Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Mustafa Yılmaz

Mustafa Yılmaz Şiirleri

Recommended Posts

Çeşm-i dilim…/Gönül gözüm

 

Gözünün ferini ayna yap bana

Masmavi denizde kulaç atayım

Şu çeşm-i dilimi atma yabana

İsmini zikirle haykırmaktayım.

 

Demlensin geceler ve de gündüzler

Yorgun iklimlere canlılık gelsin

Yokuşlar sonunda beklenir düzler

Ahenge,nakışa, renge bedelsin

 

Tarumar gönlümün hükümdarısın

Bendeye ikramın neler olacak

Kapkara,kül rengim;sense sarısın

Canlandır âşkımı; şem kaybolacak

 

 

Mustafa Yılmaz

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hoş geldin SULTANIM…

 

Müştâkın olmayı,bekledim onbir aydır

Onbiri ayın içinde bilmem böyle atmosfer

Ölü gönüller bile sen gelince hep hayydır

Kalplerde maneviyat,gözlerde ince bir fer

 

Sofralarda bereket,gönüllerde zenginlik

Nedense olmadın mı,lezzeti bulmak hayal

Maneviyat sathında yaşanıyor derinlik

Gelişin neşvesiyle, gönüller sana meyyal

 

On iki ay içinde,yoktur başka bir sultan

Orucun hikmetiyle temâşa ettirirsin

Soruyorum nefsime,nedir altında yatan?

Bilinmezlik içinde,capcanlısın,dirisin.

 

Hoşgeldin Sultanım,başımızın tâcısın

Sensiz geçen aylarda yüreklerde sancısın

Yolcu geldik dünyaya,sense bize hancısın

Hoşgeldin Sultanım, Sultanların Şâhısın...

 

 

Mustafa Yılmaz

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yan Yüreğim…

 

Yan yüreğim yansana okyanuslar içinde

Kurumuş aşk çiçeğim; bir damla suya hasret

Tarumarım anlasan; ömrüm son geçidinde

Bu dehlizli geçitte son bulacak mı nefret?

 

Un ufak olmak mı var kurumuş yaprak gibi

Avuçlarda kırıntı, ayakların ezdiği

Yan yüreğim yansana, yanık gönlün sahibi

Bilsem aşk çiçeğimi,bilsem neydi sezdiği

 

Yan yüreğim yansana, alevin mum ışığı

Nedendir nefretlerin, öfken ve de şikayet

Bir de senden duyalım, nedir ki yakışığı

Savur elin tersiyle, hata ettiysem şâyet

 

 

Mustafa Yılmaz

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sızlamakta Kemikler

 

Şiddete meyyal olan gençliğin sorunları

Nasıl çözülecektir, nerededir hatalar?

Önce dedeler andı,yarınsa torunları

Sızlamakta kemikler, NUR içinde yatalar

 

Kelle koltukta devri bitti idi sanardık

Helal kazanmak için terler idik,yanardık

Hele yemek molası melemene banardık

Gençlik ne hale düştü, nerededir hatalar?

Sızlamakta kemikler, NUR içinde yatalar

 

Gençlerin vardiyası başlıyor geceleri

Her sokağın başında oynuyor eceleri

Promile takılmış, bilinmez heceleri

Gençlik ne hale düştü, nerededir hatalar?

Sızlamakta kemikler, NUR içinde yatalar

 

Arkadaş ayağına oluyorlar müptela

Doğduğu mahalleye kesiyor racon, bela

Kötü yol batağında erken okunur sela

Gençlik ne hale düştü, nerededir hatalar?

Sızlamakta kemikler, NUR içinde yatalar

 

 

Mustafa Yılmaz

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sonsuzluk...

