Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Kalemdar

Lâtif Nükteler

Recommended Posts

Karşılık

 

Kendisine hakaret edilen Hz. İsa'ya (a.s.):

- "Niçin karşılık vermediniz?" diye sorduklarında:

- Herkes yanındakini verir, demiş. Onda olan, benim yanımda yoktu.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ne Gibidir?

 

Aziz Mahmud Hüdai Hazretleri, bir gün Padişah Ahmed'in gönderdiği hediyeyi kabul etmeyip,

geri iade etmiş. Bunun üzerine Padişah da o hediyeyi bir başka alim olan Abdülmecid Sivasi'ye göndermiş. Abdülmecid Sivasi ise Padişahın gönderdiği hediyeyi kabul etmiş.

Bunun üzerine Padişah:

"Abdülmecid Efendi! Aziz Mahmud senin kabul ettiğin hediyeyi kabul etmemişti," dediğinde

Abdülmecid Efendi şöyle demiş:

"Aziz Mahmud, anka kuşu gibidir. O öyle şeylere itibar etmez ki..."

Sultan Ahmed, bu kez de Aziz Mahmud'a:

"Senin kabul etmemiş olduğun hediyeyi Abdülmecid Sivasi kabul etti," dediğinde,

Aziz Mahmud Hüdai Hazretleri şöyle demiş:

"O deniz gibidir; içine bir damla necasetin düşmesiyle pislenmez."

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ne Bal Var Ne de Pekmez

 

A. Geylanî Hazretlerinin üzerine hiç sinek konmazdı. Onun bu haline vakıf olanlardan biri sordu. Üzerinize sinek konduğunu hiç görmüyoruz? Sebebi nedir? Şu cevabı verdi;

Niçin konsun ki? Üzerimde ne dünyanın pekmezi var, ne de ahiretin balı...

Share this post


Link to post
Share on other sites

BEN DEVELERİMİ AHIRA BAĞLIYORUM

 

Malı mülkü çok olan bir zengin, İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe (rh.) hazretlerine sorar:

 

* Benim de senin gibi çok develerim var. Ama namazda bir türlü kalbimi, gönlümü bunlardan kurtaramıyorum. Sen nasıl yapıyorsun?

İmâm-ı Âzam hazretlerinin cevabı sarsıcı, silkeleyici ve îkaz edicidir. Şöyle buyurur:

 

* Ben develerimi ahıra bağlıyorum, kalbime değil!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hırka

 

Vaktiyle adamcağızın biri, Abdülkadir Geylânî Hazretlerine gelerek;

Aman yâ Hazret, mübarek hırkanı bana giydir de, senin hâlin ile hâlleneyim demiş. Geylanî Hazretleri de şöyle cevap vermiş:

- Sen kendin o hâli bulmadıkça, hırkamı değil kendimi giydirsem fayda vermez.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mezar Taşı

Behlül Dânâ'ya biri sorar:

- Oğlum öldü. Mezar taşına ne yazdırayım?

Behlül Dânâ şu cevabı verir:

- Şunu yazdır: "Dün altında olan çimenler bugün üstünde yeşerdi. Ey yolcu anla ki, şu toprak günahtan gayri her şeyi örter."

Share this post


Link to post
Share on other sites

Nasıl Hesaba Çeker?

 

Biri, Hz. Ali Efendimize (r.a.) gelerek: "Ya Ali! Allah bu kadar insanı nasıl hesaba çeker?"

diye sorduğunda Hz. Ali'den şu cevap almış: "Nasıl rızıklandırıyorsa, öyle."

Share this post


Link to post
Share on other sites

Miras

Günün birinde Ebu Hureyye (r.a.) sokakta gördüğü insanlara:

"Burada boşu boşuna ne dolaşıp duruyorsunuz? Mescide koşun; orada Resül-i Ekrem'in (a.s.m.) mirası bölüşülüyor. Siz de alın," der. Bunu işiten kişiler hemen mescide giderler. Ama orada herhangi bir mal varlığının paylaşıldığını göremeyince de geri gelip, Ebu Hureyre'ye (r.a.): "Biz senin söylediğin gibi bir taksim görmedik," derler. Ebu Hureyre (r.a.):

"Peki ne gördünüz?" diye sorar. Onlar da:

"Mescidde kimi Kur'an okuyor, kimi zikir yapıyor, kimi ilim öğreniyor," derler.

Bunun üzerine Ebu Hureyre (r.a.) şöyle der: "İşte Resül-i Ekrem'in (a.s.m.) mirası odur..."

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kuru akıl

 

Velînin birine sormuşlar: "Allah isterse deveyi iğne deliğinden geçirir mi, geçirmez mi?"...

 

"- Geçirir."

 

Demiş velî... Kuru akıl yine sormuş:

 

"- Nasıl geçirir, deliği büyüterek mi, deveyi küçülterek mi?"

 

Velî gülmüş, demiş ki:

 

"- İsterse deliği büyültür, isterse deveyi küçültür, isterse de ne onu yapar, ne onu, yine de geçirir."

