Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
sark

Davran Ve Kalk!

Recommended Posts

Davran ve kalk, süründüğün yeter! bağrındaki koru uyandır, alevler içinde yan! senden öncekilerinin intikamını al ama bunu cebren değil, kalemin ile, fiilin ile fikrin ile yap..hele anlamayan adama birşey anlatmaya kalkma yolundan eder seni.. aciz,fikirden yoksun,elini cebinden çıkaramayan adama yanaşma!gözünde feza tüten bu yolun adam gibi hadimlerini bul. Seyh Saidleri, Seyh Şamilleri, Menderesleri, Özalları getir bana.. Maraş'ta peçesi indirilen nenenin hesabını sor! sadece milletin için savaşma. Bosna'da karınları deşilen hamile bacılarının intikamını al! ama bunu onların tavrında yapma.. bir formül bul, yeni birşey keşfet,yüzyılın icatını yap, bomba üret ama onu cahilliğin üzerine fırlat! ve daha aklına ne geliyorsa yeter ki durma,davran birseyler yap! tut elınden yığılan ümmetin kaldır havaya, bir FURKAN da sen ol! alnından öpsün azrail meleğin.. ya öl ya ol! yeter ki miskinler gibi uyuma, sat yastığını,yorganını.. şu tembellik kürkünden, kurtul artık. imanını ve türklüğünü yanına al ve yola çık, seferler sana zafer olsun.. kainat hizmetçidir sana yeter ki inan,inan ve davran!

 

Bir kitap yaz;Pamuk'tan adamlara kalmasın nobeller..Bir şiir yaz, parmak ısırsın Edgar ve Valery okuyanlar.. İslamın mucahiti ol, desinler dirildi Malcomlar!Müslumanın adını teröristten, Türkün adını barbar olmaktan kurtar! bunların muhatabı sensin,sen.. öyle çöpten adam olma, heybetin olsun, vakarın olsun, masaya elini vuracak cürretin olsun, herşeye kafa sallayanlardan olma, hayır demeye dilin olsun! bir dunyayı Türk tarihine sığdıran kahramanların torunusun sen ve tek bir gerçeğin, islamiyetin tohumusun sen! şahlan, kafanı dik tut, göğsündeki nura nur kat, sönük kalsın kandiller.. Davran ve kalk dava bizi bekler. Ne duruyorsun!?

 

Heybetini zalimden, merhametini yetimden yana kullan.. takvadan ayrılma, seccaden,tesbihin tek vazgeçilmezlerin olsun.. bize yar lazım değildir başka. Ağla, dinmesin gözyaşların, başkasının günahına da ağla, ağla ki yıkansın günahların.. kurnalar temizlemez ama gözyaşıdır bizim silahımız. Geceleri uyuyan ahmaklardan olma, semada seni muhattap alana bir kaldır başını bak, lebbeyk diyor duymuyor musun!?Uyuma, mezarda çok uyuyacağız.. Davran ve kalk! Ciğerini lime lime edecek kadar çek içine; ALLAH de ve sus.. şehadetimiz mübarek ola...

Share this post


Link to post
Share on other sites

okudum... okudum ve tüylerim diken diken oldu. kendime acıdım. kendimden utandım.. yapamadıklarım için YAPMADIKLARIM için. tembelliğime, bu bitmeyen cahilliğime, vurdumduymazlığıma, avareliğime daha nasıl dile getirilebilir ki bilmiyorum... yazık bana, benim gibilere, bize çok yazık. sadece yiyip içip oturup keyfine bakmak olmuş bizim hayatımız. elimizde bulunanları bile değerlendiremeyecek kadar acizmişiz meğer. bizim için hayatını verenlerin, kan dökenlerin, yıllarca didinenlerin yüzüne nasıl bakacağız ötede? bilmiyorum... bilmiyorum...

 

hergün başka kanalda hergün başka dizinin keyfiyle meşgulüz. bizi bunlar mı kurtaracak yoksa bunlar mı sonumuzu getirecek.. artık farkında olmanın vaktidir. heldi de geçiyor bile. son vapuru da kaçırmadan acele etmeliyiz. ayağa kalkıp kükremeliyiz, yılmadan canla başla çalışmalıyız.günahlarla hayatımızı karartmadan gencecik beyinleri elden koparmadan bu davayı yürütmeliyiz.

 

bunu kendime diyorum bu atalet sahibi, günahkâr, uyuşuk insana diyorum: davran ve kalk!

 

teşekkürler bizi bize bir kez daha hatırlattığınız için. teşekkürler bir kez daha dürtüp uyandırdığınız için.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bir nebze hissettirebildiysek ve de anımsatabildiysek ne mutlu bize.. alakanıza teşekkür ettim kardeşlik. Rabbim ölmeden önce uyananlardan eylesin, ölmeden önce...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Yazı gerçekten çok etkileyici. Paylaşım için teşekkürler. Size ait oan bir yazı mı?

Teşekkür ettim beğeniniz için.. evet acizane bizden sadır olmuştur.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Haber var ey kulakları tıkalı gençlik, fezadan haber var! hazır mısın ecelini karşılamaya..

Yara var ey dermandan bihaber gençlik, merhemi icat edilmemiş yara! aday mısın tabip olmaya..

Gözyaşı var ey ağlamayı sızlamaya çare sanan gençlik, acıyı katmerleyen gözyaşı,var mısın ağlamaya..

