Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

Mustafa Cilasun

Üye
  • Content Count

    1,595
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    4

Posts posted by Mustafa Cilasun


  1. Yar, umut içinde bir sır var, nasip yoklar...


    Orjinal boyutu icin tiklayin 700x554px and 63KB.
    1390542_669956876372604_1361804675_n.jpg








    Çare
    Adına
    Ne vakit
    Umuda yapışsam



    Nederlere göre
    Değil de, nedenli
    Yaşamaya adansam



    Ruhumda
    Derin bir haz ve
    Yüreğimde varlığını
    Koruyan imtiyaz görüyorum



    İşte
    O vakit
    Benlik denen
    İlletten kurtulup, insan
    Olduğumun farkına varıyorum...



    Mustafa CİLASUN

  2. Nefs dille değil, hal ve azimle terbiye edilir...

    541441_669958846372407_1480484665_n.jpg








    Yarab
    Nedir bu tefrika,
    Hatta tekfir ve iftira


    Ümmetin
    Hali ne kadar ibretli
    Ve vahim bir manzara


    İlmi
    Siyaset adı altında
    Maslahat gözetiyor,
    Azimeti öteliyor,
    Sineler kararıyor


    Sen
    En yakınımsın,
    Sahibim ve yaratanımsın,


    Sen sana
    Kulluk etmemden
    Alı koyma,
    Aşkından uzaklaştırma...



    Mustafa CİLASUN

  3. Yar, düşler seraptır, gönül verme...


    Orjinal boyutu icin tiklayin 701x500px and 64KB.
    1378707_668782069823418_1717366153_n.jpg







    Yar,
    hangi
    hülyaya dalsan
    İçinde ukdeleşen

    her hevesin peşinden
    gitmek için yansan


    Hiç
    birşeyi
    umursamadan
    ve dikkat
    kesilmekten kaçsan,
    emelin için koşsan


    Bir sınır
    tanımadan
    anlık hazlar için yarışsan,
    etkisinde kaldığın düşlere ulaşsan


    Söyle
    bahtiyar mı olacaksın,
    yoksa kalbi lekelerinle hakikate mi
    ducar kalıp rahatlayacaksın...



    Mustafa CİLASUN

  4. Yar, gül elimde kururken, içim yanar...


    Orjinal boyutu icin tiklayin 960x720px and 37KB.
    1374910_667331213301837_725459318_n.jpg








    Ne
    vakit
    niyetlensem


    Bir
    heyacan içinde
    elimde ki gülü vermeyi dilesem


    Akan
    zamanda bin hüzünle
    merak edip, sabırla nefeslensem


    Ve fakat melalimi
    hiç ifade edememenin
    üzüntüsüyle boyun büksem


    Elimde
    kurumaya yüz tutan
    gülü ilanihaye koklasam
    ve hasretiyle firkate erişsem...



    Mustafa CİLASUN

    Yar, sinemde dinmeyen bir figan var...

    1392008_664941113540847_1247825905_n.jpg








    Yar,
    içimde ki
    hasretin figanı var


    Gönül
    yaşamak için
    yaşayan olmaktan niçin korkar


    Ruhun
    ahdi hangi lahzada,
    solgun umut
    sedalarında ayakta tutar


    Davası,
    mefkuresi olmayan nefes,
    nasıl bir aşk ve sevdaya kapı aralar…



    Mustafa CİLASUN

  5. Yar, kaldırım taşlarınıda bir derdi var...

    1384151_669955746372717_2145304290_n.jpg









    Yar,
    Artık kaldırım
    Taşları çok yorgun



    Zevksiz,
    Renksiz, fikirsiz,
    Ve hatta edepsiz
    O kadar hezeyan var ki



    Onları
    Dinlemekten,
    Sabretmekten,
    Takati kalmadı,
    Son umut olarak çare aradı



    İşit onun
    Sessiz çığlığını,
    Ruhunda nükseden
    Derin acıyı, sukut ettiren yanıklığı...



    Mustafa CİLASUN

  6. Ancak yad edip, boyun bükerim…

    wol_error.gifBu resım kucultulmustur.Gercek boyuta donmek ıcın tıklayın.Orjınal boyut 960x603
    Orjinal boyutu icin tiklayin 960x603px and 81KB.
    1380812_668828809818744_232194555_n.jpg










    Beklerim
    Böyle her akşam
    Yüreğim suskun,
    Gözlerim sırılsıklam
    Fecrin umutlarında
    Hasreti ülfetle
    Ve hüzünle ansam
    Sinemden gitmiyor hicran,
    Ruhum aşkın fırakına ağlarken


    Hasrettiğin
    Lütfun inayetine meftunum
    Ne kadar çile
    Yüreğimi kuşatsa da,
    Aşkına ramın ve muhtacım
    Geçti ömrüm,
    Derdin devranında
    Virane bir canım
    Aşkın hakikatine ve
    Latif izlerine hayranım,
    Onun yolunda seyyahım


    Böyle hicran
    Eleminden bilmem ki
    Niye inlerim
    Bir lahza olsun feyzin
    Bereketinde zadeyim
    Ve umutla beklerim
    Nefesin müddetine kefilim,
    Mizan için halime
    Şimdi bilmem ki ne söylerim
    Kalbim için inşirah dilerim,
    Gönül kapımın açılmasını
    Murat eder, öyle göçerim


    Sanmayın
    Dile gelen kelamın
    Akseden nidasını bir heves
    Ne bir gün gördüm
    Ve ne de hazanın hicranında
    Umuttan vazgeçip ettim pes
    Gönül bu ya,
    Söz dinlemiyor evet,
    Hakikat idrakim için
    En kutsi bir ses
    Gözyaşlarım sesleniyor,
    Sinem hasretle inliyor,
    Ey hüzün
    Ruhumda durmadan es


    Ne kadar
    Senden ayrı yaşasam da
    Hayat elbette ölümlüdür,
    Sevda ve aşkın
    Kalbimde yaşadıktan sonra
    Ey yalnızlığım
    Seslen şimdi hicrana,
    Yüreğim artık bir rahat ver
    Durma vicdanıma
    Gecelerin suskunluğu
    Hiç uyutmasa da,
    Halim takati bıraksa da
    Ey kalbim sen ağlama


    Mustafa CİLASUN

  7. 994366_668897149811910_717663252_n.jpg
    Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil!






