Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
SİDOMA

Mustafa İslamoğlu'nun Hezeyanları!

Recommended Posts

Cennet cehennem yok olacaktır" görüşü benim görüşüm değildir. Bir Kur'an talebesi olarak Kur'an’daki "huld" ves "ebed" kelimelerini tahlil ettim. Cennet ve Cehennemin ebediliğinin nasıl anlaşıldığını sahabenin olayı nasıl yorumladığını söyledim.

Hz. Ebubekir'in, Hz. Ömer'in, Hz. Abdullah b. Mes'ud başta olmak üzere birçok güzide sahabinin bu konudaki günümüz yaygın kanaatinin aksine olan görüşlerini serdettim. Cehennemin sonsuz olmadığını söylediklerini naklettim.

 

Buna da İbn kayyım el-Cevziyyenin yazdığı Hadi'l-Ervah İla Biladi'l-Efrah adlı eserini kaynak gösterdim. Bu eser arapça olarak piyasada var. Her yerde satılıyor. Bakmak isteyen açıp bakar. İbn Kayyım'ın ilmi yetkinliğinin derecesini siz bilmezseniz bilen birine sorabilirsiniz. “

 

Bir sonraki derste kendi görüşümü naklettim. O da şuydu: “CENNET VE CEHENNEMİN ZAMANI GAYBİ BİR KONUDUR. BU KONUDA KONUŞMAK ĞAYBI TAŞLAMAKTIR. BUNU ALLAH BİLİR. BİZE DÜŞEN CEHENNEMDEN SAKINMAK CENNETİ HAK ETMEKTİR” M.İslamoğlunun sözleri burada bitti. Tenkit;

 

Ehl-i Sünnet, Cennet ve cehennemin ebediliği hususunda görüş birliği içindedir. Sadece İbn Teymiyye ve İbnu'l-Kayyım'da bu noktada İcma'a muhalif bir tavır görüyoruz.

 

"İbnu´l-Vezîr" diye bilinen, el-Avâsım sahibi Muhammed b. İbrahim el-Yemânî, Sübülü´s-Selâm sahibi Muhammed b. İsmail es-San´ânî ve Zâhid el-Kevserî, kâfir ve müşrikler için Cehennem hayatının sonsuz olmadığı görüşünü İbn Teymiyye ve İbnu´l-Kayyım´a nisbet etmiştir.[1]

 

İbn Hazm, üzerinde icma bulunan meseleleri zikretmek maksadıyla kaleme aldığı Merâtibu´l-İcmâ´da "beka-i nar" meselesini de zikretmiş ve şöyle demiştir:

 

"Cehennem´in hak olduğunda, buranın ebedî bir azap yurdu olduğunda, kendisinin de içindekilerin de sonsuz ve ebedî olarak devam edip, fena bulmayacağında ittifak etmişlerdir?" [2]

 

M. İslamoğlu, Kur’an-da onlarca apaçık Ayet varken, Alimlerin İcmaı varken, Cennet ve Cehennemin ebediliğini nasıl olurda gaybı bir mesele olarak ele alır? İşte asıl felaket budur!

 

Ayrıca, Bazı büyük Sahabelerin Fena-i Nar (Cehennemin sonsuz olmadığını söyledikleri) ilgili görüşleri, O büyük Sahabelere atılmış korkunç bir iftiradır! Bu iftiranın sahibi kimlerse Allah Onları kahretsin!

Vede İslamoğlu, Fena-i nar hususunda, İbn Teymiyye ve Kayyım’ın Küfür olan “batıl” görüşlerini nakledip, bunları karşı görüş gibi göstermesi, gerçekte onların suçuna ve günahına ortak olmasıdır!

 

Hakkı bilip gizlemek ne kötüdür!

 

Bu Hususta, Allah’ın (C.C) Yüce Resulü (Sav) şöyle buyurur;

 

“Bid’atlar veya fitneler ortaya çıkıp, Ashabıma dil uzatıldığı zaman, Âlim(ler)de ilim(ler)ini açığa çıkarsın(lar)(halkı aydınlatsınlar). Bunu yapmayana Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti üzerine olsun. Allah bunlardan ne farzları ne de sünnetleri kabul eder.” (3)

 

Cennet ve cehennem hayatının ebediliği, Kur'an, Sünnet ve İcma ile sabit zarurat-ı diniyyedendir. Konuyla ilgili ayet ve hadisler burada zikredilemeyecek kadar fazladır. Ümmet seleften halefe bu itikat üzere icma ede gelmiştir. İbn Hazm, "Merâtibu'l-İcma"da cennet ve cehennemin ebedî olduğu konusunda icma edildiğini ve bu icmaa muhalefet edenlerin küfründe icma bulunduğunu söyler. (4)

 

İşte Kur’andan Bazı Ayetler;

 

“... İşte onlar Rablerine karşı inkara sapanlar, işte onlar boyunlarına (ateşten) halkalar geçirilenler ve işte onlar -içinde ebedi kalacakları- ateşin arkadaşları olanlardır”. (Rad Suresi, 5)

 

2-BAKARA 162- “Onlar ebedi olarak onun altında kalırlar. Ne azabları hafifletilir, ne de kendilerine göz açtırılır.”