 

Sonsuzluk yolunda ayak izleri

Kar taneciklerine mekan

Kainatın,varlık aleminin gizleri

Kulları derinlemesine yakan

 

 

Mümteni kılınmaz fani hayatta

Bekanın sırrına mazhar gönüller

Adresi verilmiş;Yedinci katta

Taam,nakış,ödüller

 

Fıtratta deruhte kulluk şuuru

İrade tatbikte,hedefte irşad

Sur'un üflenmesi en son duyuru

Cenneti Ala'ya merdiven dilşâd...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ney’le Ağladım…

 

Gece boyu Neyzen Nuriyle beraber ağladım

Anlamasam da ağladım işte...

Duygulu,hisli ve sessiz yalnızlığım

Anlaşılıyor ilk görüşte...

 

Bam telime dokunuyor neyin nağmesi

Hüzün kaplıyor bütün vücudumu

Gerçi yok bende neyzenlik hevesi

Kapılmamanın yolu yok mu?

 

Geçmişe yol alıyorum gözüm kapalı

Bir perde beliriveriyor beraberimde

Ekranda ömrümün gerçek masalı

Sevaplar,günahlar yazılmış defterime

 

Pişmanlığın ötesinde keşke çarem değil...

Başımı öne eğip çıksam huzuruna

Ötelerden bir ses:Hemen secdeye eğil!

Ya da cehennem çukuruna....

 

Mustafa Yılmaz

Share this post


Link to post
Share on other sites

Beyaz Şarkılar..

 

Ah şu dilimdeki beyaz şarkılar

Terennüm haliyle söylerim sizi

Kaldı damağımda mırıltılar

Ritmi kulağımda,silinmez izi

 

Asuman çehreli nakaratlarım

Bıkmadan,usanmadan dilimdesiniz

Mehtap ışığında serenatlarım

Saklı kalbimde en mahremsiniz

 

Şarkıma bulaşmasın damla süveyda

Beyaz şarkılar diye ölümsüzleşsin

Namahrem olmasın,olmasın peyda

Mezarımı beyaz şarkılar deşsin...

 

Mustafa Yılmaz

Share this post


Link to post
Share on other sites

Vuslat…

 

Dert oldu bağrıma neyin hüzünü

Gözlerim kırağı ve ağlamaklı

Âminler göstersin gizli yüzünü

Bilseydim hazinen nerede saklı

 

Kan tuttu ellerim inlemen ile

Hislerin hissime ayinedardır

Kopupta gelmene olsam vesile

Vuslata teşneyim; firaksa ardır

 

Boğuldum gözümün pınarlarında

Âşıkım,müştâkım,demlensin hatır

Kökleşmiş, devrilmez çınarlarında

Hışır sesleriyle adımı haykır

 

Mustafa Yılmaz

Share this post


Link to post
Share on other sites

Tevbe Allahım Tevbe

 

Maziye bakınca üzülmemek elde mi

Keşkeler,pişmanlıklar,ne ararsan var

Buhranlar anaforunun kaçınılmaz gündemi

Ruhumun sancısını hisseder ve duyar

 

Titriyorum,hal-i vaziyetim şekl-i kıyam

Nefisle boğuşmakta düşüncemdeki evbe

Havf ve reca ile dilimdeki saf duam

Tevbe Allahım tevbe,Tevbe Allahım tevbe

 

Bir huzur kaplıyor vücudumu,rahatlıyorum

Savaştan galip çıkan asker gibiyim

Bugünden başlayarak Rabbime koşuyorum

Tevbe ettikten sonra daha diriyim.

 

O'ndan geldik,O'na döneceğiz bilinsin

Yok başka çalacak kapımız

Kalplerde küfrün bütün izleri silinsin

Bilinmez nerde çıkacak canımız.

 

İster miyiz huzuruna borçlu olarak çıkmak?

Utanmaz mıyız iki yüzlü halimizden?

