Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

Recommended Posts

Yahya Düzenli, Üstâd'ın anıldığı bir panelde anlatıyor:

 

Üstat, 1960’larda Amasya’da bir konferansa geliyor. Salon tıklım tıklım dolu… Üstat konferansını verirken bir tanesi itiraz ediyor. İtiraz eden ayağa kalkıyor. Üstat soruyor:

-“Kimsiniz?” İtiraz eden:

-“Ben buranın Alay Komutanıyım” diyor.

“Peki, buyurun oturun” diyor.

 

Üstat konferansa devam ediyor. Öylesine asabi bir mizaca da tabii tahammül etmesi mümkün değil. Dinleyiciler kendini kaptırmış konuşmanın büyüsüne. Üstat tekrar soruyor:

“Kimdi o itiraz eden?” İtiraz eden ayağa kalkıyor:

“Benim” diyor. Üstat bakıyor:

“Peki, oturabilirsiniz” diyor.

 

Üstat konuşmasına tekrar devam ediyor. Üstat üçüncü kez soruyor:

-“Kimdi o itiraz eden?” İtiraz eden tekrar ayağa kalkıyor:

“Benim” diyor. Üstat:

“Peki, oturun” diyor.

 

Ondan sonra üstat salona dönerek şu cümleyi söylüyor; “Asker fikirden anlamaz, emir verip kaldıracaksın, emir verip oturtacaksın.”

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Çok güzel gerçekten, ilk kez burada okuyorum ,çok teşekkür :D

Share this post


Link to post
Share on other sites

üstad ne büyük görmüş ki... siyasetten askeri uzak tutmanın tek yolu askere emir vermektir.... ve başını boş bırakmamaktır

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstad farkını burada da koymuş ortaya. Eyvallah...

Share this post


Link to post
Share on other sites

ÜStat harika cevap vermiş yine ya..!

 

Tek kelimeyle müthiş. Ben 8-9 sene önce okumaya başladım Üstadı, sonra gözümde bir numara Edebiyat-Hiciv vs ustası oldu. İdolümdür helal olsun...!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstadın zekasındaki zarifliği okuyabiliyoruz bu olayda. Üstaddaki bu letafet fikrindeki kanatlanacak çaptaki kuvvetten gelmektedir. Bu yüzden kanaatimizce dikkat edilmelidir ki, üstadın askere olan bakışı bu nüktedekiyle çok uyuşur ölçüde değildir. Bizler de bu nükteden yola çıkarak askere dair menfi bir hüküm vermekte aceleci olmamalıyız. Anadolu toprakları yeniçerilerin son devresinde yani çakalçeriler zamanında asker mayasının bozulmuş olanını gerçek yüzüyle görmüşken yeniçerinin bozuk ruhundan kopma fikirsiz darbeci subayları saymazsak askeri sadece emir alma memuru ve fikirsiz addetmek çok da insaflı olmayacaktır...

 

Saygılarımızla...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstadın şu mealde bir sözü vardır: "Yumruk, fikre tâbi olmak zorundadır." Üstadın ifade ettiği gibi eğer yumruk fikre tâbi olmazsa, o yumruk sadece kuru kavgaya, kuru gürültüye meydan veren bir mahiyet taşır. Bir devletin de yumruğu, görünürdeki gücü askerdedir, ordudadır. Üstad buradaki nüktesinde, askere emir veren baş yetkilinin, onu yönlendiren ve yumruğu bir işe tayin eden zihniyetin ne derecede büyük ehemmiyet taşıdığını da vurguluyor.

Askerin, ordudaki nizam gereği emirlere itaat etmesi, verilen emri yerine getirmesi gerekir. Bu düzen sağlanamazsa, ordu, ordu olmaktan çıkar, kaynayan kazana döner. İsteyen kazanı kaldırır, isteyen indirir, boşaltır. Asker, emir aldığı mevkinin tâbi olduğu muhtevaya göre Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fetheden yeniçerisi gibi ulvî fetihler yaparak ruh yoğuran bir yumruk da olabilir, 2.Abdülhamid gibi bir sultanı tahttan indirmeye gelen ve emrini yahudi, mason, dönme maşalarından alan hareket ordusu kıvamında yıkıcı bir yumruk da olabilir. İki hadisede de orduyu yöneten ulvî veya süflî bir fikir var ve yumruk olan ordu o fikrin komutası altında. Şairin 'Bir bayrak dalgalanmak için rüzgar bekliyor' demesine eş olarak; asker de ulviyet sahasında kendisini yönlendirecek, kilitleneceği hedefi gösterecek kumandanı bekliyor.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sapıtınca öz kafasını ezen yumruk... asker....

Yalnız, suç sadece askerde değil, üstadında dediği gibi kontrol edeceksin, o hünere sahip olacaksın.

Hani Yavuz'a bile isyan etmişti ordu, hatta neredeyse ihtilal harekatı. Hz. Yavuz ne yaptı kuzuya çevirdi , gönüllü kuzuya, sonra o askerle çölü aştı.

 

Evet Reyhan hanım kumandan bekliyoruz büyük bir heycanla....

...........................

Bekleyin, görecektir, duranlar yürüyeni!

Sabredin, gelecektir, solmaz, pörsümez Yeni!

 

Karayel, bir kıvılcım; simsiyah oldu ocak!

Gün doğmakta, anneler ne zaman doğuracak?