 

3-AL-İ İMRAN 116- “O inkâr edenler (var ya), onların ne malları, ne de evlatları, onlara Allah'a karşı hiçbir fayda sağlamayacaktır. Onlar, ateş halkıdır; orada ebedi kalacaklardır.”

 

9-TEVBE 17- “Müşrikler kendi inkârlarına kendileri şahit olup dururlarken Allah'ın mescidlerini imar etmeleri mümkün değildir. Onların bütün yaptıkları boşa gitmiştir. Ve onlar ateş içinde ebedi olarak kalacaklardır.”

 

9-TEVBE 63- “Bilmiyorlar mı ki, kim Allah'a ve Resulüne karşı gelirse, ona muhakkak ki içinde ebedi kalınacak cehennem ateşi vardır. İşte rüsvaylığın büyüğü de budur.”

 

10-YUNUS 52- “Sonra o zulüm yapanlara "Tadın bakalım şu ebedi azabı!" denilecek. Vaktiyle kazandığınızdan başkası ile mi cezalandırılacaksınız?"

 

43-ZUHRUF 74- “Şüphesiz ki suçlular, cehennem azabında ebedi olarak kalacaklardır.”

 

 

 

Dipnot;

 

1- Te´nîbu´l-Hatîb, 147; Makâlât, 450

 

2- İbn Hazm, Merâtibu´l-İcmâ´, 268

 

3- Hatip, el-Câmi’. İbn el-Asakir

 

4- Dr. Ebubekir Sifil, Milli Gazete, 24 Temmuz 2004

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mustafa İslamoğlu'nun sözlerinin kaynağını vermemişsiniz. Şayet bunlar doğruysa Mustafa İslamoğlu dine bidat sokan, hakkında muhkem ayet bulunan mevzularda bile indi tefsirlerde bulunan azılı bir sapıktır. Yine bunlar doğruysa; Abdülhakim Arvasi Hz'inin kâfir dediği İbni Temiyye'nin fikirlerinden ilham alarak dinimize bidat sokmaya çalışacak... Bunların kaynağı verilip doğruluğu teyit edilince her müslüman kardeşimize bu adamın sapık olduğunu gerektiği yerde gerektirdiği zaman bildirilmeli.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Temiyye itlerine kapak olsun o ayetler. Açıkçası türkiyede bir kanallarının olduğunu bilmiyordum. SİDOMA gönüldaş Vahhabilik konusunda sizden daha fazla bilgi bekliyoruz. Allah razı olsun.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Din sahasında söz söyleyenlerin kıymeti, kendilerine kimleri üstad edindiklerine bağlıdır. Vakıf Ahmet kardeşim Mustafa İslamoğlu hakkında aslında doğru tespitlerde bulunmuş. İslamoğlu’nun kimleri sevdiğine ve üstad bellediğine baktığımız zaman nasıl bir çizgide olduğu ayan beyan ortaya çıkmaktadır. Kendisi Hamidullah’ı, Efgani’yi, Abduh’u, Mevdudi’yi, Seyyid Kutub’u ve İbn-i Teymiyye'yi âlim olarak görmekte ve göstermektedir.

(edit: isimlerin üzerine tıklayarak ilgili yazılara ulaşabilirsiniz) Bu kişilerin de ne oldukları İslam dünyasındaki sapıklık ve mezhepsizlik sahasından haberdâr olanlarca malûmdur. Allah Üstaddan razı olsun, bunların gerçek yüzünü göstermiştir.

 

 

M. İslamoğlu’nun Hamidullah’ın ölümü ardından Sami Hocaoğlu müstearıyla yazdığı methedici bir yazısı var. Yazıyı buraya tıklayıp okuyabilirsiniz.

 

 

İbn-i teymiyye ise İslamoğlu için bir “Üstad”. "İbn-i Teymiyye ve Bir Eseri Üzerine" isimli yazısında (buraya tıklayıp okuyabilirsiniz) Teymiyye için üstad sıfatını kullanıyor, bazı yazılarında da ondan büyük âlim diye bahsetmiştir.

