Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

Yusuf�un zindandaki bahtı

Üye
  • Content Count

    65
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    3

Posts posted by Yusuf�un zindandaki bahtı


  1. sayın NEFRAZDE ! agresiflik konusunda, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır hadisince kendime hakim olamıyorum evvela burada sizinle hemfikirim...

    benimde merak ettiğim bir konu var . sadece taraf olmak maksadıyla konunun daha ne olduğunu bile bilmeden tartışmaya kendinizi dahil etmeniz , tartışmaya girerken tartışma konusuyla ilgili bir görüş belirtmeyerek sadece kişileri baza alarak yorum yazmanız sizin bu konuları anladığınızı doğurur mu ? diyelim SELMAN beyin görüşüne katılıyorsun peki selmanbeyin görüşü nedir ? ne anladınız mesela ? bunlara açıklık getirin sizinle ilmi mukayese edelim ... benimle gereksiz tartışmalara girmeyin lütfen bu konuda sizi ne yazık ki muhatap alamıyorum sizde ilmi bir lisan göremedim aksi olana kadar size cevap vermicem saygılar....


  2. İslam tarihinde sadece hariciler cemaat böldüler. Çok hassas olmak lazım çok. Hele ki ümmetin tevhidini sembolize eden bir mekanda... Türkiye müslümanlarının gündemi, anlayışı hatta yaşam tarzı okadar farklı ki başka bir müslüman memlekete gittiğimizde dumura uğruyor, şaşıp kalıyoruz. Size bir örnek vermek istiyorum, Bosna'ya İsmailağa Cemaatinden biri geldi. Orada bir dernek açıp kalıcı olmak istiyorlarmış. Oturduk konuştuk. Neler yapılabilir diye istişareler ettik. Ancak şunu farkettim, ilk dakikadan ayrılana kadar ağzından çoraba mesh ve vahhabilik düşmedi. Cahilliği okadar açıktıkı bu sebepten cesurdu da... Burdaki vahhabilere dikkat edin bunlar ingiliz ajanı falan dedi :D Yahu bizim bir hademe var adam selefi. O geldi gözümün önüne :) hadi o küçükbaş, büyük başları Bosnada savaşıp şehid oldular. Bazıları gazi oldu hapse tıkıldı. Hani Türkiyeden şöyle düşünürüz. Ulan Suudlar b.. gibi para yatırıyor bu adamlara :) Bunların çoğu ya köyle ya hademe :) Sonra ne mi oldu? 4 ay kalıp gittiler :) Diğer memleketlerdeki müslümanların gündeminden okadar uzağız ki anlaşamıyoruz. Sonra burada kabede imama uyulur mu diyoruz. Üstelik böyle bir sorguya düşen insanlar Muhammed eşittir Allah diyen adamların arkasında namaz kılmaktan hiç tereddüte düşmüyor. İlk mesaja baktım bir tekrar da güldüm, İmam Ebu Hanife'nin ve diğer selef-i salihin imamlarının o meselelerde neler dediklerini bilselerdi...

     

     

    ilk önce kendi cahilliğinizi ortaya koyduğunuz için teşekkür ederim .. şehit bayram hocanın sözüymüş gibi " muhammed eşittir Allah " kelamını yayınlayıp bu sözün daha imamı rabbani hz. sözü olduğunu bilmicek kadar cahilsin ! bu yüzden insan cahilliğinin sınırlarını zorlamamalı !

     

    kafirlerin oyunlarıyla oluşmuş şia vehhabilik gibi sapkın mesheplerden bi haber olup efendimiz s.a.v ve ashabının yolu olan ehli sünnet vel cemaati temiz sahasını korumaya çalışan insanları tenkit ediyorsun!

     

    ayrıca üye olduğun necip fazılın vehhabilik ile ilgili yazısını okumanı tavsiye ediyorum forum da olması gerekiyor hizmet ehli bir kardeş yayınlarsa sevinirim...

     

    başlığı açan kardeş, kılarsın fakat yine namazını kendin iade edersin uzun bir mevzu çok muhallif şeyleri vardır .. inşallah detaylı bir şekilde uygun bir vaktimde yazarım...

     

    ismailağa cemaatine laf atmadan önce ehli sünneti öğren .. ehli sünnet ne demek onu bi bil sonra benim karşıma çık olur mu ?


