Sofist Mantığı

[Muvazene 190]

Onu 1962 yılının Nisan ve Mayıs ayında tanımıştım. Evinde ziyaretine gitmiştik. Onu daha çok şair yanıyla görmek istediğimden olacak, bizden önce ziyaretine gelmiş olan bir grup misafiriyle diş dolgusunun şer'i veçhesi üzerindeki konuşmasını birazcık yadırgamıştım.

 

Sonra seneler bizi Ankara'ya attı. İstanbul'a gidişlerimizde ziyaretine giderdik. İstanbul'a gidişlerimin birinde ziyaretimi ihmal etmiştim Kısa bir süre sonra kendisi Ankara'ya geldiğinde, nasıl öğrenmişse öğrenmiş bu ihmalimin sebebini sormuştu.

Üstad'ım, dedim, ben başka bir iş için İstanbul'a gelmiştim, sizi ziyaret etmeyi başka vesilelerin aleti etmek istemedim.

Üstad biraz önümde yürüyordu. Bana doğru yarım dönerek :

- Bu mantık sofistlerde bile yoktur, dedi.

Böylece benim hem bilgiççe bir cevap verdiğimi, hem "kaytardığımı" daha açıkçası mugalata yaptığımı ima ediyordu.

 

(A. Gaffar Taşkın - Mavera Dergisi Üstad Özel Sayısı, 1983)

[Metafor 3]

Onu daha çok şair yanıyla görmek istediğimden olacak, bizden önce ziyaretine gelmiş olan bir grup misafiriyle diş dolgusunun şer'i veçhesi üzerindeki konuşmasını birazcık yadırgamıştım.

 

Üstad çok yönlü bir şahsiyet. Onu daha çok şair yönüyle görmek elbette bir tercih ama aynı zamanda da Üstada bir haksızlık bence. Üstad en çok dava zaviyesinin ön planda olmasını isterdi, şiirinde bile.

Malumumuz ki sadece şair değil, aynı zamanda çok iyi bir tiyatro ve hikaye yazarı, gazeteci, hatip, mütefekkir. Üstadın bütün cepheleri aksiyonunu şekillendiren İslam davasına hizmet içindi. Bu sebepten onun ziyaretçilerine şer'i bir mesele hakkında bilgi vermesi de gayet tabi ve aynı zamanda çok güzel ve kutlu bir iş. O sohbet meclisinde sadece şiirden bahsedilemezdi. İslam ve insana dair her şey konuşuluyordu orada. O mecliste bulunmak ne büyük bir güzelliktir.. Diş dolgusu da önemli bir mesele. Mevzu ile alakalı Rabıta-i Şerife'de geçen bölüm:

http://www.n-f-k.com...p?showtopic=206