Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

aslıhan

Üye
  • Content Count

    114
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    8

Posts posted by aslıhan


  1.  

     

    DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİ

     

    "Bana çiçek getirin, dünyanın bütün çiçeklerini buraya getirin." --- Köy öğretmeni Şefik Sınıg'in son sözleri.

    Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum

    Bütün çiçeklerini getirin buraya,

    Öğrencilerimi getirin, getirin buraya,

    Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer

    Bütün köy çocuklarını getirin buraya,

    Son bir ders vereceğim onlara,

    Son şarkımı söyleyeceğim,

    Getirin, getirin...ve sonra öleceğim.

     

    Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,

    Kir ve dağ çiçeklerini istiyorum,

    Kaderleri bana benzeyen,

    Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları

    Geniş ovalarda kaybolur kokuları...

    Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri

    Hepinizi, hepinizi istiyorum, gelin görün beni,

    Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni.

     

    Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,

    Afyon ovasında açan haşhaş çiçeklerini

    Bacımın suladığı fesleğenleri,

    Koy çiçeklerinin hepsini, hepsini,

    Avluların pembe entarili hatmisini,

    Çoban yastığını, peygamber çiçeğini de unutmayın,

    Aman Isparta güllerini de unutmayın

    Hepsini, hepsini bir anda koklamak istiyorum.

    Getirin, dünyanın bütün çiçeklerini istiyorum.

     

    Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,

    Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım,

    Ben bir bahçe suluyordum, gönlümden,

    Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden,

    Ne güller fışkırır çilelerimden,

    Kandır, hayattır, emektir benim güllerim,

    Korkmadım, korkmuyorum ölümden,

    Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin.

     

    Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,

    Baharda Polatlı kırlarında açan,

    Güz geldi mi Kop dağına göçen,

    Yörükler yaylasında Toroslarda eğleşen,

    Muş ovasından, Ağrı eteğinden,

    Gücenmesin bütün yurt bahçelerinden

    Çiçek getirin, çiçek getirin, örtün beni,

    Eğin türkülerinin içine gömün beni.

     

    Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,

    En güzellerini saymadım çiçeklerin,

    Çocukları, öğrencileri istiyorum.

    Yalnız ve çileli hayatimin çiçeklerini,

    Köy okullarında açan, gizli ve sessiz,

    O bakımsız, ama kokusu essiz çiçek.

    Kimse bilmeyecek, seni beni kimse bilmeyecek,

    Seni beni yalnızlık örtecek, yalnızlık örtecek.

     

    Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,

    Ben mezarsız yaşamayı diliyorum,

    Ölmemek istiyorum, yasamak istiyorum,

    Yetiştirdiğim bahçe yarıda kalmasın,

    Tarumar olmasın istiyorum, perişan olmasın,

    Beni bilse bilse çiçekler bilir, dostlarım,

    Niçin yaşadığımı ben onlara söyledim,

    Çiçeklerde açar benim gizli arzularım.

     

    Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,

    Okulun duvarı çöktü altında kaldım,

    Ama ben dünya üstündeyim, toprakta,

    Yaz kış bir şey söyleyen toprakta,

    Çile çektim, yalnız kaldım, ama yasadım,

    Yurdumun çiçeklenmesi için daima yaşadım,

    Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir.

    Simdi sustum, örtün beni, yatırın buraya,

     

    Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya.

     

    Bu şiirin bende yeri büyüktür ilkokul yıllarımı ve türkçe öğretmenimi hatırladım. Hatırlattığınız için teşekkür edrim.

     

     


  2. Gittiğinde, ilkbahardı,

    Şimdi mevsim sonbahar,

    Haberin olsun, hazan düştü otağıma,

    Kurudu sensizlikte güllerim, ey yar,

     

    Sararsa da senden sonrası,

    ömür bahçemdeki yapraklar,

    Yine de,

    düşen her yaprakta,

    hala senin adın,

    ve hala senin kokun var,

     

    Ben sonbahar çocuğuyum... Alışkınım yalnızlığa, yaprak dökümlerine...

     

    KAHRAMAN TAZEOĞLU

    • Like 1

  3. Usta

     

    Umrumdan taşıyor zamansızlığım.

    İsmin içimde titriyor, sesin sesime düşüyor; ses veriyorum... Oysa sen en sağır yarasın yüreğimde...

