-
Content Count
114 -
Joined
-
Last visited
-
Days Won
8
Posts posted by aslıhan
-
-
DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİ
"Bana çiçek getirin, dünyanın bütün çiçeklerini buraya getirin." --- Köy öğretmeni Şefik Sınıg'in son sözleri.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Bütün çiçeklerini getirin buraya,
Öğrencilerimi getirin, getirin buraya,
Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer
Bütün köy çocuklarını getirin buraya,
Son bir ders vereceğim onlara,
Son şarkımı söyleyeceğim,
Getirin, getirin...ve sonra öleceğim.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Kir ve dağ çiçeklerini istiyorum,
Kaderleri bana benzeyen,
Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları
Geniş ovalarda kaybolur kokuları...
Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri
Hepinizi, hepinizi istiyorum, gelin görün beni,
Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Afyon ovasında açan haşhaş çiçeklerini
Bacımın suladığı fesleğenleri,
Koy çiçeklerinin hepsini, hepsini,
Avluların pembe entarili hatmisini,
Çoban yastığını, peygamber çiçeğini de unutmayın,
Aman Isparta güllerini de unutmayın
Hepsini, hepsini bir anda koklamak istiyorum.
Getirin, dünyanın bütün çiçeklerini istiyorum.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım,
Ben bir bahçe suluyordum, gönlümden,
Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden,
Ne güller fışkırır çilelerimden,
Kandır, hayattır, emektir benim güllerim,
Korkmadım, korkmuyorum ölümden,
Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Baharda Polatlı kırlarında açan,
Güz geldi mi Kop dağına göçen,
Yörükler yaylasında Toroslarda eğleşen,
Muş ovasından, Ağrı eteğinden,
Gücenmesin bütün yurt bahçelerinden
Çiçek getirin, çiçek getirin, örtün beni,
Eğin türkülerinin içine gömün beni.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
En güzellerini saymadım çiçeklerin,
Çocukları, öğrencileri istiyorum.
Yalnız ve çileli hayatimin çiçeklerini,
Köy okullarında açan, gizli ve sessiz,
O bakımsız, ama kokusu essiz çiçek.
Kimse bilmeyecek, seni beni kimse bilmeyecek,
Seni beni yalnızlık örtecek, yalnızlık örtecek.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Ben mezarsız yaşamayı diliyorum,
Ölmemek istiyorum, yasamak istiyorum,
Yetiştirdiğim bahçe yarıda kalmasın,
Tarumar olmasın istiyorum, perişan olmasın,
Beni bilse bilse çiçekler bilir, dostlarım,
Niçin yaşadığımı ben onlara söyledim,
Çiçeklerde açar benim gizli arzularım.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Okulun duvarı çöktü altında kaldım,
Ama ben dünya üstündeyim, toprakta,
Yaz kış bir şey söyleyen toprakta,
Çile çektim, yalnız kaldım, ama yasadım,
Yurdumun çiçeklenmesi için daima yaşadım,
Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir.
Simdi sustum, örtün beni, yatırın buraya,
Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya.
Bu şiirin bende yeri büyüktür ilkokul yıllarımı ve türkçe öğretmenimi hatırladım. Hatırlattığınız için teşekkür edrim.
-
Gittiğinde, ilkbahardı,
Şimdi mevsim sonbahar,
Haberin olsun, hazan düştü otağıma,
Kurudu sensizlikte güllerim, ey yar,
Sararsa da senden sonrası,
ömür bahçemdeki yapraklar,
Yine de,
düşen her yaprakta,
hala senin adın,
ve hala senin kokun var,
Ben sonbahar çocuğuyum... Alışkınım yalnızlığa, yaprak dökümlerine...
KAHRAMAN TAZEOĞLU
- 1
-
Usta
Umrumdan taşıyor zamansızlığım.
İsmin içimde titriyor, sesin sesime düşüyor; ses veriyorum... Oysa sen en sağır yarasın yüreğimde...
Gözlerini günceme düşürdüğümden bu yana,
yorgunum gitmelerin tümüne.
Gözlerini günceme düşürdüğüm günden bu yana,
dipnotlarda çürüyor sevda adına ne varsa...
Meğer ne çok beklemişim gelmeyişlerini.
Sen beni anlarsın be usta
ne garip sıkıntıdır şu suskunluğuma en uygun makamı bulamamak.
İçimin buz kestiği yerden çıkıp geliyorsun gözlerime.