Yarın öderim demek inanın bir kaçamak

"Tevbe Allahım sözü" dökülsün dilimizden

 

Mustafa Yılmaz

Share this post


Link to post
Share on other sites

İSRAİL KÖPEKLERİ

 

Kudüs, Gazze ağlıyor,bunun gibi nicesi

Katliamın kaynağı İsrail şeceresi

 

Eseridir üretmek ülkede trajedi

Hesabını soracak masumların her ferdi

 

Yabaniler üşüşmüş,çocuk bacı anaya

Oturmakla olur mu? El atalım yaraya

 

Vicdanı sızlatıyor, görünce bu feryadı

Söylemek istiyorum,nerde insanlık adı?

 

Gözler buğulanmış, düşünceler durulmuş

Şu israil askeri köpekten de kudurmuş

 

Yahudi mezalimi dünyada vahşet vahşet

Müslüm canlar ölürken demek kolay mı sabret

 

Kalksın eller havaya, parçalansın sineler

Gönülden dua ile bunlar da gelir geçer

 

Kurusun pınarları,gözde kalmasın damla

Faşist İsrail ruhu,dünya senindir sanma

 

Zalimler cezasını elbet birgün çekecek

Bugün olmasa bile hesap günü gelecek

 

Büyüdükçe büyüyor vahşet döndü inada

İsrailin cezası MAHKEME-İ KÜBRADA

 

 

Mustafa YILMAZ

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ne Bıraktım ?

 

Ayarı bozulmuş terazileri

Usulca çaldığım arazileri

Üfürük okunmuş tiz mazileri

Yalanı, dolanı, çapul bıraktım.

 

Soyup ta soğana çevirdiğimi

Önüme bakarak devirdiğimi

Kaz gelir diyerek her verdiğimi

Yazdığım defteri, leke bıraktım

 

Kadere küfreden feleklerimi

Attığım kazıklar, keleklerimi

Gelene geç diyen eleklerimi

İçini emdiğim dünya bıraktım

 

Haddimi aşarak sınırlarımı

Milleti bıktıran dırdırlarımı

Zihnime yerleşmiş pırpırlarımı

Asık suratımı, gayzı bıraktım.

 

Müşkül olanlara uzak durmayı

Yenmeyecek kadar çürük hurmayı

Hizmet mekanında hep oturmayı

Küflenmiş haldeki aklı bıraktım.

 

Bıraktım dünyaya köhnemiş faslı

Cılız bedenliyi, eğrilmiş kaslı

Cinsiyeti erkek, adıyla Aslı

Karakteri çökmüş erbab bıraktım.

 

 

Mustafa Yılmaz

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ne Bıraktım ?

 

Ayarı bozulmuş terazileri

Usulca çaldığım arazileri

Üfürük okunmuş tiz mazileri

Yalanı, dolanı, çapul bıraktım.

 

Soyup ta soğana çevirdiğimi

Önüme bakarak devirdiğimi

Kaz gelir diyerek her verdiğimi

Yazdığım defteri, leke bıraktım

 

Kadere küfreden feleklerimi

Attığım kazıklar, keleklerimi

Gelene geç diyen eleklerimi

İçini emdiğim dünya bıraktım

 

Haddimi aşarak sınırlarımı

Milleti bıktıran dırdırlarımı

Zihnime yerleşmiş pırpırlarımı

Asık suratımı, gayzı bıraktım.

 

Müşkül olanlara uzak durmayı

Yenmeyecek kadar çürük hurmayı

Hizmet mekanında hep oturmayı

Küflenmiş haldeki aklı bıraktım.

 

Bıraktım dünyaya köhnemiş faslı

Cılız bedenliyi, eğrilmiş kaslı

Cinsiyeti erkek, adıyla Aslı

Karakteri çökmüş erbab bıraktım.

 

 

Mustafa Yılmaz

Share this post


Link to post
Share on other sites

YÜREĞİNE SAĞLIK KARDEŞİM...FEYZİN TÜKENMESİN...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sergüzeşt Gençliğim

 

Asırlık kaldırımda adımlarım zil zurna

Müptela hengameler sarmış dört bir yanımı.

