Mustafa Yılmaz 0 Report post Posted September 14, 2009 Çeşm-i dilim…/Gönül gözüm Gözünün ferini ayna yap bana Masmavi denizde kulaç atayım Şu çeşm-i dilimi atma yabana İsmini zikirle haykırmaktayım. Demlensin geceler ve de gündüzler Yorgun iklimlere canlılık gelsin Yokuşlar sonunda beklenir düzler Ahenge,nakışa, renge bedelsin Tarumar gönlümün hükümdarısın Bendeye ikramın neler olacak Kapkara,kül rengim;sense sarısın Canlandır âşkımı; şem kaybolacak Mustafa Yılmaz Quote Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Yılmaz 0 Report post Posted September 17, 2009 Hoş geldin SULTANIM… Müştâkın olmayı,bekledim onbir aydır Onbiri ayın içinde bilmem böyle atmosfer Ölü gönüller bile sen gelince hep hayydır Kalplerde maneviyat,gözlerde ince bir fer Sofralarda bereket,gönüllerde zenginlik Nedense olmadın mı,lezzeti bulmak hayal Maneviyat sathında yaşanıyor derinlik Gelişin neşvesiyle, gönüller sana meyyal On iki ay içinde,yoktur başka bir sultan Orucun hikmetiyle temâşa ettirirsin Soruyorum nefsime,nedir altında yatan? Bilinmezlik içinde,capcanlısın,dirisin. Hoşgeldin Sultanım,başımızın tâcısın Sensiz geçen aylarda yüreklerde sancısın Yolcu geldik dünyaya,sense bize hancısın Hoşgeldin Sultanım, Sultanların Şâhısın... Mustafa Yılmaz Quote Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Yılmaz 0 Report post Posted September 17, 2009 Yan Yüreğim… Yan yüreğim yansana okyanuslar içinde Kurumuş aşk çiçeğim; bir damla suya hasret Tarumarım anlasan; ömrüm son geçidinde Bu dehlizli geçitte son bulacak mı nefret? Un ufak olmak mı var kurumuş yaprak gibi Avuçlarda kırıntı, ayakların ezdiği Yan yüreğim yansana, yanık gönlün sahibi Bilsem aşk çiçeğimi,bilsem neydi sezdiği Yan yüreğim yansana, alevin mum ışığı Nedendir nefretlerin, öfken ve de şikayet Bir de senden duyalım, nedir ki yakışığı Savur elin tersiyle, hata ettiysem şâyet Mustafa Yılmaz Quote Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Yılmaz 0 Report post Posted September 18, 2009 Sızlamakta Kemikler Şiddete meyyal olan gençliğin sorunları Nasıl çözülecektir, nerededir hatalar? Önce dedeler andı,yarınsa torunları Sızlamakta kemikler, NUR içinde yatalar Kelle koltukta devri bitti idi sanardık Helal kazanmak için terler idik,yanardık Hele yemek molası melemene banardık Gençlik ne hale düştü, nerededir hatalar? Sızlamakta kemikler, NUR içinde yatalar Gençlerin vardiyası başlıyor geceleri Her sokağın başında oynuyor eceleri Promile takılmış, bilinmez heceleri Gençlik ne hale düştü, nerededir hatalar? Sızlamakta kemikler, NUR içinde yatalar Arkadaş ayağına oluyorlar müptela Doğduğu mahalleye kesiyor racon, bela Kötü yol batağında erken okunur sela Gençlik ne hale düştü, nerededir hatalar? Sızlamakta kemikler, NUR içinde yatalar Mustafa Yılmaz Quote Share this post Link to post Share on other sites