Ruhlar geziniyor ey gençlik, hakiki imanları satın almaya, yüzün var mıdır ruhun karşısına çıkmaya..

Fikir var ey gençlik, bir müddet gecelemeye fikir var, ne dersin deli divane,kafandan kaçmaya..

Çile var ey gençlik, beyninin duvarlarını tekmeleyecek,dört nala çile!hazır mısın kavgaya..

Dava var ey gençlik, kaldırımlarda yetim kalan, komünistlere meze olan!aciz misin müdafaa yapmaya..

Savaş var ey gençlik, ruhu mahpus kalan gençlik! ruh ile nefsin savaşı.geç kalmadan kılıcı kuşansana..

Tarih var ey gençlik, bilmediğin,gün yüzüne çıkmamış,hakiki tarih. kafandaki kofulları yıksana..

Kahraman var ey gençlik, asırlardır uyuttuğun kahraman, göğsündeki vecd-i imanı uyandırsana..

Kitaplar var ey gençlik, yazılmayı bekleyen,yollarını gözleyen. git kaleminle bir konuşsana..

İnsanlar var ey gençlik,fikirden yoksun, hedefden mahrum,hayata mağlup. aralarından sıyrılsana..

Hayvanlar var ey gençlik, öyle ki insandan ala.yapabilirsen ondan üstün olduğunu ispatlasana..

Ateş var ey gençlik, seni hunharca eritecek ateş, yüzün varsa suyun sahibinden medet umsana..

Hesap var ey gençlik, cebirin bilmediği dilden bir hesap. mizanlar kurulmadan hesaba tutulsana..

Ölüm var ey gençlik, eşikte bekleyen ölüm var.yardan,ağyardan geçip Hakk'a kavuşmaya..

Seyir var ey gençlik, saf saf dizilmiş,hayrete düşmüş gözlere seyir. hadi bakın CEMALULLAH'a...

Share this post


Link to post
Share on other sites

bu yazı da mı size ait? muhteşem etkileyici bir yazı. belli bir yerde falan yazılarınız var mı acaba? böyle güzel yazıların takipçisi olmayı gerçekten çok isterim. ruhunuzu yansıttığınız aşikar. yoksa bu kadar etkilemezdi insanları. Allah kaleminize kuvvet versin. yolunuz açık olsun.

Share this post


Link to post
Share on other sites
bu yazı da mı size ait? muhteşem etkileyici bir yazı. belli bir yerde falan yazılarınız var mı acaba? böyle güzel yazıların takipçisi olmayı gerçekten çok isterim. ruhunuzu yansıttığınız aşikar. yoksa bu kadar etkilemezdi insanları. Allah kaleminize kuvvet versin. yolunuz açık olsun.

Teşekkür ettim gönüldaş.. Elimizden geldiğince birşeyler karalamaya gayret ediyoruz.. yazıyı güzel kılan sizin hasselerinizde olan derin vukufiyet, bize düşen onları aşikare kılmaktır. Belli bir yerde yazmıyorum. o kadar ehil değiliz henüz. insaallah Rabbim olur verirse neden olmasın.. Ruhumuz mu dediniz, o biricik davanın en esfel takipçisidir.. naraları duyanlara selam olsun..

Share this post


Link to post
Share on other sites

O davanın hadimi değilsen, geceleri nefes nefese uyanıp ağlamıyorsan,bundan da öte uyuyabiliyorsan göm kafanı! uykuda rahat bulabiliyorsan, geceleri öksüz bırakıyorsan, kış uykusundan uyanamıyorsan göm kafanı!

Gözünden hala kan yerine yaş akıyorsa, sevinçten ağlayabiliyorsan, asıl ağlaman gerekenlere gözün yabancı ise göm kafanı! daha da ağırı susuyorsan ağlamaktan da mahrum isen boşuna nefestesin göm kafanı!

Ayakların hangi yoldadır bilmem ama hakiki meclislerden ırakta ise durdur ayaklarını, ilim yuvalarına uğramadıysa ayakkabıların, çıkar at ya da göm kafanı! herbir adımına cennetler döşensin, o kadem ki seni ilk doğuşun gibi günahdan azade kılar ama ki gelmiyorsa günahdan beri, diyorum göm kafanı!

Diline hakim olamıyorsan, o ki seni giybette nöbetçi tutuyorsa, hem malayanide müdavim isen ne diye konuşuyorsun sussana! yok onu da beceremem diyorsan çek karnına dilini göm kafanı!

Ellerini uzattığın yere dikkat kesil. harama etmesin zerre meyil. eğer tersine koyduğun yerde de duruyor, hareketten yoksun ise en azından karanlığa bir taş atamıyorsa, kurtul bileğinden göm kafanı!

Kafan rahat mı,binbir tilki talan etmiyor mu tarlalarını?! yastığını hala mı şımartıyorsun.. yazıklar vacib oldu bize.. eğer ki kalbin neşeden payidar ise,ruhunun acısına kulak kesilmiyorsan,koş mezarlara göm kafanı!

Kulakların hakikattan gayrısını işitiyorsa, boş sesleri ninniliyorsan, o kuran nidasına açsa işitmelerin, en fenası da bu ya zelil müziklerde ise eğlenmelerin,boşuna duyuyorsun, zarlarını o nida ile patlat yoksa göm kafanı!

