Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
MÜNZEVİ

Tatlı Dil, Güler Yüz

Recommended Posts

Peygamber Efendimiz (s.a.v.):

 

“Müslüman diğer insanların elinden ve dilinden emin olduğu kişidir1.” diyerek olgun bir mümin prototipi çizer. Olgun bir müminin de karşısındaki insanları ne davranışlarıyla ne de sözleriyle incitmeyeceğini belirtir. Bununla birlikte bizlere tatlı dilli ve güler yüzlü olmanın imanda bir olgunluk ölçüsü olduğunu işaret buyurur.

Diğer bir hadislerinde:

 

“Ey nas! Ne verirseniz sizin için hayırlıdır. Kişi ister bir sa’ ister yarım sa’ ister bir hurma ister yarım hurma versin. Herhangi biriniz Allah’a kavuştuğunda Allah Ona:

 

– Ben sana göz kulak vermedim mi? Ben seni mal ve çoluk çocuk sahibi yapmadım mı? Sen bu gün için ne hazırladın? der. O da önüne bakar arkasına bakar sağına bakar soluna bakar ve hazırladığı hiçbir şey göremez. Netice olarak ateşe karşı ancak yüzünü siper yapar. O halde bir hurmanın yarısıyla da olsa kendinizi ateşten koruyunuz. Şayet onu da bulamazsanız bari yumuşak bir sözle bunu yapınız2. diyerek dikkatlerimizi başka bir yöne çekmiş tatlı dil ve güler yüze sadaka gibi bir ibadet boyutu kazandırmıştır.

 

Yaptığımız her iyilikte olduğu gibi bunda da en yakınlarımızdan başlayarak çevremizde yaşayan diğer fertlere doğru bu güzel ibadeti yaymamızın gerekliliği göz ardı edilemez. Bundan dolayı tatlı dil ve güler yüzle muamelemizi hak edenler elbette ki öncelikle anne babalarımız olacaktır.

 

Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz bizden ana babamıza iyi muamele etmemizi (kendi rızasına uygun düşmeyen şeyler hariç ) onlara her zaman itaatkâr olmamızı emrederken3 şu tatlı sözlerle de onlara dua etmemizi tavsiye buyurmaktadır:

 

Onlara acıyarak tevazu kanadını indir ve: “Ya Rabbi! Onlar beni çocukken nasıl koruyup esirgedilerse sen de kendilerini öylece esirge” de.4

Bu ayet-i kerimeyi hayatına aynen aksettiren büyük sahabe Ebu Hureyre r.a.’ın annesiyle olan muhabbetine bir bakalım:

 

Ebu Hureyre r.a. evine girerken ve çıkarken bitişiğindeki evde oturan annesine şöyle seslenirmiş:

 

“- Allah’ın selamı rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun anneciğim!” Annesi de buna aynen mukabelede bulunurmuş. Ardından:

 

“- Sen küçükken bana nasıl şefkat ve merhamette bulunduysan Rabbim de sana öylece şefkat ve merhamet etsin” dermiş. Annesi buna:

 

“- Sen de bana şu yaşlı halimde nasıl şefkat ve muhabbetle muamele ediyorsan Allah da sana öyle muamelede bulunsun” diyerek mukabele edermiş.5

 

Biz yeni nesil gençlere örnek olacak ne kadar hoş bir tablo.

İkinci olarak bu güzel muameleyi acısıyla tatlısıyla hayatın zorluklarına beraberce göğüs gerdiğimiz ailemiz hak etmektedir.

 

Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz eşlerimizle iyi geçinmemizi emrederken6 Peygamber Efendimiz S.A.V de:

 

“Müminlerin iman bakımından en mükemmeli huyu en iyi olanıdır. Hayırlınız hanımlarına karşı hayırlı olanlardır.”7 diyerek eşlerimize karşı güler yüzlü ve tatlı dilli olmayı iyi mümin olmanın bir ölçüsü olarak belirtmiştir.

 

Yine başka bir hadis-i şeriflerinde:

“Hayırlınız aile fertlerine hayırlı olandır. Ailesine en hayırlı olanınız benim.”8 buyurmuştur.

 

Peygamber Efendimiz S.A.V’in muhterem validelerimizle olan sevgi saygı muhabbet ve hoşgörü çerçevesindeki davranışlarını göz önüne aldığımızda her konuda olduğu gibi bu konuda da Peygamber Efendimiz ’S.A.V in tüm insanlığa rehber olduğunu müşahede ederiz.