    Ne yapsam,
    Hiç şaşırmadan
    Kalbimin sesini anlasam
    Ne kadar

    Mahzunluğum varsa,
    İçime atsam,
    Rabbime
    Aşkla ellerimi açsam
    Kimseye aldanmadan,

    Nefsimin
    Hoyratlığına kanmadan
    Sevdanın meşkini anlasam
    İçimin yaıklığını,

    Sinemin bizarlığını,
    Hakikatın
    Rahlesinde arındırsam


    Ey Rabbim...
    Sen bilirsin, sen

    Her hareket ve kuvvetin
    Yegane sahibisin,
    Koşulsuz melikimsin
    Acziyetimin, zafiyetler içinde

    Tükettiğim her nefesin
    Hesabına kefilsin
    Ne yaptımsa,

    Sığınmalar yumağında
    Mizanı bekliyor,
    Andıkça yüreğim titriyor
    Nereye baksam,

    Hangi nazarı okusam,
    Bir garipliğin lahzasında
    İçim gidiyor


    Niye böyleyim...
    Akan
    zamanda ve
    Bir avuntu içinde,
    Telakkiler nefsimi
    Okşadıça elan bencileyim
    Ezan okunuyor,

    Camiler hazin içinde bakıyor,
    Ruhum bizar olup
    Hazan yaşıyor
    İmanın mı mukallit,

    İhsanım mızan içinde hezeyan,
    Kalbim yine içler acısı ağlıyor


    Ne vakit

    Bir mevta görsem...
    Bizzat yüzsüslüğümün

    Perdelerini çekerek,
    Ruhumun sedasını
    Dinlesem inliyor
    Feryatlar niye duyulmuyor,

    Beşer olmak bu kadar
    Sefillik mi yüreğime işliyor
    İnsan olmak yetmiyor,

    Muhakeme etmek,
    İdrakin lehçesinde
    Aşkı koklamak istiyor


    Gülen sabinin

    Yüreğinde masumluk ne ise...
    Dönen
    zaman içinde
    İman
    Telakkilerin lahzasında
    Bir dirhem keder nefesse
    Hakikatin

    Şehrine amade olan
    Gönlüm niye böyle
    Meşakkat içinde,
    Elemiyle söyle
    Kalmadı hevesim,

    Nefsimin aymazlığına
    Tek çare biliyorum
    İksiri aşkın nasip eyle


    Dil kuruyor,

    Gönül ağlıyor, gözler
    Hüzün boşaltıyor...
    Hicranın her sahnesi

    Bir bir sinemin
    Tuvalinde açılıyor,
    Durmuyor hıçkırık başlıyor
    Nefesim kesik kesik,

    Sessizliğin kadrinde
    Kalan ruhumun
    Lisanını mahzun bakıyor
    Kalbim seni anıyor,

    Rahmetine sığınıp umutlarım
    Kanatlanıyor ve için sızlıyor


    Mustafa CİLASUN


    Yar dedim, gönlümü dinledim, yetindim…


    Orjinal boyutu icin tiklayin 787x960px and 43KB.
    1378142_668839726484319_380887105_n.jpg








    Hislerim
    Hasretinle inlerken
    Bıraktığın izlerin gölgesindeyim

    Dinmeyen
    Esintim ilham pirim
    Sinemde tartışılmaz zenginliğim

    Hazinem
    Tefekkür ziyadem
    Hali edep payem tevazuu hanem

    Güzelliği
    Fark edemediğim nevi
    Serdettiğin sevgi yüreğimdir yeri

    Zaman
    Seninle hazzı kelam
    Vuslat yolculuğunda hissedilir an

    Beyan
    Aşksız kuraklaşır can
    Anlam, hakikat içinde gizemi olan

    Sensiz
    İklimler şefkatsiz
    Semada gürleyen gök şimdi fersiz

    Yağmur
    Hasreti çekilen nur
    Toprağın kadrinden seninle durulur

    Nesiller
    Şefkatten çok azadeler
    Dirliği bilmeyen beyhude geçinenler

    Teknik
    Koymadı kimsede mertlik
    Metelik kurşunları sıktıran kahpelik

    Söyleyemem
    Sana halimi arz edemem
    Senin mefkûren, sürur içinde bir dem

    Üzemem
    Seni soysuzluğa şahit
    Edepsizliğe zabit ettiremem çekilirim

    Kendimle
    Hasretin seninle ülfetine
    Sevginin vakfedildiği güzelliğin şevkiyle

    Vaktin
    Tecellisiyle, azmin
    Cehtin, sabrın toprağında olgunlaşmasıyla

    Sana
    Olan hasretim demim
    Ben kendi sessizliğinde yol alan bir âdemim

    Hamd
    Ederim, hükmü bilirim
    Kuvvetin sahibinde ben zavallı bir köleyim

    Zikrederim
    Fikirlerim niteliksiz bilirim
    Ben kalbin vuzuhunda itminan olan zadeyim


    Mustafa CİLASUN

  8. Bir dram var, suizan yüreği hırpalar…

    1385099_669235969778028_1968589406_n.jpg











    İnkar etmek
    Neye yarar, iradi olmak
    Azmine ve izanına endişe içinde bakar


    Yılardır
    Gizlediğin ve beslediğin
    Önyargılarım umutları acımdan budar


    Ne kadar
    Heves etsen ve beklesen
    Hak ve hakikatten uzak zan ruha zarar


    Zannetme
    Bir sıfat için halden geçme
    Rızk, nasip imtihan sebebidir ihmal etme


