Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
1stanbul

Aşikar Doğu Gizli Batı

Recommended Posts

AŞİKÂR DOĞU GİZLİ BATI

 

Âdem babamızla başlayan insanlık tarihine Arap Yarımadası’nın (Ceziret’ül-Arap) beşik olduğu rivayet edilmektedir. İlk devirde dünyanın (çok) ender görülen misafirlerinden olan insan, bugün yaklaşık 7 milyarlık nüfusuyla yeryüzündeki diğer canlı ve cansız mahlûkatı tahakkümü altına almıştır. Günümüzdeki teknolojik gelişmelere paralel olarak âdemoğlunun zahiri anlamda zirvede olduğunu söyleyebiliriz. Peki, manevi anlamda nerelerdedir? Çoğu insan bu soruyu duymak bile istemez.

 

Eşref-i mahlûkat olan âdemoğlunun yeryüzüne yayılmasının ve diğer varlıklara üstün olmasının sebepleri vardır. Bu sebepleri yaratan da bizim ve bizden öncekilerin Rabbi olan Allah-u Teala’dır. Yoksa insan bir sivrisineğin şerrini dahi def edemeyecek kadar biçare, bir mimikten müteessir olacak kadar zayıf hallere düşebilmektedir. Bu analizden de anlaşılabileceği gibi âdemoğlunun hakikatte sahip olduğu şey ancak “hiçbir şey”dir. Yönettiği ve yönlendirdiği dünya nimetlerinin tümü imtihan için –geçici bir süreyle– verilmiştir. Hâlbuki pek çok insan bunu hatırlamak dahi istemez.

 

Bugün batı medeniyeti (western-civilization) diye adlandırılan bir uygarlık vardır. Buna zahirin zirvesi (ihya edilmesi) de denilebilir. Büyük ölçekli iktisadi teşekküller başta olmak üzere sosyo-kültürel zenginliğin ve parlak yaşantıların sunulduğu ülkelerin meydana getirdikleri bir medeniyet. 19.yy’da agresif bir ivmeyle dünyayı etkisi altına alan bir medeniyet. Son iki asırda doğu ülkelerinin hayran oldukları bir medeniyet.

 

Az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin oluşturduğu uygarlığa da genel adıyla doğu, özel adıyla Ortadoğu (middle-east) denilmektedir. Doğu, batıyı takip eder ve bu takip hayranlığını hiç gizlemez. Doğu aşikârdır. Batı izlendiğinden memnundur ancak bunu hissettirmez. Gözünün ucuyla –takip edildiğini görmek için– gizlice doğuya bakar. Batının doğuya olan hayranlığı aslında doğunun iştiyakından ziyadedir. Lakin bunu gizlemesini iyi bilmektedir. Eğer gizlemezse, doğu kendi bağrındaki muhteşem hazinenin farkına varabilir. Bu ise batının istemeyeceği bir direnişin başlangıcı olabilir. Peki, bunun farkında olan hiç kimse yok muydu? Elbette vardı. Onlardan biri de Necip Fazıl Kısakürek’ti. Zaten bu nedenle doğuya “Büyük Doğu” demişti.

 

Gizli batının gözlerine yansıyanlar, aşikâr doğunun o eşsiz manevi hazineleridir. (Buna ‘göz koymak’ da diyebilirsiniz.) Doğu kendi değerlerini batının gözlerine yansımasından görür ve onun batıya ait olduğunu zanneder. Hâlbuki o hazine kendisinindir, bilemez. Bu durumu korumak için batı, doğunun kendi iç güzelliklerine yönelmesini istemez. Doğunun gerçeği görmesini engellemek için lisanıyla zihin bulandıran hilelere başvurur. Tarihi yeniden yorumlar. Ahlak hudutlarını değiştirir. Film kareleriyle kültürel hegemonya kurmaya çalışır. “Güneş batmayan imparatorluk” kurma hedefiyle çıktığı bu yolda elleri boş durmaz; doğuda maddi ve manevi ne kadar değer varsa hepsini “batı uygarlığı” denilen deposunda rezerve eder. Bunu zorla da şerle de yapar. Bu süreçte doğu hep uyumaktadır.

 

Doğuda hangi hazineler var? Hepsini saymak mümkün değil. Öz ifadelerle; Peygamberlerin (as.) hakkı ve hakikati tebliğ ettikleri mukaddes topraklardır, en büyük âlimlerin membasıdır, büyük doğal kaynaklara & kültürel miraslara sahiptir ve istikbalin yükselen değeri olacağı öngörülmektedir. Vs… Vs… Güneş doğudan doğdu, şimdi batıdan batmak üzere. Ve doğacağı yer yine doğu olacaktır.

 

Gayemiz yönler arasında fazilet yarışına girmek değildir. Doğunun da, batının da Rabbi Allah-u Teala’dır. O dilediğine üstünlük ihsan eder. Dilediğini de esfel-i sâfilîn’e ilhak eyler. Makale, doğu ile batı medeniyetleri arasındaki tefekkür ve teamül ilişkilerini farklı bir açıdan değerlendiriyor.

 

Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimize zaman ve zemin perde olamazdı. Hadislerinde, ümmetine gelecekte olacak hadiseleri haber verirdi. Bir hadislerinde buyurdu ki; “Sizden öncekilerin yoluna karış karış, arşın arşın uyacaksınız. Öyle ki onlar bir kelerin deliğine girseler siz de onları takip edeceksiniz.” Dediler ki: “Ey Allah’ın Resulü! (Onlar) Ehl-i kitap mı? Hz. Peygamber (s.a.v.) buyurdu: “Ya kim olacak?”

 

Ahir zamandayız ve Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz tarafından bildirilen mühim hadiseler vuku bulmaktadır. Hayran hayran “batı serabı”nı seyretmek yerine kendi manevi ve ahlaki değerlerimize sahip çıkarak çalışmak; İslam bayrağını hak ettiği şahikaya taşımak zorundayız. Yapılan büyük veya küçük namütenahi hatalarla bugünlere gelindi. Müslümanlar olarak bidayette üstün olduğumuz konulara yabancılaştık. Artık çalışmak ve Hakk’a tevekkül etmek zamanıdır. İstikbal için batı bizim referansımız değil! Bizim referansımız ümmeti için “63 yıl didinen” ve “taşı yastık edinen” sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’dir. Çünkü O (s.a.v.) buyurdu ki;

 

“Çalışmak âdetim, tevekkül hâlimdir.”

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...