Ü.Y. 46 Report post Posted August 12, 2009 Aynı Nokta Çocukken gün battı mı, bir köşede ağlardım; Nihayet döne döne aynı noktaya vardım. 1978 Başucu kitabımdır Çile. Çileli gecelerimin ilacıdır. O an aldığım nefes, içtiğim su, ağzıma koyduğum bir lokma ekmek gibi azizdir elimdeki. Bu kadar önemsediğim kitabı eline alıp sayfaları rastgele çeviren herkes şunu söyler: “Bu ne böyle iki dize? Ne yani? Üst taraf boş, alt tarafta iki cümle. Kâğıt israfı canım!” Diyecek pek bir şey olmuyor böyle tiplere. Görmüyor ki o inci inci dizilen kelimelerin olduğu o değerli sayfaların dolu dolu olduğunu. O iki dize ki benim hayatımın tamamını kucaklamış, meme vermeyen ananın çocuğunu ağlattığı gibi ağlatmıştır. Anlamaz. Çocukken, babamın popoma attığı tekmeyle ağlayarak odama gittiğim bir günü hatırlarım. Kardeşimin yaptığı bir yanlışı benim yaptığım söylendiği anda tekme arkamda bitivermişti. Şimdi düşünüyorum da hala yediğim tekmelerin ardından ağlayarak odama gidiyorum ve diyorum ki keşke onlar da babamınkiler gibi sevgi dolu ve şefkatli oluverse. Bu kadar net. Dünya bir savaş alanı. Aşk uğruna, para uğruna, kariyer uğruna, …. Uğruna … Uğruna yapılan savaşların yeri. Kazanan kolunu kaldırıyor ve aynen yoluna devam ediyor. Peki ya kaybeden? Kaybeden de başka bir kaybedenin elini beklemek üzere sürüne sürüne kendine uygun bir mevki arıyor. Bakın bugün benim günüm. Beklenen gün yani. Gebze’nin kumlu, taşlı, çamurlu yollarında dört döndüğüm gündü bugün. 1 mesaj, bir kelime ki üç harften oluşan bir kelime bekliyorum sadece. Ve bedbahtım. Tıpkı 8 Haziran 2008 deki gibi. Kız bir an duraksadı. Keder ile: -..Çok bedbahtım… Dedi: -Bahtiyar olmak için bedbaht olmaya ihtiyacın var. Her insan böyledir. Fakat senin gibi galeyanlı tiplerde bu daha açıktır: “Başının belasını arıyor.” der halk. Her insan arar bunu. Farkında değildir. Sanatkârlar hissederler. Fuzuli’yi hatırla. “Yani ki çok belalara kıl müptela beni.” Hamid de Makber’in önsözünde “Kederimin artması için sevinmek isterim” der. Aynı şeydir: Sevincin artması için kedere ihtiyaç var. Ve ekledi: -Maddesiyle alakanı kestikten sonra onu ne kadar çok düşünürsen o kadar çabuk unutursun. Elverir ki unutma arzun samimi olsun... O haklıydı. Savaş demiştim. Savaşların en büyüğü ve en acı vereni aşk uğruna verilen savaş olduğunu öğrendim. Sonuçları ağır… Birkaç şey daha öğrendim Kimse için aileni, arkadaşını dostunu, karşına almayacaksın. Nabza göre şerbet vereceksin. O , seni senin onu sevdiğinden daha çok sevecek. Quote Share this post Link to post Share on other sites