    Nefes
    Vaktine koşarken sual et
    Üşüten an gelmeden en yakına avdet et


    Gönül
    Ummandır, sırrı sevdadır
    Aşk, ruhun ve gönlün dimağı, şevki arıdır


    Aşk
    Ne tenin ve ne de terin değil
    Hali arıtmanın, kemale ermenin sırrıdır


    Sevdası
    Olmayan beşer, yaşayandır
    İnsan ise muhatap alınmış bir deryadır


    Hiçlik
    İhsan ve inayette dirliktir
    Varlık adına ne varsa O’na hasretmektir


    Takva
    İnsan olmanın şiarındandır
    İkinci doğuma erişen can için ınkılaptır


    Kalp
    Ne kadar hassassiyet içindeyse
    Zikir ve fikir o haşyetin şirazesindedir


    İnsan
    İrfana aç olursa perişandır
    İlimsiz lafı güzarlık kalbi karartandır


    Sukut
    Halin edep şevkinde kalmasıdır
    Vaktine erişmeyen tesir zan için hardır



    Mustafa CİLASUN

    Çok görme...


    Orjinal boyutu icin tiklayin 712x900px and 46KB.
    1002558_669225463112412_378534286_n.jpg









    Sızlayan
    bir yaram var
    Ta çocukluğumdan beri sızlar


    Sual ederim
    kime ne zararım var
    Nefes müddetine akar,
    üşüten an yakalar



    Kime
    baksam an korkar
    Hangi çehrenin sahibidir
    gam başlar



    İçine düştüğüm
    vehim yakar, samimiyet nerde yar
    İtamat bu kadar hırpalanmış
    bir şiar, edep kaçar



    İman ettim
    ve fakat mukallittim
    Kültür dinine zarar vermemek
    için direndim



    Önyargılarıma
    güvendim, yargılamaya özendim
    Zan men edilmişken,
    yıllardır içine gizlenip nefeslendim



    Ne zaman
    zarif bir insan görsem
    Kelam etmek için vaktini
    beklesem ve dinlesem



    Bahşettiği naifliği
    ruhumda hissetsem ve serinlesem
    Gamın dinecektir,
    hal edebe bürünecektir,
    dil çekilecektir



    Kenar
    semtlerde büyüyüp, şekillendim
    Bilgi ve irfandan nasipsiz
    nefeslerle gün geçirdim



    Edebi ve ilmi
    yıllar sonra fark ettim,
    baskı içinde esirdim
    Yol yordam bilmeyen viran nefestim,
    en yakınla hemhal olmaya hasrettim



    Mustafa CİLASUN

  9. Hayali maksat saymak ve hükm koymak…


    Orjinal boyutu icin tiklayin 960x601px and 89KB.
    1012701_669261973108761_1469699557_n.jpg









    Ey can
    Maruzatım var
    Bilmem ki nasıl anlatayım, anlaşılayım


    Kimi canlar
    Kurallar için uyarırlar
    Ve hatta kalbi hassasiyeti de bırakırlar


    Bazı resimler
    İçin ve özellikle nisa olunca
    İslami hassasiyetleri aniden hatırlatırlar


    Düşünüyorum
    Her insan bizim için nedir
    Muhatap alınması gereken değer değilmidir


    Saçı açık olması
    Tesettüre harfiyen uymaması
    Yetiştiği şartlar bilinmeden yargılanması


    Ve hatta
    Muhatap alınmaması
    Ne kadar hakkaniyete uygundur sorarım


    Milletin
    Efradının tercih hakkı var
    Hak ve batıl adına bazen gel gitler yaşar


    Ne vakit
    Yüreğine seslenen olursa
    Dikkat kesilir ve derin bir hisiyatla düşünür


    Artık
    Kandiyle başbaşadır
    Bin hüzün içinde suallare cevap aramaktadır


    O can
    İzafi olarak topluma
    Uymaktadır, genele nispet etmek durumundadır


    Şayet
    Uryan değilse anlaşılmalı
    Makul bir zaman tanınarak hürmet edilmelidir


    Sosyal
    İlişkilerimizde, Pazar ve markette
    Hangi insanı sorgularız ve sınırlara zorlarız


    Yazmaktan
    Men edemeyeceğinize göre
    Kalbi bağları kopartmak adınadır kararınız



    Mustafa CİLASUN

  10. Sinei sürurumdan kopan yapraklar…

    1382011_669422963092662_541916350_n.jpg









    Hangi
    Lahzayı ansam
    İçinde derdest olunan
    Hicranı anlasam
    Hüznün yüreğimde ki
    Vecdini bir bilene sorsam
    Ve rahatlasam


    Nefes
    Müddetine akıyor
    Üşüten vakit
    Her geçen an yaklaşıyor
    O zaman hal
    Bir başkalaşıyor,
    Gözlerden yaşlar boşalıyor


    Ölüm
    Niçin korkutsun
    Doğumun habercisi
    Değil miydi sorulsun
    Kundağa sarılan sabinin
    Ağlaması hangi
    Alemdendir duyulsun


    Her düşen
    Yaprak neler anlatır
    Ruhumun
    Hicran damlalarında
    Dillenen sızı acıtır
    Musalla taşı suskun
    Vicdanlara neler hatırlatır,
    Mevta ağlatır


    O an ve
    Akan bir zaman vardır
    Can, canandan sessizce
    Ayrılırken lal vakti ardır
    Gönül ne kadar
    Yakarışta olsa da
    Yazılmış kitap okunacaktır


    Kalan nefes
    İşaret eyler sahibe
    İdrak sahibi dikkat kesilir,
    Ümit kırık döküktür
    En yakına hasret,
    Kalbi muhabbet sadakat
    Ve teslimiyetin boynu büküktür