Kafanı o emel ile yoğurmuyorsan,çileye sahip çıkamıyorsan,fikirden mahrum, silahtan aciz isen, ruhunu nefsin hapsinden kurtarmıyorsan, kalbini çöplüğe çevirmeye uğraşıyorsan, yani ev sahibini evinden kovuyorsan toprağa da değme, kendi elinle kopar kafanı!!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ölmelere talip misiniz ölmelere, hani şöyle iki elin yanlarına uzanırcasına, parmağını oynatmaktan aciz ve de kapanıverir gözkapaklarınız birden hani.. gelin öyle ise!

Ben ölümün evinden geliyorum, şu asık suratlı bildiğiniz ölümün.. ve de ayıracak diye korktuğunuz,köşe bucak kaçtığınız, gelmesin diye kapılara kilitler çaktığınız ve daha nice sıfırlar..korkmayın, size selamı var..

Ah nankör nefis ah,sen olmasaydın ne cennet ne cehennem vardı, ölüm de olmayacaktı! ben de olmayacaktım ya da bunca insan ödlerini saklamayacaktı sahibinden.. hepsinden de öte kalmayacaktık ayrı yarimizden.. ama sabır, sabrediyoruz ölüm bize kurtuluş olacak biliyoruz.. ve de ne güzel der Osman Saba ''ümitler içindeyim,çok şükür öleceğiz!'' neden korkuyorsun sen, sahibine teslim etmekten mi kaçış?! hey be ahmak Allah'tan Allah'a kaçış.. yok O'nsuz mekana varış, külli masivada O'ndan gayrısı yok, naralarını, inlemelerini, niyazlarını O'ndan gayrı işiten yok! tanrı mı dediniz, onların tanrılarını Allah yarattı! yek olan, kainatta ama kainattan daha fazlası olan, aklına gelebilecek enlerin enlerin en eni.. anlayabiliyor musunuz dediklerimi!??

Barışmak lazım kızanım,ölümle arayı iyi tutmak lazım.. haber getiren, haber götüren ulağın suçu nedir? postacı teslim etmek ile memurdur emaneti.. mektubu mu vermiyorsun? elini hiç götürme koynuna, sol yanını beton armalarla nafile zırhlama ve orayı boşuna doldurma!.. sahibi kendinden başkasını istemiyor bilmiyor musun? Acı olur geri alışları, bak nasihatım sana; o yüzden az şey edin,sahip olduklarının sahibi olan yakıştırmıyor bunları sana..

Aç kollarını de ki; benim bir tek SENİM var,senden başkası el bana.ölümü gönder de,vuslat onla mümkündür bu gurbet fukarasına diye haykır.. ölümü çağır, kaçarsan daha çok öleceksin..

Share this post


Link to post
Share on other sites
Davran ve kalk, süründüğün yeter! bağrındaki koru uyandır, alevler içinde yan! senden öncekilerinin intikamını al ama bunu cebren değil, kalemin ile, fiilin ile fikrin ile yap..hele anlamayan adama birşey anlatmaya kalkma yolundan eder seni.. aciz,fikirden yoksun,elini cebinden çıkaramayan adama yanaşma!gözünde feza tüten bu yolun adam gibi hadimlerini bul. Seyh Saidleri, Seyh Şamilleri, Menderesleri, Özalları getir bana.. Maraş'ta peçesi indirilen nenenin hesabını sor! sadece milletin için savaşma. Bosna'da karınları deşilen hamile bacılarının intikamını al! ama bunu onların tavrında yapma.. bir formül bul, yeni birşey keşfet,yüzyılın icatını yap, bomba üret ama onu cahilliğin üzerine fırlat! ve daha aklına ne geliyorsa yeter ki durma,davran birseyler yap! tut elınden yığılan ümmetin kaldır havaya, bir FURKAN da sen ol! alnından öpsün azrail meleğin.. ya öl ya ol! yeter ki miskinler gibi uyuma, sat yastığını,yorganını.. şu tembellik kürkünden, kurtul artık. imanını ve türklüğünü yanına al ve yola çık, seferler sana zafer olsun.. kainat hizmetçidir sana yeter ki inan,inan ve davran!

 

Bir kitap yaz;Pamuk'tan adamlara kalmasın nobeller..Bir şiir yaz, parmak ısırsın Edgar ve Valery okuyanlar.. İslamın mucahiti ol, desinler dirildi Malcomlar!Müslumanın adını teröristten, Türkün adını barbar olmaktan kurtar! bunların muhatabı sensin,sen.. öyle çöpten adam olma, heybetin olsun, vakarın olsun, masaya elini vuracak cürretin olsun, herşeye kafa sallayanlardan olma, hayır demeye dilin olsun! bir dunyayı Türk tarihine sığdıran kahramanların torunusun sen ve tek bir gerçeğin, islamiyetin tohumusun sen! şahlan, kafanı dik tut, göğsündeki nura nur kat, sönük kalsın kandiller.. Davran ve kalk dava bizi bekler. Ne duruyorsun!?

