Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

Recommended Posts

baş örtüsüyle okuluna giremeyen bir kızın sizce dini özgürlüğü varmıdır ve dahası o ülke gerçekten laikmidir ?

Share this post


Link to post
Share on other sites

tabiiki özgür değildir..Ben şuan özgür değilim.Tarihe bakarsak Türklerde sınıf farklılıkları hiç olmamıştır..ama şuan ?? devletin resmi dini müslümanlıkken,bu yapılanlara pek anlam veremiyorum.kimse veremiyor. biz kendi ülkemizde "parya" hayatı yaşıyoruz!! bu kadar..

Share this post


Link to post
Share on other sites

MERHABA ARKADAŞLAR!

ÜLKEMİZİN RESMİ DİNİ YOKTUR LAİK BİR ÜLKEDE YAŞIYORUZ.

YADA ÖYLE ZANNEDİYORUZ.MALESEF SADECE ADIMIZ LAİK.

GERÇEK BİR LAİK ÜLKE DİNLER ARASINDA AYRIM YAPMAZ FAKAT BU ÜLKEMİZDE GÖZLENMEKTEDİR.

MADEM LAİK BİR ÜLKEYİZ NİYE BAŞ ÖRTÜSÜ İLE OKULUMA GİDİP DİNİMİ RAHAT BİR ŞEKİLDE YAŞAYAMIYORUM.DİN DEYİNCE ZATEN BİRTEK MÜSLÜMANLIK ANLAŞILIYO ve LAİK KARŞITI BİRŞEY OLARAK ALGILANIYO.

Share this post


Link to post
Share on other sites

devletin dini yok diye milletide mi dinsiz yapmaya çalışıyolar anlamadım.

kadın hakları diye bağıranlar başörtülülere gelince çifte standarta ses çıkarmıyorlar.

türkiyede kişisel hak ve özgürlükler devlet tarafından güvence altına alınmalı

eğitim alma hakkı kısıtlanmamalı.ayrıca kamuda çalışabilmenin önü açılmalı.

vergilerimizi ailecek veriyoruz di mi...

Share this post


Link to post
Share on other sites
baş örtüsüyle okuluna giremeyen bir kızın sizce dini özgürlüğü varmıdır ve dahası o ülke gerçekten laikmidir ?

Selamlar,

Bende başörtülü bir öğrenciyim ve malesef başörtülü olma hakkım okulumda da staj yaptığım yerlerde de elimden alınıyor.Bence sadece okuluna başörtüsüyle alınmayanların değil, sırf başörtülü oldukları için çalışamayan bayanların da özgürlükleri kısıtlanıyor.Önce "haydi kızlar okula" diye kampanya yapıyorlar sonra da başörtü engelini önünüze koyuyorlar, bu çok büyük bir tezattır.İşin garibi bunu laiklik adına yapıyorlar, laikliğin ne olduğunu bilmeden özümseyemeden...Laiklik adına başörtüyü yasaklayan zihniyet acaba erkeklerin sakalını kestirerek mi laikliği sağlayacak?(!)Ya da ben başörtümü okula girerken çıkarınca laikleşiyorum da okuldan çıkarken başörtümü örtünce antilaik mi oluyorum?Şuan üniversitelere ve/veya okullara başörtülü oldukları için alınmayan, dinini yaşamaya çalışan masum insanlarla uğraşacaklarına bu kurumlarda her türlü ahlaksızlığı yapanlarla mücadele etsinler!..Bu düzene sebep olanlara hakkımı helal etmiyorum, onları Rabbim'e havale ediyorum.Laikliği gerçek manada anlamak için birkaç kitap okusalar hiç fena olmaz.Seyid Ahmed Arvasi'nin "sahte dindarlar, sahte laikler " kitabını tavsiye ederim.

Dua ve muhabbetle...

Share this post


Link to post
Share on other sites
baş örtüsüyle okuluna giremeyen bir kızın sizce dini özgürlüğü varmıdır ve dahası o ülke gerçekten laikmidir ?

YOKTUR

Başörtüsüyle okuluna giremiyorsada o ülke gerçek manada laiktir!!!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

 

Başörtüsüyle üniversiteye giremeyen bir kızın dini özgürlüğü olmadığı bedihidir. Bunun üzerine yorum yapmak fuzuli olur.