    Mustafa CİLASUN

    Yar, ruhumun hicran damlaları var…


    Orjinal boyutu icin tiklayin 900x598px and 57KB.
    1378671_669337423101216_682335144_n.jpg









    Yıllara
    Sâri yazılan bir kitap var
    Her lahzasında hikmeti Hüda gizemi kokar


    Bazen
    Bilmeden ve bazen de kasten
    Yapılan hata ve yanlışlar nefisten başlar


    Her kim
    Tevdi edilen emanetleri bilmez
    Ve gerekçelerini öğrenmezse cehalet başlar


    Beşer
    Yaratıldığı üzere kalan candır
    İnsan olmak adına talime muhtaç adaydır



    İnsan
    Yaratana kul olursa irade i muhataptır
    Yoksa cennet hülyaları, serap hazzındadır

    Mümin
    Yaşayan Kur’an olmalıdır
    Bidat, hurafe adına zafiyet yaşamamalıdır


    Kul
    Cennet ve cehennemden ziyade
    O’nun rızasına müdrik olmaya bakmalıdır


    Nefsi
    İhtiyaçlar azimet nispetinde
    Ruhi ihtiyaç kemaliyet vecdinde olmalıdır


    Gönül
    Sırra nail olmak için ceht etmeli
    İrfan rızkından nasiplenmeyi azmetmelidir


    Ateş
    Aşk ve sevdanın bahtında feyzdir
    Çile, cefaya adanmak ihsana hasredilmektir


    Nefsin
    İhya olduğu her neyse kalp zarardadır
    Ruhun hicran içinde mahzun kalmaktadır


    Hesapsız
    Heyecan yaşamak insana göre değildir
    Beşer düşlemeyen, düşünmeyen fikirsizdir


    Kul
    Mizana yabancı değildir
    Berzah ve Arasat hangi vaktin tecellisidir



    Mustafa CİLASUN

    Yar, dinmeyen sızım var, gönül ağlar…


    Orjinal boyutu icin tiklayin 900x630px and 90KB.
    1384226_669318766436415_47028790_n.jpg










    Yar
    Hangi sessiz geceyi anayım
    Ruhuma acı zerk eden hicranı ne yapayım


    Gün
    Göçüp giderken içim burkulur
    Melal lal olur, mecal loş olur, göz yaşarır


    Son
    Gördüğüm kuşlar umut adına
    Bahtın sabır meramında kanaati hatırlatır


    Ne
    Söylesem, nasıl zikretsem boş
    Gözlerim sanki sarhoş, arayışlarda berdoş


    İnsan
    Sevdasına kanmalı onu yaşamalı
    Aşkın serap olmadığına azimle sarılmalı


    Yar
    Ruhumun sızısına yaban kalma
    Gönlün firkatine nazar etmekten kaçınma


    Aşk
    Benlikten geçirdi, hali edep eyledi
    Nefsin ilahlığına geçit vermedi, rızayı diledi



    Mustafa CİLASUN

    Yar, kim suizan içinde yargılarsa azap var…


    Orjinal boyutu icin tiklayin 960x638px and 62KB.
    800_669288583106100_244573184_n.jpg










    Kalp
    Hassasiyeti kazanılmalı
    Haşyetin sadrında ki edeple arınmalı


    Hal
    Aşkla rfana sarılmalı
    Ruh, bilinçte ki vasfı sevdaya sunmalı


    En yakın
    Dilden ziyade gönülde
    Nefesin her lahzasında ki en de olmalı


    Efendimiz
    Hayat felsefemizde
    En bariz ve kaim şekilde yerini almalı


    Nazarımız
    Hak ve hakikat adına
    Nitelik adına adanmak için yanmalı


    Nitelik
    Kulluk şiarıyla taclanıp
    İhsan ve inayetin hazzıyla korunmalı


    Edep
    İzafi olmaktan çıkıp
    Halin serencamında erdemle buluşmalı


    Kulluğun
    Kemaliyet mertebesi
    Azim ve şecaatle ilim, irfana adanmalı


    O’nun rızası
    Her amel ve keyfiyette
    Ve hatta hevez ve hevanın çeşitlerinde


    Vuslata
    Amil olmak için aranmalı
    Nefsin ilahlığına hiç kapı aralanmamalı


    Sosyal hayatta
    Azim ve merak sermayedir
    Çile ve cefa en yakın tarafından ikramdır


    Umut
    Ancak niyet ve azimle
    Şevk ve muhabbete duçar olarak anılmalı


    Yeisin
    Her vaktinde nisyan
    Tetikte beklemektedir kat a unutulmamalı



    Mustafa CİLASUN

  11. 1379445_668248773210081_409939012_n.jpg
    Bilmem ki taşmıdır ki kalbin imdadıma gelmedin!





    Bir ömür
    Sessizliğin renginde bekledim
    Bilsen ne kadar umut ettim,

    Kimi vakit
    Kendi kendimi teselli ettim
    Sabrın devranında

    Gözyaşlarımı derledim,
    Nasip olmasını ne kadar diledim
    Kalbimdeydi sanki

    O naif nefesin
    hissiyatımı kuşatan
    Engin edebin ve temennilerin


    Ne hicrandı

    Firkatin, sukut ettiren halin
    Hicran içinde

    Nefes nefese kaldığım
    Melalin,dinmiyordu hasretin
    Kimseye söz edemedim,

    Her lahzasında boyun büküp
    Melülleştim, nerdeydin
    Nasıl bir umudun vecdinde

    Vaktini beklerdin, Taş mı
    Kesilmişti ki o zarif yüreğin


    Niçin hiç merak etmedin

    ve gelmedin, Bir an bile
    Olsun gönlüme bir ferahlık
    Hssettirmedin ve kederdin
    Bu kadar mı sefildim,

    Cezbinle bir ömür inledim,
    Toprağa hasreti andıkça
    Sevdim , neydi derdim,
    Neden sinemin senasıyla
    Vakit geçirdim
    bedelsiz umudun içine girdim


