Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
yunuscoskun

Yunus'un Karalama Defterinden....

Recommended Posts

Bak ajanım zalim abim trabzondan son noktayı vurmuş... sizin bu atışmanız renk bizim için.

Zalim abim ki sadece ismen zalim kendisiyle görüştüm kendisi tam bir pamuk zulümle ilgisi yoktur. kuzeyliyimden kasıt trabzonluyuz ya kuzey yıldızıyız ya... uzaktayız unutulmuş bir köşede geçende volkan konağı izlerken içimden geldi yazdım işte....

 

Bu arada ajanım benim arka bahçem köpeğin olsun yaz dilediğin gibi... siz yeter ki birbirinizin kalbini kırmayın... Burası benim ailem ailem içinde böyle atışmaların olması normal.... Hem ne demiş Büyük resul ''Ümmetimin ihtilafında rahmet vardır'' Ölçü açık net... Bundan ötesi veryansın...

 

Yahu renk, rengarenk ve hatta gökkuşağı.. Tamam ama bazı bazı bulamaç oluyor bu renkler. Pempe rengi hiç sevmem zati. Hep sırıtır... Hihihi.

 

Yoksa Pamuk (Zalim) Ağabey'in lafına diyecek yok. Tirabzon'un kolbastisi, Erzurum'un kadayıfi...

 

Bugün güzel bir gün. Bu kadarı kafi..

Share this post


Link to post
Share on other sites

''Bugün güzel bir gün. Bu kadarı kafi.. ''

 

Evet, bugün güzel bir gün, efendim... Bu mübarek gününüz kurtuluşa açılmış kapılardan bir kapı olur inşaalah...

 

Ajan kardeşimin yazdıkları benim için mutlaka okunması gereken şeylerdir. Yazdıklarının içerdiği anlam yanında kullandığı edebi dil bir harika... Mizah anlayışı müthiş... Bir de Trradomir var mesela mizah anlayışını sevdiğim... (............................) Ajanımız bilir bu işleri...

 

Yunusçoşkun kardeşimin aksiyon yönü daha bir ön planda... Sözde kalmıyor, eyleme dönüşüyor... Hani İcraat Bakanlığımız gibi...

 

Adım Zalim... Hacegan idim, Zalim oldum... Nereden nereye...

 

Zalimim, çünkü:

 

Ey bana iyi diyen,

Adımı sofu koyan.

Acep sofu mu olur,

Hırka ile taç giyen.

 

Başıma taç giyindim,

Halka sofu göründüm.

Dışıma hırka giydim,

İçim bir kuru kovan.

 

Bu dilim zikir söyler,

Gönlüm fesad fikr eyler.

Hiç böyle mi zikr eyler,

Hakkı aşk ile seven.

 

Gözüm yolun gözetmez,

Kulük işidir tutmaz.

Dilim yerinde yatmaz,

Davalar kılar yalan.

 

Yunus gümansız bilir,

Yalancı yolda kalır.

Bir gün maksudun bulur,

Gerçeklik ile yalan.

 

Ve yine...

 

Ey bana derviş diyen,

Nem ola derviş benim.

Ya bu adıma layık,

Yok elimde iş benim.

 

Derviş derler adıma,

Bakarlar suratıma.

Bilmezler ki dirliğim,

Külli sitayiş benim.

 

Dil ile şeyhim ulu,

Yolda aludan alu

Aklım evi kaygılı,

Nefsim asayiş benim.

 

Sureti güler halka,

Ya kani kulluk Hakk'a.

Bu dirliğime bak a,

Hem işim yanlış benim.

 

Kendi izimi bilirem,

Saluslanuben yürürem.

Buğz ü kibr ü adavet,

Gönlümü almış benim.

 

Suçumu örter hırkam,

Dirliğim cümlesi ham.

Bir gün yırtılısar perdem,

Zehi düşvar iş benim.

 

Derviş neye dolundum,

Ulu suçta bulundum.

Yunus umduğum Haktan,

O rahmet imiş benim.

 

ve yine...

 

Ey beni derviş bilen,

Nem ola derviş benim.

Dervişlik yaylasında,

Hareketim kış benim.

 

Derviş adın edindim,

Derviş donun donandım.