    Gözlerini günceme düşürdüğümden bu yana,

    yorgunum gitmelerin tümüne.

    Gözlerini günceme düşürdüğüm günden bu yana,

    dipnotlarda çürüyor sevda adına ne varsa...

     

    Meğer ne çok beklemişim gelmeyişlerini.

    Sen beni anlarsın be usta

    ne garip sıkıntıdır şu suskunluğuma en uygun makamı bulamamak.

    İçimin buz kestiği yerden çıkıp geliyorsun gözlerime.

    Sen geldiğinde ise düşürmüş oluyorum düşünden kendimi...

     

    Kahraman Tazeoğlu

    • Like 1

  4. Her Aşk Katilidir Bir Öncekinin

     

    rüzgarlı bir tepenin yamacındayım şimdi

    kent suskun

    ve istasyonlar ayrılık için var bu şehirde

    imlası buzuk, üşümüş ve kirli bir çocuk olurum seni düşünürken

    ömrüme iliştirdiğim martı leşleri yamalı bir geçmişi oynar

    imtihanlar ve intiharlar üzerine kurulu hayatlardan

    gecenin en serseri yanını alırım günceme

    durup durup şiirler yazmak yoluna

    yeni bir yaşam biçimim oldu son günlerde

    kendimi sende kalabalık buluşum belki de bundan

    her gece yorganımın altında sakladığım

    kırlangıç sürüleriyle geliyorum sana

    sen uykudayken

    babam her gece ölüyor şimdilerde

    annem nihavent bir çığlık oluyor

    bana en çok sensizlik koyuyor

    sonra babilin asma bahçelerine asıyorum kendimi

    uyanmak için

    eski bir aşkını anlatıyorken bana

    konuştuklarından yapılma bir sessizlik oluyor ağzım

    kaç kez kanıyorum bir bilsen

    (ya da hiç bilmesen)

    sesinin ardında yüzün sessiz bir tabanca gibi duruyor

    kendimi kötü kurulmuş bir cümle sanıyorum

    gece yüklü bir kamyon uykularımı solluyor

    yastığının altında yalnızlığın var biliyorum

    oysa ben senden bir bardak su istedim

    akdeniz değil

    son yalnızı benimdir bu kentin

    istanbul arkamdan gelir

    ey hüznü yüzünde gülücük diye taşıyan kız

    hep kendine mi saklarsın çocukluğunu

    ağzıma bir bulut bulaşsa da yokluğundan yapılmış

    kayadan seken kurşun

    en serseri yanımız olur kimi zaman

    ve ben hep kendimi terk ederim senden

    her katilin aşkı

    her aşkın katili

    bir öncekinin faili

    hep ben olurum

    hep ben ölürüm

    içime uzanan koridorların ortasından

    hep gülerdin beni görünce

    bense sana hep geç kalırdım

    sona kalırdım

    sonra kanardım

    yağmurlarla inseydin içime

    içim senden yanaydı

    yüzümdeki işgaller senden karaydı

    seni sevmek en gizli ağlama biçimimdi

    sana yazacaklarım sil sil bitmezdi

    ve ben

    sende hiçbir şeydim

    sen bende herşeyken

    canım

    yastığının altında biriktirdiğin yalnızlıklarım

    kendine varlaşıp bana yoklaşan biri yapar seni

    ve ne kadar kaçsan o kadar yakınsındır aslında kendine

    geciken sevdalar yıkık kentlere benzer bilirsin

    ve sevgisizlik alır bir gün seni benden

    işte bu yüzden

    sen hep sevil

    hep sevil

    sevil

    Kahraman Tazeoğlu


  5. Bi Erzurumlu olarak bunu özellikle paylaşmak istedim :rose:

     

    Kırmızı Gül Demet Demet

     

    Kırmızı gül demet demet,

    Sevda değil bir alamet,

    Balam nenni, yavrum nenni

    Gitti gelmez ol muhannet

    Şol revanda balam kaldı,

    Yavrum kaldı, balam nenni...