    Ne
    zaman ki
    O kelebekleri görsem
    Umutlarının vecdinde halinin

    Derinliğini hissetsem ve ölsem
    Edebinin sahifelerinde

    Bu ömrümü hasretsem,
    Nail olmak için sabırda erisem
    Ruhumun figanıyla yüzleşsem,

    Uykuya hasret gözlerimi
    Sonsuzluğuna terk etsem


    Ne kalmışsa

    Geriye seni anlatan
    Satırlarında kaybulduğum

    Hicran ahının kitabını yazsam
    Başucumda sakladığım

    Ve bir vesileyle yazdığın
    Namenin sancısını duysam
    Akan
    zamana sorsam,
    Sukut ettiren ahu gamımı
    Satırlara son nefese kadar yazsam


    Hıçkırıklarımı

    Biran olsun duymasan
    Halime malum olan hasretini

    Sahit olduğum ayette bulsam
    Kalbimin sahibine yakarsam,

    Ruhumun hicran damlalarını
    bir bir anlatsam ve ağlasam,
    sessizliğin halinde kaybolsam,
    Ruhumu cezbeden furkanın şadına kansan



    Mustafa CİLASUN


  12. Ölsem yare gam değil, ah etmek ar gelir…

    1395420_668320189869606_400845129_n.jpg









    Sükut etmişti
    nefese müdrik olan canlar,
    edebi terennüm eden şevk-i hicranlar

    Neden dur
    durak bilmiyor umutlar,
    ruhumdan sudur eden figanlar ve nisyanlar

    Hep böylemi
    kalacaktı sinemden çıkmayan
    hüzünlü sızılar, o bıktıran azaplar

    Çaresiz bırakan
    o sabrı yudumlar, boyun
    büktüren bahtı karanlıklar ve ağıtlar

    Aranırım, nerede
    akıyor ruhuma aşina olacak
    sebebi sürur inşirahlar ve umutlar

    Mütemedayen
    poyrazdamı solacak ve
    mecalsiz kalacaktır bu feryadı çırpınışlar

    Gönül ağlar,
    dil çaresizliği yudumlar
    kalbimde niye durmuyor figanı hıçkırıklar

    Söylenmek
    deva olmayacak sinemin
    solgun yaprakları bir bir sükutumla kopacak

    Ey yüreğimin sızısı,
    gönlümün dinmeyen ağrısı,
    umutlarımın furyası duy sesimi

    Yılların
    karanlığına bıraktığım
    gün yüzü görmemiş ümitlerimi, çileli içlenişimi

    Ruhumdan
    tebarüz eden ve feryadın
    sessizliğine rucu etmiş bulunan nağmelerimi

    Bir şikayetin
    ve hatta yeis içinde nefesi
    teneffüs etmenin ızdırabında ki günlerimi

    Gönlüm
    niye bizar, hicran sessizliğin
    ahenginde şu mezarımı nefsim için aralar

    Heyhat ki
    ahım kim için yüreğimden
    bir hüzün ile gönülleri yad ederek ferahlar

    Toprak
    kalbim için ne ülfetli bahtiyar,
    yar olmasaydı bu aşk-ı hayat neye yarar

    Mahzun
    çehreleri gördükçe, figan eden
    nefesleri düşündükçe, utanmak bana yarar

    Gel söylenme,
    ruhunu esir alan bahanelerle
    nefeslenme, aşk, benlikten temizliktir

    Kalbi lekeleri,
    nefsi hergelelikleri, nefesi
    müddete bırakılan avarelikleri silmektir

    Gönül gözüyle,
    inşirahın vecdiyle sevda ile
    yüzleşmektir, ne tendir nede bahenedir

    Her adımın
    ve nefese amade olan o canın
    murakebesinde hali sabırla demlemektir



    Mustafa CİLASUN

  13. Ruhum firkatine ramdır, gönül sevdasındadır…


    Orjinal boyutu icin tiklayin 952x596px and 59KB.
    547225_668691876499104_563230015_n.jpg











    Yüreğimde
    Bir burukluk var
    Hüzün sağanakları sinemi burkar,

    Mevsizsiz bir kar suskunluğumu bozar


    Sessizliğin dirliğinde
    Ve edebin sahnesinde fersiz gözlerim
    Figan ederek bakar, merakım artık neye yarar
    Hali fakirliğime kim meylederek ülfetiyle kalbimi yoklar


    Kimi

    Zamanlar akmıyor sular
    Yalnızlığımı yoklayan esrarlı sağanaklar,

    Sol yanımı ağrıtan kimi sancılar, bir vakitler


    Beni benden
    Alan hınçlar, asabiyet içinde çırpınışlar
    Ve ne arayışlar, nerde kaldı haykırışlar, atılan
    Çığlıklar, şimdi refakat ediyor bana fersiz solukalar


    Kime baksam

    İçim sızlar, kaybolan yıllar, ihmal edilen
    Zamanlar aklıma gelir, yüreğimi sessizce burkar


    Geriye
    Şimdi ne kalan,
    Heves hangi nefesi kurtardı,
    Keyfiyet hesapsız sanıldı yakar


    Herkes
    Gelip gidiyor,
    Bilmem ki neye meylediyor,
    Vakit içinde ki ölüm kimi bekliyor


    Güneş

    Yine sessizliğine çekildi,
    Tıpkı gözlerimde ki takatsizliği
    Bir çırpıda önüme serdi, nefesim müddete seslendi


    Hicran
    Ruhuma refaakat etti, kalbimin
    Takati ne kadar sakinleşti,o andan bahsetti


    İhmal
    Ettiğim kutlu zamandan hiç
    Söz etmedi ve hazanı her yanımda aşikar eyledi


