Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
nurulhak

11 Temmuz'u Unutmuyoruz...

Recommended Posts

bugün katliamın 14.yılı...

Srebrenitsa şehitlerini unutmuyor, rahmetle anıyoruz...

zalimler için yaşasın cehennem...

 

 

~~~

 

 

Srebrenitsa Katliamı İçin Dev Yürüyüş

 

Beş bin Boşnak, Srebrenitsa katliamını 14. yılında anmak için Saraybosna'dan başlatılan barış yürüyüşüne başladı.

 

Bilge Kral Aliya İzzet Begoviç'in danışmanlarından Cemalattin Latiç'in 'Srebrenitsa Cehennemi' diye imlediği büyük soykırım için Saraybosna'dan Srebrenitsa'ya büyük yürüyüş başladı. İlk günkü yürüyüşe binlerce insanın katıldığı eylem yoğun yağış altında devam etti.

 

Bu yıl 14. yılının anılacağı soykırım eylemine yeni bulunan toplu mezar damgasını vuracak. Yeni bulunan mezarlarda bulunan insan iskeletlerinin tanzim edilmiş mezarlara konulacağı törene yüzbinlerce insanın katılması bekleniyor.

 

Cumaertesi günü Srebrenitsa'da düzenlenecek eyleme katılmak için Saraybosna'dan yürüyüş başlatan binlerce insan ilk gün 40 km yürüdü.

 

SREBRENİTSA KATLİAMI

 

Sırp saldırganlar, 14 yıl önce Srebrenitsa'da büyük bir acının yaşanmasına yol açtılar. 1992 Martında başlayan Bosna Savaşı'ndan üç yıl sonra, savaş tam bitti denilen bir zaman dilinimde bölgede Hollandalı BM Barış Gücü askerlerinin bulunmasına rağmen 1995 yılı Temmuzunda Srebrenitsa'da büyük bir insanlık ayıbı yaşandı.

 

Bosna'nın doğusunda bulunan ve nispeten daha izole bir bölgede bulunan Srebrenitsa'nın savaş öncesinde %75'i Müslüman Boşnak olmak üzere 24 bin civarı nüfusu bulunmaktaydı.

 

BM'nin "Korunaklı Bölge" olarak ilan ettiği altı bölgeden (Saraybosna, Bihaç, Gorajde, Zepa, Srebrinitsa, Tuzla) biri olan Srebrenitsa'nın bu özelliğinden dolayı komşu bölgelerden de bölgeye mülteci akını yaşanmış ve katliam öncesinde 45 bine yakın bir nüfus Srebrenitsa'da toplanmıştı.

 

ABD'nin katliamdan bir ay öncesinde istihbarat bilgisi olarak haberdar olduğu, Ratko Mladiç'e bağlı 10 binden fazla çetniğin (aşırı Sırp milliyetçileri) bölgeye doğru hareket ettiklerinin bilinmesi ve katliamın bir hafta kadar devam etmesine rağmen Batılı ülkeler tarafından herhangi bir müdahalenin yapılmamış olması hala cevap bekleyen sorulardan.

 

habervakti.com

Share this post


Link to post
Share on other sites

Geçen seneydi. Katliamın yıldönümü münasebetiyle haberlerde o günlerde çekilmiş video görüntüleri vardı. İzlediklerim arasında öyle bir sahneye şahit olmuştum ki, iyi hatırlıyorum, o an benim için dünya diye bir yer kalmamış; hayata dair, boynuna sarıldığım ne kadar umut varsa boğazından asılmış; insanlık denilen yaprak, kanlı rüzgarların refakatinde, bir daha bulunamayacak kadar ötelere savrulmuştu.

 

Arkası dönük bir Bosnalı. Tahminim 30 yaşlarında. Gözleri bağlı. Elleri, bağlı bir şekilde arkasında. İdam mahkumu. Fakat Hugo’nunki gibi değil. Mesela (varsa) kızıyla görüşemeyecek; kendisiyle yüzleşmesine, belki son duasını bile etmesine fırsat verilmeyecek; hepsi bir tarafa, o bir suçlu değil. Birini de öldürmemiş. Farklar sayılamayacak kadar… Giyotin, kurşun… Kameranın hemen önünde bir katil. Elinde de, her şeye rağmen yine de kendisinden daha masum sayılabilecek o şey… Silah… Onu doğrulttuğu yerde de arkası dönük Bosnalı. Patlayan silahlardan anlaşılıyor