 

Laiklikle ilgili soruya gelirsek, aslında laiklik de, saf haliyle bu dikta yasağına imkan tanıyan bir politika yolu değildir. Bu zulüm, dinsizleşme temayülünün neticesi olarak ortaya çıkmıştır. Laikliği bunun için bir adım olarak görebilir bazı arkadaşlar, bu tartışılır, doğruluk yanı da bir açıdan bakıldığında vardır bu konumuzla ilgisi olmayan düşüncenin; fakat, sürdürülmemiş, ileriye götürülmemiş, aslında nasılsa öyle bırakılmış, Avrupa'da yaygın olan tarzdaki "saf laiklik"ten bahsediliyorsa, bu zulmün bu tarz laiklikle bir alakası yoktur, bu diktatörlüktür, hazımsızlıktır, Müslüman allerjisidir, dinsizlerin sindirme politikasıdır. Hiçbir şekilde kabul edilemez.

 

Meseleyle ilgili bu tespiti yaptıktan sonra, mevzuyla ilgili önemli bir nüansa da temas etmek iktiza ediyor. Saf laiklik olarak bahsettiğim politikada, içtimai ve siyasi hükümleri yönüyle kısır olan ve bu mevzularda ne söylediği açık olmayan, ideal devlet nizamına dair ahkâmı çıkışında taşımamış olan, yani temel doktrinlerinde devlet esaslarına ait hükümler bulunmayan ve ahiret yönelimli olan veya yalnızca ahlakî sistem olma özelliği gösteren dinlerde, din adamlarının zamanla bu eksikliği kendi yorumlarına göre telafi etmeye çalışması ve bu yolla yönetimde söz sahibi olması engellenir. Bu din tarifi, Roma dönemi Hristiyanlığından sonraki Hristiyanlığa tamamıyla uymaktadır ve bu akım da, hakikatte, Hristiyanlığa karşı ortaya çıkmıştır. Neticesi itibarıyla da kilisenin devlet yönetimi üzerindeki otoritesi çok büyük ölçüde sarsılmış olmakla beraber, bizim ülkemizde olanın aksine inananlara baskı uygulanmamıştır. Öte yandan laiklik, idarî hükümler de barındıran, ideal devlet modeli, temel doktrinlerle belirtilmiş ve bu model, sözkonusu dini insanlar arasında yaygınlaştıran kişi tarafından bizzat gerçekleştirilmiş dinler için sözkonusu olamaz. Zira laikliğin bu dinlere entegrasyonu, mevzubahis dinin, idarî sahadaki dinî hükümlerinin dışlanmasıyla netice verir ki, bu tarafsız kalmak değil, dinin aleyhinde hareket etmektir. Zira bu dinin devlet nizamına dair kesin hükümleri dışlanmış olur. Bu sebeple laikliğin, İslamiyet gibi devlet düzenine ait hükümler de barındıran bir din için tatbiki imkan dairesinin haricindedir. Üstadın da dikkatleri çektiği bu noktayı, İlber Ortaylı gibi namuslu ilim adamları da teyit etmektedir. http://www.haberturk.com/haber.asp?id=2546...p;dt=2006/10/10

 

Şu halde, iki soruya da "Hayır" cevabını verebiliriz.

 

Saygı ve selamlarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites

Laiklik, devlet yönetiminde her hangi bir dinin referans alınmamasını ve devletin dinler karşısında tarafsız olmasını savunan prensiptir.

 

Eğer bu tanıma kılıf bulabiliyorsak evet laik bir ülkeyiz.Aksi olduğunun herkes farkında zaten.'Laiklik'kelimesinin kendisi de Fransızca'dan Türkçe'ye geçmiştir."din adamı olmayan kimse; din adamı dışında kalan halk" anlamına gelir zaten.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Laklik adına dinini yaşamaya çalışan insanlara yapılan bu saçma sapan uygulamanın salaklıktan başka açıklaması yoktur.Bu zulümü yapan insanlar belli bi yere gelmiş insanlar olunca akıllarında değil kalplerinde ve anlayışlarında bir sorun olduğu anlaşılıyor.Bu insanlar yaptıkları haksızlık ve zulum için biz bu dinine bağlı kızların okuyup bir yerlere gelmesini istemiyoruz bu ülkede sadece bizim anlayışımıza ve görüşümüze yer vardır ,demokrasiyle uzaktan yakından alakamız yoktur bizim ama sanki öyleymişiz gibi davranıyoruz diyemeyeceklerine göre yaptıkları bu ahmaklığı laiklik kılıfına sokuyorlar.Laikliği benimseyen devlet yani her kesin inancına eşit mesafede durması gereken devlet insanların dini vecibelerine değin karışıyor hatta kalkıyor diyanet işleri diye bi kurum kuruyor çarpıklık üstüne çarpıklık.