 

 

Bunun dışında İslamoğlu’nun Cemalettin Efgani’yi göklere çıkaran ve Efgani’yi sevmeyenleri yerin dibine batıran çok meşhur bir konuşması vardır. O konuşmada kendisi Efgani'nin "İslam’ın yiğit evladı" olduğunu söylüyor ve Efgani'yi Abduh gibi bir âlimi(!) yetiştirmiş olduğu için övüyor. Efgani 2. Abdulhamid devrinde İstanbul’a geldiğinde cennet mekan sultanımız onun sapıklığını gördüğü için uzaklaştırmıştır. İslamoğlu, padişahın bu icraatini de korkaklıkla yaftalıyor ve Abdülhamid hanın korkularının baskın çıktığı için onu gönderdiğini ve onun için casus da tahsis ettiğini söylüyor. Abdulhamid hanın din hassasiyetini ve Efgani'nin sapıklığını bilenler padişahın neden böyle bir yol izlediğini elbette ki anlayacaklar, İslamoğlu gibi Efgani'yi yüceltme gayesiyle Abdulhamid'e korkak deme gafletinde bulunmayacaklardır. Bu videoyu kulaklarıyla dinlemek, gözleriyle izleyip şahit olmak isteyenler ktunnel gibi bir siteden youtube‘a girip 'islamoğlu efgani' kelimelerini bir arada aratırlarsa ali suavi ve cemalettin efgani başlığını taşıyan videoyu izleyebilirler. /edit: Buraya tıklayıp izleyebilirsiniz) Bu konuşmanın sonunda asıl bombayı patlatıyor İslamoğlu. Efganiyi ve ona kötü diyenleri kastederek diyor ki: “Elinizi vicdanınıza koyun, buna kara çalan adamlar bunun tuvalet bezi etmezler. “

 

 

Kendisi son olarak bir de meal-tefsir yazmış bulunmakta. Zaten tefsir dersleri de var idi. O kitapta da bir çok galiz hatasının olduğu söylenmekte. Birçok zehirli koldan beslenen, islam âlimlerinin değil reformcu, bidatçi, dini içten yıkıcı takımın peşinden giden birinin verebilecekleri onlardan topladıklarından müteşekkil olacaktır elbette. Bu insanları sevenler epey fazla. Allah cümle Müslümanları razı olduğu yolda ilerletsin ve o yoldan ayırmasın.

 

Daha önceden kendisi hakkında beyan edilen fikirlerinden Üstad'a da laf attığını öğreniyoruz. Buraya tıklayıp ilgili mesajları okuyabilirsiniz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

''Bu arada şunu da laf arasında belirtmek isterim; Cemil Meriç bu eserde (Muhammed) Abduh'u eleştirir gibi yazdı. Elmalılı M.Hamdi Yazır da bir esrinde (Muhammed) Abduh'a bazı noktalarda katılmamaktadır. Necip Fazıl'ın bu mevzuu hakkındaki görüşü de malumunuz... Mehmet Akif ise Abduh'u kendisine rehber edinmekte neredeyse. Mustafa İslamoğlu da Abduh'u savunur. Afgani ve Abduh mevzuunda, alimlerimiz arasında bir ihtilaf vardır. Galiba işin püf noktası tasavvuf... ''

 

Yukarıdaki yazıyı 'En son okuduğunuz kitaplar' bölümüne yazmıştım, haftalar önce...

 

Bu arada;

1.Dini yalanlayanı gördün mü?

2.İşte o, yetimi itip kakar;

3. Yoksulu doyurmaya teşvik etmez;

4.Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki,

5.Onlar namazlarını ciddiye almazlar.

6.Onlar gösteriş yapanlardır,

7.Ve hayra da mâni olurlar.

Maun süresin

 

3. ayetteki 'Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki' kısmındaki 'namaz' lafzının yerine 'ibadet' lafzının gelmesi gerektiğini, İslamoğlu belirtmiş. Belirtmiş diyorum, zira, bu kelimeleri tv'den dinliyen din kültürü hocası bir arkadaş aktardı bana... Bu 'Süre' indiğinde, Peygamber Efendimize henüz 5 vakit emredilmemiş, şeklinde bir fikri varmış, İslamoğlu'nun. Gerekçesi de bu imiş... Bunu da laf arasında belirtmek istedim. Eğer başka arkadaşlar da dinlemişse aynı şeyleri, daha sağlam bir bilgiye sahip oluruz...

 

Evet, evet; işin püf noktası tasavvuf!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kadınların hayz zamanlarında oruç tutmalarının haram olduğu kesin iken, İslamoğlu adetli kadının ‘isterse’ oruç tutabileceğini söylemekte ve insanları bir günaha teşvik etmekte. (Buraya tıklayıp kendi sitesinden okuyabilirsiniz, kendisi konuyu Kuran ekseninde yeniden taramışmış...)

 

Kaza namazı hakkında sorulan bir soruya da ilk önce Üstadı İbn-i teymiyye’den bir nakil, ardından da ‘benim görüşüme göre’ ile başlayan bir cevap.. ( Buraya tıklayalım , İbn-i teymiyyeyi kaynak olarak kullanması bile sapıklığını görmeye yeter...)