Sen geldiğinde ise düşürmüş oluyorum düşünden kendimi...
Kahraman Tazeoğlu
- 1
-
Her Aşk Katilidir Bir Öncekinin
rüzgarlı bir tepenin yamacındayım şimdi
kent suskun
ve istasyonlar ayrılık için var bu şehirde
imlası buzuk, üşümüş ve kirli bir çocuk olurum seni düşünürken
ömrüme iliştirdiğim martı leşleri yamalı bir geçmişi oynar
imtihanlar ve intiharlar üzerine kurulu hayatlardan
gecenin en serseri yanını alırım günceme
durup durup şiirler yazmak yoluna
yeni bir yaşam biçimim oldu son günlerde
kendimi sende kalabalık buluşum belki de bundan
her gece yorganımın altında sakladığım
kırlangıç sürüleriyle geliyorum sana
sen uykudayken
babam her gece ölüyor şimdilerde
annem nihavent bir çığlık oluyor
bana en çok sensizlik koyuyor
sonra babilin asma bahçelerine asıyorum kendimi
uyanmak için
eski bir aşkını anlatıyorken bana
konuştuklarından yapılma bir sessizlik oluyor ağzım
kaç kez kanıyorum bir bilsen
(ya da hiç bilmesen)
sesinin ardında yüzün sessiz bir tabanca gibi duruyor
kendimi kötü kurulmuş bir cümle sanıyorum
gece yüklü bir kamyon uykularımı solluyor
yastığının altında yalnızlığın var biliyorum
oysa ben senden bir bardak su istedim
akdeniz değil
son yalnızı benimdir bu kentin
istanbul arkamdan gelir
ey hüznü yüzünde gülücük diye taşıyan kız
hep kendine mi saklarsın çocukluğunu
ağzıma bir bulut bulaşsa da yokluğundan yapılmış
kayadan seken kurşun
en serseri yanımız olur kimi zaman
ve ben hep kendimi terk ederim senden
her katilin aşkı
her aşkın katili
bir öncekinin faili
hep ben olurum
hep ben ölürüm
içime uzanan koridorların ortasından
hep gülerdin beni görünce
bense sana hep geç kalırdım
sona kalırdım
sonra kanardım
yağmurlarla inseydin içime
içim senden yanaydı
yüzümdeki işgaller senden karaydı
seni sevmek en gizli ağlama biçimimdi
sana yazacaklarım sil sil bitmezdi
ve ben
sende hiçbir şeydim
sen bende herşeyken
canım
yastığının altında biriktirdiğin yalnızlıklarım
kendine varlaşıp bana yoklaşan biri yapar seni
ve ne kadar kaçsan o kadar yakınsındır aslında kendine
geciken sevdalar yıkık kentlere benzer bilirsin
ve sevgisizlik alır bir gün seni benden
işte bu yüzden
sen hep sevil
hep sevil
sevil
Kahraman Tazeoğlu
-
Bi Erzurumlu olarak bunu özellikle paylaşmak istedim :rose:
Kırmızı Gül Demet Demet
Kırmızı gül demet demet,
Sevda değil bir alamet,
Balam nenni, yavrum nenni
Gitti gelmez ol muhannet
Şol revanda balam kaldı,
Yavrum kaldı, balam nenni...
Erzurum yöresinde üç beş dönümlük tarlalarını ekip dikiyorlar... Yetiştirdikleri ürünü de kervana katıp, REVAN'da satıyor Memet... Memet de Memet hani... Karayağız bir delikanlı... Taşı tutsa, suyunu çıkaracak kadar güçlü. Bir de alışkanlığı var Memet'in. Her akşam tarla dönüşü, bahçelerden derlediği demet demet gülleri getiriyor anasına.. Anayla oğul arasında bir simge gibi kırmızı gül demeti... Sevgi saygı simgesi. Gülleri evinin duvarına asıp kurutuyor ana... Onlara baktıkça oğlunu görür gibi oluyor... Hele Memet kervandaysa. Gözü gönlü kırmızı gülün kurumuş, gazelleşmiş demetinde ananın. Rüyaları hep Memet üstüne... REVAN yollarını düşlüyor hep. Kimi zaman kara saplanmış görüyor kervanı. Kanter içinde uyanıyor. hayra yormaya çalışıyor. Kimi geceler de toza dumana katılmış kervanın, atının eşeğinin devesinin bir toz bulutu içinde kayboluşunu düşlüyor. Bir hortum, yutuyor kervanı. Koca kervan döne döne göğe çekiliyor. Geride ne bir at, ne de bir deve, ne de insan kalıyor. Memet'i arıyor gözleri. Kara yağız, kaytan bıyık Memet, ellerini uzatıyor anasına. 'Tut ellerimi' diyor. Ama ne gezer. Anasının elleri boşlukta kalıyor. Sözün kısası günü gelip de kervan REVAN'dan dönene kadar bu böyle sürüp gidiyor. Kervanın dönüşünü dört gözle bekliyor.