  3. çağrı filmi akıllara geliyor hemen . o filmde şüphesiz akılda kalan hz. hamza ! insanların akıllarında kalan hz. hamza olgusu elin gavuru .... böyle filmleri izlemek caiz değil vebal vardır. günün ilahiyat prof tabakası hz. ömeri ilahlaştırmayın diyor ne kadar aciz bir yorum ... fetvadan önce takva gelir .. kitaplarda okunduğu şekilde hayalinde tasavvur edersin.. hz. ömer büyük bir veli dir . biz elin gavurunun yaptığı dizilerden mi öğrenicez ?

    ayak ayak üstüne atıcaksın elinde sigara çayıyla ohhh .. bazı değerler vardır bu değerleri böyle adice küçültmemek gerekir..

    çok merak ediyorsan aç peygamberimizin siyerini oku, hz. ömerle ilgili güvenilir kaynaklardan bilgi edin .. bu şekilde olmaz kardeşler!

    • Like 1

  4. 3 vasiyetim - (cübbeli ahmet hoca)

    99 soruda namaz - (cübbeli ahmet hoca)

    Ahlakı nebi - ( cübbeli ahmet hoca)

    yahudi ve hristiyanlar cennete girecek diyenler cennete giremez - ( cübbeli ahmet hoca) "bu kitabı mutlaka okumalısınız bence!"

    şifa i şerif - (kadi iyaz)


  5. ALİ ŞERİATİ den DİNE KARŞI DİN

     

    Her müslümanın okuması ve Ali Şeriati'yi tanıması lazım..

     

    her müslümanın okuması gereken kitap mı ? bu konuda yanılıyorsunuz size Üstad Mehmet Şevket Eygi nin Milli Gazete'deki köşesinde yer alan bu kısmı okumanızı tavsiye ediyorum .

     

     

     

    Allahü Teâlâ'yı puta benzeten Ali Şeriati

     

    Konu: İranlı sosyolog, İslamcı, sözde mücahit, bazılarının öve öve bitiremedikleri, göklere çıkarttıkları Dr. Ali Şeriati'nin bir kitabındaki çok vahim bir yanlış hakkındadır.

    Kitabın ismi, "Muhammed'i Tanıyalım" (İslâm Nedir-III) Ankara 1988.

    Kitabın Farsça orijinalinin adı "İslam Şinasi Meşhed-III"

    Yukarıda adı verilen kitabın 151'inci sayfasının 2'nci paragrafını aynen aşağıya alıyorum:

    "Allah gerçek bir "Janus" (78). İki çehreli Allah! Yahova çehresi, Teus çehresi, iki seçkin ve çelişik sıfatı! "Kahhar" ve "Rahman". Yahova gibi "müntegem" (intikamcı), "müstebit", cebbar, mütekebbir ve "şedidül-ikab", "kibriya arşı"na yaslanmış, melekût örtüleriyle örtülü, yeri, "ötede ve her şeyin üzerinde", alttaysa mutlak saltanatı söz konusudur. Aynı halde Teus gibi "Rahman", "Rahim", "Rauf", "Gafur" (79)dur. Yeryüzüne inerek insanla, topraktan olan "Halifesi, akrabası"yla dostluk bağı kuruyor. Onu "kendi yüzüne benzer" bir yüzle gösteriyor. Onu kendine benzer yaratacağı müjdesiyle müjdeliyor. Öylesine insanla samimi ve dost oluyor ki ona "şah damarından daha yakın olduğunu açıklıyor... Not: (78) Janus, Yunanın iki çehreli tanrısıdır. Geçmiş ve geleceği bilen."

    Ali Şeriati "Allah gerçek bir Janus..." diyor. Yani kemal sıfatlarla sıfatlı, noksan sıfatlardan münezzeh olan Allahü Teala'yı iki çehresi olan bir Roma putuna benzetiyor.

    Öyle bir benzetiş ki, başına gerçek sıfatını ilave ediyor. Yani mecazi manada bir benzetiş değil, te'vili yok...

    Ehl-i Sünnete göre, Allahü Teala'nın on dört sıfatından biri "Muhalefetün lilhavadis"tir. Yani Allahü Teala yaratılmışlardan, Kendisi dışındaki varlıklardan hiçbirine benzemez.

    Allahü Teala'nın benzeri, eşi, ortağı, naziri, oğlu, kızı yoktur.

    Ali Şeriati'nin yukarıya aldığım paragrafındaki, Allahü Teala'yı bir puta benzetme zındıklığını Tevhide inanan hiçbir Müslüman kabul etmez. Ehl-i Sünnetten olsun, Şia'dan olsun, başka bir mezhepten olsun...

    Allahü Teala'yı bir puta benzetmek, bir Müslümanın yapacağı iş değildir.

    Ali Şeriati'nin "İslam Şinasi" kitabı yayınlandığı vakit, İran'daki ve Irak'taki Şii ulemadan nicesi onun bu gibi bozuk fikirlerine karşı çıkmıştı.

