Kültürsüzsem Mesûlü Sensin Kültür A.Ş.

[trradomir 206]

Evet Kültür AŞ, seni eşek sudan gelinceye kadar dövmek, dövmek, dövmek istiyorum.

 

Çayı çatal sapıyla karıştıran kültürsüz halimle bir kültürleneyim dedim geçende, ta Üsküdar'lardan kalkıp Taksim metrosundan ininceye kadar yeraltlarından mı geçmedim, köprüler mi aşmadım? Dabbetül arz misali metro çıkışından gün yüzüne hülul ettim, sor Allah, sor ki bulasın Kültür AŞ'nin ana satış binasını. İstiklal'in dibinde yapmışlar binayı. Sen misin Dabbetü'l-arzlığa yeltenen, hoşgeldin cehennemin dibine! Onlar nasıl yaratıklar yahu? Adamın üstüne üstüne yürüyen zebani tipli, kafaları süpürgeden farksız bir yığın oğlanla kendilerine insan üstüne tırmanmak gibi bir hobi seçtiklerinden korktuğum, ince endamlı buldozer hatunlar. Bir de yeni ergen olan oğlan tarzından 'vek vek vek' ses çıkarıyorlar, beni ileride belediye başkanı seçerseniz size söz veriyorum, yanıp sönen kırmızı harflerle 'maymunlar alemine hoşgeldiniz' yazan bir tabela asmazsam oranın girişine, gelin suratıma tükürün. Millet nereye girdiğini anlasın yahu. Gerçi istiklal meydanı ifadesi cuk oturmuş, hayvanlar gibi istiklal içinde yaşayan insanlar tarafından hınca hınç doldurulmuş bi mekan için pazarlama açısından hayli uygun bir isim İstiklal. Vazgeçtim, beni belediye başkanı seçerseniz tabela mabela değiştirmeyeceğim. Nasıl, iyi kıvırdım di mi? Olur mu olur, yarın birgün belediye başkanı olursam milletin tükrük deryasında boğulmak istemem, davulun sesi uzaktan hoş gelir, atıp tutmayalım, adımımızı sağlam atalım.

 

Heh, istiklalin halinden bahsediyordum, Arada benim gibi şahıslar da var elbet de bizden bulmanız güç, kaç kişi kaldık ki şunun şurasında zaten? Halbusem bizleri doğal ortamlarımızda korumaya alsalar, pidemizi ayranımızı, kitabımızı netimizi verseler, soyumuzun tükenmemesi için bizlere baksalar ne de iyi olurdu di mi? Bu millet tabii zenginliklerinin kıymetini bilse türünün tek örneği olan Demirel ayısına iyi bakardı. Neyse.

 

He ne diyordum? Millet üstüme gelmesin diye ortalara kaçıyorum, ama işkence biter mi? Bu sefer de Osmanlı döneminden kalma, yürüyen kilise gibi 'çannn, çan' öten bi tramvay. Viana'da bunun at arabası olanlarından vardı, 'itina ile turist kazıklanır' ifadesini misyon bellemiş bir sürü Germen gavuru, 1683 kuşatmasının izlerini, 'Aha Türkler tam bize yazacakken namusumuzu kurtaran kahraman lehli!' gibi sıfatlarla anlattıkları heykellerle, cümlelerle barındıran avucum kadar şehirde at arabalarına attıkları turistleri buz gibi havada kazıklarla ısıtıyordu. Etrafta melul melul dolaşan gariban ben de 'ulan köye gitsem daha iyiydi, bu ne böyle' diye hayıflanıyordum ama Allah sizi inandırsın, şehir öyle böyle kokmuyor abiciğim, burnumu kesip atasım geldi bi an. Bîçarelikten o kokuyu yercesine ağzımla nefes almaya başladım, daha bir mide bulandırıcıydı ama kokuyu daha az hissediyordum en azından. Neyse efendim, bizim kazıklama servisimiz ise daha kokusuz oluyor da o milleti yara yara geçen koca şeyi siz de benim gibi 'anaa yürüyen kilise ayağıma geldi, nasibe bak' diye karşılarsanız, Allah belanızı verir, ezilir geberirsiniz. Beni melekler tuttu tabi. Neyse.

