Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
derinden

Derinden, Nacizane Bir Ramazan Yazısı

Recommended Posts

Rahmet seni çağırıyor, Koşmayacak mısın?!..

 

“Sahur vakti geldi haydi kalkın çocuklar.” Annem böyle seslenirdi... Bir Ramazan daha geldi geliyor, sümbül kokan gündüzler, rahmeti bol geceler, geldi geliyor.

 

On bir ay geçti habersiz özlemle, arzuyla, gafil geçen gündüzler hep isyanlı gecelerde son buldu, iki günü bir olanlardan olduk çoğu zaman hani O(s.a.s.)’in bizden değildir dediklerinden. Yoldaş olduk kederlere ümidimiz bin parça, dert salatası koyduk sofralarımıza, bazen nur yüzlü annemin yüzüne bakmadan uyudum, önemli olan gece gece rahatsız etmemesiydi ve babamla iki laflayamadık vakitsizlikten.

 

Nefis sofralarda hoş muhabbetler yerine, yerin dibine batasıca nefsimizle oyalandık, aşklarımızı bizlere şehvetsiz olduğunu öğretti, hizandan duyulan kokularını şehvetin, burnumuzun dibinden aldırmadı. Aşksız geçen aşklarımızla oyaladı. Otellerde konakladık, adına tatil dedik ıslanmış ayaklarımıza yada kara batmışlarımıza, hapis hayatı yaşadık en özgür olduğumuzda ve asıl özgürlüğün O(c.c.)’na kölelikte olduğunu bilemedik. Kâlû Bela’ da verilen sözleri tutamadık ve beli dediklerimizi duymazdan geldik. Unuttuk. Çocuklukta kaldı hala, dayı, akraba, Sıla-i Rahimi duyunca gençler müstehcen bir kelime diye gülüştüler kimi zaman, en anlamlılarımız yitirdi kendini anlamsızlıklarımızda, zayi oldu en güzel duygularımız derin heva ve heves uçurumlarında.

 

Zaman aktı gitti sessizce, ömür, bir senesini daha kaybetti, gaflette ve bizi düzeltmeye geldi, Hani Hz. Ömer(r.a.)’in karşına geçen Sahabe gibi kılıcıyla... Sultan dedik O aya ve sultan sandıklarımız da hasretle bekleştiler, on bir ayın Sultanını

 

Evet, sultan dedik çünkü O diğer aylar gibi değil, çünkü O (s.a.s.)’in “bu ay ümmetimindir” diye övdüğü, rahmeti ve mağfireti bolca olan ay, haddimiz olmayarak O(s.a.s.)’in ümmetim dediklerinden sanıyoruz kendimizi öyle bekliyoruz bu güzel ayı, ümitlerimiz yeşerecek ve Ramazanlık Müslümanlar, İftarlık hurmalar gibi fışkıracak birden her yere, Camilerimiz dolup taşacak her vakitte, gazetelerde Ramazanlıklar yapılacak, magazinden kesip ayırdıkları sayfalardan, Kur’an dağıtılacak koparılan kuponlarla, her açtığımızda karşımıza çıkabilecek radyoda Hatim-i Şerifler, Tilavetler. Ramazanlık sofralar kurulacak, öyle iki hurmayla geçiştirilmeyen en güzel, en pahalı yemekler ve aksesuarları sofranın, ben daha zenginim der gibi, davetlerde. Yüzü koyu uzanacak acıkanlar ikindiden sonra hani Oruç bu kolay tutulmuyor mekruhmuş, hatırlanmayacak bile, Uzanıp yatacakları asıl yerin dehşetinden uzak bir rahatlıkla...

 

Özleyen gönüller farklı, hala daha çocuklar kadar sevinçli yüzler farklı, akşama kadar Oruç tutup bu güzellikleri böbürlenmeden, mütevazı sesleriyle küçük çocuklarına anlatan, dillendirenler, kelimelerle Ramazanı ve Orucu övenler, sevdirenler farklı, ve ayrıcalıklı gönüllerde açar bu nadide çiçek, rahmet damlalarıyla sulanır, ibadet toprağından özenle beslenir. Diline, beline de tuttururlar orucu midelerinin yanı sıra, sığamazlar gündüzlere taşarlar gecelerde, yetmez sanki saatler yorgun düşseler de ibadet ve taatla meşgullerdir her daim. Kur’an-ı Kerim i televizyondan dinlemeden Hatim-i Şerifleri olur onların, ve çocuklarıyla kılarlar Teravih namazlarını, sonrasında tebessümle dönerler evlerine...

 

Ramazan evleri,

 

Hep gıpta ile seyretmişizdir, duymuşuzdur ve konuşmaların sonunu “bunlar eskilerde kaldı” edası ile sırtını duvara yaslayan Dedelerin havada daireler çizen elleri tamamlardı, eski denilene kızarım hep, çünkü eskiseydi eğer o güzel yaşantılar, şimdikiler ondan daha iyi olurdu. Geriye doğru bakınca görürüz ki, ahlaksızlıklarla dolu yeni geçmişimizin yanında, ahlaklı eski diye tabir ettiğimiz gül kokulu yıllar... İlla bir şeylerin eskimesi gerekiyorsa bunlar yeni ahlaksızlıklarımız olurdu, tabi uymadığımız sürece nefsimize ve Ramazan evleri küsmeseydi geleceğimize. Küstürdük O güzel evleri kendimize... Ama umut dolu gözlerimiz var ve bu Ramazanda parlayacak şevkle. Haydi Çocuklar uyanın, o eskimemiş yeni günlere ve tutun sımsıkıca Ramazan’ı Sallanıyorken Alem.

 

Annemin o tatlı sesini özledim. Gel gönlümüze artık, bekletme bizi daha fazla Ya Şehr-i Ramazan...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...