Share this post


Link to post
Share on other sites

O öyle değil. Yavuz ve Napolyon birer deha sahibidir, dahi olmamak ise suç değildir. Kaldı ki bir alanda dahi olan bir şahsın el attığı tüm işlerde muvaffak olmasını beklemek de doğru olmaz. Bir kere azmış olan askerin kontrolünü bir yerden sonra yapmanız çok zorlaşır, o kadar zorlaşır ki Ulu Hakan bile şartların ağırlığından dolayı 33 yıl boyunca iktidarda kalan yüce dehasına rağmen orduya tam diş geçirememiştir. Orduyu ıslah edip Yunanlıları fena benzeten hakanı deviren de İTC uşağı nankör askerdi. Koca sultan beceriksiz miydi? Haşa, bunu söyleyenin ağzına biber sürülür. Onun gibi muvaffak bir deha yıllar yılı gelmedi, korkarım kolay kolay gelmez de. Ama bazen kudret yetmiyor, insan aciz kalıyor. Aynı şekilde Genç Osman'a 'suçlu' değil, yalnızca 'başarısız' diyebilirsiniz. Suçu paylaştırmak için pergeli genişletmeye gerek yok efendim. Marifet sahiplerine, deha haizlerine ihtiyaç var elbette. Ama suçu yayma gayreti de doğru değil. Yumruk kafaya inmeye alışmışsa, onu durdurmak hakikaten çok zor. Elinde silah olan bir caniyi engelleyemediği için mağdur suçlu olmasa gerektir. Suçu paylaştırmak lazımsa, ordunun azmasına göz yumanlara, palazlanmasına müsade edenlere nazar etmelidir; karşısında palazlanmış askeri bulan mağdura değil. Allah, herşeyi yerli yerine oturtma uğrunda çaba sarfeden halis niyet sahiplerine muvaffakiyet ihsan eylesin.

Share this post


Link to post
Share on other sites

üstadın yine meseleye alışılagelmiş bir bakış açısının dışında

yaklaşımındaki harkulade incelik beni hayrete düşürdü.

Sıradan bir insan benzer bir manzara ile karşı karşıya kalsa

sanırım elpençe divan durup tavrını edasını uslubunu bile değiştirirdi.

ama farkı fark yapan kendisindeki ulvi kişilikti.

Allah senden ebeden razı olsun ÜSTAD.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Yahya Düzenli, Üstâd'ın anıldığı bir panelde anlatıyor:

 

Üstat, 1960’larda Amasya’da bir konferansa geliyor. Salon tıklım tıklım dolu… Üstat konferansını verirken bir tanesi itiraz ediyor. İtiraz eden ayağa kalkıyor. Üstat soruyor:

-“Kimsiniz?” İtiraz eden:

-“Ben buranın Alay Komutanıyım” diyor.

“Peki, buyurun oturun” diyor.

 

Üstat konferansa devam ediyor. Öylesine asabi bir mizaca da tabii tahammül etmesi mümkün değil. Dinleyiciler kendini kaptırmış konuşmanın büyüsüne. Üstat tekrar soruyor:

“Kimdi o itiraz eden?” İtiraz eden ayağa kalkıyor:

“Benim” diyor. Üstat bakıyor:

“Peki, oturabilirsiniz” diyor.

 

Üstat konuşmasına tekrar devam ediyor. Üstat üçüncü kez soruyor:

-“Kimdi o itiraz eden?” İtiraz eden tekrar ayağa kalkıyor:

“Benim” diyor. Üstat:

“Peki, oturun” diyor.

 

Ondan sonra üstat salona dönerek şu cümleyi söylüyor; “Asker fikirden anlamaz, emir verip kaldıracaksın, emir verip oturtacaksın.”

 

Mükemmel ya.bunu ilkkez duydum.üstad hakkında yeni şeyler öğrendikçe ona olan hayranlığım bi kat daha artıyor.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Yahya Düzenli, Üstâd'ın anıldığı bir panelde anlatıyor:

 

Üstat, 1960’larda Amasya’da bir konferansa geliyor. Salon tıklım tıklım dolu… Üstat konferansını verirken bir tanesi itiraz ediyor. İtiraz eden ayağa kalkıyor. Üstat soruyor:

-“Kimsiniz?” İtiraz eden:

-“Ben buranın Alay Komutanıyım” diyor.

“Peki, buyurun oturun” diyor.

 

Üstat konferansa devam ediyor. Öylesine asabi bir mizaca da tabii tahammül etmesi mümkün değil. Dinleyiciler kendini kaptırmış konuşmanın büyüsüne. Üstat tekrar soruyor:

“Kimdi o itiraz eden?” İtiraz eden ayağa kalkıyor:

“Benim” diyor. Üstat bakıyor:

“Peki, oturabilirsiniz” diyor.

 

Üstat konuşmasına tekrar devam ediyor. Üstat üçüncü kez soruyor:

-“Kimdi o itiraz eden?” İtiraz eden tekrar ayağa kalkıyor:

“Benim” diyor. Üstat:

“Peki, oturun” diyor.

 

Ondan sonra üstat salona dönerek şu cümleyi söylüyor; “Asker fikirden anlamaz, emir verip kaldıracaksın, emir verip oturtacaksın.”

 

 

MAALESEF ASKER BÖYLE... ONDAN DOLAYI DİYORLAR ZATEN"ASKERLİKTE MANTIK YOKTUR"

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...