 

Evet efendim, cehennemdeki yolculuğum hakkında bu kadar tafsilat yeterli. İndim, indim, cehennemin dibini, pardon Kültür AŞ'nin binasını buldukda daldım içeriye. Amacım, Bestelenen Şiirleriyle Necip Fazıl Kısakürek adlı albümü satın almak. Doğru yerde olduğuma inanıyorum, çünkü albümü yanılmıyorsam 2000'lerin başında hazırlayan kuruluşun merkez satış binasındayım, şu bendeki akla bakın Allah'ım ya rabbim, müzik marketlerin Evliya Çelebisi olmadan CD'yi satış binasından cebime atacağım.

 

Evet, beklediğimden daha salak çıktım.

 

Çünkü Kültür AŞ'nin bu albüme ana satış binasında yer vermeyeceği aklımın köşesinden dahi geçmemişti!

 

Beni depresyona sokan Kültür AŞ'ye izninizle biraz sövüp saymak istiyorum şimdi.

 

İzin verdiğiniz için ne kadar teşekkür ederim bilemezsiniz, başlıyorum. Kasadaki arkadaş sağolsun bize yardım etmeye çalıştı. Çalıştı çalışmaya da, 'Bu albüm çok eski olduğu için binamızda yok' demesi fakiri çileden çıkarmaya yetti. Sonra aradı taradı bir sürü, 'Necip Fazıl yok, Mehmet Akif'in kasetini buldum, verim mi?' filan dedi de ben o cehenneme bronz için değil, altın için girdim kardeşim,, ne alacağım? Yahya Kemal'in CD'si kalmış, Akif'in kaseti kalmış, Necip Fazıl'ın hiçbi şeyi kalmamış, yıllardır da üretilmiyormuş! Arkadaşlar bu ne büyük bir rezilliktir, ne büyük bir ayıptır? Hadi bi düşünün, siz bundan yaklaşık 10 yıl önce bir albüm çıkarmış olun ve bu albüm ölmeyecek bir kültür eseri olsun, gündelik pop geyiklerinden olmasın. Hatta öyle olsun anasını satayım, ne fark eder? Bu albümü almak isteyen birisi sizin kelli felli, katlı yatlı koca binanıza gelsin, albümün ne kasetini bulabilsin, ne CD'sini. Ulan sanırsın adamlar İdobay da günde on tane albüm çıkarıyor, onları da koyacak yer bulamıyor, daha da basmıyor. Var mı böyle bir şey? Bir kültür hizmetine, birkaç yılda tüketilmesi için mi para yatırılır; arayanın en azından hizmeti gerçekleştirenlerin ana binasında bu hizmeti bulmasına inkan tanınmaz mı hiç? Ulan bir numunelik de mi yok Allah aşkına, bir tane bile mi kalmaz? Piyasadan silindi mi bu çalışma, tarihin mürekkepli sayfalarına mı hapsedildi artık? Ne demek 'Daha üretilmiyor!? Müzelik olmuş çürük PC donanımı mı lan bu? 'Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı' yani. böyle saçmalık olur mu? Adamlar vaktinde bu çalışmayı yaptı, daha da yok, artık bulamayacaksınız bunu! Zaman geçti, eşek öldü. Kasadaki adam bir de 'büyük müzik marketlerde belki kıyıda köşede kalmıştır, oralara da bi bakın' filan diyecek oldu, dönüp dişlerini midesine sokacaktım orada neredeyse belki de en masum kişi kendisi olduğu halde. Ben senin ana merkezine geliyorum, bunu sen getireceksin, bunu bana sen sağlayacaksın genç! Yahu yaptığı hizmeti insan çöpe atar mı, kendi çalışmasını bizzat kendisi piyasadan siler mi? Hayır asla kötü niyetli değiller bu adamlar, şimdi bu mesajı lavuğun biri belediyeye çakmak için malzeme yapmaya yeltenmesin, iyi niyetinden şüphe etmiyorum Kültür AŞ'nin ama bu düpedüz bir kazmalıktır, işgüzarlıktır, dehşet verici bir vurdumduymazlıktır. Biz Müslümanlar, Allah aşkına, ne zaman akıllanacağız? Ne zaman bir işşi adam gibi, kazmalaşmadan yapmayı öğreneceğiz? Çıldırmak işten değil, akil kalabilmek namümkün! Çok yazık...