 

Heybetini zalimden, merhametini yetimden yana kullan.. takvadan ayrılma, seccaden,tesbihin tek vazgeçilmezlerin olsun.. bize yar lazım değildir başka. Ağla, dinmesin gözyaşların, başkasının günahına da ağla, ağla ki yıkansın günahların.. kurnalar temizlemez ama gözyaşıdır bizim silahımız. Geceleri uyuyan ahmaklardan olma, semada seni muhattap alana bir kaldır başını bak, lebbeyk diyor duymuyor musun!?Uyuma, mezarda çok uyuyacağız.. Davran ve kalk! Ciğerini lime lime edecek kadar çek içine; ALLAH de ve sus.. şehadetimiz mübarek ola...

 

 

 

HARİKA :D :crying_anim:

Share this post


Link to post
Share on other sites

neden hep ben ?neden hep biz? der dururuz ama bir an da oturup düşünmeyiz tüm bunlara sebep zaten biziz. bize irade verilmiş bize idrak gücü verilmiş en mühimi de bize hiçbir canlıda olmayan akıl verilmiş. ona rağmen hala neden oturup düşünmeyiz? çok mu zor birazcık beynimizi yormak ?çok mu zor şu hayatta bizm de faydalı olabileceğimiz şeyler olduğunu görüp harekete geçmek? sadece bir kıvılcım gerek bize bizi ateşleyebilecek bir kıvılcım. işte onu verecek yiğitler onu verecek selmanlar onu verecek azizler lazım bize. yardım edin! yardım edin !benim gibi kalkmaya çalışıp da arkadan illa bir el gereksinimi duyanlara yardım edin! çaresizce oturmaktan bıkmış ama bir türlü çare olamayanlara. ihtiyacım var buna hem de çok ihtiyacım var. ve biliyorum ki benim gibiler az değil. ve biliyorum ki bizler kaybedilmeye yüz tutmuş işe yaramayacak kadar atıl olanlardan değiliz. sadece kazanılmayı bekliyoruz sadece kazanılmayı. dersin ki niye illa birileri gerek? çünkü şimdiye dek alışmışız böyle yaşamaya ama elbet bundan da kurtuluruz. yeter ki yardım edilsin bize...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Gönüldaş yardım bekleme, yardım için el uzatanlardan ol.. Hem bize O'ndan başkası derman değilken, bir insan bize ne verebilir ki... değirmenlerde öğütülelim, ezilen olalım ama can verelim; meram budur..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Karanlıkta büyüyor ellerim, bugün önceki günler gibi değilim.. kasırgalar talan ediyor denizimi, iyisi mi ümidimi eve götürmeliyim.. küstüm mavilere haberi yok, ortasında durmuşum okyanusun, imdat çağırıyorum. ben kendime küstüm haberim yok, denize alınmıyorum. sırtı dönük olan sadece o değil ki.. hey kenafir duygular, bugün önceki günler gibi değilim.. bir acı boy atıyor yüreğimde, susturmak ne mümkün. suni merhemler kar etmiyor canıma.. hep ağlamaya kaçmaktan yorgun düştüm, başka adres verin bana.. dert sandığım dertlerimin adı yok, türeyiveriyorlar; durduramıyorum! insan günahından kaçar, düşmanından kaçar, yağmurdan kaçar, bir isyanda kurşundan kaçar, tazyikli sudan kaçar, biber gazından kaçar ve.. ben bugün kendimden kaçıyorum.. karanlıkta büyüyor ellerim, bugun önceki günler gibi değilim! yaralarım dalga geçiyorlar benimle, gülmelerine katlanamıyorum, suratlarına okkalı bir tokatım yok, acizim, bugun her günkü gibi değilim! kalem alıp başını gitmek istiyor, cümlelerim bezdirmiş canından. derdim alıp başını gitmek istiyor, yüreğimin yağmurları onu üşütüyor. annem alıp başını gitmek istiyor, hava değişikliği iyi gelirmiş.. ruhum alıp başını gitmek istiyor bugün!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Filistin'de yüreği kanayan çocuğu benden sorun, Afganistan'da silah tutan militanı benden sorun, Çeçenistan'da silahlara hedef olan kadını benden sorun, Pakistan'da Keşmir'de yatağında uyuyamayan babayı benden sorun, Kahire'de Amerika'nın uşağı olmak nasıldır bana sorun, Bosna'da bir kız nasıl okur benden sorun, Kırgızistan'da nasıl ağlar duvarlar ve delik deşik olur bir çocuğun ümitleri bana sorun, Suriye'de süren şeriatı ve bir kadın ne bahtiyardır ondan, konuşan gözleri bana sorun, Bağdat'ta devrilen Saddam heykellerini bana sorun, bir tankın önünde nasıl can verir bir insan bana sorun, kurşun nasıl okşar ecelin alnını bana sorun, bunca kavgaya sebep benzinin beyaz gözyaşlarını benden sorun, nil-tuna nasıl yas tutar bana sorun, Hicaz'ın sahte hacılarını bana sorun, gözyaşları kan-çanak secdede can veren nurani dedeleri de benden sorun.Yunanistan'da gurbet yaşayan adaları bana sorun, Kıbrıs'ta verilen şehitlerin kanlarına içki katıp içen neslin kumar masasını benden sorun, Afrika'da yemek ne demektir tadamayan siyah tenleri, eksik damakları bana sorun, Uygur Türkleri'nde ne kadardır yaşamanın bahası bana sorun, Özbekistan'da- Kırgizistan'da hınzır eti bulaşmamış yiyecek bulmanın çabası nedir benden sorun, tandırlarda pişer somun ekmerleri, tutan elin ateşini bana sorun, Tunus'da Cezayir'de ne kadar hasrettir bir nine arapça kelimeye benden sorun, ve bir Arap-Asyalı ne derece mahcuptur batılının karşısında bana sorun. el pençe nasıl durur Mübarek(!) huzurunda Bush'un benden sorun, bir kadetral nasıl mağrur olur, minarelerin hezimetini benden sorun, yüze gülen cebinde hançeresini saklayan gavurun meramını bana sorun! ve bir Türkiye ne kadar akrep besler;masonu, teröristi,sabataisti benden sorun!..bana sorun,benden sorun; ne çok yakıyor canımı bildiklerim, ah bu bildiklerim! keşke bilmeseydim..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bir keder yuvalanıyor yüreğimde, tüm efkarı kapı dışarı ediyorum.. eda ettiğimi sandığım salatı, secdelere kapanan alnı, imameleri aşındıran parmağı, ezan işiten kulağı, dua eden elleri, sahte ağlayan gözleri.. hepsini, hepsini kapı dışarı ediyorum! sanmayın ki farkınız var benden.. aynada baktığınız benim , aynada gördüğüm sizsiniz.. alem aynadan ibaret değil mi!? hem aynadakiler yalan değil mi?!

