Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Hâcegân

Trabzon Kongresi'ne Havza'dan Atatürk'ün Telgrafı...

Recommended Posts

... telgraf müvezzi (postacı) Havza'dan Ordu müfettişi Mustafa Kemal Paşa'dan bir telgraf getirdi. Telgrafı ilk evvel Servet Bey açtı okudu, bana verdi. Ben okudum, yandaki küçük odaya çekilerek orada üç-beş arkadaş telgrafın mealini müzakere ve münakaşaya başladık. (Maalesef süreti, evrakın içerisinde bazı vesaik ile kömülü bulunduğu yerde çürüdü, zayi oldu. Ve bugün için ancak Trabzon Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ni o günkü heyet-i idaresinde bulunması icab eden, Mustafa Kemal Paşa'nın iki telgrafı vardır.)

 

Mustafa Kemal Paşa, Fahri Yaveran-i Hazret-i Padişahı ve 9. Ordu Müfettişi olarak salahiyet-i fevkalade ile ve büyük dağdağa ve kadro ile İzmir işgalinin ikinci günü, yani 15 Mayıs 1335 tarihinde aşağıda yazılı maiyet erkanı İstanbul'dan Bandırma vapuru ile Samsun'a müteveccihen hareket etmişlerdir.

 

İstikbaldeki yazıcılar bu iki tezad noktayı o kadar derin aramaya luzüm görmeden, bütün üryanlığı ile teşrih edeceklerdir (açıklayacaklardır). Nasıl olur da o kahramanların eserinde sivil olarak Anadolu'ya geçip halkı teşkilatlandırarak, bir taraftan müstevli ordulara karşı koymak, diğer taraftan İstanbul Hükümeti'ne Anadolu'nun amaline (emellerine) muvafakat etmediği tadirde ona da isyan edip ayrı bir idare kuracak şekilde Şişli'de Tahsin Bey'in hanesinde müzarekelre cereyan ediyorken, nasıl oldu da o gizli firar teşebbüsleri ala-i vala ile hem de ''Yaveran-i Hazret-i Şehriyari'' ünvan-ı mefhareti ile Anadolu'ya geçiyordu.

 

Acaba ne gibi bir anlaşma buna saik oldu, varsın bu ciheti başkaları arasın.

 

(...)

 

Netice-i ara (reylerin neticesi) şimdilik bu telgrafa cevap verilmeyerek dört gün sonra kongrenin vereceği karar ve alınacak şekil üzerine hareket edilmesi muvafık görülerek tehir edildi.

 

(...)

 

O sırada Mustafa kemal Paşa'nın kongreye hitaben ikinci telgrafı vürud etmiş ve kongre toplandığı için müvezzi telgrafı Trabzon Müdafaa-i Hukuk merkezi reisi Hacı Ahmed Efendi'ye verdi.

 

Bundan evvelki telgrafına cevap alamadığından ve kongre mükerreratının istihlas-ı vatan (vatanın kurtarılması) hakkında vereceği herhangi bir kararı kendisi başta olmak üzere ordunun müzaheret edeceğinden bahsediyordu.

 

Evellki telgrafla bunun arasındaki tezad bariz bir sürette göze çarpıyordu.

 

Kadirbeyoğlu Zeki Bey'in Hatıraları kitabından...

Bahsedilen kongre, Trabzon Kongresi'dir ve Erzurum Kongresi'nden önce toplanmıştır ve Erzurum Kongresi'nin toplanmasını sağlayan da bu Trabzon Kongresi'dir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Tabi,şuan mekteplerde öğretilen,günlük hayatta konuşulan,yazılan,çizilen tarihe bakarsanız,Erzurum Kongresini M.Kemal toplamıştır...Böyle öğretilir herkese...

Yalandır efendim,kuyruklu yalandır.Bırakın Erzurum Kongresini toplamayı,kongreye dahi katılamıyordu,Karabekir'in diğer şahısları ikna etmesi sonucu ancak katılabildi ve girdiği gibi de 'git sivil elbise giy' denilerek tabiri caizse kongreden şutlandı.

Tabi,M.Kemal gibi bir önder,bunun altında kalabilir mi?

Onun için önemli olan iplerin elinde olması,amma Erzurum'da ipler başkalarında...

Hemen Sivas'a geçiş ve kendi kontrolünde bir başka kongre toplama çabaları.

Bu kongreye'de Karabekir olmasa yine en fazla 5-10 mebus katılırdıya...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hacegan Gönüldaş'a paylaşımlarından ötürü, Yavuzlenk Gönüldaş'a yorumundan ötürü teşekkürlerimi borç bilirim.

Selametle...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yine aynı eserden bir de Zeki Bey'in Kazım Karabekir Paşa ile konuşmasını okuyalım:

Zeki Bey:

(...)

Hem Mustafa kemal Paşa'nın vaziyeti hakkında şuradan buradan aldığımız haberler sonradan Paşa'nın çok sevdiği silk-i celil-i askeriden istifa ederek bir ferd-i mücahid seretiyle halka teşrik-i mesai edeceğina dair ilanatı ve diğer taraftan da Paşa'nın askerlikten tard edildiği ve bu tard hadisesinin de 23 Haziran 1335 tarihinde Dahilye Nazırı Ali Kemal'in vilayetlere tebliğ ettiği ve bazı vilayetlerin bu tebliği almadığı, alanların da bu hadiseyi mahren tutuklarını burada öğrendik.

Mustafa kemal Paşa'nın bugünkü durumu nedir?