    Türkiye'deki bazı İslamcılar Ali Şeriati'yi neredeyse kutsal bir mücahit, örnek alınacak ve idealize edilecek büyük bir model haline getirmişlerdir.

    Ortada gerçekten üzücü, şaşırtıcı, kahredici bir durum vardır. Adam Allahü Teala'yı bir puta benzetiyor, benzetirken de "gerçek" sıfatını kullanarak parmağını gözümüze sokuyor ve birtakım Müslüman kardeşlerimiz, onu büyük ve örnek bir Müslüman, bir mücahit, bir aydınlatıcı, peşinden gidilecek bir fikir önderi olarak görüyor ve gösteriyor.

    Ali Şeriati'nin Türkçeye tercüme edilen kitaplarında (abartmıyorum) binlerce dinî hata bulunmaktadır. Bunların bir kısmı tercüme edilirken çıkartılmaktadır, yukarıda aldığım paragrafı herhalde sakıncalı görmediler ki, çıkartmamışlar.

    Ortada hem Ehl-i Sünnet ve hem de Şia açısından utanç ve hacalet verici bir manzara vardır.

    1. Ehl-i Sünnet, İslamcı literatürdeki bu gibi fahiş, küfre götürücü yanlışları görmüyor. Bunları red, cerh ve tekzip etmiyor.

    2. Bir kısım Şia ise, Allahü Teala Hazretlerini bir puta benzeten bu eserleri İslamî yayın diye sergiliyor.

    Diyanet İşleri Başkanlığının kontrolü altındaki büyük yayınevlerinde Ali Şeriati'nin kitapları peynir ekmek gibi satılıyor. Ortada iki şık var:

    1. Ya Diyanet sattığı kitapları kontrol etmiyor,

    2. Yahut Ali Şeriati'yi İslamcı bir yazar kabul ediyor ve kitaplarını satmakta bir sakınca görmüyor.

    Ali Şeriati konusunda son derece müsamahakâr olan Diyanet, Hatemü'l-fukaha ve Fahrü'l-muhaddisîn merhum Ahmed Davutoğlu Hoca'nın "Din Tahripçileri" adlı kitabını raflarında bulundurup satmıyor. Çünkü bu kitapta, kendisini müctehid ilan etmiş Prof. Hayrettin Karaman'a yöneltilmiş çok haklı ve uyarıcı tenkitler vardır.

    "Allah gerçek bir Janus..." ibaresi acaba kitabın Farsça orijinalinde yok da, Türkçe tercümesinde mi sokuşturuldu, sorusuna şu cevabı veririm:

    Bendenizde kitabın Farsça orijinalinin o sayfası var, "Allah yek Canus-i hakiki est! Hüdai ba du çehre..." (.% 82)..." diyor. Tercümeye lüzum yok. Hakiki kelimesini biz de kullanıyoruz.

    Ali Şeriati'nin hayranları, bu gibi tenkitleri insaf ve adaletle karşılamıyor, yöneltenlere hakaret ediyorlar.

    "O bir mücahittir... O bir şehittir..." diyorlar. Yahu mücahit ve şehit olmak, İslam'ın sahih Tevhid akidesine aykırı küfür sözleri söylemeye hak kazandırır mı?..

    Diyanet İşleri Başkanlığı Fetva Heyeti, Ali Şeriati'nin "İslam Şinasi=Muhammed'i Tanıyalım" kitabının Türkçe tercümesinin 1988 tarihli baskısının 151'inci sayfasındaki "Allah gerçek bir Janus..." sözü hakkında Türkiye Müslümanlarını aydınlatmalıdır. Bir Müslüman, bir muvahhid böyle bir söz söyleyebilir mi? Söylerse ona ne lazım gelir? Bu söz bir küfür sözü değil midir? Hiçbir şeye benzemeyen Allahü Teala hazretlerini bir Roma putuna benzetmek büyük bir sapıklık değil midir? Müslümanların böyle kitapları okumaları caiz midir?

    İmkânım olsa, Caferî ulemasına da bu konuda (saygıda kusur etmeksizin) sorular yöneltmek isterim. Şiî-Caferî mezhebine göre, Allahü Teala'ya "gerçek bir Janus" demek caiz midir?.. Sanırım ki, onlar da kesinlikle caiz olmadığını beyan edeceklerdir.

    Diyanet İşleri Başkanlığı, acaba tenezzül buyurup soruma cevap lütfedecek midir? Ederlerse bu sütunlarda yayınlayarak halkımıza duyuracağım.