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ruhlar Nereye Gider?

 

İbn-i Abbas hazretlerine "Ruhlar cesetlerinden ayrılınca nereye giderler?" diye sorduklarında, o yüce insandan şu cevabı almışlar:

- Yağı biten kandillerin ışığı nereye gidiyorsa, oraya...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Neden Boşuna Para Alıyorsun

 

İmam Ebu Yusuf'a birisi öğrenmek istediği bazı konularda sorular sormuş. Ebu Yusuf, soruların bazılarına:

"Bilmiyorum" cevabını vermesi üzerine sorduğu soruların bir kısmına cevap alamayan şahıs:

"Bilmiyorsun madem devlet hazinesinden neden boşuna para alıyorsun?" diye fırça atmaya kalkınca, İmam Ebu Yusuf şöyle diyerek muhatabını susturmuş:

"Ben devlet hazinesinden bildiklerim için para alıyorum. Bilmediklerim için para almış olsaydım devlet hazinesinde para kalmazdı."

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sofinin biri Menzil'i ziyeret ettiğinde; hazır gelmişken vird sayısını artırmak ister.. 

 

Seyyid Abdulbaki hazretleri sayıyı artırdıktan sonra huzuru terk eden sofiye arkadan seslenerek "Kurban biraz da Allah de."

 

Yanındakiler şaşırır. Zira vird; Allah zikrinden başkası değildir. Sofiye gelerek; " Sen nasıl zikrediyorsun ki; Gavs hazretleri böyle buyurdu?" derler..

 

"Kurban ben vird, vird.. çekiyorum"....

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Dünyanın Yüzü

 

Hastalıktan ötürü gözleri kapanmış olan bir adam, halk şairi Seyrani'ye:

- Bende dünyayı görecek göz mü kaldı? diye şikayette bulununca, söz eri Seyrani:

- Hiç üzülme dostum demiş. Zaten dünyada da bakılacak surat kalmadı.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yemeğe Yenilmek

 

 

Sasani hükümdarlarından Ardşir Babegân, doktoruna, "Bir günde ne kadar yemek yemeli?" diye sordu. Doktoru: - Üçyüz gram kadar yeter, dedi. Babegân - Bu kadarcık şey insana ne kuvvet verir ki? diye bunu az bulunca, doktor şu karşılığı verdi: - Bu kadarı seni taşır. Bundan fazla olursa sen onu taşırsın.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Efendim açmış olduğunu konu güzel olmuş, teşekkür ederiz. Konuya mesaj eklerken istifade etmiş olduğunuz kaynak(lar) varsa onu/onları da dipnot olarak belirtirseniz daha faydalı olur. Nüktelerin yelpazesini genişletirseniz bu da, konuyu daha renkli kılabilir.

 

Saygılarımızla...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Efendim açmış olduğunu konu güzel olmuş, teşekkür ederiz. Konuya mesaj eklerken istifade etmiş olduğunuz kaynak(lar) varsa onu/onları da dipnot olarak belirtirseniz daha faydalı olur. Nüktelerin yelpazesini genişletirseniz bu da, konuyu daha renkli kılabilir.

 

Saygılarımızla...

 

 

Bilakis ben teşekkür ederim BDG kardeşim.

Forumumuzun kaynak gösterme lüzumuna ilişkin hassasiyet sahibi olduğu bilincindeyim fakat bu nükteleri sair forumlardan alıntıladığım için onlarında kaynak göstermemeleri münasebeti ile bende gösteremedim, ayrıca bu forumları burada kaynak olarak da belirtmek istemedim.

 

Dua ile kardeşim...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hani derler ya,Behlül Dana bigün abisinin yatağına uzanır, rahat gelir ve uyuyakalır.Bunu gören sarayın görevlileri vayyy sen nasıl efendimizin yatağına yatarsın? başlarlar dövmeye.Behlül Dana, onlar vurdukça gülmektedir.Sorarlar neden gülüyorsun diye.Öbür dünyayı düşünüyorum der.Bu yatakta bu kadar yatmanın cezası buysa sürekli yatanın hali ne olur işte ben buna gülüyorum der.....

Share this post


Link to post
Share on other sites

Utanılacak Birisi Yok

 

 

Mervani Meliklerinden Velid, Abdullah ile satranç oynadığı bir sırada kapıcı gelip:

"Efendim, ulu bir kişi geldi sizinle görüşmek istiyor," demiş. Hemen satrancı saklamışlar ve söz konusu kişiyi içeriye davet etmişler. Gelen şahsın başında büyük bir sarık varmış. Sakalı uzun olan bu şahıs, ilk görünüşte takva sahibi biri intibahını veriyormuş. Az sonra da şöyle demiş: "Ben savaştan geliyorum, sizi de bir ziyaret edeyim dedim." Velid, şu soruyla başlatmış aralarındaki sohbeti:

"Kur'an-ı Kerim'i ezbere biliyor musunuz?"

"Hayır."

"Ezberinizde hadis-i şerif var mı?"

"Hayır,"

"Peki herhangi bir bilginin bilgilerinden, herhangi bir şairin şiirinden ezberlediğiniz var mı?"

