Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
HEZ-EZ

Bir Down'luyu Sevdim

Recommended Posts

 

 

Bir down'luyu sevdim

 

 

Soğuk bir ilkbahar günüydü. Parklar bahçeler yemyeşil bir örtüye bürünmesine rağmen, yağmurlu bir günün ertesi olduğundan mıdır, buz gibiydi hava. Ya da belki kendisi üşüyordu. Zayıf bir bünyesi olduğundan hep üşürdü zaten. Üstüne üslük bir de bu yaşadıkları tuz biber olmuştu adeta. “Neden hep ben?” diye düşündü yine. İyi kızdı aslında. Kimseye bir zararı dokunsun istemezdi. Sessiz sakinde bir kişiliği vardı ama nedense hep kötüler ona rastlamıştı.”Tövbe Allah’ım ne olur düşündüklerimi isyandan sayma! Ama irademe düşüncelerime hâkim olamıyorum. Bir de gözyaşlarıma.”diye dua etti sessizce... Ağlamayı yeniklerin eziklerin işi gibi düşünürdü ama her zamanki gibi ağlayan yine kendisiydi.

 

Bu hayatına giren üçüncü kişiydi. O kadar da günaha bulaşmak istememesine rağmen, belki aradığı o saf, iyi niyetli dürüst çocukla karşılaşa bilirdi. Zaten görüşmeleri de hep resmi olurdu da, yinede darbe üstüne darbe yemişti. Peki, bu sonuncuya ne demeliydi. Tam işte aradığım kişi derken yüzüğü getiri vermişti. Avucunun içinde yüzüğü sıkmaktan eline yer etmişti. Güya beyefendi çok inançlıydı da gümüş almıştı yüzüğü de. Neymiş farklı kutupların insanıymışlar, beklentileri farklıymış, zaten annesi de pek beğenmemiş, Bir genç kızın duymak istemeyeceği her şeyi söyleyivermişti bir çırpıda. Elif ani bir refleksle fırlanmıştı yüzüğü. Hayal kırıklıklarını, üzüntülerini, gözyaşlarını da birlikte atmıştı çalıların arasına.

Annesi istediği kadar ısrar etsindi. Evlenmekten falanda vazgeçmişti. Hepsi aynı bencil, yalancı ve düzenbazdı. Oysa kendisi dürüst, güvenilir, iyi niyetli, duygusal, karşılık beklemeden seven, bir arkadaş, bir sevgili, bir eş düşlemişti. Öyle biri de yoktu işte. Yoksa var mıydı böyle kimseler? Yalnızlığından kurtulabilirimiydi?

“Rabbim bana yardım et. Kalbim çok kırık bu yalnız hayatımda güvene bileceğim, konuşabileceğim, rızana birlikte ulaşabileceğim biri olmadıktan sonra bir daha karşı cinsimden kimseyi çıkarma karşıma” duası gözyaşlarıyla birlikte pırıltılar halinde dökülüvermişti ağzından Rahman’ın istek dergâhına doğru…

 