 

Ah bu hakikat ah! ne çok eziyor yüreğimi! mengenelerden, akrebin kıskacından kurtulan, beri gelsin.. hele o adrese hiç uğrayamayan sen en beri gel ahmak!.. geldim..

 

Kitaplar okursunuz sayfa sayfa, cilt cilt.. ne öğrettiler size;tamam cümle kurmayı pek becerdiniz.. fakat hayatı nasıl memat yapmayı, nasıl sırtlamayı derdi, nefse kemend vurmayı, gözyaşı olmadan ağlamayı, susarken en şiddetli cevabı, konuşurken yürekte ezkarı, avuç içlerinde dua saklamayı kimden öğrendiniz/öğrenemediniz?!

 

Acı gelmesin, her gerçek acıdır ama.. acı gelmesin bu laftalar. ben hele derken nasıl eziliyorum, nasıl yürüyor cümleler üzerime, yalın ayak koşuyorum! insanın çaresiz olması, ne kadar acizlik ile yoğruluşumuz.. ahh turap dile gel de de; neden her yağmur çamur ediyor beni!? çakıl taşları karışıyor canıma, gözümün bebeğine yaş birikmiş, dökemiyorum.. sözler diziliyor dilime yutkunuyorum, suyun tadına zehir mi karıştı ne, zakkum dedikleri buna mı benzer!?

 

Aklım taşıyamıyor beni, fikirlerimi.. havatır demişler amenna; biz adam sanmadık ki kendimizi. ruhumun aşkı Rabbime malumdur, gel gör ki nefs de ruha aşıktır; yolumdan alıkoyuyor beni.. nefsini sahibine satamamış hileciyim ben.. sen mi?seni bilemem..

 

Fazlasına ne cümlelerim ne de lügat muktedir.. bir mana var ki dil anlatamamaya köledir. bir aşkı tanırım ben, üstad ne güzel der onu, benimki beni cüce edendir.. gelenler hep gittiler, bir aşk kaldı bize efendiler.. ayn şın kaf;

kaf dağı kaldırmadı bu yükü, ben sırtladım-hazreti insan! ona deli gibi sarılsana, başka neyin var?! vesselam..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yazdıklarınızı okudukça gözlerimden kanlı gözyaşları akıtmak istiyorum ama ne yazık ki o istidadımı bile kaybedecek kadar uzaklaşmışım kendimden.Bence kitap çıkartmalısınız en kısa zamanda, yazdıklarınız iliklerime kadar işledi çünkü.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Yazdıklarınızı okudukça gözlerimden kanlı gözyaşları akıtmak istiyorum ama ne yazık ki o istidadımı bile kaybedecek kadar uzaklaşmışım kendimden.Bence kitap çıkartmalısınız en kısa zamanda, yazdıklarınız iliklerime kadar işledi çünkü.

Teşekkür ettim efendim. deruni alemlere bir gezinti yapmanıza vesile olduysak ne ala..bir nebzecik dertleşebilmek... Mevlam derdimizi bire indirsin, bakın o zaman susturabiliyor musunuz gözyaşlarınızı.. kitap çıkarma hususunda düşünmeye cürret ettik, bakalım Rabbim olur verirse.. zira bu sesin (benim değil davanın) duymadık kimsesi kalmasın diye; en haşin münadisi olmak meramındayım...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yaylım ateşinde ruhum.. ah dilim ne susar ne de anlatabilirsin; kimler duyar, kimler derman arar yarana.. kelam kafi gelmez, kalem mürekkebi yetmez iyisi mi kelepçeler dilime..

 

Kalbim fısk batağında, çamuru kirletiyor cesedim. ah turabım bilsen ne müteessirim, senden özür dilerim! elimi senden yaptı, gözümü senden yaptı, dilimi senden yaptı, yüreğimi senden yaptı, aşıma bir yerde zehir karıştı.. sana asi gelmek istemedim turabım, toprak senden özür dilerim..