 

Okuyanların yüzünde tebessümlere vesile olacak şu hadise Peygamber Efendimizin validelerimize olan engin muhabbet ve müsamahasına ne kadar güzel bir örnektir:

Hz. Ebubekir r.a. birgün Peygamber Efendimizin huzuruna girmek için izin ister. Bu sırada kızı Hz. Aişe r.a.’nın Peygamber Efendimize karşı yüksek bir ses tonuyla konuştuğunu duyar. İçeriye girince kızını:

 

- Allah’ın Rasülü’ne karşı sesini nasıl yükseltirsin? Diyerek azarlar ve ona vurmak için elini kaldırır. Bunu gören Peygamber Efendimiz S.A.V. aralarına

girerek Hz. Ebubeikir’i yatıştırır. Hz. Ebubekir hane-i saadetten ayrılınca:

 

- Gördün mü bak seni babanın elinden nasıl kurtardım? diyerek validemize takılır.

 

Birkaç gün sonra Hz. Ebubekir yine Peygamber Efendimiz S.A.V in hane-i saadetlerine vardıklarında kızı ile Rasûlullah Efendimizin arasının düzeldiğini görür ve:

 

- Beni kavganıza dâhil ettiğiniz gibi barışınıza da dâhil eder misiniz? der. Resulullah Efendimiz: Buyur kabul ediyoruz ve seni de aramıza katıyoruz. Buyurur. 9

 

İşte sevgi muhabbet ve müsamahanın bütünleştiği örnek bir aile tablosu. Kutlu Peygamber’in S.A.V. ümmetine örnek olacak aile yaşantısı. Rabbimiz hepimize Peygamber Efendimizi S.A.V. her hususta örnek alabilmeyi nasip etsin.

Çocuklarımıza da tatlı dil ve güler yüzle muamele etmenin ne kadar faydalı ve eğitici olduğunu bu gün artık herkes kabul etmiş durumdadır. Sert ve kaba davranışların azarlamanın bilhassa da döverek terbiye vermeye çalışmanın hiçbir tesirinin olmadığı tam tersine aksi tesir gösterdiğini hepimiz müşahede etmekteyiz.

 

Peygamber Efendimiz S.A.V in torunu Hasan’ı( r.a.) öperken gören Akra b. Habis bu duruma şaşırarak:

 

- Benim on çocuğum var. Onlardan hiç birini öpmedim. Demesi üzerine Peygamber Efendimiz S.A.V. :

 

- Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.10 Diyerek çocuklara güler yüz göstermenin Allah’ın merhametine vesile olacağını belirtmiştir.

 

Ashab-ı Kiramdan olan Ya’la b. Mürre de şahid olduğu bir hadiseyi şöyle anlatmaktadır:

 

“- Peygamber Efendimizle çıktık ve bir yemeğe davet edildik. O esnada Hz. Hüseyin yol üzerinde oynuyordu. Peygamber Efendimiz S.A.V. topluluğun önüne koştu sonra iki elini açtı. Çocuk öteye beriye koşmaya başladı. Peygamberimiz S.A.V. ona gülüyordu. Nihayet onu yakalayınca iki elinden birini çocuğun çenesine ve diğerini de başına koydu. Sonra onu kucakladı.”

Sonra şöyle buyurdu:

 

“- Hüseyin bendendir ben de Hüseyin’denim. Hüseyin’i seveni Allah sever. Hüseyin torunlardan bir torundur.”11

 

Dede dedelerin en kutlusu torun da torunların en kutlusu olunca ortaya böyle güzel böyle örnek bir manzara çıkıyor. Bizim de bu örnekler ışığında en yakınımızdakilerden başlayarak tüm çevremize güler yüz ve tatlı dille muamele etmeyi bir alışkanlık haline getirmemiz gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki biz ne kadar bekliyorsak muhatabımız olan her insan da o kadar tatlı dil ve güler yüz beklemektedir.

 

 

Rabbimiz bizlere o gül yüzlü Peygamberinin güler yüzünden ve tatlı dilinden nasip etsin. Amin…

 

 

 

Dipnotlar: 1) Tirmiz iman 12 Nesai iman 8 2) (El Bidaye c. 5 s. 65 Buhari Kitabü’z Zekat 712) 3) Ankebut suresi 8 4) İsra 24 5) Müsned-i Ahmet c. 4 s. 409 429 430 527 6) Nisa suresi 4. Ayet 7) Tirmizi Rada’ 11 8) İbn-i Mace nikah 50 9) Ebu Davut Edep 84 10) Buhari Edebül Müfred 1. cilt 91. hadis 11) Edebül Müfred 1. cilt 364. hadis

 

altinoluk.com

Share this post


Link to post
Share on other sites

Olunması gerekenler listesinde birinci sırada yer alır bu davranış. Evet.

Birincisi meslek gereği alıştık elh.

Lağkin benim şu güler yüzle bi alıp veremediğim var. Ben beceremiyorum bu işi arkadaş!

Ne zaman zorlasam mütebessim bi çehre ayar yapsam kendime aynanın karşısında hah oldu hiç bozma deyup gezsem hiç ciddiye alınmadığımı fark ediyorum. Ya çok saf görünüyorum ya bana öyle geliyor ya da doğal olmadığım çakılıyor. Bilemeyeceğim.

Diyorum ben içimden gülsem ha yırtar mıyız acep. :graduated:

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...