Kayseri'deki Vahşet, 'idam Cezası' Tartışması Başlattı

[Kalemdar 293]

Kayseri'de ve İstanbul'da çocukların vahşice katledilmesinin ardından siyasette 'idam cezası' tartışması başladı.

 

İlk olarak Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Yalçın Topçu, "İdam cezası geri getirilsin. Gerekirse referanduma sunalım." çıkışı yaptı. Ardından partisince imza kampanyası başlatıldı. Dün de Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve siyasi partilerden değerlendirmeler geldi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Finlandiya Cumhurbaşkanı Tarja Halonen ile ortak basın toplantısı sırasında gazetecilerin soruları üzerine, "İdam cezası kaldırıldı ama ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası var. O da idam gibi." dedi. TBMM Başkanı Şahin'in Tarja Halonen'i kabulünde de aynı soru yöneltildi. Söz konusu cezanın daha önce kaldırıldığını hatırlatan M.Ali Şahin, "Vicdanlar tersini söylese de idamın geri gelmesi zor görünüyor." demekle yetindi. Tartışmaya, konuk Finlandiya Cumhurbaşkanı Tarja Halonen de katıldı. Halonen, kendilerinin de idam cezasını kaldırdıklarını ancak zaman zaman bunu yapmakla hata edip etmediklerini tartıştıklarını söyledi. Fakat, "Ölüm cezasının olduğu ülkelerde de hâlâ çok korkunç suçlar işleniyor." notunu da düştü.

 

İktidar ve muhalefet kanadında da farklı görüşler hakim. AK Partili TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, idam cezasının yasalarda olması gerektiğini her zaman savunduğunu ama şu anda böyle bir düşünce olmadığını belirtti. AK Parti iktidarı döneminde asla af çıkarılmayacağının da güvencesini verdi. Burhan Kuzu, komisyon toplantısı öncesi gazetecilerle sohbet ederken, "İdam cezası yasalarda olmalı. Bir kenarda durur, uygularsın veya uygulamazsın. Toplumsal tatmin bazen gerektiriyor." dedi.

 

CHP'de, idam cezasının getirilmesi düşüncesine karşı çıkan görüşler ağırlıkta. İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, "İdam cezası uygulanmamalı. Abartmayalım ve sulandırmayalım. İdam cezası istemek sulandırmaktır. Olmayacak şeylerle kamuoyunu meşgul etmeye gerek yok." diye konuştu. Bir diğer CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman da, "Ben bir hekim olarak, sosyal demokrat olarak her şekilde öldürmeye karşıyım. İdam cezasına karşıyım." görüşünü paylaştı. İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, "İdam cezası uygulanmamalı. İdam cezası başka bir katliam, bir katliamı diğer katliamla örtemeyiz." dedi. BDP de aynı şekilde söz konusu cezaya karşı çıktı. Eşbaşkan Gültan Kışanak, TBMM grup toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, "İdam cezası devlet eliyle işlenen bir cezadır. İdam cezasının telafisi olmaz, demokrasilerde de yeri yoktur." diye konuştu.

 

MHP'de ise idam cezasına destek veren yaklaşım ağırlıkta. Grup Başkan Vekili Oktay Vural, bu konuda bütün siyasi partilerin ortak tavır alması gerektiğini savundu. Vural, "Bu konu Meclis'te ele alınırsa elbette değerlendiririz. Biz tercihimizi, milletin değerlerinden yana koyarız." sözleriyle idam cezasının geri getirilmek istenmesine olumlu yaklaştı. Konuyu ilk olarak gündeme getiren BBP lideri Topçu, partisinin Ankara il başkanlığınca dün Abdi İpekçi Parkı'nda başlatılan imza kampanyasına katıldı. Öğleden sonra da Kayseri'ye giderek öldürülen çocukların cenazelerine katıldı. Ailelere başsağlığı dileyen Yalçın Topçu, acılı anne Özlem Ay'a da idam cezasının getirilmesi için başlatılan kampanyaya ilk imzayı attırdı.

 

Cihan Anka / Ankara

[TEYHAN 4]

hala tüylerim diken diken oluyo

 

idam cezasına karşı çıkanlar ,bu ailelerin yaşadığı acının aynısını yaşasaydı acaba yine karşı olacaklarmıydı!

[La_edri 44]

hala tüylerim diken diken oluyo

 

idam cezasına karşı çıkanlar ,bu ailelerin yaşadığı acının aynısını yaşasaydı acaba yine karşı olacaklarmıydı!

