Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
denizfeneri

Allah Rızası Için Kampanyamıza Sizde Katılın

Recommended Posts

malum birkaç gün içinde Ramazanı şerifi karşılayacağız.bir çoğumuz alışverişler yaptık ramazan özel ay.misafir iftarlıklar sahurluklar vs vs biz istediğimizi alırken peki ya alamayanlar !!!!!!!! bu mübarek ayda orucunu tutmaya nimeti belki bir kuru ekmeği olmayanlar.onları düşünmemiz de gerekmiyor mu?evet komşusu açken tok yatan bizden değildir diyen bir Efendimiz varken komşumuzun aç aç oruç tutmasına nasıl müsade ederiz?sözün kısası gelin bu ramazan hayırda yarışalım.herkes gücü nispetinde elinden geldiğince.kimisi bir kilo şeker kimisi 5 kilo yağ kimisi bir milyonluk kimi 100 milyonluk gücü neye yetiyorsa yakınlarında mutlaka muhataçlar vardır.benim yakınımda yok demeyin mutlaka vardır.birkaç kişiye sorun bakalım belki de yanı başınızda tanımadığınız ne muhtaçlar çıkacak ortaya.burada miktar ve ne yardım yaptığımızı yazmak gerekmiyor.yeter ki bende varım elimden geleni yapacağım deyin bu katılımızın nişanesi olacaktır.bir kişiye bir lokma faydamız olsa kardır düşüncesiyle bu ramazanda yarım hurma tanesiyle de olsa hayırda yarışalım

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hocam güzel temennilerde bulunmuşsuzunuz Allah razı olsun.

 

Lakin Deniz Feneri inandırıcılığını halkın gözünde yitirdi.

 

Yimpaş ve Kombassan gibi...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Burda amaç deniz feneri midir?...

 

Gözle görülmeyen bir takım iftiralardan hasıl olan bir dolu söze inanmak kendi mahallemizin makamına yakışmaz...

Belki olası bir ihtimal vardır ufak defek kırıntılar lakin, burda amaç bir düşküne el uzatmaksa, kimin aracı olduğu değildir önemli olan...

Share this post


Link to post
Share on other sites

ALLAH RAZI OLSUN DENİZFENERİ KARDEŞİM...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Güzel bir konu, teşekkürler. Aslında böyle konuların açılmasına dahi gerek kalmamalı ya, o da ayrı bir mesele. Biz kendimizi özelde Ramazan, genelde ise yılın her dönemi için hazır tutabilsek işte tam da o zaman cemiyetçe ve fertçe kemale ermiş oluruz ama, çoğu zaman bu gibi itici kuvvetlere ihtiyacımız olabiliyor. Tamamıyla olgunlaşmış, İslamiyet'i ve İslam ahlakını hayatına hakkıyla oturtabilmiş insanlar olmadığımız için belki de. Kâl'i hâl'e, imanı hayata aktaramadığımız zamanlar için Allah hepimizi affetsin. Halbuki bu gibi işler için hem kurulu bir saat gibi her daim hazır, hem de henüz cesaretlendirilmiş bir delikanlı gibi heyecanlı olabilmek gerek. Müslümanlığın hakkı da böyle verilir.

 

Denizfeneri sadece mesajı yazan arkadaşın nicki, bu konuda onunla ilgili herhangi bir mesele yok. Fakat iş oraya gelmiş madem, kendimi birşeyler yazmak durumunda hissettim. Müslümanların bu ülkede en iyi becerdiği işlerden birisi de bu yardım kurumları müessesesinin kanalıyla gerçekleşiyordu. Bizim fakirimizin isyan etmemesindeki asıl amil, bazı yönleriyle İslam ahlakının genlerimize işlemiş olmasıysa; yan amillerden birisi de bu kuruluşların sosyal dengeyi sağlamadaki mükemmel rolüydü. Hakikaten başarıyorduk bu işi, adam gibi götürebildiğimiz yegane işti belki de. Dışarıdan gelen her türlü tahkire rağmen muhteşem yürüyen, yüzbinlerce insanın İslam ahlakına ve bu memleketin insanlarına düşmanlaşmadan yaşayabilmesini sağlayan muhteşem bir dayanışma ruhu ortaya çıkıyordu. Yalnızca Türkiye mi? Cevabın 'Hayır' olduğunu hepiniz biliyorsunuz. Onlarca örnekten sadece hepinizin hatırlayacağı bir tanesini zikredeyim; Depremzede Afganistanlıların, Türk'lere ve Türk yardım kurumlarına gösterdiği olağanüstü sevgi yalnızca tarihî bağların neticesi değildi, yine bu kurumlarla başardığımız işlerin mühim payını gösteriyordu. İlk bakışta görülenden çok çok daha önemli bir işi başarıyorduk. Dünyadaki her Müslümana yetişmeye çalışıyor, mükemmel bir ağ ile hem insanlara yardım ediyor, hem de gerek devlet, gerekse halk olarak prestijimizi arttırıyorduk. Dünyanın merhametine güvendiği, umut bağladığı, yolunu gözlediği bir halk haline geliyorduk.