    Babam

    Ve annem çoktan göçtü
    Yadettiğim anlar zihnimde belirdi,

    Keder ne kadar pervasızca ruhumu sendeletti


    Sanki
    Artık vakit geldi dedi, ayalim
    Gözlerimin önünde belirdi, içim nasılda titredi


    Neden
    Bu kadar yabancılık sinemde vardı
    Hani sözü edilen o vuslat dilde mi akaldı



    Mustafa CİLASUN

  14. Ey gamlı hazan susma efkarım hicranına…

    wol_error.gifBu resım kucultulmustur.Gercek boyuta donmek ıcın tıklayın.Orjınal boyut 960x552
    Orjinal boyutu icin tiklayin 960x552px and 109KB.
    1381668_668699749831650_471563958_n.jpg









    Ne yol biter, ne umut yeter
    Sinemde dirlik olmayınca söyle hüzün mü diner
    Yüreğim vurdukça, bu dil sustukça, gözler kanatlanmış umutta
    Ne söylerim, vaktini beklerim, efkârımı terennüm ederek yokuşlarda adımlarım


    Yalnızım, bak yine yalnızım
    Etrafımı kuşatan nefeslerin varlığından uzakta sızım
    Çaldığım sazım, dile geliyor hicranım, ıssız köşelerde ne bizarım
    Ne beste bilirim ve ne de nefesten sudur olan acıyı güftelerim, ben çileyle yarenim


    Her solukta maksat kokar
    Hasret yüreğimde zuhur etmeseydi, niye sancılar akar
    Yar ülfetin bağrında açar, ar kalbim için ne iffetli kar, aşk kokar
    Sine titremeyince, harlaşıp kükremeyince, sel olup ummana yönelmeyince naz kar


    Ne annemden kalan anılar
    Ve ne de babamdan başlayan ve mahzunlaşan farklar
    Hatta dost ve tanıdıklar, onlardan arta kalan, hicrana boğanlar
    Nazar ettiğim resimden halime yansıyanlar, yüreğimi sızlatan o hüzünlü soluklar


    Ne vakit bir şeye niyetlensem
    Önüm ve arkamdan sudur olacakları düşünsem sabır
    Çünkü ne kahrın itibarı var ve ne de vah çekmenin bir yararı kar
    Tefekkürün elzemliğinde inkişaf har, akıl etmek kul için ne büyük yar, esas kalp ar


    İlmi siyaset hal ikliminde aktır
    Arifin sezgisi olmazsa bahaneler politik sebeptir, hiçtir
    Her zafiyetin türlü bahaneleri, kalp bakımından silinmeyecek izdir
    Ruh şahittir, nefes müddeti vakittir, beşer kalmak tercih işidir, kalbi inşirah yücedir


    Aşk; kalbin en naif bir hasretidir
    İnsan, niyetine tabiidir, vuslat niye iradidir, onu kul bilir
    Lafazanlık rüsvadır, kadere asilik bühtandır, hınç öte için hasımdır
    İlim idrak ile akıl iradeyle, izan rahlede sine-i melalinde ve vicdan bakir sahifesinde



    Mustafa CİLASUN

     


  15. Ey vaktine erişmeyen umut, sukut et unut…

    1395396_668705293164429_1066028846_n.jpg










    Vaat edilen
    umut niye aman vermiyor
    Salıverdiğim nefesler

    hicranımla hesapla bedelleşiyor


    Ruhumun azadeliği
    yüreğimi burkarak, sineme
    hasreti yağdırıyor
    Dil susuyor, kalp konuşuyor,

    gözler mecalsiz ufka bakıyor


    Her attığım

    adımda gözüm kararıyor
    Göçtüğüm mekânlar artık

    nefesimi bırakarak ağlıyor


    Bilmem ki geriye ne kalıyor,
    ne bir ses ve ne de bir eser bağlıyor
    Ruhumun bizarlığı korkutuyor,

    hesap kalbimde başkalaşıyor


    Yalnızlığıma

    avdet eden yârin sesi
    Ruhuma şevk bahşeden busesi,

    edebiyle o aziz nefesi
    Sanki kalbime vuslatın payesiydi,

    fakirliğime hamiyeti eğledi


    Çekildiğim
    sessizliğimle onu andım
    Bağrımın yangınlığında ve

    hıçkıran umutlarımla ağladım


    O an ve geçmeyen aşkı
    zamanda bilmem ki
    ne kadar dağlandım
    Dalgındım, dalgaların serencamında

    hicranımı yudumladım


    Hüznün

    feyziyle ellerimi sahibe açtım
    Ağladım, durmadan yüreğimi

    açarak yangında adımladım


    Acizliğimle ve dilimin
    sefilliğinde halimin fakirliğini
    Rabbime anlattım
    Gönlümü aç, çilede inkişafı

    ruhuma kat nefesimi sürurlandır


    Dinmiyor

    elemin furyası kalbimde
    Bilmem ki daha ne kadar refakat

    edecek bu sefil halime


    Hani o iştiyakla bıraktığım
    kutlu umutlarım hala
    nasibi hak seferinde
    Ömür sahifemde, nefesin göçü

    haşyetiyle, mizan hazin halimde


    Bir nazar

    eğleme artık nefes bitti
    Sürur kalmayınca kalbimde

    şevk tükendi ve sessiz gitti


    Beyan edemediğim meramım
    ve mısralara yazdığım
    yangınlığım hissedildi
    Gönül ummana yöneldi, derdi

    gamını hicranıyla ona döktü



    Mustafa CİLASUN

  16. Yar ne bir ses ve ne de bir heves var…


    Orjinal boyutu icin tiklayin 960x659px and 24KB.
    1379636_668740006494291_481342893_n.jpg