- 2
-
Hikayesiyle birlikte bir türkü daha(inşallah göze batmam :utanma: )
Bitliste Beş Minare
Bitlis biirinci dünya savaşından önce nufüsu 30000´dir lakin savaş çıkınca halk göç eder ve nufüs 3000´e düşer.
kurtuluş savaşında baba ile oğlucepheye gider savaş biter ve baba ile oğul şehre dönerler bir tepede baba heyacandan mıdır yoksa yorgunluktan mıdır bilinmez o tepeden memleketi bitlise bakamaz ve oğluna sorar oğul bitliste ne kaldı..
Oğul "baba bitliste beş minare kaldı"
baba; başlar türküye bitliste beş minare beri gel oğlan beri gel...
Bitliste beş minare
Beri gel oğlan beri gel
Yüreğim dolu yare
Beri gel oğlan beri gel
İsterem yanan gelem
Beri gel oğlan beri gel
Cebimde yok beş para
Beri gel oğlan beri gel
Tüfengim dolu saçma
Beri gel oğlan beri gel
Güzelim benden kaçma
Beri gel oğlan beri gel
Doksandokuz yaram var
Beri gel oğlan beri gel
Bir yarada sen açma
Beri gel oğlan beri gel
- 1
-
Komşu kızıyla beşik kertmesi olan bir genç askerde vereme yakalanır. Hava değişimi olarak Yozgat'a(akdağmadeni)gelir.Sözlüsünün ailesi gence kızlarını göstermek istemez.Genç tedavi için İstanbul'da hastaneye yatar,pencereden gördüğü incir ağacından aldığı ilhamla aşağıda ki tüküyü söyler.Yakalandığı amansız bu hastalıktan kurtulamayıp hastanede ölür.Ailesi cenazesini Yozgat'a getiremez,İstanbul'da kalır.
HASTANE ÖNÜNDE İNCİR AĞACI
hastane önünde incir ağacı
doktor bulamadı bana ilacı
baştabib geliyor zehirden acı
garip kaldım yüreğime dert oldu
ellerin vatanı bana yurt oldu
mezarımı kazın bayıra düze
benden selam söyleyin sevdiğim gıza
başını koysun karalar bağlasın
gurbet elde kaldım diye ağlasın
arkadaşlar ben bu türküyü çok seviyorum hikayesi de bi o kadar hüzünlü bu yüzden hikayesiyle paylaşmak istediim :wave:
- 1
-
Baki kalan bu kubbede bi hoş saba imiş
BAKİ
- 1
-
Tomurcuk derdinde olmayan ağaç odundur.
N. FAZIL KISAKÜREK
Yumuşak başlı isem kim demiş uysal koyunum
Kesilirde belki çekmeye gelmez boyunum.
M.AKİF ERSOY
-
Çok güzel bi hikaye gerçekten çok etkilendim ve çok duygulandım. Ben ne yapardım gerçekten bilemiyorum. bu arada yazınızın başında söylemlerinizden bi kaç defa daha böyle hikayeler paylaştığınızı anladım eğer doğruysa bu algım hangi bölümde olduğunu yazarsanız sevinirim teşekkür ederim... :shiny:
-
Mümin Sekman'ın HER ŞEY SENİNLE BAŞLAR adlı kitabını okuyorum çok iyi bi kişisel gelişim kitabı ve aynı zaman büyük bi motivasyon gücü var diyebilirim...
HERKESE TAVSİYE EDERİM
Kadınlar Ve Erkekler Birbirlerinin Dostlarıdır
in Köşe Yazıları
Posted · Report reply
Çok açık anlatılmş bugüne kadar bildiğimiz ama derinliğinin farkında olmadığımız gözardı edilen konular açıklanmış.Gerçekten çok güzel bi yazı olmuş.