Share this post


Link to post
Share on other sites

demokrasilerde mini etek serbestse başörtüsü de serbest olmalıdır.nasıl ki başörtüsüne karşı olanlar okula girerken karşılarına birinin çıkp da bacım başörtün yok giremezsin demesini istemezse Allahın emrini uygulayan bir bayan da aynı tavrı içine sindiremez.hele ki biz başörtüsüne değil türbana karşıyız deyip başörtüsünü de kamusal alanda istemeyip biz aslında gerçek dindarlara da karşı değiliz demek dindarlara hakarettir onları salak yerine koymaktır.eğer sen birilerini salak yerine koyarsan ki bunlar ülkenin çoğunluğu elit azınlık olmaktan kurtulamaz ve doya doya yaşamak istediğin dünya hayatını da ahiretini de kaybedersin Allah korusun.

Share this post


Link to post
Share on other sites

MÜMİN KAFİR'den

 

LAİSİZMA

 

Mümin - Siz lâisizmanın ne demek olduğunu, ne ifade ettiğini, nasıl bir içtimaî ve siyasî vesileyle ortaya atıldığını, hangi dini veya dinleri şümulüne aldığını, hangi noktalara istinat ettiğini, tarih boyunca nasıl bir seyir takip ettiğini bilmiyorsunuz değil mi?

Kâfir - Bilmiyorum; ben onun yalnız dini dünyadan ayırmak olduğunu biliyorum ya, yetmez mi?

Mümin - Yağma yok!.. Size, o kadar ucuz tarafından hakikatleri çiğnetemeyiz! Hep bu açıkgözlüğe bağlanan demagocya sanatına artık paydos! Şöyle bir sigara yakınız da, size lâisizmayı, bütün incelik ve hususiyetleriyle anlatayım! Ha, şöyle!.. Dinleyin: Lâisizma tâbiri Fransız İnkılâbının bir icadıdır. Aslından inhiraf ettirilmiş ve zaten dünya ile alâkasız bir din olarak yerleşmiş bulunan Hıristiyanlık, gitgide kendi dâvasını kendi mümessilleriyle ayak altına alınca, Fransız İnkılâbı, sırf Hıristiyanlığı Hıristiyanlıktan ibaret bırakmak ve rahiplerin Hıristiyanlık dışı tasallutlarına engel olmak için lâisizma ölçüsünü meydana getirdi: "Din, yani Hıristiyanlık, kendi kendisinden ibaret kalacak ve zaten müdahale salâhiyetinden uzak bulunduğu dünyayı da kendi haline bırakacaktır!..." Ölçü şudur:

Hıristiyanlık ruhanî nüfuz ve murakabesinde istediği gibi devam edebilir; fakat bunu, kendi nefsine uygun olarak, cismanî sahaya teşmil etmemelidir.

Kâfir - Demek lâisizma budur, ha!..

Mümin - Evet, lâisizma yalnız budur. Fakat bizde bunu ne bilirler, ne de bildirmek isterler. Lâisizma, bizzat Hıristiyanlığa karşı tehdit edici bir engel değil, ruhanî nüfuzdan faydalanarak dünyayı idareye kalkan papazların nefslerine karşı bir mâniadır. Bizde ise bunu, doğrudan doğruya dini dünyadan ayırmak mânasına alıyorlar. Bu işde ne muazzam bir canbazlık yapılıyor. Din, bizzat dünya hükümlerine malik olunca onu ya topyekûn red ve nefyetmek, yahut kabûl etmek mümkündür; herhalde dünyadan ayırmak mümkün değildir. Dini hem kabul, hem de dünyadan ayrı mütalâa etmek, bütün mevcutları yaratan Allah'ı tasdik ettikten sonra, onun dünyaya karışmıyacağını iddia etmektir ki, bu da abeslerin ve muhallerin şâhı olur.

Kâfir - Yâni ne demek istiyorsunuz?

Mümin - Şunu demek istiyorum ki, hem dünya, hem de ukbânın hesabını veren bir dine, sırf Hıristiyanlığa mahsus hususî bir ölçü olan lâisizma tatbik edilemez. Edilecek olursa, o dini kaldırmak, fakat kaldırıldığını söylememek mânasına gelir. Lâisizma İslâmiyete tatbiki kabil olmıyan bir ölçü olduğu, hem gerçek lâikler, hem de kâfir ve müminlerce hakikattir. Onun içindir ki ben lâisizma üzerinde müsbet veya menfi hiçbir hüküm izhar etmeden, onun, bütün kâinatı ihata edici dinlere mahsus bir ölçü olmadığını belirtmekle iktifa ediyorum. Bu da, sizin gibi bir münkire; ve vasıtanızla, bu mefhum üzerinde demagocya canbazlıkları yapmak isteyen cehil istismarcısı açıkgözlere verilecek en şapa oturtucu cevaptır.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...