"O konularla hiç ilgilenmedim."

"Hikmetli bir söz veya olay bilir misiniz?" sorusuna ise:

"Bunlara karşı herhangi bir ilgim olmadı," cevabını vermiş misafir olarak gelen kişi. Velid, sorduğu sorulara aldığı bu cevaplardan sonra Abdulllah'a şöyle demiş:

"Abdullah, getir satrancı, biz oyunumuzu tamamlayalım. Yanımızda utanılacak birisi yok."

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kul Taksimi mi Allah Taksimi mi?

 

Nasreddin Hoca merhuma, talabelerinden biri bir torba ceviz getirir. Hocaefendi,

sınıftaki çocuklara hitaben: -Bu cevizleri kul taksimi mi yapalım, Allah taksimi mi? diye sorunca, çocuklar: Allah taksimi yap hocam, derler. Hocaefendi, torbayı eline alarak, kimine bir avuç, kimine bir tane, kimine üç avuç, kimine hiç, kalanını da torbayla birine verir. Ceviz alamıyan çocuklar: -Hoca, hani bize ceviz, derler. Hoca: -Çocuklar, baştan size sordum. Allah taksimi istediniz. Allah'ın taksiminde adalet değil, ihsan (lütuf) esastır. Allah, lütfundan dilediğine

verir, dilemediğine vermez. Kimine az verir, kimine çok. Hiçbir varlığın ona, "niye böyle?" diye sormaz hakkı yoktur. Mülk sahibi mülkünde dilediği gibi tasarruf eder.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Cevaplar mahiyetiyle insanı kuşatan nükteler...Ancak bunları uygulama sahasına gelince iş,orada tökezliyoruz maalesef(En azından bunu kendi adıma rahatlıkla söyleyebilirim).Diliyorum ki Rabbimiz-cellecelalühü-o takva sahiplerinin okyanusundan bir damla tatmayı nasip eder inşaallah.

 

 

Selam ile.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Nasrettin Hoca'nın taksim meselesi gerçekten çok hoş ve manidar. Anadolu'nun hakikat sözcüsü ve nüktecisi Nasrettin hoca hep şaşırtan, görülmeyeni gösteren ve tahmin çemberine sığmayan üstün bir muhayyileye sahiptir. Zaten onun bu halini gören Anadolu'da bu tür olaylarda özneyi Nasrettin Hoca yapmaktan da çekinmez. Bir bakıma iyi bir bakıma kötü. Ama ne olursa olsun, o ana kadar o hakikati bilmeyenler, anlamayanlar için Nasrettin hoca hem kaşif hem manivela konumundadır. Kişi o kaşifin manivela rolü sayesinde hakikati keşfeder, görür. Konuya ekleyen arkadaşımıza teşekkür ederiz, hakikati tebessüm eşliğinde bir kez daha güzel oluyor. :)

 

Saygılarımızla...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Acele İş

 

Nasreddin Hoca, bir gün eşeğe binmiş yolda giderken, eşek birden koşmaya başlamış.

Kontrolünden çıkan eşeği durdurmaya çalışsa da hoca, başarılı olamamış.

Eşeğin sırtında iken hocanın rüzgar gibi geçtiğini görenler:

"Hayırdır hocam, bu telaş da neyin nesi, ne tarafa böyle?" diye sormuşlar.

Hoca, geride bıraktığı topluluğa eşeğin sırtından başını geri çevirerek şöyle cevap vermiş:

"Merak edilecek bir şey yok. Eşeğin acele bir işi çıktı da, birlikte oraya gidiyoruz."

Share this post


Link to post
Share on other sites

Buda memleketimiz olan Kayseri' den.

 

Kayseriliye sorarlar iki kere iki kaç eder?

 

Cevap: Alırken mi, Satarken mi? :)

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

İstanbul'u Değil Dünyayı Alırım

 

 

Fatih, Edirne'de bir gün kıyafetini değiştirip çarşıda gezmeye başlamış. Bir ara bir bakkala

uğrayıp yağ istemiş. Yağı aldıktan sonra da bal istemiş. İstemiş istemesine ya bakkal balı

vermeyip şöyle demiş:

"Bal var, yalnız onu da şu bakkaldan alın efendim."

Padişah şaşkınlık içerisinde şu soruyu sormuş:

"Niye sen vermiyorsun?"

Bakkal, sen şekilde cevaplandırmış Fatih'in sorusunu:

"Yalnızca ben kazanırsam öteki bakkallar açlıktan ölürler. Onların da çoçukları var,

onlar da kazansınlar." Padişah, hayretler içerisinde diğer bakkallara da uğramış ve hep aynı

cevabı almış: "Sadece ben kazanmayayım, onlar da kazansın," demişler her biri.

Bunun üzerine şöyle söylemiş Fatih Sultan Mehmed:

"Birbirlerine bu derece bağlı, birbirlerini böylesine düşünen bir halkım olduktan sonra

ben değil İstanbul'u, bütün dünyayı bile alırım."

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...