 

Kadının kadınlara imam olması tahrimen mekruh islam âlimlerine göre. Ama İslamoğlu olabileceği fetvasını vermekte. ( Buradaki yazısının 4. ve 5. paragrafı )

 

Peygamberimize gelecekten haber verilmiştir Yüce Allah tarafından ve Peygamberimiz de hadislerinde gelecekten haber vermişlerdir. M. İslamoğlu bu meseleyi de kendine göre yorumluyor ve Peygamberimizin bu hadislerinde bildirdiklerinin tahmin olduğunu söylüyor. ( Tıklayalım )

 

İlk mesajdaki yazının kaynağını istemişti Vakıf Ahmet kardeşim, İslamoğlu’nun sitesinde geçmektedir bu cevap, buraya tıklanıp ulaşılabilir.

 

M. İslamoğlu bağlı olduğu reformist çizgiye uygun olarak kıymetli islam alimlerini elinin tersiyle bir tarafa itiyor ve Kuran’ı kendine göre yeniden yorumluyor.. Zaten kendine üstad olarak seçtiği kişiler de bu çizgidedir. Sorulara verdiği cevap ve sohbetlerindeki konuşma konseptinden bunu görmek mümkün. En bariz mevzularda bile İslamoğlu’nun aykırı bir ‘hükmü’ var. Kendisi temelden çürük ve sapık.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Teşekkürler Reyhan Hanım.

BREH BREH! Allah bizi korusun. Nasıl ki 300 senedir koruyorsa.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Rica ederim Harun kardeşim. Önemli bir mevzu olduğu için birkaç noktaya daha değinelim.

 

İslamoğlu, kadın erkek her mümine Cuma namazı farzdır diyor. Hâlbuki kadınlara Cuma namazı farz değildir. ( Buradaki cevabı )

 

Gene üstadı teymiyye hakkında kendisine yöneltilen bir soruya verdiği cevap ( Burada )

 

Kadınla erkeğin namaz kılma şekillerinde farklılıklar vardır. Ama İslamoğlu verdiği bir cevapta böyle bir farklılığın olmadığını söylemekte. ( Burada )

 

Kadınlardan peygamber gelmediği ve kadının peygamber olamayacağı herkesçe malûm. Ama İslamoğlu kadınlardan da peygamber geldiğini söylemekte, buna da hz Meryem’i örnek göstermekte, bu bilginin de Hz. Eşari’den alındığını belirtmekte. İmam-ı Eşari hazretleri ehli sünnete bağlı kıymetli bir imamdır. 40 yaşından sonra ehli sünnet itikadına bağlanmış ve ondan önce yazdıklarını reddetmiştir. (Daha fazla bilgi için tıklayınız) İmam-ı Eşari ya bu yaştan önce böyle bir şey demiştir yahut yamukluğa pek meyilli olan İslamoğlu onu yanlış anlamıştır. Kadın peygamber yoktur.. ( Buradaki cevap )

 

Fıkhî hükümlerde, itikat meselelerinde ne durumda olduğunu görüyoruz. Bunların dışında kendisinin sapık görüşleri peygamberimize kadar bulaşıyor. Yahudileşme Temayülü isimli kitabında İslam’a ait olan bir çok noktayı kendisi reddetmek istediği için o noktaları Yahudileşmeye ait bir temayül olarak göstermiştir. Bu kitabı için yazılan bir reddiye, ilgili mevzuları sayfa numaralarını da vererek gözler önüne seriyor. Reddiyeyi okumanızı tavsiye ederim. Kitaptan da ilgili yerlerin aslını görmek mümkün. Kitaplarından, yazılan reddiyelerden ve köşe yazılarından müteşekkil bir dosyayı buraya tıklayıp indirebilirsiniz.

 

Peygamberimizle ilgili sapıklığına gelince, hiç şüphesiz ki peygamber efendimiz peygamberlerin en üstünüdür. Peygamberler arasında da üstünlük derecesi vardır ve Üstadın kitaplarında da bu mevzu şöyle geçmektedir:

 

“Resuller arasında derece şöyle: Son dört basamağın en üstünde «o var diye kâinatın yaratıldığı» Varlığın Tacı... Sonra Hazret-i İbrahim, sonra Hazret-i Musa ve sonra Hazret-i İsa...”

 

Bu hakikate rağmen yahudileşme tamayülü isimli kitabına yazılan reddiyeden öğreniyoruz ki İslamoğlu “Müslümanların peygamberlerini diğerlerinden üstün görme taassubunun Yahudilerden ithal olduğunu ve dolayısıyla bu fazilet iddialarının bir uydurmadan ibaret olduğunu savunmakta, fazilet konusuna inkarcı bir tavırla yaklaşmakta”

 

 

Sapıklığın gürül gürül aktığı nokta. Kitabında da bu mevzu kendi ifadeleriyle aynen şöyle geçmekte:

 

"Allah'ın peygamberlerini birbirleriyle "yarıştırma" işi ilk defa Yahudiler tarafından başlatıldı. Hatta onlar, bu görüşlerine Kur'an'dan dahi delil getirdiler. Buna göre, Hz. Musa Allah'la konuşan tek peygamber olduğu ve Kur'an'da ismi en çok geçen nebi olduğu için Kur'an,'a göre de "en büyük" peygamberdi.