Yola baktım utandım,

Hep işim yanlış benim.

 

Hırkam, tacım gözlerim,

Yalan yanlış sözlerim.

Her taraftan gizlerim,

Bin bir kötü iş benim.

 

Yoldan haber sorarlar,

Nedense inanırlar.

Kalbimi saf sanırlar,

Vay ne kötü iş benim.

 

İçerime bakarsan,

On paralık nesne yok,

Dışımın kavgasından,

Âlemler dolmuş benim.

 

Yunus der ki: Yarenler,

Ey gerçeğe erenler.

Bu yolda olan haller,

Allah'a kalmış benim.

 

Yunuscoşkun, adaşın Yunus bile böyle diyorsa, benden daha zalimi var mıdır?

Share this post


Link to post
Share on other sites
Ne yani, unuttuğumumu sandınız bu mesajınızı? Asla ve de kat'a. Sadece zamansızlıktan ötürü geciken cevabımı artık sizde olmadığına kanaat getirdiğim idrakinize sunacağım biiznillah. Ama bundan evvel, Yunus kardeşin karalama defterini belki de son kez (tabii sizin cevaplarınıza bağlı olarak) işgal edeceğim için Yunus kardeşten, başlık onun olduğundan mütevellit, destur istiyorum. Ah be Yunus kardeş arka bahçene gömdüklerin arasına keşke şu dili beş karış, dır dır ederek insanı zıvanadan çıkaran birtakım zevatı da dahil etseydin derdim ama, o hassasiyet ve nezaket yüklü ruhum buna müsaade etmiyor. Ne yapayım yaradılışım böyle.

 

'Sükût etmek gibi nadana cevap olmaz' diye bir laf var, bildiniz mi? Bu güzel atasözümüzü kendime şiar edip de cevap vermeme yolunu da seçebilirdim ama muhatabım siz olunca bu tercihten yüz çevirdim. Görüyorsunuz ya, insan psikolojisi üzerinde ne kadar da menfi bir tesire sahipsiniz. Keşke siyasi meselelere yaklaşımınızdaki akl-ı selim tavrı, hayatınızın her şubesine yayabilseydiniz de, bizler de şu şekilde tezahür eden bir polemik dehlizinin ortasına düşmeseydik. Ama yok, siz o dediğim dedik, öttürdüğüm düdük anlayışını zihninize öyle bir çivilemişsiniz ki, benim halisane temennimin vuku bulması ihtimali CeHaPe nin iktidar olması ihtimali kadar zor. Neler diyorum ben?..

 

Elbette sorular üzerinden gitmiyoruz. Yalnız, hissi kablel vuku denen ve insana birtakım şeylerin aslını astarını şöyle bir bakmayla idrak etme imkanı tanıyan duygu vesilesiyle sizin cümlelerinizden manalar çıkarıyorum. Dediğiniz şekilde siz bana çıkıp da armut derseniz, ben sizden inanın daha bir şüphe ederim. Çünkü durduk yere ismini ve sıfatını başka bir insana haykıran insan ya delidir yahut divane.. Ben size kalkıp ajan diyor muyum mesela? Ahahaha.

 

Efendim efkar-ı umumiye biliyor kimin akl-ı selim kim biidrak olduğunu.. Bir ajanın kendine has özelliklerini aklı başında herkes takdir ve tebrik eder, bunun aksini düşünen ve sadece düşünmemekle kalmayıp bu muhteşem özelliklerime binaen koskoca bir ajana dolmalık biber payesi biçen sizin hakkınızda, herhalde efkar-ı umumiyenin tespiti sizden bir cacık dahi olamayacağı yönündedir. Cacık olmadan evvel ki halinize bir şey diyemem. Ahahah.

 

Efendim kelimelerinize laf söyletmeme zahmetine girmenize lüzum yok. Zaten sizin o hiçbir mana taşımayan kelimelerinize söylenecek laf yok, merak etmeyin. Hissi kablel vuku denen bir şeyden bahsettim değil mi? Çöp oda ile çöp oda olma yolunda emin adımlarla ilerleyen ama özünde şirin odanızın ayrımını yaptık; ama asıl, kıymet hükmümüzü kondurmaktan imtina etmeyerek odanızın çok yakın bir vadede çöp oda kelimesinin bile manasını aşacağından dem vurduk. Üzülüyorum sizin adınıza doğrusu.. Yoksa çürük dallara atlamak gafletine düşmeyiz kolay kolay.. Zaten siz bana fırsat bırakmaz, hemencecik atlar çürük dahi olsa o güzelim dalı kırarsınız. Sırf ben atlamamayayım diye. Şüphem yok bundan doğrusu..

