhum Mahmud Es’ad Coşan Hocaefendi’nin 13 Kasım 1984 tarihinde İskenderpaşa Cami’inde yaptıkları “Mehmed Zahid Kotku Hocaefendiyi Anma” konulu sohbeti dinleyicilerin istifadesine sunuluyor.

 

04.00 - 05.30 : MZK Yâd Günü Özel Söyleşi- 1

Gece çalışan veya yurtdışından AKRA FM’i takip edenler için saat 19.00’daki söyleşinin tekrarı yayınlanıyor.

 

05.30 – 06.00: YÂD GÜNÜ HATİM DUASI

İskenderpaşa Camii’nde yâd günü akşamı, Türkiye ve dünya genelinde okunan hatimlerin ve tesbihatın kabulü için Ümraniye Vaizi Mikdat Kutlu’nun yapacağı hatim duası yayınlanacak.

 

AKRA FM

Share this post


Link to post
Share on other sites

M. Es'ad Coşan merhum, mürşidi M. Zahid Kotku (r.a.) ile nasıl tanıştığını anlatıyor.

 

Hocamızla Tanışmamız ve Hatıralar

 

Hocamız’la tanışmamız ortaokul talebesi iken oldu. Hocamız Abdülaziz Efendi’nin âhirete irtihalinden sonra makama oturmuştu. Zaten Abdülaziz Efendi’yi tekkeye getirip onu derviş yapan kimse Hocamız’dır. Bir kimse bir kimseyi tekkeye getirirse, onun tarikatte ağabeyidir. Doğu Anadolu’da sünnet merasiminde kirve diyorlar, onun gibi bir durum olur. Hem Hasib Efendi’yi, hem Aziz Efendi’yi Gümüşhaneli Dergâhı’na Hocamız getirmiş.

 

 

Hocamız çok mütevâzi bir insandı. Çok büyük mânevî makâmı olduğunu, bu işin erbabı olan herkes söylüyor. Tevâzuyu lafla değil, ömründeki jestleriyle de bize öğretmiş bir kimsedir. Örnek alınacak halleri vardır. Kendisinin tekkeye getirdiği insanları öne sürmüştür, onlara vazife yaptırmıştır. Onlar gittikten sonra, tekkenin başında vazife yapmıştır. Aslında onlardan kıdemlidir.

 

Hocası’na bağlılığı hakkında çok sitâyişkâr sözler söylerler. Hocası’nın meclisine girip bir diz çöktüğü zaman kıpırdamazmış, çivi çakılmış gibi dururmuş. Ben kendim bu fıkrayı bildiğim için, öyle yapmaya çalışırdım; mümkün değil dizlerim dayanamazdı. O kılıktan o kılığa döner dururdum, yapamazdım. Hocamız’ın, dervişliğinde böyle çivi gibi sağlam halleri vardır.

 

Ben ortaokulda iken babamın peşinden, babamın elini eteğini tutup onun yanında kendisinin meclislerine giderdim. O zaman Ümmügülsüm Camii’nde imamlık yapmaktaydı. Cumartesi günleri, caminin arkasındaki yüksek odada sohbetler olurdu. “Sen hazırlan!.. Sen konuş!..” diye söylerdi; bize de arada iltifat buyururdu, “Sen de hadi bakalım, filanca hadisteki mâna nedir, ona hazırlan!” gibi işaretleri olurdu.

 

Hakkını ödememiz mümkün değil... Bizi kendisine damat olarak seçmiş. Evliliğimin ilk yıllarından itibaren bana, “Evladım, benden sonra bu vazifeyi sen yaparsın!” derdi. Oradan biliyorum ki bizi böyle küçükten alıp terbiye etmeye çalıştı, hazırlamak istedi, hazırladı.

 

Ben yanına gelmek isterdim.

 

“Baba müsaade edersen, fakülteden ayrılayım!.. Doktora bitti, yanınızda hizmet edeyim artık!..” derdim.

 

“Yok, kal orada!..” derdi.

 

“İşte doçentlik bitti, artık geleyim!..”

 

“Yok kal orada!.. Profesörlük ne zaman?..” derdi.

 

Beni fakültede profesör yapmazlar ki, benim hâlim belli; mimli, sabıkalı bir insanım diye düşünürdüm.

 

“Profesörlük ne zaman?..”

 

“Doçentlikten dört yıl, beş yıl sonra...”

 

“Profesör ol da öyle!..” derdi.

 

Anladım ki profesör olacağım. Profesör olmam mümkün değil gibi... O günkü şartlarda, hocalarımızın himmeti olmasa, benim gibi mimli bir insanın profesör olması mümkün değildi. Benim gibilere doçentlik bile vermezlerdi. Hatta kaç senedir dergileri çıkartıyoruz, basın kartı vermiyorlar. Biliyorum, anlayışla karşılıyorum; bizim gibilere vermezler. Basın-Yayın Yüksek Okulu bile açsak vermezler...