 

Ben de trraysam er geç bu albümü bulur, kayıtların tamamını da download a eklemesi için Fan'a ulaştırırım. Madem albüm daha üretilmiyor, bari insanlar buradan bulsun kardeşim...

[NFK-Fan 285]

Selamlar,

 

Yeni Eklenenler sayfamıza bakarsanız sürprizi göreceksiniz :) Bu vesileyle dosyaları tarafımıza ulaştırarak eklememize vesile olan Reyhan nickli yöneticimize teşekkürlerimi sunarım.

 

Saygı ve selamlarımla

[AhıskaLı 28]

Allah razı olsun. Çok Teşekkürler...

[Muvazene 190]

Albümün kapak resmini de ekleyelim tam olsun :)

 

[adles 12]

Şuan sadece 'Zindandan Mehmed'e Mektup' adlı eseri dinleyebildim.Değişik ve hoş bir çalışma olmuş.Teşekkürler...

[trradomir 206]

Valla taaccüp kaldım, ne diyeceğimi şaşırdım. Kim tutarmış sizi bre? Hay maşallah, işte yönetim farkı ve kalitesiyle öne çıkan muhteşem bir organizasyon. Süpersiniz. Buradan bir kez daha Kültür AŞ'ye seslenmek istiyorum. 'Naaaber?'

[nrhn 0]

Sonra aradı taradı bir sürü, 'Necip Fazıl yok, Mehmet Akif'in kasetini buldum, verim mi?' filan dedi de ben o cehenneme bronz için değil, altın için girdim kardeşim,, ne alacağım?

Sayin Trradomir,

Acikcasi bir albumun ana satis binasinda olmamasi sasirtici gercekten bu konuda cok haklisin.Bir sey almak istedigimizde saticilarin "o yok,şu var olmaz mı?" gibi tavırları benı de sinir ediyor o konuda da cok haklısın ama altın-bronz benzetmesi beni gercekten rahatsiz etti.Tamam belki Necip Fazil Kisakurek en sevdigin sair olabilir,burasi da Necip Fazil sevenlerin sitesi zaten ama boyle bir benzetme bana ozellikle de bu yazida cok gereksiz geldi.Yani ben sana"Kardesim sen nasil Mehmet Akif'in siirlerine bronz benzetmesi yaparsin?"diyemem.Bunu soylemek benim haddim degil sonucta herkesin en sevdigi sair ayni kisi olmak durumunda degil ancak benim icin Mehmet Akif de cok onemli bir sairdir ve boyle kiyaslamalara gerek olmadigini dusunuyorum.Bu cumleler maalesef yazinda en cok dikkatimi ceken cumleler oldu ve benim bu yaziyi yazmamdaki sebep sadece bu konudaki hosnutsuzlugumu dile getirmektir kimseyle tartisma gibi bir niyetim yok.

Iyi Gunler.

[trradomir 206]

ben sana"Kardesim sen nasil Mehmet Akif'in siirlerine bronz benzetmesi yaparsin?"diyemem.Bunu soylemek benim haddim degil sonucta herkesin en sevdigi sair ayni kisi olmak durumunda degil

 

O zaman? :) Ancak'tan sonrası ne olursa olsun burası yeterli. Benim için böyle bir karşılaştırmaya gerek vardı, çünkü 1. ben Altın almaya gitmiştim (hedef), 2. Üstad'ın yanında Akif bronzdur (keyfiyet), 3. yazının akışı. Müsabakalarda dahi amaç şampiyonluktur ve amaca ulaşmanın nişanesi altındır, bronzun pek ehemmiyeti yok. Karşılaştırma noktasına ise bu başlıkta girerek konuyu başka bir mecraya sokmanın ve ortamı ekşitmenin de gereği yok bence. Seviyorsanız seviniz, en azından bu başlıkta diyecek bi şeyim yok. Benim için hem keyfiyette, hem de amaca uygun olmama noktasında Akif bronzdu. Eh, yazının genel üslubuna uyduğu için bu fikrimi dile getirmeye çekinmedim, hakaret filan da yok, kuyumculuğu bi ara oynarız. Ayrıca şiir/şairlik noktasına meseleyi sıkıştırmayalım, genel bakalım.