Hâcegân 226 Report post Posted September 18, 2009 Gençlik ne hale düştü, nerededir hatalar? Sızlamakta kemikler, NUR içinde yatalar Hatalar nerede? İşte asıl mesele... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Yılmaz 0 Report post Posted September 18, 2009 Sonsuzluk... Sonsuzluk yolunda ayak izleri Kar taneciklerine mekan Kainatın,varlık aleminin gizleri Kulları derinlemesine yakan Mümteni kılınmaz fani hayatta Bekanın sırrına mazhar gönüller Adresi verilmiş;Yedinci katta Taam,nakış,ödüller Fıtratta deruhte kulluk şuuru İrade tatbikte,hedefte irşad Sur'un üflenmesi en son duyuru Cenneti Ala'ya merdiven dilşâd... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Yılmaz 0 Report post Posted September 19, 2009 Ney’le Ağladım… Gece boyu Neyzen Nuriyle beraber ağladım Anlamasam da ağladım işte... Duygulu,hisli ve sessiz yalnızlığım Anlaşılıyor ilk görüşte... Bam telime dokunuyor neyin nağmesi Hüzün kaplıyor bütün vücudumu Gerçi yok bende neyzenlik hevesi Kapılmamanın yolu yok mu? Geçmişe yol alıyorum gözüm kapalı Bir perde beliriveriyor beraberimde Ekranda ömrümün gerçek masalı Sevaplar,günahlar yazılmış defterime Pişmanlığın ötesinde keşke çarem değil... Başımı öne eğip çıksam huzuruna Ötelerden bir ses:Hemen secdeye eğil! Ya da cehennem çukuruna.... Mustafa Yılmaz Quote Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Yılmaz 0 Report post Posted September 21, 2009 Beyaz Şarkılar.. Ah şu dilimdeki beyaz şarkılar Terennüm haliyle söylerim sizi Kaldı damağımda mırıltılar Ritmi kulağımda,silinmez izi Asuman çehreli nakaratlarım Bıkmadan,usanmadan dilimdesiniz Mehtap ışığında serenatlarım Saklı kalbimde en mahremsiniz Şarkıma bulaşmasın damla süveyda Beyaz şarkılar diye ölümsüzleşsin Namahrem olmasın,olmasın peyda Mezarımı beyaz şarkılar deşsin... Mustafa Yılmaz Quote Share this post Link to post Share on other sites
Lua Cheia 1 Report post Posted September 21, 2009 kaleminize sağlık çok güzel yazmışsınız.. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Yılmaz 0 Report post Posted September 21, 2009 Vuslat… Dert oldu bağrıma neyin hüzünü Gözlerim kırağı ve ağlamaklı Âminler göstersin gizli yüzünü Bilseydim hazinen nerede saklı Kan tuttu ellerim inlemen ile Hislerin hissime ayinedardır Kopupta gelmene olsam vesile Vuslata teşneyim; firaksa ardır Boğuldum gözümün pınarlarında Âşıkım,müştâkım,demlensin hatır Kökleşmiş, devrilmez çınarlarında Hışır sesleriyle adımı haykır Mustafa Yılmaz Quote Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Yılmaz 0 Report post Posted September 22, 2009 Tevbe Allahım Tevbe Maziye bakınca üzülmemek elde mi Keşkeler,pişmanlıklar,ne ararsan var Buhranlar anaforunun kaçınılmaz gündemi Ruhumun sancısını hisseder ve duyar Titriyorum,hal-i vaziyetim şekl-i kıyam Nefisle boğuşmakta düşüncemdeki evbe Havf ve reca ile dilimdeki saf duam Tevbe Allahım tevbe,Tevbe Allahım tevbe Bir huzur kaplıyor vücudumu,rahatlıyorum Savaştan galip çıkan asker gibiyim Bugünden başlayarak Rabbime koşuyorum Tevbe ettikten sonra daha diriyim. O'ndan geldik,O'na döneceğiz bilinsin Yok başka çalacak kapımız Kalplerde küfrün bütün izleri silinsin Bilinmez nerde çıkacak canımız. İster miyiz huzuruna borçlu olarak çıkmak? Utanmaz mıyız iki yüzlü halimizden? Yarın öderim demek inanın bir kaçamak "Tevbe Allahım sözü" dökülsün dilimizden Mustafa Yılmaz Quote Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Yılmaz 0 Report post Posted September 23, 2009 İSRAİL KÖPEKLERİ Kudüs, Gazze ağlıyor,bunun gibi nicesi Katliamın kaynağı İsrail şeceresi Eseridir üretmek ülkede trajedi Hesabını soracak masumların her ferdi Yabaniler üşüşmüş,çocuk bacı anaya Oturmakla olur mu? El atalım yaraya Vicdanı sızlatıyor, görünce bu feryadı Söylemek istiyorum,nerde insanlık adı? Gözler buğulanmış, düşünceler durulmuş Şu israil askeri köpekten de kudurmuş Yahudi mezalimi dünyada vahşet vahşet Müslüm canlar ölürken demek kolay mı sabret Kalksın eller havaya, parçalansın sineler Gönülden dua ile bunlar da gelir geçer Kurusun pınarları,gözde kalmasın damla Faşist İsrail ruhu,dünya senindir sanma Zalimler cezasını elbet birgün çekecek Bugün olmasa bile hesap günü gelecek Büyüdükçe büyüyor vahşet döndü inada İsrailin cezası MAHKEME-İ KÜBRADA Mustafa YILMAZ Quote Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Yılmaz 0 Report post Posted September 25, 2009 Ne Bıraktım ? Ayarı bozulmuş terazileri Usulca çaldığım arazileri Üfürük okunmuş tiz mazileri Yalanı, dolanı, çapul bıraktım. Soyup ta soğana çevirdiğimi Önüme bakarak devirdiğimi Kaz gelir diyerek her verdiğimi Yazdığım defteri, leke bıraktım Kadere küfreden feleklerimi Attığım kazıklar, keleklerimi Gelene geç diyen eleklerimi İçini emdiğim dünya bıraktım Haddimi aşarak sınırlarımı Milleti bıktıran dırdırlarımı Zihnime yerleşmiş pırpırlarımı Asık suratımı, gayzı bıraktım. Müşkül olanlara uzak durmayı Yenmeyecek kadar çürük hurmayı Hizmet mekanında hep oturmayı Küflenmiş haldeki aklı bıraktım. Bıraktım dünyaya köhnemiş faslı Cılız bedenliyi, eğrilmiş kaslı Cinsiyeti erkek, adıyla Aslı Karakteri çökmüş erbab bıraktım. Mustafa Yılmaz Quote Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Yılmaz 0 Report post Posted September 25, 2009 Ne Bıraktım ? Ayarı bozulmuş terazileri Usulca çaldığım arazileri Üfürük okunmuş tiz mazileri Yalanı, dolanı, çapul bıraktım. Soyup ta soğana çevirdiğimi Önüme bakarak devirdiğimi Kaz gelir diyerek her verdiğimi Yazdığım defteri, leke bıraktım Kadere küfreden feleklerimi Attığım kazıklar, keleklerimi Gelene geç diyen eleklerimi İçini emdiğim dünya bıraktım Haddimi aşarak sınırlarımı Milleti bıktıran dırdırlarımı Zihnime yerleşmiş pırpırlarımı Asık suratımı, gayzı bıraktım. Müşkül olanlara uzak durmayı Yenmeyecek kadar çürük hurmayı Hizmet mekanında hep oturmayı Küflenmiş haldeki aklı bıraktım. Bıraktım dünyaya köhnemiş faslı Cılız bedenliyi, eğrilmiş kaslı Cinsiyeti erkek, adıyla Aslı Karakteri çökmüş erbab bıraktım. Mustafa Yılmaz Quote Share this post Link to post Share on other sites