 

Ah sizin şu dil oyunlarınız! Çocuk ruhunuzun tezahürleri olsa gerek. Efedim merak etmeyin IQ'su pek çok insana nasip olmayacak nispette ileri bir seviyede olan -ki icra ettiğimiz mesleğe bakılarak da anlaşılabilir- benim gibi bir insan için, sizin kullanmadığınız iyelik eklerini görmek hiçte zor değil aslında. Ama ben size dair karakter çözümlemelerime binaen, mutfağınızın da çöp oda olma yolunda Usain Bolt'a taş çıkaracak bir hızla ilerleyerek, özünde şirin ama çöpten ibaret olan odanıza benzeyeceğini ifade ettim. Bunu anlayabilmek için -sizin ifadenizle- aykusu normalin biraz altı olmak kafi.. Ama nerede?.. Yediğimiz kabın yal olduğunu ifade edecek kadar gözünü hırs bürümüş, uhrevi manadan fersah fersah uzak, uhuvvet ikliminin adını dahi işitmemiş size ne söylense az doğrusu. Devletimiz, sizin ortaya attığınız deli saçması projeden evvel, sütaş reklamlarına çıkan reklam yıldızlarından daha az akla, idrake ve zekaya sahip, dır dır müessesini ayakta tutmaya and içmişcesine laf üreten, gül olmak şöyle dursun, kırlarda bayırlarda dolaşan sütaş reklamlarının meşhurlarına ot bile olma istidadından uzak kimseleri bir an evvel rehabilite etmeli. Gerekirse gübresini bol tutmalı.. Sonra sizin gibi otlar tüneyebiliyor zahir.

 

Yo, hiç de öyle bir düşünce geçmedi aklımdan. :) Ah bir unutsa da son cevabı ben vermiş olsam diye kasım kasım kasılacak biri gibi mi duruyorum cia manzaralı terasınızdan? Sizin bir ceviz kabuğunu dahi doldurmaktan aciz kuru cümlelerinizi okumak bizleri acımaktan gayrı hangi duyguya sevkedebilir ki ! Bir de yalandan son mesajım olabilir filan demişsiniz. Sonra da müthiş bir uyanıklık yaptığını zannederek parantez içinde cevaba bağlı demeniz yok mu işte benim havsalamın almayı ısrarla reddettiği şeylerden bir tanesi.Yani demek istiyor ki ajanmiti; ben böyle yazdıktan sonra şayet gelip ağır bir şekilde cevap verirse ben devam ederim;yok, yollarıma pembe güller serer, benden af dileme dalaletine düşer ise böbürlene böbürlene bu başlığı terkederim. Ondan sonra da gelip: Ben gidecektim, - eeeeeeeeee- o geldi bana ağır yazdı ben de mesajımda da söylediğim gibi meşru müdafaa hakkımı kullanarak başlığı kirletmeye devam ettim diyecek. Tek kelime ile gaflet... Unutma ki binde bir gelinen yere gül döşerler, her gün gelinen yere kül döşerler. Yaa.. Böyle basit hesaplar yakışır mı bize ajanımit ? Oldu mu şimdi ? Nerde kaldı yüreklice tartışma geleneği ? Ne kadar engin bir hassasiyet ve nezaket sahibi olduğunuz yeni gelen bir üyeyle ( tabiki kendimden bahsediyorum :D ) sürekli didişmenizden ve seviyeli mesajlara verdiğiniz hakaretamiz cümleler ihtiva eden seviyesizlik abidesi cevaplarınızdan belli efendim. Hiç utanma, sıkılma da yok canım, ayıp ayıp....