ki, yan taraflarda hep aynı görüntü… Katil tetiğe basmak; ve tüm insanlığa kurşun sıkmak üzere. O an bir şey oluyor. Yakından, çok yakından gelen, art arda işleyen silah sesleri… Birazdan anlıyoruz ki, yan tarafta, kamerada görünmeyen yerde, bir mahkum öldürülmüş. İşte tam o an öyle bir şey oluyor ki; yeni doğan bir çocuğun neden ağladığını, kuşların insanlardan neden kaçtığını, daha iyi bir şekilde anlıyoruz. Kamerada görünen, arkası dönük Bosnalı, yan taraftan gelen silah seslerini, kendi üstüne sıkılmış zannederek, (cehennemin sabrını zorlayan bir masumlukla) titremeye başlıyor. Titriyor, titriyor… Birkaç saniye sonra, henüz ölmediğinin bilincine varınca, titremesi geçiyor. Artık hazır. Kamera dönmeye başlıyor. Diğer taraflara yöneliyor. (Bir daha izlemediğim; ve belki de izlemeyecek olduğumdan, umarım yanlış hatırlamıyorumdur.) Kameranın geçiş sürecinde, katilin elindeki silahı ateşlediğini ve arka arkaya yağan kurşunları Bosnalı idam mahkumuna yağdırdığını duyuyoruz yada görüyoruz.

 

Ağzımı fena halde bozasım var. Neye yarar? O Bosnalıda; en eski zamanlardan bugüne kadar öldürülen masum insanların tamamını gördüm. O belki, canına kıyılan bütün bir insanlığın, tek bir vücutta toplanmış portresiydi. Haksızlığa uğrayanların hakkı verilip, masumların, zulme uğrayanların intikamlarının alınacağı o an geldiğinde, yani büyük mahkeme günü; yine bir kamera... Bu sefer elleri bağlı olan, katil; Bosnalının bakışları arasında, birazdan tepesi aşağı yuvarlanacağı cehenneme bakıyor. Ne o, titriyor galiba. Üşüdüğüne yoralım. Biraz sonra, bir daha hiçbir zaman üşümeyeceği bir yere gidecek. Kamera başka bir zalime, katile, canavara, pisliğe dönerken; ebedi hanesi olan ateşe girdiği görülüyor. İşte büyük bir zevkle izlenecek en güzel sahnelerden biri.

 

Allahın adaleti…

 

"Ben Avrupa'ya giderken kafam önümde eğik gitmiyorum. Çünkü çocuk, kadın ve ihtiyar öldürmedik. Çünkü hiçbir kutsal yere saldırmadık. Oysa, onlar bunların tamamını yaptılar. Hem de Batı'nın gözü önünde; Batı medeniyeti adına." diyen Bilge Kral'a selam olsun.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Geçen sene mayıs aylarında arkadaşlarım tarafından bosna katliamı ile alakalı bır konferans düzenlenmişti.İçerik olsun , getirilen konuşmacılar olsun gayet güzel düzenlenmişti. Bir zamanlar Bosna, Osmanlı toprakları içinde yer aldığından mehter takımı da getirilmişti. Herşey çok güzel hazırlanmıştı lakin, mehter takımının ve konuşmacıların yaklaşık 600 kişilik konferans salonunda toplam 40 kişiyi görmeleri , hem onlar adına hem de düzenleyen arkadaşlarım adına üzücü oldu.

 

Hatta öğrenci konseyı adına düzenlenen bu konferansta öğrenci konsey üyelerinin bulunmayışı da bizim için trajikomikti. Konsey üyelerimiz(!) gayet haklı tabi, üniveristemize Kurtlar Vadisi ekibi gelmişse bu konferansta ne işleri vardı ? Neyse,

 

sonuç olarak belki de ilk olduğundan , belki de bu tür konularla ilgilenen kişilere duyuramadığımızdan kötü geçti.

Seneye bu konferans tekrar düzenlenecek, umarım ilki gibi geçmez. :)

Ne olursa olsun SREBRENİTSA KATLİAMI unutulmayacak, ne kadar unutmayı seven millet olsak da artık hatırlatmak için elimizden geldiğince tekrar tekrar düzenleyeceğiz bu konferansı.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...