Demet Keskin 27 Report post Posted September 25, 2009 YÜREĞİNE SAĞLIK KARDEŞİM...FEYZİN TÜKENMESİN... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Yılmaz 0 Report post Posted September 25, 2009 YÜREĞİNE SAĞLIK KARDEŞİM...FEYZİN TÜKENMESİN... Amin.Allah razı olsun. Adımlar sıra sıra, dualarla tefeyyüz Şahlanışın altında yatmakta ince bir güz Quote Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Yılmaz 0 Report post Posted September 26, 2009 Sergüzeşt Gençliğim Asırlık kaldırımda adımlarım zil zurna Müptela hengameler sarmış dört bir yanımı. Başımın tepesinde gezinen nazlı turna Kanat çırptı maziye, hatırlattı anımı. Sergüzeşt gençliğimin hataları iki üç Dilimin dolambacı cambazı oynatırdı. Takatim kesilmeden bitmesin ipteki güç Beni ayakta tutan sadece tek satırdı. Loş sokakta koşardı müşkülatın ayağı Dizginlemek ne mümkün, rengini seçmiş yağız. Kördüğümden habersiz yaşadım basbayağı Kızmayın gençliğime, ne bilsin çocukcağız. İpin ucuna geldim, önümde derin kuyu Sergüzeşt gençliğimin kumbarası depdelik. Söküp atın bu beni, ıstırapta beş duyu Yoksa bekleyeceğim keşişlerden metelik. Mustafa Yılmaz Quote Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Yılmaz 0 Report post Posted December 14, 2009 Garabetin Tuhları Ardımız sıra dağlar, yaşanamaz hercü merç Gidenler tek tüklerde, gelenler ise fevç fevç İzmihlal beklentisi sarmış bedbaht ruhları Dar ağacında duran garabetin tuhları Bühtana başvurmamış bu milletin erbabı Zerre dolanı bilmez, hele ki intihabı Tıynetine ters düşer kargaşa, münakaşa Kemal-i suhuletle yaşansa paşa paşa Topraklar kara yağız delikanlıya gebe Doğum sancılarına çare olamaz ebe Bu sürur kül rengi akşamlarda başladı Hilali, yıldızıyla tarihe namzet adı Mayasında kardeştir Lazı, Kürdü, Çerkezi Bozguncuların yoktur kabul görmüş tek tezi Dipçiği karanlıkta sırtımıza vuranlar Aç kalmış köpek gibi kahpe hayal kuranlar Boşuna uğraşmayın infial yaratmaya Müslüman kardeşliği dinimizdeki maya Dirsekten sapasağlam ellerimiz kenetli Torunlara bu miras Osmanlıdan senetli Mustafa Yılmaz herc-ü merc:darmadığınıklık fevc fevc:sayıca çok olarak izmihlal:bozulup gitmek garabet:tuhaflık tuh:helak olmak bühtan:iftira tıynet:yaratılış kemal-i suhuletle:gayet kolay bir şekilde sürur:sevinç Quote Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Yılmaz 0 Report post Posted February 12, 2010 Cennetin Kılavuzu Dünyaya gelmen ile gökte yazıldı ismin Par-u pak o simanda okudular rumuzu İrşadın en mukaddes sancaktarıdır cismin Rahmete emsal oldun cennetin kılavuzu Feyizlendi SENinle tükenmekte olanlar Hatırlattın bizlere ism-i doksan dokuzu Şefaatine muhtaç günden güne solanlar Tutunacak dal oldun cennetin kılavuzu Gece karanlığında hep yöneldin Rabbine SEN ki tüm âlemlerin yegâne kusursuzu İbadeti gösterdin mükellef sahibine Takvan ile bal oldun cennetin kılavuzu Şahadet getireni müjdeledin Firdevs’le Zenginlerden bir zengin ettin eski çulsuzu Dokuduğun motifi sundun büyük hevesle Varlığa model oldun cennetin kılavuzu Kalplerimize senet, reddedilmez yeminsin Tanıttın ümmetine hilm sahibi oğuzu Müşrik dilinde bile Muhammedül Eminsin Yalana engel oldun cennetin kılavuzu Bıraktın soluklarda sözlerini yadigâr Sinelerde inilti dolduruyor havuzu Bilmedik SEN’ den başka gelmiş geçmiş bir nigâr Tek adrese yol oldun cennetin kılavuzu Mustafa Yılmaz Quote Share this post Link to post Share on other sites