 

Ama Hocamız bizi orada profesör etti. O gönderdi. Ankara’daki asistanlık imtihanlarına giderken, cebime harçlığımı koyan Hocamız’dır. Ankara Özelif’teki dairemizin ortaklığının hissesini veren odur. “Alın bakalım yazın.” diye, bin lira veren odur. Ben buraya gelmek istedikçe, “Profesör ol, öyle gel!” demiştir.

 

Tabii, ben Hocamız’ın sağlığında profesör olmadım. Hocamız vefat ettikten sonra 1982’de profesör oldum. İstanbul’a ondan sonra geldim.

 

Ankara’ya gelirdi yazın;

 

“Hadi bakalım, hazırlanın!” derdi.

 

Çocuklarımız var, yaramaz, ağlar, hasta olur...

 

“Rahatsız etmeyelim baba!” derdik.

 

“Yok!” derdi. Bizi alırdı, Konya’ya giderdik, muhtelif illeri, kasabaları ziyaret ederdik. Yanında dolaştırırdı bizi; “İlerde böyle yaparsın!” diye herhalde, yetişmemiz için olsa gerek...

 

Camide veyahut herhangi bir toplantıda, “Biraz da sen konuş!” diyecek diye ödüm patlardı, kaçardım. Öyle der şimdi, gözümün içine bakar diye, safların arkasında, direğin arkasına filan saklanırdım. Çok çekingen bir insandım, konuşmak bana çok zor gelirdi. O çekingenliğimizi himmetleriyle, şimdiki şu hâlimize döndürecek çalışmaları yaptılar. Onu hissediyorum, öyle oldu.

 

Köyde bir ev alır da tenhada kalır mıyım diye birkaç defa teşebbüs etmiştim. “Tavşancıl’da bir ev mi alsak, oraya mı yerleşsek...” diye... Her seferinde Hocamız mâni olmuştur. Bir seferinde demiştir ki:

 

“Evladım, küçük yerlerde insanın kadrini kıymetini bilmezler! Mücevherin kıymetini mücevherci bilir. Büyük yerlerde bilinir, küçük yerlerde bilmezler, ezâ cefâ ederler. Olmaz, o köye gidemezsin!” demiştir.

 

Bizim arkadaşlar bir kooperatif kurmuşlar;

 

“Seni de ortak edelim, sen de gelir misin?” dediler.

 

“Sorun Hocamız’a, ben soramam!” dedim.

 

Ben Hocamız’ın damadıyım o zaman, henüz böyle bir görevle yükümlü değilim. O arkadaş da gitti, Hocamız’a;

 

“Filanca yerde bir arsa alacağız, bu da ortak olsun mu?..” diye sordu.

 

Ona çok sert bir çıkış yaptı. O da dudağını ısırarak geri döndü.

 

“Hocamız hiç müsaade etmiyor.” dedi. Ben biliyordum zaten müsaade etmeyeceğini... Bir köşeye kaçıp da, hizmetten uzak durmamı istemezlerdi.

 

Vefatından iki sene kadar önce olabilir; bir gün bizim İskenderpaşa’daki kapıya yakın köşe odada, somyada yatıyordu. Güneşli bir gündü. Daha önce bize böyle;

 

“Evladım, benden sonra bu vazifeyi sen yapacaksın!” deyince, ben utanırdım, cevap veremezdim, biraz da kaçardım. O gün Valide Hanım yoktu. Yatmış, uzanmıştı. Hasta değildi ama öğle dinlenmesi gibi uzanmıştı. Odanın kapısı açıktı. Biz de, “Bir emriniz var mı?” gibi karşı tarafında durunca, şöyle bize baktı:

 

“Evladım, benden sonra bu vazifeyi sen yapacaksın, sen yaparsın!” dedi.

 

Bu sözü birden söyleyince, ben de kapı dışarı kaçamadım. Biraz kızardım, bozardım:

 

“Baba! Bu bizim kâbımız, tâkatimiz, hakkımız, haddimiz olan bir şey değil ki! Nasıl yapalım bu vazifeyi, yapamayız...” dedim. Biz böyle deyince;

 

“O zaman size yardım ederler!” buyurdu.

 

Ben o hava içinde, bunun bir mânevî yardım, evliyâullah tarafından himmet yoluyla, Allah’ın lütfuyla bazı yardımlar olacak diye anladım.

 

Hakikaten de öyle oldu. Bizim bu görevin altına girmemizden, hizmetçiliğine başlamamızdan itibaren çok büyük gelişmeler oldu. Elhamdülillah kardeşlerimizin arasında tekkemizin faaliyeti olarak çok atılımlar oldu.

 

Hocamız bizi kendisi seçti, aldı, terbiye etti, yetiştirdi. Ondan sonra, “Otur buraya, bu işi yap!” dedi. Sorumluluk omuzlarımızda ama yardım hem ihvanımız olarak, kardeşlerimiz olarak sizlerden, hem de himmet olarak, mânevî yardım olarak onlardan oldu.

 

Allah yardımcımız olsun, dua edin!..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mevlâ sırlarını artırsın...

Bizlere de sevgilerini nasib etsin...

Rûhları şâd olsun...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Esselamü Aleyküm.

 

Ya Rabbi; O'nun Himmetlerine bizleri nail eyle İnşaallah...

 

amin !!!!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...