 

Bazıları da "En büyük İsa!" sloganıyla yola çıkmışlardı. Gariptir ki tarihte bu slogana sarılan Müslümanlar da çıkmıştır. Hallaç, Molla Kâbız ve Nadajlı Sarı Abdurrahman Efendiler hararetli bir biçimde bu görüşü savunmuşlar ve görüşlerine de Kur'an'dan birçok ayeti, nebilerin birbirinden üstün olduğu belirtilen ayette (2/253) geçen tek ismin Hz. İsa olmasını ve bazı hadisleri delil göstermişlerdi.

 

Bu gibi fikirler karşısında başkaları da boş durmayıp Peygamberimiz Efendimizin diğerlerinin tümünden üstün olduğunu ispata girişmişler, ihtiyaç varmış gibi, bu yolda yalan rivayetler ve Hz. Musa'nın ve İsa'nın mucizelerine nazire olsun diye mucize rivayetleri uydurmaya koyulmuşlardır. Halbuki Allah daha vahyin nüzulü sırasında bu tür yaklaşımlara da cevap olabilecek şu ayeti indiriyordu:"Kendilerine okunan kitabı sana indirmemiz mucize olarak yetmedi mi?" "

**

 

İslam âlimleri buyurmaktadır ki: Her peygamber, kendi zamânında, kendi mekânında, kendi kavminin hepsinden her bakımdan üstündür. Muhammed aleyhisselâm ise, her zamanda, her memlekette, yâni dünyâ yaratıldığı günden kıyâmet kopuncaya kadar, gelmiş ve gelecek bütün varlıkların, her bakımdan en üstünüdür. Hiçbir kimse hiçbir bakımdan O’nun üstünde değildir.

 

Başka söze gerek kalmadı...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Benim anlamadığım şey M.İslamoğlu nun sapık olduğu farkedilmişte (yöneticiler dahil) neden bikaç kişinin özellikle sürekli İslamoğlu nun yazıları ya da alıntılarını foruma eklediklerinde yöneticilerimiz neden engel olmamışlar...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Benim anlamadığım şey M.İslamoğlu nun sapık olduğu farkedilmişte (yöneticiler dahil) neden bikaç kişinin özellikle sürekli İslamoğlu nun yazıları ya da alıntılarını foruma eklediklerinde yöneticilerimiz neden engel olmamışlar...

 

Mustafa İslamoğlu'nun sitemizde yedi-sekiz tane yazısı var. Bu yazıları en çok Sidoma ve Rabia BDG eklemiş. Sidoma da iki yazı eklemiş, Rabia BDG'de ik yazı eklemiş. Verdikleri yazılara evvelden de okumuştum, şimdi de başlıklarına ve muhtevalarına baktım. Sapık bir fikir, dine mugayir bir cümle yok. Umumiyetle güncel meselelere dair yorumlarda bulunmuş. Bu adamın yazılarını ısrarla ekleyen bir kişi bile yok. Çıkıpta yöneticileri olur olmaz itham etmek olmaz.

 

Sapık fikirlerini yazdığı bir yazı sitemizde yayınlanırsa o zaman zaten engel olurlar.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Vakıf güzel demiş. Yazıların hatası varsa yerinde belirtilir, bu kadar fazla hassas olmamak lazım, her temasta gıdıklanırsak kıkırdamaktan perişan oluruz sonra mazallah.

 

İslamoğlu'na gelirsek, aşırı antipatik bir adam. Muhtevayla ilgili tahlilleri yapılmış, hastalıkları teşhis edilmiş; söz söylemek düşmez bize şu saatten sonra aslında ama hazır başlamışken kısaca bi fikrimizi dercedip çekilelim kenara. Bir böyle ezber bozma, öne fırlama, yeni birşeyler üfürme, sükse yapma, dikkat çekme gayreti var bu elemanda ve bu huyu kendisini uyuzlaştırıyor. 'Onu yanlış yorumlamışlar', 'aha bunu Kur'an'dan ben buldum', 'İşte 1400 yıllık hatalı yorumlamayı afişe ediyor ve sizleri aydınlatıyorum' tarzındaki zorlamaları ve ciddiyetsizlikleri yüzünden sinir oluyorum bu adama. Abiye kalırsa tüm inançlarımız, Kur'an'ın yanlış yorumlanmasından, Arapça'nın inceliklerinden bihaber oluşumuzdan kaynağını alıyor neredeyse. Bağırsağıyla tesbih dizen arkadaşın tuvalet bezi rezaletine mukabilen ise huzurlarınızda okkalı bir çüş demek istiyorum.