 

Psikolojinizin bozuk olduğunu, hop oturup hop kalktığınızı, sinir ve stres yüklü fitili ateşlenmiş uzaya gönderilmeyi bekleyen füze gibi olduğunuzu monitörden de görebiliyoruz efendim. Zaten bu tespitleri daha evvel de yaptık. Lakin hatalı olduğunuz husus bunun kaynağını çarpıtmış olmanızdan ileri geliyor. Bence sizi bu derece travmaya sokan karşınızda her zamanki gibi atıştırmalık lokmalar bulamayışınız ve balyoz gibi cümlelerin her seferinde kafa tasınızda açtığı çentiklerdir. Aç kaldığında semerini de yiyen eşşekler gibi adım adım kıvrımlı uzvunuzdan parçalar götürdüğünüzü ahlar, vahlar ve hayretler içerisinde müşahade etmekteyiz. Eeee, ne demişler her zaman gemicinin istediği rüzgâr esmez...Polemik dehlizinin kaynağında da beni görüyor oluşunuz kıvrımlı uzvun tamamen tükendiğine delil olsa gerek. Toprak doldurup içine bir de gül fidanı diksek kıvrımlı uzvun yerini belki dolduramayız ama en azından bomboş da kalmaz. Kim bilir belki bir gün pembe bir gül tepenizden size selam verir.

 

Sizin boş temennileriniz size kalsın efendim, canı kaymak isteyen mandayı yanında taşısın.

 

Vauvvvvvvvvv. Sizde bizim bilmediğimiz ne meziyetler varmış efendim. Tabi bu meziyetler nedense hep sıkıştığınızda ortaya çıkıyor. Sallapati yargılar sadır olunca, ardından hissi kablel vuku bir güneş gibi doğuyor nedense. Unutma ajanımiti: bilinmedik iş ya karın ağrıtır ya da baş. Deli inekten akıllı buzağı olmayacağına göre deli ajandan da doğru hisler beklemek saflık olur. Kafa nereye giderse ayaklar orada olurmuş. :) Ya, çok seviyesizsiniz hakketen. Yani benden size tavsiye olsun muhatabınıza sırf kötü sözler söylemek için basit yollara sapmayın. Ben diyorum erik sen diyorsun koruk. İşte sizin hassasiyet ve nezaketiniz? Hiçbir soruya cevap verme meziyetine girmeden, haksızlığını bastırırcasına yan yatan çamura batan başka biri var mıdır bilemiyorum. Sıfat mı haykırdım ben, böyle ucuz tartışılır mı heyhat. Ama biz yine de gavura kızıp oruç yemeyiz.

 

C4 e kafa atmanın, fünyeyle mısır patlatmanın, tehlikeli kutulardan koleksiyon yapmanın neresi takdir ve tebrike şayandır ben anlamakta zorlanıyorum. Afaki bir efkar-ı umumiye tahayyül edip sonra da her birini ardında görmek kendi beyin hasarının bütün bir kamuya mal olduğunu zannetmekten ötesi değildir. Değneğine atladığı gibi bütün kainatı bir çırpıda dolaşan, sınırları kalkmış bir Bakırköy müdavimi nasıl ki hayaller aleminde dahi ise sizin de dahiliğiniz yalnızca hayal aleminde. Gökte düğün var desem merdiven kuracak biri için tek hücreden fazlası israf kaçar. Dolayısı ile dolmalık biberden af diliyorum

 

Sizin nalıncı keseri gibi olan tespitlerinizin muteber olduğunu kabul etmek ahmaklık olur herhalde. Zaten benim cümlelerimi anlamadığınız için döşenmişsiniz anakonda gibi mesajı. :) Bir de anlasaydınız herhalde amazon nehri gibi bir mesaj yazıverirdiniz. Odamız hakkında kurduğunuz doğru orantısal kıymet hükmüne sırf paçayı kurtarma maksatlı varıldığını anlamayanımız yoktur herhalde. Siz de yoğurdum ekşi demeyenlerdensiniz anlaşılan. Benim adıma niçin üzüldüğünüzü de anlamış değilim. Biz odamızı çoktan ?bal dök yala? ile ifade edilebilecek bir statüye yükselttik. Eeee ne oldu şimdi, nerede kaldı değer yargılarınız, nerede kaldı şaşmayan üstün zekanız, nerede kaldı hissi kablel vukunuz? :) Çürük dalınıza atlayarak sizi kurtaracak kadar sizi sevdiğimi de kim çıkardı. Aç tavuğun kendisini darı ambarında sanması böyle bir şey olsa gerek. Bana yaranmaya çalışmanıza ihtiyacım yok. Çürük dala atlamanızdan evvel benim yapacağım bir şey varsa o da elinize demir külçeleri tutuşturmak olacaktır.