    Bir ehli dil
    olmaktır muradım
    Lakin senin naifliğinden

    fevkalade uzaklardayım


    Kalbi arzu halim,
    aşkadır figanım, sevdanla
    yanan sancıyım
    Ruhumun serencamındandır

    niyazım, şimdi sensiz bizarım


    Artık
    şafaklar bir kar etmiyor
    Seherin buğusunda içim gidiyor,

    hissiyatım titriyor
    Mavera mefkûresi kalbime

    neler söylüyor,
    ah hasret acı veriyor
    Göçen gönüller

    halime çörekleniyor, şimdi
    düşünmek çok zor geliyor


    Ah hicran
    yine mi sızı hicran
    Hüzün kalbi sayfalarımda

    şimdi ne müşkül bir nizam
    Aşk halime derman,

    ruhumda sürurlu zaman,
    muvazenem elan
    Ve ne kalmışsa nefesimde zaman,

    hicranım nidamla anlaşılır sussam


    Anlatma
    Artık vakit çok geç
    Sen durma artık kalan

    Anılarından neyi diliyorsan seç
    Halimde bıraktığın sancıları

    Hissetmeden sessizliğin acısıyla geç
    Aklım aşk için iradeden vazgeç

    Ve kalbim dalgalar halinde hercümerç


    Sessizliğimde
    Hasretim aşkadır
    Ne kadar muradım varsa,

    Bahtım için sancılarda acıdır
    Kalbim sürurun için duacıdır,

    Ama aşk acısı ruhuma davacıdır
    Neyi söylesem

    Veya efkârımla meyletsem,
    İçim sızılar kadrinde aşktır


    Ey yar
    Yeter ki sancı yaşama, halini
    Merakın harıyla buğulama,
    Aşkı kalbinde yaşa
    Sevdanın türabında bizarlaşma,

    Yeter ki sen aşkı hakkıyla anla
    Ve ardımdan hiç ağlama,

    Kalbinde elemi bulundurma,
    Kaderdir yaşa


    Bilirim ki
    Sözüm kifayetsizdir
    Lakin kalbinin sesi

    Senin için hüccettir,
    Ölüm diriliştir
    Hevesler hakikat için şevktir,

    Vicdan vuslata amade aşk iledir
    Pişmanlık ibret için eşiktir,

    İrfan hakka kul olabilmek için
    Aklı şerhtir


    İnsan
    Bizatihi taltif edilmiştir
    Gül niçin kulluk dirliğinde

    Fevkalade naif bir ahenktir
    Latif kokusu farktır,

    Çiçekler su misali aktır,
    Renkleri kalbidir
    İşte aşk,

    Letaifler babından zamandır,
    Tefekkür ruhunda aşkı ahlaktır


    Ne kadar
    Hayıflansan kayıptır
    Baht insan için kaydedilmiş

    Cereyandır, iraden farktır
    Aklın selamet için cenahtır,

    İstişare farkı
    Fark ettiren maslahattır
    Kâinatta ne kadar

    Nedamet varsa ve keşkeler
    Kalbin sefilliğinde kimle


    İşte vakit
    İnsan için fevkaladeyse
    Ve kul olabilmek idrakinle

    Seninse, aşk esrarıyla kalpte
    Zahirde resmettiğin meşkûk halinle,

    Hani hukuk kimlerin derdinde
    Gasplar sergileniyor kepazelikle

    Ve bizzat yargıçların şevki marifetiyle



    Mustafa CİLASUN

  17. Ah Efendim, nerdeyim, aşksız şevksiz seferdeyim…


    Orjinal boyutu icin tiklayin 720x511px and 33KB.
    1429_668747626493529_1754263133_n.jpg










    Bilmiyorum
    yolun selametini, tevdi edilen şevki
    Öylesine gidiyorum göçmelerin dirliğimde fevki



    Ne şimal,
    ne şark ve hatta dahi garp esin mevkii
    Kaybolan ümmet kimliği, şura ahengi azimet mi



    Arzın nidası
    dinmiyor ve afat nefesleri götürüyor
    Bela, musibet tükenmiyor, şirret hanelere giriyor



    Evlatlar
    kimi dinliyor, serzenişler kifayet etmiyor
    Kul başını alıp gidiyor, beşerlik aşka hükmediyor



    Oysa süreler
    okunuyor, ayetler bir bir dile geliyor
    Neden kalplerin sesi duyulmuyor, yürek burkuyor



    Akıl sır ermiyor
    vakit kime hakikati hikâye ediyor
    Annem babam kabrinde bilsem ki hasreti demliyor



    Kavuşmak
    bilincin olmazsa niçin kefalete yetmiyor
    Kim vefayı hakkıyla biliyor, sadakat ta uzaklaşıyor



    Zülüm,
    ümmeti muhammendin umutlarını yoruyor
    Ne bir hal kalıyor, ne de taranan sayfalar okunuyor



    Temaşa ettiğim
    hasret gülü ne kadar güzel kokuyor
    Hissiyatımı özlemle kuşatıyor, atimde şevk beliriyor



    Kalbi umutlarım
    harlaşıyor ve seninle anlamlaşıyor
    İşte bu vakit hüzün halimden ayrılıyor sana erişiyor



    Sadece bilmek
    elvermiyor, azim zarureti kesp ediyor
    İradem aklımla vicdanıma yöneliyor idrakte bekliyor



    Sabır, kanaatle
    kavilleşiyor, umut kalplerden uçuyor
    Senin eksik etmediğin tebessümün halime haz veriyor



    Seyyahın halinden
    hancı bir başka anlar hasret kokar
    Aşk, muhabbet bahtında açan ne letafetli bir ilkbahar



    Sevgiden kim korkar,
    sevda sağanağında edep bir har
    Ah kalbim aşkın buğusunda ar var kim ararsa illa kar



    Hali yazmak
    ve melali merakla arza sunmakta evet fark
    Ruhun sayfalarında solumak kalbi müşterekliği bulmak



    Ecrin suhuletiyle
    barışık olmak, fazilette hazla yarışmak
    Ah efendim, bir şekliyle sana ulaşmak, yaşamaktır sanat