    "Muhammed'i Tanıyalım" kitabının bir özelliği de şu: Kitapta Resulullah Efendimizin ismi yüzlerce defa geçiyor, bir keresinde bile başına "Hazret-i" konmamış, yine bir kere bile salât u selam getirilmemiştir. Resulullah Efendimize salât ve selam getirmek farzdır. Zamanımızda nice inançsızlar bile, Efendimizin ismini yalın olarak kullanmıyorlar, başına Hz. koyuyorlar.

    (Teşekkür: Ali Şeriati'nin İslam Şinasi adlı kitabının, içinde yukarıda bahis konusu edilen vahim ve fahiş yanlış bulunan sayfasının fotokopisini lütf edip gönderen Dr. Rashaad bey dostumuza teşekkür ediyorum...)

    *(İkinci yazı)

    YERLİ KEŞİF VE İCATLAR

    Bizim yüzde yüz yerli ve milli otomobil sanayiimiz yok. Biz uçak üretemiyoruz. Bizim bilgisayar, fotoğraf makinesi sanayimiz yok. Biz sanayi ve üretim konusunda Japonya, Güney Kore, Tayvan gibi önde değiliz... Amaaaa...

    Bizde de ne keşifler ve ne icatlar var... Hele bir sayayım:

    Karadenizli açıkgöz bir vatandaş hurdacılardan parça marça toplayarak üç tekerlekli, saatte 35 kilometre hız yapan harika bir otomobil yapmış...

    Gizli dehalarımızdan biri şebboy kokulu kırmızı renkli bir mum yapmış, dumanı soru işareti şeklinde yanıyormuş. Sevgilim beni seviyor mu, yoksa seviyor gibi görünerek sevmiyor mu? Aman ne harika...

    İki cingöz Türkiyeli yanık tulumba tatlısı ve patlıcan kızartması yağı ile dizel motoru çalıştırmış. Yakıt tarihine geçecek bir buluş...

    Daha bitmedi, korku filmlerindeki sahneler daha canlı ve daha gerçek görünsün diye, rol icabı korkacak herifin veya karının cebine küçük, fakat çok güçlü bir akü konuyormuş. Korku ve panik anında akü adamın vücuduna cereyan veriyormuş, gözleri açılıyor, saçları diken diken oluyor ve aaaahhhh diye canhıraş bir şekilde bağırıyormuş... Aman ne buluş ne buluş...

    Bizim buluşlarımız biter mi hiç?... Biri de şu: Adamlar sucuk makinesinin bir tarafından domuz ve tavuk döküntüleri, soya hamuru koyuyorlar, öteki tarafından, üzerinde "Halis dana etidir" yazılı sucuklar çıkıyormuş. Heh heh heh...

    Bambaşka bir buluşumuz: Kırk kocadan arta kalmış karıya kızlık zarı dikişi ameliyatı yapılıyor ve kız oğlan kız el değmemiş bakire oluyormuş...

    Peynirsel ve sütsel bir buluş ve icat: Sütün içinden tereyağı ve kreması alınıyor, onun yerine ithal malı çok ucuz palm yağı konuluyor ve bundan halis peynir yapılıyormuş...

    Ama bütün icat ve keşiflerimizin en harikası bundan birkaç sene önce gündeme getirilen devr-i daim makinasıdır. Yakıt yok, elektrik yok, enerji yok, makineyi çalıştırıyorsun ve kendi kendine tıkır tıkır keyifli keyifli çalışıyormuş. Termodinamik kanunlarını alt üst ederek... Bunu icat edenler şu sıralarda ortada görünmüyorlar ama keşif keşiftir, icat icat. İlim, fen ve sanayi tarihimize altın sayfalar yazdılar, var olsunlar!..


  6. bende yeni üye oldum . sizlerle beni buluşturan Ahmet necip fazıl hayranlığıdır..

    Allah mekanını cennet eylesin ...

    üstad arkasından düşünce gençliği bıraktı ne mutlu ona..

    inşallah hocamızın düşünce bereketiyle sizlerle güzel vakit geçiririm ..

    hoşbulduk efendim ...


  7. Mübarek Ramazan Ayı Tüm islam Alemine huzur getirsin inşallah..

    bu ayın bereketiyle zulüm gören ehli sünnet kardeşlerimizin feraha kavuşmasını rabbimden niyaz eyliyorum..

    suçsuz yere hapse mahkum edilen hocamıza da beratler diliyorum mevlam hakkıyla bilen görendir.. hazır şeytanlar bağlanmışken nefsimizide nasuh tevbesine bağlamayı nasip etsin mevlam..

    necip fazıl gençliğinede şiir tadında ramazanlar diliyorum :)

×
×
  • Create New...