Başımın tepesinde gezinen nazlı turna

Kanat çırptı maziye, hatırlattı anımı.

 

Sergüzeşt gençliğimin hataları iki üç

Dilimin dolambacı cambazı oynatırdı.

Takatim kesilmeden bitmesin ipteki güç

Beni ayakta tutan sadece tek satırdı.

 

Loş sokakta koşardı müşkülatın ayağı

Dizginlemek ne mümkün, rengini seçmiş yağız.

Kördüğümden habersiz yaşadım basbayağı

Kızmayın gençliğime, ne bilsin çocukcağız.

 

İpin ucuna geldim, önümde derin kuyu

Sergüzeşt gençliğimin kumbarası depdelik.

Söküp atın bu beni, ıstırapta beş duyu

Yoksa bekleyeceğim keşişlerden metelik.

 

 

Mustafa Yılmaz

Share this post


Link to post
Share on other sites

Garabetin Tuhları

Ardımız sıra dağlar, yaşanamaz hercü merç

Gidenler tek tüklerde, gelenler ise fevç fevç

İzmihlal beklentisi sarmış bedbaht ruhları

Dar ağacında duran garabetin tuhları

 

Bühtana başvurmamış bu milletin erbabı

Zerre dolanı bilmez, hele ki intihabı

Tıynetine ters düşer kargaşa, münakaşa

Kemal-i suhuletle yaşansa paşa paşa

 

Topraklar kara yağız delikanlıya gebe

Doğum sancılarına çare olamaz ebe

 

Bu sürur kül rengi akşamlarda başladı

Hilali, yıldızıyla tarihe namzet adı

 

Mayasında kardeştir Lazı, Kürdü, Çerkezi

Bozguncuların yoktur kabul görmüş tek tezi

 

Dipçiği karanlıkta sırtımıza vuranlar

Aç kalmış köpek gibi kahpe hayal kuranlar

 

Boşuna uğraşmayın infial yaratmaya

Müslüman kardeşliği dinimizdeki maya

 

Dirsekten sapasağlam ellerimiz kenetli

Torunlara bu miras Osmanlıdan senetli

 

 

Mustafa Yılmaz

 

herc-ü merc:darmadığınıklık

fevc fevc:sayıca çok olarak

izmihlal:bozulup gitmek

garabet:tuhaflık

tuh:helak olmak

bühtan:iftira

tıynet:yaratılış

kemal-i suhuletle:gayet kolay bir şekilde

sürur:sevinç

Share this post


Link to post
Share on other sites

Cennetin Kılavuzu

 

Dünyaya gelmen ile gökte yazıldı ismin

Par-u pak o simanda okudular rumuzu

İrşadın en mukaddes sancaktarıdır cismin

Rahmete emsal oldun cennetin kılavuzu

 

Feyizlendi SENinle tükenmekte olanlar

Hatırlattın bizlere ism-i doksan dokuzu

Şefaatine muhtaç günden güne solanlar

Tutunacak dal oldun cennetin kılavuzu

 

Gece karanlığında hep yöneldin Rabbine

SEN ki tüm âlemlerin yegâne kusursuzu

İbadeti gösterdin mükellef sahibine

Takvan ile bal oldun cennetin kılavuzu

 

Şahadet getireni müjdeledin Firdevs’le

Zenginlerden bir zengin ettin eski çulsuzu

Dokuduğun motifi sundun büyük hevesle

Varlığa model oldun cennetin kılavuzu

 

Kalplerimize senet, reddedilmez yeminsin

Tanıttın ümmetine hilm sahibi oğuzu

Müşrik dilinde bile Muhammedül Eminsin

Yalana engel oldun cennetin kılavuzu

 

Bıraktın soluklarda sözlerini yadigâr

Sinelerde inilti dolduruyor havuzu

Bilmedik SEN’ den başka gelmiş geçmiş bir nigâr

Tek adrese yol oldun cennetin kılavuzu

 

 

Mustafa Yılmaz

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...