[nrhn 0]

Ben -Yani ben sana"Kardesim sen nasil Mehmet Akif'in siirlerine bronz benzetmesi yaparsin?"diyemem.- derken uslubu,soylenis bicimini kastetmistim evet boyle hesap sorar gibi soyleyemem,soylemem ama gayet normal bicimde "Neden Mehmet Akif'in siirlerine bronz benzetmesinde bulundunuz?Neden boyle bir sey soyleme geregi hissettiniz?" diye sorabilirdim ama ben onu da sormadim cunku daha once de soyledigim gibi ben o yaziyi sadece hosnutsuzlugumu dile getirmek icin yazdim bir sey sormak icin degil.Soylediginize gore yazinin geneline uydugu icin o benzetmeyi yapmissiniz tabi ki buna saygi duyarim,sizin fikriniz ama bana gore de oyle bir sey belirtmeye hic gerek yoktu ve asil anlatilmak istenen meseleyle pek alakasi da yoktu,bu da benim fikrim ve bu dusuncemi icimde tutmak yerine soylemek istedim o kadar.Yani siz gayet normal sekilde fikrinizi soylediniz ben de kendi fikrimi belirttim.Ortami eksitmek gibi bir niyetim yok ama dusuncelerimi belirtmeye -tabi ki saygi cercevesinde- hakkim var sanirim,ben de bu hakkimi kullandim.

Iyi gunler

[trradomir 206]

Hmmm. Sormak istiyormuş da saygınızdan soramıyormuş gibi bir haliniz vardı evet, fakat neyse ki ben peşinen bu soruyu sormak için çabaladığınızı sezdim ve içinizde bir arzu kalmasın, bu hal midenizi ekşiterek sizi geceler boyu uyutmayan bir sıkıntıya dönüşmesin, insanlara sırf bunu burada soramamış olmanın vereceği sıkıntı ile ters tepkiler vermeye başlamayın, garibanları haşlamayın benzeri mülahazalardan hareketle iyilik ederek cevabı verdim. Bugüne kadar hiç göstermemiş olmama rağmen haddizatında ben 'özünde' çok iyi bir insanımdır Allah sizi inandırsın. Evet bahsettiğiniz şeyi yapabilirdiniz, yaptınız da; nitekim klavyeler yazmak, diller söylemek için var, öyle değil mi? Başka şeyler de başka şeylerle bu fiilleri desteklemek için var fakat fazla detaya inmeyelim şimdi :) Elbette, ifadenin yersiz olduğunu sandınız, fakat bu zan ve hareket Akif'e beslenen bana göre biraz fazla olan sempatiden ileri geliyordu. Nitekim yerindelikten üç maddeyle bahsettim, 'genellikle' kelimesinin perdesi ardından Tekrarladığınız şekilde sadece yazı akışını, yani en subjektif sebebi ileri sürmedim, o sadece üç taneden biriydi, diğerlerini ve ifadenin mevzuyla alakasını da eminim yüksek bir kavrayış ile idrak ettiniz fakat tekrarlamak ve anladığınızı göstermek pek istemediniz, çok farklı sebepleri olabilir, derin derin saygı duyarım efendim. Ortamı ekşitme mevzuundan kastım ise başlığı 'Akif keyfiyette neden Üstad'la karşılaştırıldığında altının yanındaki bronza benzer?' sualini irdelemenin başlığa getireceği kasvetti, bu konuda bir anlaşılma problemi zuhur etmiş, olabilir arada böyle şeyler. Yoksa başlığı ekşitmediniz, estağfurullah, hiç öyle şey olur mu? Başlığın biraz tuzu eksikti, attınız, leziz oldu. Ve evet bence de saygılı bir insansınız.

[nrhn 0]

Hmmm. Sormak istiyormuş da saygınızdan soramıyormuş gibi bir haliniz vardı evet, fakat neyse ki ben peşinen bu soruyu sormak için çabaladığınızı sezdim ve içinizde bir arzu kalmasın, bu hal midenizi ekşiterek sizi geceler boyu uyutmayan bir sıkıntıya dönüşmesin, insanlara sırf bunu burada soramamış olmanın vereceği sıkıntı ile ters tepkiler vermeye başlamayın, garibanları haşlamayın benzeri mülahazalardan hareketle iyilik ederek cevabı verdim.

