Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Hâcegân

Derinliğine Ve Genişliğine Bir Kainat...

Recommended Posts

ALLAH BÜYÜK

 

Öyle bir Kâinat ki, derinliğine ve genişliğine doğru sonsuzluğa uzanan bir derya… Sahili olmayan ve dibi bulunmayan bir okyanus…

Atomlar… Gördüğümüz, dokunduğumuz, hissettiğimiz ne varsa, hepsi istisnasız atomlardan oluşuyor.

Bir belgeselde atomun küçüklüğünü kavrayabilmemiz için şöyle bir örnek verilir:

‘’Elinizde bir anahtar olduğunu düşünün. Kuşkusuz bu anahtarın içindeki atomları görebilmeniz mümkün değildir. Atomları mutlaka görmek istiyorum diyorsanız, elinizdeki anahtarı dünyanın boyutlarına getirmeniz gerekecektir. Elinizdeki anahtar dünya boyutunda büyürse, işte o zaman anahtarın içindeki her bir atom bir kiraz büyüklüğüne ulaşır ve siz de onları görebilirsiniz.’’

Yine aynı belgeselden bir başka örnek:

‘’Tek bir tuz tanesinin tüm atomlarını saymak istediğimizi düşünelim. Saniyede bir milyar (1.000.000.000) tane sayacak kadar hızlı olduğumuzu da varsayalım. Bu dikkate değer beceriye karşın, bu ufacık tuz tanesi içindeki atom sayısını tam olarak tespit edebilmek için beşyüz yıldan fazla bir zamana ihtiyacımız olacaktır.’’

Evet, örneklerde de görüldüğü gibi Kâinatın derinliğine boyutunu oluşturan atomların sayılarla tanımlarını kavrayabilmemiz ancak böyle mümkün oluyor. Atom yapısının içine girildiğinde ise iş değişiyor ve atomun içyapısını anlatmamıza yardımcı olacak herhangi bir ölçek yönteminin bile olmadığından söz ediliyor.

Atomun tam merkezinde bulunan çekirdek proton ve nötronlardan oluşmuştur. Sayılarla ifade edersek çekirdeğin yarıçapı, atomun yarıçapının onbinde biri kadar.

Belgeselde bu durum şöyle dile getirilmekte:

‘’…elinizdeki anahtarı dünya boyutlarına getirdiğinizde ortaya çıkan kiraz büyüklüğündeki atomların içinde çekirdeği arayalım. Ama bu arayış boşunadır, çünkü böyle bir ölçekte bile çok daha küçük olan çekirdeği gözlemleme olanağımız kesinlikle yoktur. Gerçekten bir şey görebilmek istiyorsak yeniden ölçü değiştirmek gerekecektir. Atomumuzu temsil eden kiraz yeniden büyüyüp iki yüz metre yüksekliğinde kocaman bir top olmalıdır. Bu akıl almaz boyuta karşın atomumuzun çekirdeği yine de çok küçük bir toz tanesinden daha iri bir duruma gelmeyecektir’’

Birde bu mükemmel yapının bir kütleleri de var. Şöyle ki, Atom çekirdeğinin kütlesi, atomun kütlesinin %99.95’ini oluşturuyor. Dikkatinizi çekerim, çekirdek boyutu atomun 10 milyarda biri olmasına rağmen bunların kütleleri boyutlarıyla ters orantılı. Yine belgesele dönelim:

‘’Atomun kütlesini oluşturan yoğunluk tüm atoma eşit olarak dağılmamıştır, yani atomun bütün kütlesi atomun çekirdeğinde birikmiştir. Diyelim ki, sizin 10 milyar metrekarelik bir eviniz var ve bu evin tüm eşyasını 1 metrekarelik bir odada toplamanız gerekiyor. Bunu yapabilir misiniz? Tabii ki yapamazsınız. Ancak atom çekirdeği dünyada eşi-benzeri olmayan çok büyük bir güçle bunu yapabilmektedir.’’

Küçük, minik, zerre, katre… Bilmem ki hangi kelimeyi kullanmalı? Bu boyutları nasıl ifade etmeli? Üstelik boyutlarını ifade de bile yetersiz kaldığımız atom yapısının içinde boşluklar bile varmış. Kim bilir, bekli de bu boşlukları dolduran varlıkları algılayamadığımız için, o mekânlara boşluk deyip geçiyoruz! Atom dedik, bir çekirdekten oluşuyor ve etrafında dönen elektronların varlığından haberdarız. Çekirdekle etrafında dönen elektronları arasında bir boşluk olduğu kabul ediliyor. Bu mikroskobik boşluk atom ölçeğinde devasa bir boşluk oluveriyor. Bu durum belgeselde şöyle açıklanıyor:

‘’Çapı1 cm. olan küçük bir bilya, çekirdeğe en yakın elektronu temsil ederse, çekirdek bu bilyadan 1 km. ötede bulunacaktır.’’

Örneklere devam:

"Temel parçacıklar arasında çok büyük bir boşluk egemendir. Eğer bir oksijen çekirdeğinin protonunu şu önümdeki masanın üstünde duran bir toplu iğnenin başı gibi düşünürsem, o zaman çevresinde dönen elektron Hollanda, Almanya ve İspanya'dan geçen bir çember çizer."

İşte bu son alıntı beni öyle dünyalara götürdü ki…

Hele bir düşünün… Ben atomun çekirdeğini büyütmeyeyim, bedenimi o nispette küçülteyim. Hatta atom çekirdeğinin de milyarda biri kadar küçüleyim. Diğer insanlar da gerçek boyutlarında sabit kalsın. Kendimi atom çekirdeğiyle etrafında dönen elektronların tam ortasında bir yerde düşüneyim. O halde benim atomdan haberim olmazdı. Yahu bırak atomu, çekirdeğinden bihaber kalırdım. Dahası gerçek boyutlarında sabit bıraktığımız insanları da göremem. Hani üzerime bassa bu insanlar ezilmem herhalde… Yahu üzerime bastıklarından haberim bile olmaz… O zaman bu boyutla ben bir tahtanın içinden çok rahat geçerim. Hani suya düşsem su diye bir şey hisseder miyim bilmem? Belki de uzay boşluğuna düşmüş gibi olurum, kim bilir?

Bende desem ki, ses frekansları duvardan nasıl geçer!?!

Share this post


Link to post
Share on other sites

"Temel parçacıklar arasında çok büyük bir boşluk egemendir. Eğer bir oksijen çekirdeğinin protonunu şu önümdeki masanın üstünde duran bir toplu iğnenin başı gibi düşünürsem, o zaman çevresinde dönen elektron Hollanda, Almanya ve İspanya'dan geçen bir çember çizer."

 

Bu örnekte belirtilen masa Pariste. Paristeki bir masanın üzerindeki bir toplu iğne başı sözkonusu çemberin merkezi. Eksik kalmış, belirteyim dedim.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...