 

Aydın desen aydın değil, din adamı desen din adamı değil, filozof desen filozof değil; çürük malzemelerden yapılmış türlü yemeği gibi bi şey. Bu Ramazan ayında katılımcı olduğu bir yemekte mide doldurmuştum da, 'peygamberimiz önce iyiydi, sonra aktif iyi oldu, aktif iyi olduğu için onu sevmediler' filan demeye başladı ve bütün püf noktasını tutup şu aktif iyilik noktasında kitledi ya, mikrofonu kapıp 'Birader sen şimdi burada sesini kısıp Yüzüklerin Efendisi'ndeki Gollum gibi 'Aktif iyiii... Aktif iyiiihh...' diye ideolojik zikir çekiyosun ama, İki Cihan Serverinin meselesini sadece iyilikten aktif iyiliğe geçmekle açıklayarak ne kadar çapsız ve tek perspektifli bir adam olduğunu ispatlıyorsun... Peygamberimize onların karşı çıkmasındaki yegane sebep onun pasif iyilik konumundan Vahy ile birlikte Aktif iyilik makamına yükselmesi değildi, vahy yükü gelmemiş bir Hz. Muhammed'in o ilk haliyle de pasif olduğunu söyleyemezsin bir, söylesen bile o pasifin herhangi bir ekleme olmadan bir anda aktife terfi etmesi halinde dahi o tepkiyi asla almayıp baştacı bile edilebileceğini atlıyorsun, iki' diyesim geldi ama milletin içinde görgüsüzlük olmasın, olay çıkmasın diye yapmadım. Harbiden ya. Mütefekkir olmak için bulduğun bir noktayı temelmiş gibi göstermen şart değil ki, 'bakın bu da çok önemlidir' de ve sus, ne diye olayı tutup da sadece bundan ibaretmiş gibi gösteriyorsun, entelce saçmalayabilmek için mi?

 

Reformist ve kaşif ya abimiz, gelip de beni sevecek değil, kendisi gibi olan fırlamaları sevip örnek alacak. Rasyonalist Müslümanlardan bir aydınımsı...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Konu ile alakalı bir diğer başlık için tıklayınız. Lakin yazılan mesajlara itidali bozacak ifadeler eklemeyiniz. Bizlerin ifadeleri üstadın anlayışından esinlemiş insanlar olarak keyfiyet yüklü, hakaretten uzak ve itidali en uç noktasına kadar korumayı bilirken ince tariz ve eleştirinin nasıl yapılması gerektiğini gösteren tarzda olmalıdır.

 

Saygılarımızla...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Valla tuvalet bezi eşekliğine ancak çüş diyebilirim. Üstad'dan öğrendiğim itidal budur.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mevzuya derinlemesine vakıf olmadığım/olamadığım için yorum yapmıyorum. Lakin ileri ki zamanlarda bende dahil olacağım inşallah.

 

Düzeltme//BDG-Mesajın silinmesinden ötürü düzeltme yapılmıştır.

...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Düzeltme// İlgili mesajın silinmesinden ötürü mesajımız düzeltilmiştir.

 

İtidal meselesinde ise, dediklerimiz geçerli olup kastımız ne sizin dediklerinizdir ne de sizsiniz. Üzerinize alınmanıza gerek yok.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu adamla birlikte fitne fink atarken siteye eklenen yazılarıyla ilgili " Sapık bir fikir, dine mugayir bir cümle yok" diye de rahat olunabiliniyosa eklenir tabi..Benimki bundan rahatsız olmakla iligliydi zaten...

 

Sitede yayınlanan yazılarında bi sorun yok ki dediği adam sahabelere dil uzatır bu güne kadar gelmiş geçmiş dinimizle ilgili hükümleri değiştirir (reyhan hanım ın linklerinden görülür) yani dinimizin içini oyar başka bişey yerleştirir biz de bu kadar serin kanlı oluruz inanamıyorum.Siz ailenize ya da kendinize zarar veren bi insanı evinizde misafir eder misiniz "bu sefer salonda oturup çayımızı içecek bişey yapmayacak" diye..

Share this post


Link to post
Share on other sites
Bu adamla birlikte fitne fink atarken siteye eklenen yazılarıyla ilgili " Sapık bir fikir, dine mugayir bir cümle yok" diye de rahat olunabiliniyosa eklenir tabi..Benimki bundan rahatsız olmakla iligliydi zaten...

 

Sitede yayınlanan yazılarında bi sorun yok ki dediği adam sahabelere dil uzatır bu güne kadar gelmiş geçmiş dinimizle ilgili hükümleri değiştirir (reyhan hanım ın linklerinden görülür) yani dinimizin içini oyar başka bişey yerleştirir biz de bu kadar serin kanlı oluruz inanamıyorum.Siz ailenize ya da kendinize zarar veren bi insanı evinizde misafir eder misiniz "bu sefer salonda oturup çayımızı içecek bişey yapmayacak" diye..