 

Ta ki Denizfeneri'ne pislik atılana kadar...

 

İşte tam da o zaman bir içtimai arızamız devreye girdi ve elimize yüzümüze bulaştırmadan arslanlar gibi yürüttüğümüz bu işi de rezil etmeye başladık. Doğan grubu ve muhibi chpnin Ergenekon'a kontra atak olarak gündeme bir çivi gibi çaktığı bu hadise pek çok müslümanı; yüzbinlerce insanı doyuran, eve kavuşturan, tedavi eden, okutan, akla gelebilecek her şekilde mutlu eden 'yüzyılın iyilik hareketi'nden soğutmayı, malesef ki, başardı. Sadece bu alandaki çabaların kanaat önderi, yol göstereni olan Denizfeneri nasibini almadı bunlardan; iddiaların ilk ortaya çıktığı dönemde Denizfeneri'ne sağlanan bağışlar neredeyse tükenirken diğer STK formatlı hayır kuruluşlarının gelirleri de %90'lara kadar düştü malesef. Başka hiçbir şey için değil, biz Müslümanlar için kocaman bir yüz karasıydı bu... Müslümanları, Koç'un gayr-i meşru oğlunun idaresindeki bir kuruluş parmağında oynatmayı şu sırada bile başarabiliyorsa, yazıklar olsun bize, yazıklar olsun bilincimize, hatta ve hatta Müslümanlığımıza...

 

Bu hadisenin popüler olduğu dönemlerde, hadisenin bu boyutunun dışında benim kanıma dokunan, içimi nefretle ve aşkla dolduran üç hadise cereyan etti ki bunları burada zikretmek zorundayım. Birincisi, Taksim metro istasyonu civarında, halkın belki de nasıl kışkırtıldığını o halis niyetleriyle göremeyen birkaç Denizfeneri gönüllüsü bayan stantlarında çalışmalarını sürdürürken önlerinden geçen muhtemelen CHP zihniyetli bir leş kargasının pis pis gülerek 'Deniz Feneri bitmedi mi yaa? Ahaha' diyerek, orada yardım aşkıyla vakitlerini ve emeklerini harcayan insanları tahkir etmeye kalkması üzerine yine bir Büyük Doğu sevdalısı olan eniştemin (arkasından övmekte problem olmaz) 'Bitmedi lan, ne bitecek' diyerek cebindeki kartını çıkarıp hiç hesapta yokken bağış yapmasıdır ki, 'Ben varsam Almanya bitmemiştir!' diyen o Alman askerinin ruhunu canlandıran bu hareketi ben de olsam ben de yapardım, kim olsa yapmalıydı. Evet Müslümanlar, siz öldünüz mü? Almanya'da bazı haltlar karıştıran insanlar var diye (ki o bile kesin değil ki!), yapmakta olduğunuz en doğru işten vazgeçerek Doğan'ı ve bu ülkenin baş düşmanı bilimum CHP sempatizanını sevindirmeye, yüzbinlerce insanın hayata tutunmalarına vesile olan kuvvetli amillerden birini, kendi dar görüşlü, koyun kafalarınızla katletmeye hakkınız var mı? Kanal 7 camiasına yakın bir insan olarak şunu söylemeliyim ki evet, Kanal 7'ciler de birşeyler yiyor, ama bu yeme 'asla ve asla' Deniz Feneri kanalıyla olmuyor, ihalelerle ayakta duruyorlar. Türkiye'nin en ciddi stratejik düşmanlarından biri haline gelen Almanya'da açılan ve henüz orada bile neticelenmeyen bir dava yüzünden, bizim insanlarımızın burada, Doğanın çobanlığıyla adam gibi yaptıkları bu tek ve hayati ehemmiyetteki işi bir anda eline, yüzüne bulaştırmasını kabul edemiyorum. Deniz Feneri kanalıyla yapılan bağışların diğer hayır kurumlarına kanalizesi de sözkonusu olmamıştı bu devirde; Denizfeneri'nin kaynakları diğer kurumlara dağılsa yine bu kadar üzülmez ve Doğan'ın eniklerinin dişlerine, yani biz Müslümanların kafasızlığına bırakılan, türkiye merkezli masum bir kurumun etlerinin yolunmasına bu tepkiyi gösterecek kadar üzülmezdim. Fakat heyhat, işler böyle değil. 'Bunların hepsi aynı, bunların hepsi soyguncu' genellemesine giden, davadan ve içerikten adam gibi haberdar olmadığı halde duyduğu en ufak bir olumsuzluğu itidal süzgecinden geçirmeyerek masumları cezalandıran rezil bir performans sergiledik ve onların da bağışları onda bir mesabesine indi. Yazık, çok yazık.