 

Cümleler anlatınsana derdimi, lugat bana bir kelime ver.. niye hiçbiri işlemiyor canıma, niye sesime karışmıyor başka ses, niye ihtiva etmiyor kitaplar beni, kafamı niye hala duyabiliyorum!? ahh efkarım ahh getirme sonumu benim, emanetime kıydırma beni; iyisi mi kelepçeler elime..

 

Gözlerim mıhlı toprağa, mezarlarda kol geziyorum, Rabbim o ne huzurdur!.. anladık ölünce bize rahat yüzü, o ne şehrayindir yaza çeviriyor güzü.. evlerimiz mezar, mezarlar evimiz.. ey Azrail'im gel ocağıma incir ağacı ek! senden kaçan nefsimden ötürü özür dilerim!..

 

Musalla taşında geziniyor ellerim, sana mı benim sonum ey kutlu yer, senden mi son yolculuğum?! soğuksun, korkutucusun belki; ama iman eritmez mi mermeri? duyar mısın anamın, kardeşimin ağlayışlarını, iniltilerini?.. kınama, biz insanlar sevmeye pek meyilliyiz; bir hakkıyla Rabbimiz'i sevemedik.. itaatten kaçan zelil köle, iyisi mi kelepçeler bileğime..

 

Bu da kim, kim bu taşınan omuzlar üzerinde; saf saf olmuş insanlar, bir kara hüzün çökmüş gözlerine.. uzaktan izliyorum, gençti diyorlar, doyamadan gitti.. kim doymuş ki!? ilerde siyah yaşmağının altında bir çift göz var ki;aman Allah'ım canından can gitmiş gibi.. bakıyorum, çıkartamıyorum ama içerimi dağlıyor gözleri; yanardağlardan düşüyorum! üşüyorum.. helal olsun diyorlar, irkiliyorum, geliyorum kendime.. bir daha söyleyin adı neydi kızın, kulaklarım inanamıyor; ey insanlar bağırın kime helal ettiniz hakkınızı!? orada yatan ben miyim!? şükürler olsun Rabbim, şükürler SANA olsun! babam, anacığım kusura bakmayın bana; sizden özür dilerim..

 

Gidiyorum, işte yıllardır hasretini çektiğim sefer, çabuk götürün beni! derince bir yerde toprağın nemini kokluyorum, avuç avuç yiyesim geliyor; güneşimi kapatıyorlar, ışık görünmeze yakın, gündüzün ortası ama geceler doğdu bana! ahh güneş gölgeye geldi.. şimdi yola geldi işte, haddin varsa dirensene, hadi kelepçeler nefsime..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Öğrendikleriniz sahte, okuduklarınız değil hakikat.. içinde gömüldükleriniz sadece çenenizi kapamak için verilen suni bir emzik!.. hepsi kör etmek için dimağınızı geceli-gündüzlü gayretteler, sakat ediyorlar sizi farkında değilsiniz! inkar etmeyin, hele alınmamazlık gafletine hiç düşmeyin, bana sadece tüm tecrübenizi bir cümleyle özetleyin.. ne diyeceğim diye düşünürken; felsefeden mi, bilimden mi, edebiyattan mı, dinden-diyanetten mi, tasavvuftan mı, fezadan mı, tarihden mi?!... hangisinden dem vuracağınızı hala mı kestiremediniz?! hey efendiler, hindiye taş çıkartıyorsunuz.. bırakın bir kenara bunları; yakın kitapları!!

 

 

Kaç kere dünya yıktınız, kaç gecede dünya kurdunuz?! kaç saat, ateşli münakaşalar ile arkadaşlarınızı uyutmadınız, kaç yazı kaleme aldınız, kaç kere Kuran hatmettiniz, kaç şiir ezberlediniz, kaç kitapcık bitirdiniz, kaç insan tanıdınız, kaç kere sokaktaki cocuklara şeker dağıttınız, kaç dünya gezdiniz, kaç kere adam oldunuz, kaç dil öğrendiniz, kaç kere ağladınız, kaç ömrünüz oldu, kaç kere öldünüz, kaç kere aynadaki gördüğünüze sövdünüz, kaç kere sizi ezen zengin para budalalarını övdünüz, kaç dostunuz oldu, kaçı sizi yarı yolda bıraktı,kaç kere aşık olduğunuzu sandınız, kaç kere pişman oldunuz, kaç kere yine günaha döndünüz,kaç rabıta yaptınız, kaç seccade eskittiniz, kaç kere mescit bile tanımadınız, kaç vakit camiye uğradınız, kaç kere denizi geçtiniz, kaç kere kaçtınız kendinizden!!?? cevaplar mı; hepsi sizin cebinizde, belki de yanıt dahi veremiyorsunuz bilemem.. öyleyse ne diye tutuyorsunuz kelimeleri; yakın lugatları!!

 

 

Bu ülke'de dirilişler ölecekse, ideolocya örgüsü rafta çürüyecekse, ama hangi Atatük diye aklın şüpheye düşecekse, benim gözümde Menderes'ler üşüyecekse, Avrupa'nın 50 büyük yalanı sana hala ninni gelecekse, mağaradakiler seni medeni edecekse, umrandan uygarlığa ruhun göçmeyecekse, müdafaalarım seni yola getirmeyecekse, ruhun gurbet içinde gurbet çekmeyecekse, gavur bye bye Türkçe derken senin için bunu sindirecekse, Kırım kan ağlıyorken senin yüzün gülecekse, bir adam yaratmak varken gözün karartma gecelerinde ise, ayak takımı aşklara sarılıyorsan, kötüye çıkıyorsa Babil'de ölüm İstanbul'da aşkın adı ve yüreğin katre-i matemden bihaber ise; hepsinden de öte bu sıraladıklarım nezdinde sadece bir cümle ise, tavanarasına kaçmışsa aklın; birşey diyemiyorum arkadaşım!! yakın hayatları..