    Mustafa CİLASUN

  18. Söyleyemedim, çaresiz sustum…


    Orjinal boyutu icin tiklayin 701x500px and 64KB.
    1378707_668782069823418_1717366153_n.jpg









    Evet çaresiz
    Gizledim serdetmedim
    Ruhumu okşayan

    Sinemi kuşatan hicranı
    Nefeslere ayan etmedim
    Bir anlamda çaresizdim

    hissiyatımın esiniyle
    Meşk ederek
    Serinledim geçtim
    Yıllara sâri

    Hüzünle bahtıma
    Boyun büktüm
    Sabrı nefeslendim
    Öteyi terennüm ettim


    Bilemezdin

    Esin verdin veda ettin
    Nerden bilecektin

    Bahşettiğin asudeliği
    Elbette bilemezdin naiftin
    Gözlerini gizledikçe

    Edebi önceleyince
    Beklenmeyen ilham
    Sinemi ihata ettikçe
    Susuyordum
    Bütün dikkatimle
    Esinin ihtişamını dinliyordum
    Sürura niye akıyordum


    Yüreğin

    Acizliğine hak veriyordum
    Yalnızlığın sessizliğinde

    Yol alırken sükût ederken
    Karşıma çıktın
    Fevkalade zarif ve bir

    O kadarda naif halinizle
    Özür dileyerek sual etmiştin
    Nedense hayli

    Şaşkınlık içindeydim
    Beklemediğim duyguların
    Sökünüyle karşılaştım


    Edebi

    Derinliğiniz ve içtenliğiniz
    Kalbimi bizar ediyordu

    Halimi alıp hasretin
    Bağrında serinletiyordu
    Kelimelerin gücünü

    Nefesin kutsiyetini meramın
    İnsicamını seninle keşfettim
    İnşirahın o titreten ihtişamıyla

    Nazarın manaya mukadder
    Hazzıyla karşılaşmıştım


    Ruhumun

    Hicranını fark ettim
    Kalbinizin ülfetini

    Hamiyetperver letafetini
    Nezaketi nefeslendim
    Ne söylemişsem ne kadar

    Meramı hasretmişsem
    Kifayetsizdir itiraf ediyorum
    Hal dilinden

    Pek anlayamadığımı
    Kal için sarfı nazar ettiğimi
    Latifliğinizle anladım


    Sanki

    Ayılmıştım başkalaştım
    Vaktin ne çabuk geçtiğini

    Hiç fark etmedim
    Ziyadesiyle sevinmiştim
    Sinemde uhde olarak kalan

    Ne kadar sızım varsa
    Maksat
    Duyguyu yaşamaksa
    Her ne kadar

    Aynı lisan konuşuluyor
    Olsa da feragat ve
    Feda olmak
    Maksatta yoksa


    Yaşamanın

    Efkârıyla hayatta
    Her neye

    Vasıl olmak şartsızsa
    İradi olmak azimet
    Olsa da farkıyla
    Nefesin latifliğini nazarın

    İbretamiz yüceliğini
    Halin hüznünü
    Sürura erdirmektir
    Kal için niyetin

    Hal için sadakatin
    Edep için nezaketin
    Kaygısıyla yaşamak farktır


    Mustafa CİLASUN

  19. Feryad eden umudum mu yoksa ben miyim…


    Orjinal boyutu icin tiklayin 960x720px and 61KB.
    67945_668175379884087_427530002_n.jpg










    Henüz sine-i efkarım
    İçin sualler bitmedi

    Suskun gönüller misali

    Ne gözyaşları dindi
    En gamla yetindi
    Şikayetin fayda olacak
    Nefsaniliğine tevessül etmedi
    Bahtı için boyununu büktü,
    Sabırla hihmetin sırrına iltica eğledi



    Ağlayan kim
    Söyleme derman olamam
    Kanayan yarasını sarıp
    Kalbine aşkı koyamam
    Sevdanın hüzzam kokan şarkısını
    Mırıldanıp umutlandıramam
    Ufukların lahzasında,
    Gülnihalin hülyasında
    Aşkı inayete kandıramam



    Bilirim ki
    Serkeştir bu avare gönlüm
    İhlasın lafzıyla sohbetin
    Feyziyle sabahlasa
    Divaneleşir bu bahtı ömrüm
    Hamiyettir dileğim,
    Fakirliğin ikametindeyim
    Neyleyim köşkü sarayı,
    Betbin halimle
    Hülyalarda lafazanlık yapmayı



    Yangınlığım
    Hicranımın esrarı mealidir
    Aşkın firakına yabancı gönül,
    Efkarımı nasıl şehretmeye yönelir
    Sevdanın zehrolunan mahcubiyeti
    Ve ülfete amade olan kalbi letafeti
    Kim görmezden gelir,
    Nasıl izanına güvenir
    Ve edebiyle söz verir



    Söyleyin
    Efrada kabrimi açmasınlar
    Yalan yanlış bir itikatla
    Yüreğimin hüznünü
    Anıp ağlatmasınlar
    Aşk için ruhun ilzamında
    Gizlenen idraki ve irfanı
    Hakkıyla anlasınlar
    Ne varlık için ağlasınlar,
    Ne yokluğum için
    Bir burukluk yaşasınlar
    Yalnızca kalbin sesiyle
    Ve esiniyle temaşa
    Etmenin yolunu bulsunlar



    Ney ne söyler,
    Aşkın figanından söz eder
    Ne dünyanın bin bir hali için
    Buğuz eder ne de ona meyleder
    Alemi hakikatin
    Meşkinden dem vurarak
    Figanını gözlerden gizler
    Aşk halin demindir der,
    İnşirah için bahtın nöbetini gözler
    İradeden vazgeçmenin
    Ve gönlü aşka hasretmenin
    Esininden söz eder



    Mustafa CİLASUN
×
×
  • Create New...