 

Elbetteki o zaman bakış açıları değişecekti. O zaman demokrasi, çağdaşlık vs. gibi söylemlerle itiraz edip art niyetlerine kılıf uyduramayacaklardı. Yumuşak koltuklarda ahkam kesmek, esmek gürlemek kolay Nasreddin hocanın dediği gibi damdan düşenin halini damdan düşen anlar bunların ki ise maval okumaktan başka bir şey değil.

[vesaire 7]

Aslında dostlar mesele damdan düşme, düşmeme meselesi de değil. Mesele şu ki, İslâm'ın koyduğu kural ve kanunlar insanlığı hem fert hem de toplum seviyesinde en güzel şemaliyle mamur edecek mikyastadır. Bunları beğenmemek(!) suretiyle, insan nefsiyle, insan acizliğiyle oluşturulmuş kuralların, ceza sisteminin caydırıcılığı! da gün gibi ortadadır. İnsanlar ellerini kollarını sallaya sallaya bir cana hiç imtina duymadan kıyabiliyor ve onun müstehakı olan cezai işleme gelince, her akl-ı selimin müşterek olması gereken kurallar insanlık dışı sayılıyor ve belki idam cezasını insanın yaşama hakkına gasp olarak addediyorlar. İslâm'ın değil de kendi acuze kanun sistemlerini uygulama ısrarlarını dikte ettiklerinden dolayı da ferdi ve toplumu, insan tıyniyetinden fersah fersah uzağa iterek, insan görünümlü hayvanlar gürûhu meydana getiriyorlar. Ve bu ormanda gönül rahatlığıyla yaşamamızı bekliyorlar...

[En Son Osmanlı 44]

Kesinlikle idam şart! Bunun hakla, hukukla, çağla, insanlıkla çelişkisi yok aksine!..

[*matrak 1]

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, gündemdeki ''idam'' cezası tartışmalarına ilişkin, ''10 sene sonra bu cezanın geri gelmesi mümkün değildir, doğru da değildir. Dolayısıyla bu tartışma sanal bir tartışma olmuştur. Matematik olarak şunu bileceğiz ki, Türkiye'de idam cezasının artık geriye gelmesi ve uygulanması mümkün değildir'' dedi.

[HİÇ 542]

Cenabı Hakk cc Kuranı Keriminde "Ey akıl sahipleri,kısasta sizin için hayat vardır" buyurmakta. Bizi yaratan hiç şüpke yok ki hem bu dünyada hem de ahirette nasıl mutlu olacağımızı bilendir. O sebepledir ki Kuranı Kerim müslüman bireyin ve toplumun temel kılavuzudur. Onu da bize yaşayışı ile anlatan Peygamber Efendimiz sav en güzel şekliyle açıklamıştır. Müslüman 2 cihanda da mutlu ve huzurlu olmak istiyorsa iyi bilmelidir ki huzur İslamın yaşanmasındadır. Allahu Teala bizlere nurunu tamamlayacağı günleri görmeyi nasip eylesin...

[Horanta 39]

İdam cezası geri gelirse önce müslümanları asarlar.Misal:Salih izet Erdiş.

 

İdam kalkmasaydı mirzabeyoğlu asılacaktı.

 

Sapıklara verilecek ceza bu sistemde mümkün değildir.adil de olmaz, tatmin de etmez.

 

Ancak BD sisteminde başyüceliki devletinde adalet tecelli eder.Hepimiz bu sistemde olayın FAİL iyiz. ve mesulüyüz.

 

Biz adam olsaydık bu tecavüzler ve cinayetler olmazdı.Ayşeler fatmalar satılmazdı.

[Ü.Y. 46]

Selamlar

 

Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde okuyorum. Bir - bir buçuk hafta önce eğitim fakültesinden yurda dolmuşla giden bir kıza tecavüz edildi. Kız yurda gitti ve intihar etti. En son komadaydı yavrucak. Gerçi, bir ölüden farkı var mı?

 

Aynı dolmuşa biniyoruz, bir buçuk haftadır. Yaşadığımız korkunun tarifi yok. Mutlaka o pisliğin arabasına bindik, para uzattık, "Gençlik Parkı var abi" dedik. Her akşam bunları düşünüp de biniyoruz dolmuşa. İkinci öğretim olduğumuz için, iş daha da bi' vahimleşiyor. Bu akşam sağolsun sınıftan bir arkadaş bıraktı eve. Peki yarın? Sonraki gün? İki hafta sonra?

 

Polis molis geziyor şimdi ortalıkta, yalandan.

 

İdam ne ki ya? Gelsinler benim görüşümü alsınlar.