 

Ha ha ha :) Beni cok guldurdunuz yani tesekkur ederim ama ben "ben o yaziyi sadece hosnutsuzlugumu dile getirmek icin yazdim bir sey sormak icin degil"diyerek soru sormadigimi gayet acikca belirtmistim onceki yazimda yani yanlis sezmissiniz.

 

Bugüne kadar hiç göstermemiş olmama rağmen haddizatında ben 'özünde' çok iyi bir insanımdır Allah sizi inandırsın.

Yok zaten o konuda bir suphem yoktu sitedeki iletilerinizden anladigim kadariyla da gayet iyi niyetli ve baya esprili birisiniz.

Evet bahsettiğiniz şeyi yapabilirdiniz, yaptınız da;Elbette, ifadenin yersiz olduğunu sandınız, fakat bu zan ve hareket Akif'e beslenen bana göre biraz fazla olan sempatiden ileri geliyordu.

diğerlerini ve ifadenin mevzuyla alakasını da eminim yüksek bir kavrayış ile idrak ettiniz fakat tekrarlamak ve anladığınızı göstermek pek istemediniz, çok farklı sebepleri olabilir, derin derin saygı duyarım efendim.

 

"Sandiniz ve idrak ettiniz fakat tekrarlamak ve anladiginizi gostermek istemediniz" sozlerinizden anliyorum ki siz benim soylediklerimi dikkate almak yerine nasil istiyorsaniz oyle anliyorsunuz.

Ve evet bence de saygılı bir insansınız.

Yani gercekten boyle dusunuyorsaniz tesekkur ederim ama "ve evet,bence DE" derken benim boyle bir sey gostermeye calistigimi ima eder gibisiniz benim hic oyle bir niyetim veya cabam yok istedigim gibi yaziyorum sadece.

Ayrica son olarak soylemek isterim ki ben dusuncemi ifade ettim ve artik bu konuyu daha fazla uzatmak istemiyorum.

Iyi gunler.

[trradomir 206]

Ah, sizi bu şekilde güldürebilmek beni ne kadar bahtiyar etti, sırf bunu anlatmak için klavyeye abansam Beyazıt kütüphanesini dolduracak kemmiyette eser çıkarırım da yine de bu mutluluğumu ifadeden aciz kalırım. O yüzden tek cümlede geçeyim, anlarsınız siz, size güveniyorum. Yok yok, lütfeeen, izaha çalışmayın, teşhis edilmek sizi edebinizden hicaba boğdu sanırım ama ben, dikkatinizi çekerim, 'okudum' değil 'sezdim' dedim. Saygınızdan bir türlü söyleyemiyor ve hatta gülüşünüzdeki sadeliğin bir benzerini izleyebileceğimiz bir cümlede sezdiğim mananın tersini söyleyerek, bu arzunuzu, kim bilir ne ruh ağrılarıyla perdeliyordunuz lakin buradan kaçmaz, hayatta ıskalamam.

 

Keşke okuduklarımdan istediğimi anlayabilseydim, emin olun bu müthiş bir kazanç olurdu insanlık için. Çevre rahat eder, sükunet bulurdu. Gül gibi rütbemi de..... Ahh, gözyaşlarıyla klavye temizlemek nedir, bilir misiniz? (Rütbeme kavuşana kadar zırlayacağım, görürsünüz)

 

Öte yandan saygılı bir insan olduğunuzu can-ı gönülden söylüyorum. Ayrıca çok teşekkür ederim, pek mültefit davranıyorsunuz. Yahu bu arada can-u gönül mü demeli, can-ı gönül mü, onu tam çözemedim şimdi. Sanki ikisi de oluyor, öyle değil mi? Ha ha ha...

 

Saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar, saygılar ve saygılar.

 

Kıssadan hisse: Control-V'den parmak çekmeye üşenmek, talihsiz neticelere gebe olan bir tembelliktir. Ben ettim, siz etmeyin!

[nrhn 0]

Yazinizda oldukca alayci bir uslup SEZIYORUM ama gercekten bu mevzu fazla uzadi ve surekli bir seyler yaziyoruz ama bize pek katki saglamayan seyler ayrica bunun bir kisir dongu haline donmesini istemiyorum ve cevap vermiyorum,o yuzden bir bu yazi bu konudaki son mesajimdir.

[trradomir 206]

:) Tamam tamam kızmayın.

 

Ha ha ha :D