 

Zikretmek mecburiyetinde olduğum üç olay var demiştim. İzninizle ikincisine geçeyim: Yine bir yemek esnasında tesadüfen karşılaştığım ve eskiden Denizfeneri'nin merkezinde çalışmakta olduğunu öğrendiğim bir abiyle sohbet etme imkanı bulmuştuk. Adam, son saldırılar sebebiyle kuruma gelen kaynaklar azaldığı için, 'Benim alacağım maaşı varsın ihtiyacı olanlar alsın' diyerek işten ayrılma basiretini göstermiş birisiydi. Ben şundan son derece eminim ki, bu insan tek değil, tıpkı onun gibi bu işe ceplerini değil, gönüllerini koyan yüzlerce, binlerce insan var ve işin içinde olan bu insanlar, işlerin nasıl yürüdüğünü, gönderilenlerin kimlere nasıl ulaştığını çok iyi biliyor. Allah bu basireti göstermek zorunda kalan hepsinden razı olsun, bu millete de akıl-fikir nasip eylesin.

 

Üçüncü olay ise, yine bir iş görüşmesi esnasında karşıma çıktı ki resmen kalbime saplandı. Filistin'de, Türkiye'den bu organizasyonlar aracılığıyla giden yardımlarla kurulan ve farklı engel gruplarındaki çocuklara eğitim sağlayan bir ilkokulun Nureddin Amro ismindeki müdürüyle bir görüşme yapıyorduk. İş arkadaşlarımın üniversiteden tanıdıkları, vaktinde üniversite eğitimini Türkiye'de almış olan bu kişi Skype görüşmesinin bir yerinde okulundan bahsederken, okulda bazı özel aletlerin eksik olduğunu, bunların temini için bugüne kadar her türlü yardımı aldıkları Denizfeneri'ne tekrar ulaşıp ulaşamayacağını soruyor, onlara son dönemde bir türlü ulaşamadığını üzüntüyle söylüyordu. Suratlarımızın halini görmenizi isterdim, resmen morardık, yerin dibine girdik, kendimizden ve milletimizden utandık. Ülkesinin sınırlarını aşan ve Filistin'deki mazlum din kardeşlerimizin dahi imdadına koşan bir kuruluşu hiçkimse değil, fakat biz, biz Müslümanlar, biz umut bağlanan Türkler, kafasızlığımız ve vefasızlığımızla öldürüyorduk. Birkaç saniye cevap veremedik, ikinci sorudan sonra ancak yarım ağızla 'onların başları biraz dertte, Almanya'da açılan bir dava ile sıkıntıdalar' diyebildik ama, o sırada birisi beynimizden geçenleri okuyup da yazıya geçirebilseydi Nureddin'e karşı ne kadar rezil olduğumuzu, umut bağlanacak tek millet olduğumuz halde bunu nasıl kendi ellerimizle rezil etmeyi becerdiğimizi daha net görebilirdiniz. Konuşma sonunda eleman bir de İHH'yi denemeye karar vermişti, sonucu ne oldu, onu bilmiyorum.