 

Bu adam Anadolu toprakları üzerinde yaşayıp sapık fikirlerini insanlara sirayet ettiren en dehşetli sapıklardan birisidir. Bu adama Allah hidayet versin. Bu adamla alakalı tek bir müspet fikrim yok. Bana gelip de 'bu adamla fink atıyorsun' demişsin, birşey demiyorum. Allah'tan kork.

 

Evvelâ, bu adamın yazılarını birkaç kişi ortaya sürekli olarak ortaya atıyor dedin yalan çıktı. Şimdi de dansözlere parmak ısırtacak biçim de kıvırtıyorsun. Bu adamın sapık olduğu daha evvelden sitede umumiyetle biliniyor muydu? Bu adamın yazıları eklenince bazı başlıklarda 'ne mal' olduğu hakkında bilgiler, fikirler verilmiş. Böyle olunca yazılarının hiç eklenmemesi, eklenmesinden daha iyidir. Yazıları ekleniyor ki, bizde herifin ne mal olduğunu öğreniyoruz.

 

Mustafa İslâmoğlu'nun siteye eklenen eski yazılarına bak güncel meselelere değinmiş ve tekraren yazılarında 'sapık bir fikir ve dine mugayir bir cümle yok' Hem bunları bana çatıp söyleyene kadar açıkça yöneticilere söyle. Zahirden söyleyip milleti olur olmaz yere tedirgin edeceğine gizliden yöneticilere söyleyip meseleyi halletmeye baksan bu kadar saçmalamak zorunda kalmazdın.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

 

Tamam arkadaşlar, sakin olalım.

 

Yazıları kendi içlerinde değerlendirmeyi ve yazının kendisinde herhangi bir sakatlık yoksa, çoğu durumda müsamahalı davranmayı tercih ediyoruz; istisnalar nadir... Yeri geldiğinde gayrimüslimlerin veya laik gazetelerin yazarlarının dahi isabetli fikirlerini paylaşabilirken, bu meselede bu kadar tepki göstermeye gerek olmadığı kanaatindeyim. Misafirlik alegorisine dönersek de, burada geleceğe dair bir misafir etme kararı sözkonusu değil, zaten gerçekleşmiş olan misafirliklerde adam bize herhangi bir zarar vermediyse onu neden cezalandıralım? Bir üyemiz kasten bu insanın yazılarını paylaşırsa veya Mİ'nin zararlı bir yazısını gönderirse zaten gereken yapılır. Biraz sükunet lütfen.

 

Saygı ve selamlarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu mevzuu çok ince bir hale sahip. Aslında mesele, Mustafa İslamoğlu değil, bir zihniyet. Bu zihniyetin gün yüzüne çıkartılması ve çarpıklıkların hakikatlere kıyas yolu ile belirtilmesi... İslamoğlu'nun başörtüsü üzerindeki sözleri beni ikna etti, bir televizyon prıgramında. Ama ona karşı şüphem, yine aynı bir tv. kanalında Teymiye gibi insanları örnek göstermesi idi.

 

Bu fikir yapısına sahip insanların, en ince mahremine kadar ve tutunduğu bütün mantık temellerini kavrayacak halinde muhasebe ve murakabesini yapabiliyor muyuz? Asıl mesele bu! İslamın akla verdiği hareket sahasını farklı kavrayışlar neticesinde, farklı farlı din ve kainat anlayışları zuhur ediyor. Aklını o tükenmez merkeze bağlayan her akıl, kendi erişebileceği sınırları tayin etmekle ilk basamağı geçmiş olur ve böylece Merkezden çevreye yayılan kolları vesilesiyle eşyaya tesir eder. İşte bu akıl bizatiği nefsinizin hakimiyetinde iş gören akıl değil, kendisini hakikate satmış akıldır. Ehli sünnet ile onun dışındaki hakikati arayış farklılıklarını işte böyle değerlendirmek gerek.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Foruma yazdığım konuyla ilgili;

1-Ben "Bu adamla ilgili fitne fink atıyor dedim" "Vakıf Amet fink atıyor" yazmadım.Bu arkadaşımız doğru okuyabilirse verdiği cevap daha az gülünç olur.

2-Mİ iligli biçok yazı okudum arama motorunu iyi kullanamıyor olmalı yine bu arkadaş.

3-Zaten yöneticiler dahil herkese açıkca söyledim ve yine tek V.Ahmet cevap verdi.

4-Mİ nun yazılarıyla ya da kendiyle iligli olumlu yazılardan behsetmiştim olumsuzlardan bahsetmedim ki

"Bu adamın yazıları eklenince bazı başlıklarda 'ne mal' olduğu hakkında bilgiler, fikirler verilmiş. Böyle olunca yazılarının hiç eklenmemesi, eklenmesinden daha iyidir" denilmiş yine..