 

 

Ah şu kahrolmayası kendinizi bişey sanışınız yok mu? Ajan olduğunu bulunduğu her ortamda dile getiren yüksek aykülu bir ajan tahayyül etmek, Merkür?de hayat olduğunu iddia etmek kabilinden bir fantezidir. Ajan dediğin ajanlığını yapmalı, ben ajanım ben ajanım diye ortalıkta mendil sallayan kişiyi takdir edersiniz ki kurnaz bir ajan şöyle dursun, normal aykülu insanlar kategorisinde ele almak ve değerlendirmek mümkün değildir . İşte sapıttığınızın resmi? Ne demiş atalarımız ?zırva tevil götürmez?. :) Yok efendim kullanılmayan iyelik eklerini görürmüş de yok efendim hissi kablel vukuundan sadır olan aziz ve latif yargılarına göre konuşurmuş da bilmem ne de? O zaman sen çal sen oyna ajanımit. Nasılsa bizi konuşturmak gibi bir maharete sahipsiniz. Böylece mutlu olacaksanız ben buna izin veririm belki. İki kişilik karşılıklı oynanan bir oyunu tek kişinin bir o tarafa bir bu tarafa geçerek oynaması gibi tutarlı (!), mantıklı (!), zekice(!) , hissi kablel vuku dolu bir hareket ancak ve ancak bizim ajanımite yaraşır bir davranış olacaktır.

 

Tabi canım? Kesin mutfağımın kirli olması hatalı yargısına bizim karakter çözümlememizi yaparak ulaşmışsınızdır. Hiç şüphem yok emin olun. Zora dağlar dayanmaz diye bir söz var efendim, bildiniz mi. Zorda kalan kişiden korkulur, şimdi sizin napacağınız hiç de belli olmaz. Köşeye kıstırılmış kedi psikolojisi? Kelin yanında kabağın bahsi açılmaz derler. Bana ağır konuştuğum hususunda telkinler de bulunan muhterem şahsiyet bence evvela kendini çek edebilme erdemini gösterebilmelidir. :) Teşbihte hata olmaz sözünü unutarak konuşmuş ve çamura yatmadaki maharetinizi mevzuları birbirine karıştırma gayretiniz ile birleştirerek birkez daha acıma dolu gözler önüne sermişsiniz. Veee sonuç olarak; türünün bütün özelliklerini o koskocaman bünyesinde barındıran, hindistanda kendilerine saygıda asla kusur edilmeyen, biz de ise yaratılanı severiz yaradandan ötürü anlayışı ile ve türevlerinden kebap, döner, peynir, ayakkabı gibi ürünler oluşacağı fikri ile sempati toplayan bir mahlukun bol gübre kullanımını teşvik etmesinin sebebinin kendilerine olan talebi artırmak sureti ile kazançlarını (yem cinsinden:) ) katlamak olduğunu görüyor ve en azından reklamlarda çıkana kadar iyi bir gelir stratejisi izlediğini söylemek istiyorum.

 

 

Hadi gorüşürük... :)

Share this post


Link to post
Share on other sites

SENİN HİKAYEN

 

Kalemi ben elime almadan başladı hikayen

Küçük bir çocuktun , yalansız ve asi,

İsyanın dünyaydı ve tüm hayata,

Rüyaların vardı hayata dair,

Kardan beyaz rüyalar ,

İnsanların pisliklerine rağmen ,

Masumca kurduğun rüyalar.

Kimbilir neler vardı içinde ,

Belki bir ev , birde çocuk,

Hemde nur yüzlü elleri yumuk yumuk,

Ufacık evinde kaynayan tencere,

Bir kapı üçte pencere,

Hayat bundan ibaretti,

Gözündeki lüks sadece bu idi.