     

    Erzurum yöresinde üç beş dönümlük tarlalarını ekip dikiyorlar... Yetiştirdikleri ürünü de kervana katıp, REVAN'da satıyor Memet... Memet de Memet hani... Karayağız bir delikanlı... Taşı tutsa, suyunu çıkaracak kadar güçlü. Bir de alışkanlığı var Memet'in. Her akşam tarla dönüşü, bahçelerden derlediği demet demet gülleri getiriyor anasına.. Anayla oğul arasında bir simge gibi kırmızı gül demeti... Sevgi saygı simgesi. Gülleri evinin duvarına asıp kurutuyor ana... Onlara baktıkça oğlunu görür gibi oluyor... Hele Memet kervandaysa. Gözü gönlü kırmızı gülün kurumuş, gazelleşmiş demetinde ananın. Rüyaları hep Memet üstüne... REVAN yollarını düşlüyor hep. Kimi zaman kara saplanmış görüyor kervanı. Kanter içinde uyanıyor. hayra yormaya çalışıyor. Kimi geceler de toza dumana katılmış kervanın, atının eşeğinin devesinin bir toz bulutu içinde kayboluşunu düşlüyor. Bir hortum, yutuyor kervanı. Koca kervan döne döne göğe çekiliyor. Geride ne bir at, ne de bir deve, ne de insan kalıyor. Memet'i arıyor gözleri. Kara yağız, kaytan bıyık Memet, ellerini uzatıyor anasına. 'Tut ellerimi' diyor. Ama ne gezer. Anasının elleri boşlukta kalıyor. Sözün kısası günü gelip de kervan REVAN'dan dönene kadar bu böyle sürüp gidiyor. Kervanın dönüşünü dört gözle bekliyor.

    • Like 2

  6. Hikayesiyle birlikte bir türkü daha(inşallah göze batmam :utanma: )

     

    Bitliste Beş Minare

    Bitlis biirinci dünya savaşından önce nufüsu 30000´dir lakin savaş çıkınca halk göç eder ve nufüs 3000´e düşer.

     

    kurtuluş savaşında baba ile oğlucepheye gider savaş biter ve baba ile oğul şehre dönerler bir tepede baba heyacandan mıdır yoksa yorgunluktan mıdır bilinmez o tepeden memleketi bitlise bakamaz ve oğluna sorar oğul bitliste ne kaldı..

     

    Oğul "baba bitliste beş minare kaldı"

    baba; başlar türküye bitliste beş minare beri gel oğlan beri gel...

     

    Bitliste beş minare

    Beri gel oğlan beri gel

    Yüreğim dolu yare

    Beri gel oğlan beri gel

     

    İsterem yanan gelem

    Beri gel oğlan beri gel

    Cebimde yok beş para

    Beri gel oğlan beri gel

     

     

    Tüfengim dolu saçma

    Beri gel oğlan beri gel

    Güzelim benden kaçma

    Beri gel oğlan beri gel

     

    Doksandokuz yaram var

    Beri gel oğlan beri gel

    Bir yarada sen açma

    Beri gel oğlan beri gel

    • Like 1

  7. Komşu kızıyla beşik kertmesi olan bir genç askerde vereme yakalanır. Hava değişimi olarak Yozgat'a(akdağmadeni)gelir.Sözlüsünün ailesi gence kızlarını göstermek istemez.Genç tedavi için İstanbul'da hastaneye yatar,pencereden gördüğü incir ağacından aldığı ilhamla aşağıda ki tüküyü söyler.Yakalandığı amansız bu hastalıktan kurtulamayıp hastanede ölür.Ailesi cenazesini Yozgat'a getiremez,İstanbul'da kalır.

     

     

    HASTANE ÖNÜNDE İNCİR AĞACI

     

    hastane önünde incir ağacı

    doktor bulamadı bana ilacı

    baştabib geliyor zehirden acı

     

    garip kaldım yüreğime dert oldu

    ellerin vatanı bana yurt oldu

    mezarımı kazın bayıra düze

     

    benden selam söyleyin sevdiğim gıza

    başını koysun karalar bağlasın

    gurbet elde kaldım diye ağlasın

     

    arkadaşlar ben bu türküyü çok seviyorum hikayesi de bi o kadar hüzünlü bu yüzden hikayesiyle paylaşmak istediim :wave:

    • Like 1

  8. Çok güzel bi hikaye gerçekten çok etkilendim ve çok duygulandım. Ben ne yapardım gerçekten bilemiyorum. bu arada yazınızın başında söylemlerinizden bi kaç defa daha böyle hikayeler paylaştığınızı anladım eğer doğruysa bu algım hangi bölümde olduğunu yazarsanız sevinirim teşekkür ederim... :shiny:

×
×
  • Create New...