 

 

Yanlış anlaşılmasın efendiler, bir meczup ne derece akildir ki?! ve ne kadar tesir eder dedikleri, orası meçhuldur fakat cümlelerin fiyakasının hakkı yenmemeli.. sanınız ki vicdanınız aldı karşısına sizi, bu gece paralıyor... gıkınızı çıkarmadan bir deyiverin kendinize hadi, ben koca bir ...?...! (orasını da bilemem gari).........

Share this post


Link to post
Share on other sites

Zaman zaman hayrete uğrar aklım, cümle kurmaktan aciz düşerim, ellerim düşer, gözlerim düşer, kapılar üstüme düşer, bir köşede gençliğim bana küser, aynalar yüzüme düşer, bir viranede ağlayan bebeğin vebali bana düşer, dizlerim ferden düşer, zihnim serden düşer, bir noktada birikir de gözümden katre düşer.. ahh işte bu sonuncusu yok mu; hani şu ağlamak dedikleri hal.. sana deli gibi hastayım bilesin..hastayız sana.

 

Bir sancı isabet eder alnıma, bir kıvranış ki sorma gitsin, taşları dişliyorum.. ellerimi kenetliyorum kafama, yer altından yığın yığın ceset sesleri, duymamak elde mi; nasıl haykırıyorlar işitmiyor musunuz? yakında ben de gideceğim aralarına belli mi olur.. pek gelmeye niyetin yok gibi senin..yapma be kardeşim dünyada kalıp da ne edeceksin? vallahi yaşamak daha eza veriyor adama, çektiklerim mi; sorma gitsin..

 

Biraz daha kal demişsin, bozdu bu dünya bizi kızanım, kendimize yabancı olduk..iyiden iyiye musallat oluyor bu gitmek fikri..acaba seni kime emanet etsem ki? Sahibine emanetsin a canım.. bizi doğuran ana sövüyor, vatana hakkını veremeyene dede sövüyor, toprağı işlemeyen evlada nine sövüyor, filiz vermeyen tohuma çiftci sövüyor, maaştan şikayetçi memur devlete sövüyor, deva arayan hasta doktora sövüyor, niye eğrisin diyene deve sövüyor.. anlayacağın birileri dünyanın çivisini söküyor.söven sövene, dizlerini döven dövene.. vicdan kendi derdine mi yansın, vatana-millete mi? düşünmemek olmuyor a kuzum, elde değil işte; düşüveriyor kafa, oluyor dertten dört köşe.. gel de şimdi hazdan gazel söyle; failatun failatun failun...

 

Geveliyor dilim bakmayın siz benim gibilerine, gülüp geçmek dedikleri var ya hani, ya da ''he de geç'' de olabilir farketmez ama fakat biraz bakıverin satır aralarına a canım, o kadar da kör kuyuya taş atmayız.. biraz mürekkep yaladık hani, benim değil kitapların hakkını yememeli aman ha!. çok şey öğrettiler bize, ele bir aşıladılar ki ilimi fenni, bir tarih öğrendik ki meğer neler yapmış bizim Gazi, cebir yanında halt etmiş, bir kurşunla tüm yunanı devirmiş, bir de dile reformu var ki en mükemmeli; dedeye yabancı kıldı torunu-torbayı, altınlar doldurdu torbayı, öyle ki sofrada ekmek yok, kaşık taşa yuvarladı çorbayı, devlet şiar edindi komünizmayı.. velhasılı gül devri gibiydi vesselam.. ha ne diyorduk, hazdan gazel söylemek; yandık, yaktılar, yanıyorlar.. (bu yeni siga imiş henüz mufredeta geçmedi, buradan vatana bu hizmeti biz yapmış olalım..)

 

Öyle işte, bir yanda insanın kendi hali, bir yanda vatanın derdi; ikiye bölünesim geliyor. aciziz kızanım yok ki bir deli dengi; havuza şeker at karıştır e mi! benden söylemesi bak gelmedi sonu, hala yaşıyor Gazi, yaşasın Kemalizm dedikleri! naraları dolduruyor kulak deliklerini, sen iyi belle bunları ve tam bir Kemalist yetiş ve devletin için elinden gelen ziyanı ardına koyma e mi, yüreğimizde yaşıyor, sen kalk ben yatam, izindeyiz, duy sesimizi; inindeyiz!

 

Bu kalem de susmak bilmedi gitti.neyse efendiler sanırım anlaşıldı meram.. artık konuşturun susmasın bu kelam! izindeyiz üstad, izindedir kafalarımız, yırtıldı asırlık yaftalarımız.. vesselam

Share this post


Link to post
Share on other sites

Efendim genel olarak yazılarınızı gözden geçirdik, bazı metinlerizi okuduk. Güzel olmuşlar, teşekkür ederiz. Lakin anlam veremediğimiz bir husus vardır, "...tam bir Kemalist yetiş ve devletin için elinden gelen ziyanı ardına koyma e mi..." diye bir cümleniz var son yazınızda. Burda kastınız ne ola ki? Kemalist yetişmeyi devlete zarar verme manasında kullanmış gibi durmaktasınız. İzah verirseniz mutluluk duyarız.

