Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
yavuzlenk

Abdülhamid'in Hatıratları Hakkında!

Recommended Posts

Selamun Aleyküm.

Bu meseleyi açığa kavuşturmanın elzem olduğu kanaatindeydim ve ufak bir çalışma hazırlayarak kanaatimi icraata dökmeye gayret ettim,inşallah faydalı olur.

Ortalıkta ‘Sultan Abdülhamid’in Hatıratı’ diye görülen eserlerin hepsi uydurmadır. Tafsilatı kısaca şöyle:

 

‘Birinci Cihan Harbi’nin çeşitli ihmal ve ihanetler yüzünden mağlubiyetle neticelenmesi üzerine memleket münevverlerinin pek çoğu,iktidarı elinde tutan ve bütün bu felaketlerin yegane mesulü olan ‘İttihad ve Terakki Erkanı’ aleyhine dönmüştü.Bunlardan biride Süleyman Nazif Bey’di.

Ancak İttihatçıların muhaliflerini çeşitli suretlerle yok ettiğini bilen Süleyman Nazif onlar aleyhine bizzat yazmaya cesaret edemediğinden,Sultan Abdülhamid’in Beylerbeyi Sarayı’nda vefatından sonra orada bir ‘hatıratı’ bulundu diyerek bunu ‘Utarid’ mecmuasında (İstanbul, 1335) yayınlamıştır.Ancak yine de adını kullanmayarak ‘Vedat Örfi’ gibi bir takma adın arkasına sığınmıştır.Sonra bu hatırat ‘Zaman Kitabevi’ tarafından müstakil olarak basılmıştır.

Bilahare birkaç kere de Latin harfleri ile basılan bu masnu eseri müdafaalarını kafi görmeyen İ.Hami Danişmend de daha mufassal bir uydurmayı Çakmak Mecmuası’nda tefrika etmiştir.Daha sonraki bütün nüshalar Tavşanın Suyunun Suyu nev’inden bu iki uydurmanın kopyalarıdır.Hele İsmet Bozdağ nam kişinin bir macera romanı üslubu ile tasni ettiği ta Doğu Almanya’ya kadar uzanan araştırma macerası Türk fikir hayatı bakımından bir yüz karasıdır.’

(Kadir Mısıroğlu, Lozan, Cilt 1,Sebil Yay.Sh.127)

 

Konuyu aydınlatıcı bu iktibastan sonra biraz derinlere inelim.

Piyasadaki Hatırat kitaplarına bir göz atarsak,birçok farklı hatırat kitabı görürüz.

Mesela eskilere bakarsak,bir İstanbul Gazetesi,Abdülhamid’in Hatıra Defterine ulaştığını duyuruyor,hem de el yazılarıyla.Lakin yayından sonra görülüyor ki el yazması falan yok.

Bu,yayınladıklarının da sahihliğinin ne derece olduğunu göstermiyor mu?

(bkz. Tercüman Gazetesi, Aralık 1977 ve Ocak 1975 tarihlerindeki sayılar.)

 

Yine önemli bir nokta da,yukarıda iktibas ettiğimiz gibi Süleyman Nazif,Vedat Örfi adı altında bir hatırat yayımlıyor.Lakin bu hatıratı kimden aldığını söylemiyor.

Söylediği tek şey:

‘Hatıratı veren menba pek ali şahsiyettir.’

Bundan sonraki hatıratların çoğunun bu hatırattan kopya olduğunu göz önüne alırsak zincirleme bir sahtekarlık mevcut.

(bkz. Vedat Örfi, Hatırat-ı Sultan Abdülhamid-i Sani, Cihan Kütüphanesi, 1338-1340, İstanbul)

 

Mesela Dergah Yayınları, Abdülhamid’e ait ‘Siyasi Hatıratım’ adlı bir kitap yayınladı.Bu kitap, Ali Vehbi Bey’in Fransızca kitabının çevirisi.Orijinal adı ‘Pensees Et Souvenırs,Abdul-Hamid.’

Lakin Ali Vehbi Bey’in bu notları kimden aldığı yahut bu notları kimin yazdığı meçhul.Yayınevi bile mezkur eserin girişinde bunu belirtiyor.Bu ne menem bir iştir?

(bkz. Sultan Abdülhamit, Siyasi Hatıratım, Dergah Yay. Sh.38)

 

Abdülhamid’in ölümünden sonra 12 Şubat 1918’de Enver Paşa Beylerbeyi Sarayı’na gelerek Abdülhamid’in yattığı odadan küçük bir çantayı alıyor ve çantanın içindende hatıratın kaydedildiği bir defterle mücevheratı alarak gidiyor.Sonradan mücevherler Abdülhamid’in çocuklarına iade ediliyor lakin hatıra defterinin ne olduğu bilinmiyor.

 

Ayşe Osmanoğlu’nun Babam Abdülhamit isimli kitabının 216.sayfasından edindiğimiz bu bilgilere bakarsak görüyoruz ki,var olan tek sahih hatıratta ittihatçıların eline düşmüş.Sizce o hatıratı Enver Paşa,kirli defterleri açılsın diye,teşhir olsunlar diye gidip de bir yayıncıya vermiş olabilir mi?

 

Bu yayınlanan hatırat kitapları eğer derin bir tahlile tabi tutulurlarsa gerçek yine farkedilecektir.

Tarih kalpazanlığına karşı ufak bir hatırlatma.

Selametle...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hayret içindeyim, pek çok hadiseye ki bunlardan biri Afgani'nin kirli işlerinin Cennet Mekan Abdulhamid Han tarafından engellendiği, ve hatta kirli tekliflerinin sultanımızca kabul edilmediği hatta saklı bir mekanın kendisine tahsis edilip orada maaş bağlanıp ölmeye terk edildiği nev'inde bilgilere o sözde hatırattan mesned getirmiştik. Hayy Allah ne şok bu böyle!

 

Tarihe nasıl bir saygısızlıktır, ne laubalilik!

 

İttihatçıların tavrı da her işi gibi haince, ölü adamı soymak kadar çirkef!

 

İstedikleri kadar hakikati perdelesinler, elhamdülilah gün yüzüne çıkıyor ve ruz-i mahşerde de çıkacak.

 

Çok istifade ettim, sağ olunuz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...