 

Kuru Ankara'nın yanan bir haziranında; klimasız, sebilsiz, havalandırmasız, basık ortamlarda, bir sürü müşteriye laf anlatmaya çalışırken paralanan gırtlaklarımızla stant görevliliği yaptığımız bir fuarın en büyük rahatlama vesilesi olan, stantlarındaki güler yüzlü gönüllüleri ve soğuk su sebilleriyle yanan ciğerlerimizi, tıpkı yüzbinlerce insanı mutlu ettikleri gibi feraha kavuşturan Denizfeneri'ne, sadece ve sadece susuzluktan tükendiğim bir anda boğazıma dökülan bu iki üç pet bardak soğuk su için dahi olsa, bu Ramazan ayında zekat, fitre, sadaka, Allah ne verdiyse elimden gelen yardımı, yardımlarımın yerine ulaşacağına dair nefs emniyeti ve iç huzuru içerisinde ardıma koymayarak; hemm bu memlekete, hem dünya Müslümanlarına, hem de kendime ait olan borcu az da olsa eda edeceğim inşallah. Tıpkı geçen Ramazan'da olduğu gibi, saldırılar dolayısıyla kapanan yakındaki temsilcilikleri kanalıyla onlara hemen ulaşamasam bile, bu işi yapabilmek için her türlü çabayı ortaya koymaktan geri durmayacağım. Denizfeneri, benim için İslam ve uyanış davasının aksettiği en mühim sahalardan birisidir. Elbette İHH, Kimse Yok Mu, Cansuyu gibi organizasyonlara yardımda bulunan, çevrelerindeki yardıma muhtaç insanları sevindirmeyi planlayan arkadaşlara da, Denizfenerime bilip bilmeden saldırmadıkları sürece söyleyecek tek bir sözüm dahi olamaz. Onlar da bizden, onlar da bu fonksiyonu hakkıyla yerine getirenlerden, onlardan da Allah defalarca kez razı olsun... Fakat dediğim gibi, Denizfeneri, bugün kendi varlığını da aşan bu sembol değeriyle, bir toplumun İslam anlayışındaki içtenliği ve zihin olgunluğunu gözler önüne serecek bir mihenk taşı haline gelmiştir. Bu ülkede Doğan'ın yalanlarına kanmayan, bu ülkede dava şuuru taşıyan, bu ülkede iftiralara prim vermeyen Müslümanlar yaşadıkça, Denizfeneri ölmemiştir, ölmeyecektir. Son ÇYDD baskını sonrası bu ne olduğu bilinen kuruma (acaba gerçekten de biliniyor mu?) giden bağışlardaki artıştan dahi ders alamıyorsak, biz marka Müslümanlarına yazıklar olsun.

 

Forza Denizfeneri diyerek baş şişirme terapime burada nihayet veriyorum azizan. Kusuruma bakmayın...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Estağfirullah kusur değil,insanların hayır ve yardımlaşma duygularının istismarı söz konusuysa hafife alınamıyacak kadar mühim bir sorunumuz var demektir. Türkiye'deki Deniz Feneri, Almanya'daki o davayla hiçbir alakası olmamasına rağmen aynıymış gibi gösterildi. Yardımların hayli düşmesi üzücü.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Allah (c.c.) razı olsun değerli denizfeneri kardeşim İnşaallah elimizden gelen yardımlarımızı yapmaya çalışacağız. denizfeneri konusuna değinirsek sonuna kadar güveniyorum o kuruma ve o kurumun internette bir gönüllüsü olarak diyorumki denizfeneri yüzyılın iyilik hareketinde alnı akdır. "çamur at izi kalsın" oyunlarını ise bu millet yutmuyor ..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kartel medyanın yıllardır kendine bir görev olarak addettiği Müslüman ve Müslüman a yardım edenlere balyoz vurma çabaları bunlar, inşallah Üstad'ımızında dediği gibi bu ve bu gibi olaylar bizleri yıldırmayacaktır, onlar bize ne kadar çelme taksa da biz birbirimizi yerden kaldırmasını bileceğiz ve yaralarımıza merhem olmak yarışı içinde olacağız.

Hallacı Mansur Hazretlerini idam ederlerken;

İdam edilmeden önce halk taş atmaya başladı. Atılan taşlara hiç ses çıkarmıyor, hatta tebessüm ediyordu. Bir dostu, gül attı. O zaman inledi. Sebebi sorulduğunda; "Taş atanlar beni tanımaz. Halden anlayanların bir gülü beni incitti" dedi. Ellerinden, bacaklarından sonra, dilini de kesmek istediler. İzin isteyip; "Allah’ım, bana senin için bu işkenceyi reva görenleri affet!" diye yalvardı.

 

Ey Rabbimiz, bizlerin elini, ayağını ve dilini kesmeyi sonrada kalbimizi sökmek hayaliyle yanıp tutuşanları hidayete erdir. Amin

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...