yavuzlenk 26 Report post Posted May 26, 2009 Bu ilginç olay Halit Turhan Bey'in hatıralarında yer almaktadır: “1932 yılında Cumhuriyet gazetesinin tertiplediği güzellik yarışmasını Keriman Halis kazanmıştı. Aynı yıl Belçika'nın Spa şehrinde 28 ülkenin katılmasıyla dünya güzellik yarışması düzenlenmişti. 1913 yılında doğan Keriman Halis, bu yarışmaya Türkiye'yi temsilen katıldı. Günlerce Spa şehrinde kalan güzeller, çeşitli kişilerle görüştü ve konuştular. Yarışma gününde jürinin önünde kızlar birer birer geçip giyimleriyle, bakışlarıyla, tebessümleriyle puan toplamaya çalıştılar. Jüri salona geçip, puan değerlendirmesi yapmak istedi. Başkan kürsüye geçerek : - Sayın jüri üyeleri, bugün Avrupa'nın Hıristiyanlığın zaferini kutluyoruz. 1400 senedir dünya üzerinde hâkimiyetini sürdüren İslamiyet artık bitmiştir. Onu Avrupa bitirmiştir. Bir zamanlar sokağı bile, pencere arkasından seyredebilen Müslüman kadınların temsilcisi Türk güzeli Keriman, mayo ile aramızdadır. Bu kızı, zaferimizin tacı kabul edeceğiz, onu kraliçe seçeceğiz. Ondan daha güzel varmış, yokmuş bu önemli değil... Bu sene güzellik kraliçesi seçmiyoruz. Bu sene İslamı yenmenin zaferini kutluyoruz. Avrupa'nın zaferini kutluyoruz. Bir zamanlar Fransa'da oynanan dansa müdahalede bulunan Kanuni Sultan Süleyman'ın torunu işte mayo ve sutyen ile önümüzdedir. Kendini bizlere beğendirmek istemektedir. Biz de bize uyan bu kızı beğendik. Müslümanların geleceği böyle olması temennisiyle Türk güzelini dünya güzeli olarak seçiyoruz. Fakat kadehlerimizi Avrupa'nın zaferi için kaldıracağız."Böylece Keriman Halis dünya güzeli seçildi. Resimleri gazetelerde basıldı. Hatta kartpostal yapılarak satıldı, elden ele dolaştı.” Kaynak:Mustafa Müftüoğlu Yalan Söyleyen Tarih Utansın cilt 11 s.38 Quote Share this post Link to post Share on other sites
Achar 116 Report post Posted May 26, 2009 Ve o günden bugüne Kanuni'nin torunları kendilerini beğendirmeye çalışıyorlar, çalışmaya devam edecekler.. Quote Share this post Link to post Share on other sites
buyukdogu 529 Report post Posted May 27, 2009 Bu tür haberleri okuduğumda, aklıma (utanarak söyleyeyim) hep Üstad'ın şu sözü gelir: ''Bunlar tirajları artsın diye, kendi öz kızlarının en mahrem yerlerini magnezyumla fotoğrafını çekip basarlar'' Maalesef öyle olduk, oldurulduk. Maraş'ta, Antep'te müslümanların namusları için toprağa düşenlerden, kendi namuslarının ifşacısı/sergileyicisi kişilere geldik. Ha peçeye el uzatan Fransız, ha kendi mahremiyetine ve değerlerine lanet okuyan fikrin temsilcileri. Zerre kadar farkı yok; ikiside bize düşman, ikiside bize bilenmiş. Quote Share this post Link to post Share on other sites