 

Benim özenle üstünde durduğum bişey var ki itikadi ya da ameli konularda çok büyük yanlışları olan insanların (ki bundan çıkarır) Abdulhakim Arvasi Hazretleri nden öğrendiğim dusturla onlardan alacağmız zarar karını aşar diye düşünerek tek cümlelerini dahi okumamak.

Kişisel bişey yazmamıştım bi arkadaşın sürekli üstüne alınıp alakasız cevaplar vermesi gereksiz olmuş.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Birinci söylediğin cümle de haklısın, yanlış okumuşum.

 

Buyrun arama motoru: http://www.n-f-k.com/nfkforum/index.php?ac...a+%DDslamo%F0lu

 

Siteye bu adamın kaç yazısı eklenmiş, ısrarla bu adamı ekleyen var mı? Bunlara bakınca yalanın gün gibi ortadadır.

 

Bu herifin yazıları okunsun demiyoruz, bu adamın yazılarının ne kadar tehlikeli olduğu ortaya çıkıyor diyoruz. Zaten, yazılarının sitemizde yer bulamıyacağını Nfk-fan söyledi. Son olarak, bu adamdan bir kâr alacağımız söz konusu değil. Sadece sapıklıklarını çıkartırız.

Share this post


Link to post
Share on other sites

"Mustafa İslamoğlu" ? kuran tefsirlerini bazen dinlerim. Net sapıklığını göremedim yada farkedemedim. Hassasiyetle takip ediyorum ama bazı noktalarda da çok isabetli görüşleri de var sanki.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Önceki mesajlarda sapıklıklarından net olarak bahsedilmiş Eşref kardeşim, onları okursanız kimlerin peşinden gittiğini ve görüşlerindeki sapıklıkları farkedebilirsiniz. Kuran tefsirlerini bazen ben de dinlemiştim. Doğru sözleri yok değil, ama din meselesinde doğruların olması yetmiyor, sapıklıkların da olmaması lazım. Hiç bir sapıklık bulaşmamış, pırıl pırıl islam âlimleri varken de dinimizi öğrenmek için böylelerinin kitaplarıyla, sözleriyle, konuşmalarıyla hemhâl olmamak lazım derim acizâne.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sanırım hatam daha yazılanları tam okumamış olmam. Dediğin gibi hassas bir konu daha fazla meşgul olmalıyım. Başta hani şu kaygıyı yaşıyordum, şu şucu bu bucu derler ya geriye kimse kalmaz öle mi acaba diye

Share this post


Link to post
Share on other sites

Es-Selamü Aleykum...Arkadaşlar kendinize uzaktan bakmayı denediniz mi hiç ne kadar komik duruyorsunuz, hatta gülsek mi ağlasak mı bir haldesiniz, ukalalığının zirvesini yaşayan harun yaşar adındaki insancığın şu cümleyi tekrar okuyun

"Temiyye itlerine kapak olsun o ayetler."

Evet...Teymiyye itlerine..Harun bey,cümlenizin bu başlangıcını görünce gerisini okumaya midem elvermedi...İbn Teymiyye bir alimdir, onun İslam uğrunda verdiği mücadelenin zerresini verdiniz mi sorun kendinize, Rabb'im kaybolan vicdanınızın tekrar ortaya çıkmasını nasib etsin...

Yine Efgani'yi, Abduh'u vs sevmek küfürmüş gibi tepki vermeniz söze dökülmesi mümkün olamayacak bir hayret hali meydana getirdi bende...

Adı Reyhan olan, adı Hacegan olan ve cehaletin zrvesini ortaya koyan diğer herkeze...

ALLAH YARDIMCINIZ OLSUN...cehaletle mücadele zordur evet, ama emin olun sizlerin ve sizin gibi düşünenlerin (daha doğrusu düşünemeyenlerin) işi daha zor...

Ben farkındaysanız meselelere değinmeden direk hayretimi ifade ediyorum..Neden mi?

Zehirli adında bir sitede aynı şekilde İslamoğlu hocaya haksız eleştiriler yer almıştı bir aralar (ama sizin görüşleriniz onları arattı emin olun, hiç olmazsa tutulur yanı olabiliyordu görüşlerinin) ve ben o siteye cevaplar yazdım (duygusallıktan uzak cevaplar) ama 4. cevabımı ısrarla yayınlamadılar, bu da onların ne kadar hakikatin arayışında olduklarını ortaya koydu, önce önyargılardan geleneksel zihinden vs. kurtulmayı deneyin isterseniz, hakikati ararsanız Rabb'im buldurur emin olun, Hz. Ömer gibi, ama önce aramasını bilmeli...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Guest
This topic is now closed to further replies.

×
×
  • Create New...