 

Saygılarımızla...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Efendim genel olarak yazılarınızı gözden geçirdik, bazı metinlerizi okuduk. Güzel olmuşlar, teşekkür ederiz. Lakin anlam veremediğimiz bir husus vardır, "...tam bir Kemalist yetiş ve devletin için elinden gelen ziyanı ardına koyma e mi..." diye bir cümleniz var son yazınızda. Burda kastınız ne ola ki? Kemalist yetişmeyi devlete zarar verme manasında kullanmış gibi durmaktasınız. İzah verirseniz mutluluk duyarız.

 

Saygılarımızla...

Evvela teşekkür ederim beğeniniz için. Doğru anlamışsınız efendim, orada ufak bir paradoks yapmaya çalıştık. bugunkü Kemalist geçinenlerin vaziyeti zahirdir, köstek olmaktan, devlete pranga vurmaktan başka ameli olmayan bu zihniyetleri ben nezdimde başka türlü vasıflandıramıyorum.. bu olayın bencesi tabi. herkes fikir hürriyetine sahiptir. umarım açıklayıcı olmuştur. saygılarımla..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ah Hayyam, nedir dökülenler dilinden senin, yüreciğime saplanır kalır.. biz sekr halini ölümde bilirdik, kalktın bizi nefeste iken sekerata bağladın.. aşkı Rab olana adadın isen amenna, ama matlubun gayrısı ise biz o demlere aşina değiliz..

 

Kadehi O derse yudumlarız, saki O derse vardır, aşkın en güzeli O'na hebadır.. hani Şems emretmişti, meyhanelere ayak sürtmüştü, Mevlana dudaklarına kadehi götürmüştü.. baktı ki teslimiyyeti has ve kamildir; itmişti elinin tersi ile, kırmızı şarapla yıkanmıştı kar.. kimi nasipsizler bunu farklı algılar. bu müridin, mürşide en saf ittibasıdır; katıksız, halis, günaha meyili bile hatta meşru kılar.. ağzından çıkan bir kelimeye bakarsın, mübarek gözlerinden bir mana çalarsın ki dese de koştursam.. bir teveccühüne, bir himmetine kavuşşam.. eğer bunlardan bana devşireceksen, aklımı alıp gönlümü galip getireceksen, beni bende öldürüp, mürşidde dirilteceksen; konuş Hayyam azalarım sana amadedir.. ama ki fuzuli gönül eğlendirmelerinde, aşkın namını arttırmakta ise sadece kavlin, işitecek kulak yoktur bizde, zira kıl-u kal çok işittik..

 

Ah efendim, hayatta iken yoktur kapınıza gelip diz çökecek mecalimiz. zira zehirli urgan ile mahpustur bedenimiz.. yıllar oldu ki bulamadık çıkış yolunu, nefs sol dedi oraya yalpaladık, ruh sağ dedi oraya yaslandık; velhasılı itidal denen kelimeyi sadece kamuslarda tanıdık.. ah amel, ah amelin salih olanı; buluverin bir gün adresimi, bu kadar mı kaybettim kendimi!?

 

Üstad demişti; keşke, keşke ölmeden evvel tüm hayatımı O'nun dizleri dibinde geçirseydim.. insan kaybedince hissediyor asıl elemi, ama huzurunuza nasıl çıkar bu günahkar yüz; nezdinizde tüm cürümler aleni.. bir baş parmağınızda seyr eylersiniz tüm hatalarımı, ulak gelir haber verir muradınızı; gel omuzlarımdaki yükü hafiflet! ah efendim, nefsimin yükünü omuzlarımdan, nefsimin neş'esini ruhumdan, nefsimin ayaklarını yollarımdan, nefsimin silahlarını aklımdan, nefsimin havatırını kulaklarımdan, nefsimin cazibesini sevaplarımdan.. kurtardığım gün geleceğim sana; uryan, mücerret, nadim, ağlamaklı.. belki de bunlar olamadan kabzedecek Azrail canımı.. dil nasip demeden öteye gidemiyor.ne diyelim nasip..

 

Delice bağlanmalı, hiç hesap-kitap olmadan, sualsiz; rapteyle kalbini O'nun kalbine.. evet derse evet, hayır derse hayır..O derse eğer, güneşin doğduğu cenah garptır! açık eyle geceleri gönül kapılarını, bırakıver yağmalasın meşayih, yüreğindeki hataratı.. bir çeşme akar ki feyzdir onun abı, bir nur peyda olur ki Rab'dır onun kaynağı, bir gözyaşı akar ki denizler giyer hicabından nikabı.. ah dilim ne iyi edersin kelamı, hadi madem bırak herşeyini, soyun o bozuk yaftalardan, çıkar dünyevi esvaplarını, at bir kenara beyni yıkayan kitapları, içi boş lügatları.. hadisene yok mu diyeceğin bir cümlen, nerede kaldı onca nedamet dolu paragrafların, zerre yok mu adamlıktan payın?! ya dediğinin ardında dur ya da sus! bu kapı zira oyun kapısı değildir! tamam sustum fakat gidiyor değilim çünkü başka kapı tanıyor değilim! sadece sustum..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...