Yılların ondan aldıklarına ,

O imanıyla bakmakta.

Her geçen günün ruhu

Bıraktı gözlerine nemli buğu,

Hayat senden tek isteğim.

Bu yağmurlar sultanını koruman.

Onun eline bir diken batsa,

Benim yüreğime düşen ateşi duyman.

Birgün gelecek yaşlılık çökecek bedene,

O gün hasret ile dalacak gözler dalacak göklere,

Sen çok uzaklarda yaşarken beni,

Hatırlayacağını umarak yaşarım seni ,

Dualar gökten yağmur gibi yağsın,

O yağmurlar yağmur yüzlümü sarsın…

 

(Bu şiirler birine yazılmış veyahut itlaf edilmiş değildir... Derin melankolimin sonucudur...)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ayrıca şiirleri kullanmak veya bir bölümünden alıntı yapmak isteyen arkadaşlar dilediği gibi şiirleri kullanabilirler... Amme malı sayılırlar şahsa hitaben yazılmadığından...

Share this post


Link to post
Share on other sites

BİR GENÇLİK VE BİR GENÇLİK

 

Bir gençlik var.

Haya edep iman timsali.

Bir gençlik var.

Gavurdan daha gavur gibi.

 

Bir gençlik var.

Ruhu elmas gibi ışıldar , parlar.

Bir gençlik var.

Ruhu kömür gibi karalar bağlar.

 

Bir gençlik var.

Aklı ilim , irfan ve davada.

Bir gençlik var.

Akıl diye bir şey yok kafa boşta.

 

Bir gençlik var.

Nur neslinden bir nefer.

Bir gençlik var.

Deyme kafirlere beş çeker.

 

Bir gençlik var.

Yaşam pınarı berrak ve temiz.

Bir gençlik var.

Cehennem çukuru yürekli ve aciz.

 

Bir gençlik var.

Yalansız ve yüce.

Bir gençlik var.

Yalandan öte cüce.

 

Bir gençlik var.

Ateşi , aşk ateşi yakmış bedeni,

Bir gençlik var.

Kalacağı yer ateş , ateşin dibi.

 

Bir gençlik var.

Mümine kedi , kafire arslan.

Bir gençlik var.

Şeytana kedi , aleme azman.

 

Bir gençlik var.

Rehberi kur'an ve peygamber.

Bir gençlik var.

Sanki pusulasız yol alan gemiler.

 

Bir gençlik var.

Haktır her sözü.

Bir gençlik var.

Haramda dört gözü.

 

Bir gençlik var.

Babası sallar alemi.

Bir gençlik var.

Yanmış çoktan gemileri...

 

Bu şiir İpekçilik anadolu imam hatip lisesi öğrencilerine özel yazılmıştır... Onlara hediyemdir...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bir an o imam hatipte talebe olmak geldi içimden..

Bize düşen şeref; bu gençliğin yolunu gözleip, göz nurumuzu akıtmak..

Allah ayırmasın

Share this post


Link to post
Share on other sites

Abim ya Allah razı olsun senden çok teşekür ederim bütün okul adına çok güzel yazmışsın eline sağlık inşAllah Mayısta tüm siteyi okulumuza bekliyoruz

Share this post


Link to post
Share on other sites

Abim ya eline, yüreğine sağlık süper şiirler yazmışsın abi ebnim için yıllığa yazı yazıcaksın demi unutma bak:) bu arada akrostiş bir şiirde yazabilirsin :tek_dis:

Share this post


Link to post
Share on other sites

Vefamdır beni ben yapan

Beni sokaktaki köpekle aynı seviyede tutan

Daha ne istersin ki ey insan

Sokaktaki köpek kadar sadık olabilsen

 

 

çok güzel yunus abi dvamını bekliyoruz:D acizliğinin zirvedeki zaferi..

Share this post


Link to post
Share on other sites
MAYIN

 

Karınca yuvasına basmaktan korkardım, mayına basmak kadar,

Çünkü düşünürdüm yaşam hakkım yoktur bir karınca kadar...

 

 

İşte şimdikiler içinde zirve şiirin budur abim.

 

Tevazuun kanatlarındaki yükselebilmek sırrına vakıf olmak, en büyük kazançtır

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...