 

Karabekir:

Evet, gerek Dahiliye Vekalet'inde ve gerek Harbiye nezareti'nde Paşa'nın silk-i celil-i askeriden tard edildiğine dair telgraflar aldım. Bu teşkilat lağvedilmişti. Bu mesele benim de bulunduğum İstanbul ile Mustafa Kemal Paşa'nın bir gece muhaberesinden sonra vukua gelmiştir. Paşa'yı istanbul'a istiyorlardı. Gidemeyeceğini bildirmesi üzerine tard-i irade tebliğ edilmiştir.

Hatta ne acı hakikattir ki, ilk evvel Erkan-ı Harbiye Reisi Miralay Manastırlı Kazım Bey, Paşa'ya giderek:

'Alınız (nezdindeki evrakı), şifre miftahlarını ve mahrem dosyayı size veremiyorum. Nereye verilmesi lazım geliyorsa verirsiniz. Sizinle irtibatımız kalmadı.' Saniyen (ikinci olarak), Paşa'nın yaverlerinden Mülazım Hayati, Yüzbaşı Cevad Abbas benden gelip vazife istediler. Ben de cevaben:

'Vazifeniz Paşanıza hizmet etmektir' dedim.

Cevad Abbas:

'Paşa tard olnmuştur' deyince buna fena halde çıkıştım ve Paşa'nın yanına gönderdim.

 

(...)

Paşa'ya telgrafı gönderdikten bir bucuk-iki saat sonra ben de yanlarına gittim. Kapıda bir asker durmakta idi. Sordum, Müfettiş, Paşa ile Rauf Bey'in içerde olduklarını bildirmesi üzerine kapıya vurarak girme müsadesini alarak içeriye girdim. Her ikisi de gayet müteessir olarak yan yana oturmakta ididler. Gönderdiğim şifre ve açık telgraf mahlulleri bir masanın üzerinde duruyordu. Bunların bu vaziyetlerine karşı ben hemen resmi vaziyetimi alarak Paşa'yı selamladım. Gerek Paşa ve gerek Rauf Bey hemen yerlerinden kalkarak Mustafa Kemal Paşa:

''Paşa, paşa bu telgrafları siz gönderdiniz. Benim vaziyetim de sizce malum olduktan sonra matrud (vazifesinden çıkarılmış) bir askere karşı aldığınız bu tavr-ı harekete hiç bir mana veremiyorum. Benimle eğleniyorsun dersen sizi bu kadar küçük görmek istemem.'' der demez, selamı ikinci defa tekrar ederek:

''Evet, İstanbul Hükümeti sizi tard etti ve eder. Lakin bu Kolordunun Kumandanı ben, sizi yine bu ordunun müfettişi olarak tanıyıp hürmet ediyorum'' der demez, Mustafa Kemal Paşa boynuma sarılıp:

''Uluvv-i cenabın bu nisbette tecelli edip yükselmediği görülmemiş'' diyerek benimle musafahaya...

 

(...)

 

Uzun uzadıya vuku bulan müzakere neticesinde bir kaç gün sonra Mustafa Kemal Paşa'nın istifa etmesine ve bu Milli Mücadele'de beraber çalışmasına da bahasus sizlerin de Trabzon'da hareket etmiş bulunmanıza mebni Anadolu'nun çok kudretli ve kuvvetli görülmesine hadim olacak İstanbul darbesine karşı bu terdibat alındı.

Yoksa ben içeri girdiğim vakit Mustafa Kemal Paşa, Rahuf Bey'e haber vererek çağırtmış, tard telgrafını irae ederek:

''Rauf, rauf hazır ol, bir an evvel gidelim bu gördüğünüz halkın hürmet ve itibarı bizim şahsımıza değil, bu omuzlarımızdaki apoletle müfettişlik ünvanımızadır. Bir hafta sonra da belki bizi tevkif ederler, İstanbul'a gönderirler. Biz cabucak hareket edip buradan palo Diyerbakır yolu ile Halep hududuna varalım'' diye konuştuklarını Mustafa Kemal Paşa bizzat Karabekir'e anlattığını ifade etti.

 

Yavuzlenk kardeşim, esasında Mustafa kemal Paşa'nın aklında Erzurum yok. Yukarıda verdiğim konuşma Erzurum Kongresi sırasında vuku buluyor. Mustafa Kemal paşa Erzurum yerine Halep sınırına kaçmayı düşünüyor. Burada Karabekir'in ifadesine lütfen dikkat. 'Sizlerin de Trabzon'da haraket etmiş bulunmanıza...'' Yani, açık yazayım; Erzurum Kongresi'nin toplanmasından önce Trabzon Kongresi'nde alınan karara göre civar vilayetlere gönderilen telgrafta birlik olmaktan bahsedilip Erzurum'da bir kongrenin toplanması ve bu vilayetlerin temsilcilerini buraya göndermelerini bildiriliyor. Ve bir kaç gün sonra bu vilayetlerden gelen olumlu haberler vesilesiyle Erzurum'da bir kongrenin toplanmasına karar veriliyor. Bu Karabekir'in ifadesinde de böyle...

İş Zeki Bey'e inanmakta kalıyor.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstad'ın haklı serzenişiyle sesleniyorum

"inanmıyorum bana anlatılan tarihe!"

 

Ve rahmetli Cemil Meriç'in dediği gibi :

“Tarih düpedüz bir ideolojidir.”

 

Yalan tarihin içinde gerçekleri sunan,aldanmamızı önleyen tüm mütefekkirlerimizede (çok az sayıda olsa da) müteşekkiriz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...