Bu arada yanaklarından istemsizce süzülen yaşı hissetmiyordu artık. İşte tam da bu sırada yüzünde bir sıcaklık hissetti. Soğuktan donmuş yanaklarında sıcacık bir el geziniyordu. Birden irkildi ve gözlerini elin sahibine doğru çevirdi. Karşısında 25- 30 yaşlarında, yakışıklı, çekik gözlü, sempatik, çocuk gibi gülümseyen bir genç adam vardı. “ Ne yapıyorsun sen?” diyebildi şaşkınlıkla. Oğlan gülümseyerek” Lütfen ağlama! Kim ağlattı seni, peçete vereyim mi? çantamda var, al yüzünü sil” dedi ve yavaşça uzattı peçeteyi. Elif şaşırmıştı ama bu dostça uzatılan peçeteyi de almayı ihmal etmedi. Normalde yabancılarla böyle birebir konuşmaz konuşamazdı. Yaşadığı duygusal boşluktan olsa gerek bütün olmazlarını yıkmak istemişti galiba.” Sözlüm ağlattı, ayrılacakmış ta benden yüzüğü getirmiş, ayrı dünyaların insanıymışız” dedi. Ne de çok açıklama yapmıştı. Kendine hayret etti bir an. Sonra bu safça oğlan, “ha!” dedi. “ Beni de geçen Melisa ağlattı. O’nu çok seviyom ama o gitti Almanya ya. Ben de çok ağladım.” Elif şöyle dönüp bir daha baktı çocuğa. Benimle dalga mı geçiyor acaba? Diye düşündü bu temiz giyinişli, temiz yüzlü çocukta bir gariplik vardı. Konuşması da biraz kekeme gibiydi. Dayısının dawl’u bir oğlu vardı ona da benzemiyor değildi. Emin olmak için konuşturmak istedi. “Melisa sevdiğin kız mı yoksa” dedi. “Evet, sevdiğim bir kız, çok tatlı ablam onu götürdü Almanya ya. O minicik dört yaşında” diye de ekledi. “Yeğenin mi yoksa” dedi Elif. “evet” dedi Erel’de. Elif birden gülümsedi. Hatta ufakta bir kahkaha attı. Hay Allah hiçte güleceği yoktu. “Bak gülünce güzel oluyor.” dedi Erel. Sonra bir süre karşılıklı konuştular. Bir ara alakasızca “ben dawnluyum” açıklaması yaptı Erel. Yeni tanıştığı kişilere söylerdi hep bunu. “öylemi? Allah yardımcın olsun. Hem boş ver normal görünüp de duygu engellisi olan kaç kişi var bir bilsen “dedi. Erel konuşmanın bu kısmıyla pekte ilgilenmemiş gibi görünüyordu. “sen her gün gel buraya konuşalım olur mu? Çok tatlısın sen konuşuruz üzülmezsin” Dedi. Hafif kekeleyerek… “Peki” dedi Elif “gelirim arada bir” Bu kabul edilmiş bir dua olabilir miydi? Yok, canım dedi kendi kendine hem de bir dawn’ luyla. Niye olmasın dı. Hayat sanki baki miydi? Nasıl olsa son bulacaktı. Bu kısa dünya hayatında bu sempatik, iyi niyetli, olduğu gibi olan çocukla niye olmasın diye düşündü. O gece aklında hep Erel vardı. Ertesi gün ve diğer günler artık hep Erel’leydi. O’ nun o çocuksu ama kendine has ciddiyeti, dürüstlüğü, sevecenliği ve olduğu gibi olması cezp ediyordu bütün duygularını. Bu oğlan gerçekten istediği gibi bir erkekti. Kabalıktan, kırıcılıktan, içten pazarlıktan uzak, cennetten inmiş bir insandı sanki. Daha ne isterdi ki. Elif’in bir erkekte aradığı özelikler tam da bunlardan ibaretti. Başkaları ne ararsa arasın Elif için hayat arkadaşlığı, içtenlikten samimiyetten ve birlikte rızayı ilahiye ulaşmaktan başka bir şey değildi. Bütün bunlarda Erel de mevcuttu. İşte gözyaşlarıyla yaptığı dua Rahman’ın kapısında, bu şekilde kabul görmüştü. Amenna deyip vakit geçirmeden görüşmelerinin tam da ikinci ayında:”Erel benimle evlensene” dedi. Erel yine her zaman ki hoşluğuyla, çokta şaşırmadan “olur. Ama anneme soralım sen de gel tamam mı? Dedi. Birlikte gittiler Erel’lerin evine. Elif, bu temiz, bakımlı, zengin evine girdiğinde ve annesinin “hoş geldim Elif bizde seni bekliyorduk” dediğinde anlamıştı Erel’in nasıl bir eğitim aldığını ve nasıl bir sevgiyle büyüdüğünü… Erel’in anneciği vefakâr fedakâr ve Erel’in mutluluğu için adeta bütün ömrünü ona adamış cennet hatunu bir anneydi. O gün, saatlerce konuşmuşlardı elif ve Erel’in anneciği. Elif hakkında her şeyi biliyor du. Erel, Elif’le tanıştığından beri konuştukları her şeyi annesine anlatmış bütün gündemleri elif olmuştu… Endişelerini, korkularını, ne emeklerle eğitimlerle oğlunu bu hale getirdiklerini anlatmıştı bir bir. Yaşli niyetli, olduğu gibi olan çocukla niye olmasın diye düşündü. O gece aklında hep Erel vardı. Ertesi gün ve diğer günler artık hep Erel’leydi. O’ nun o çocuksu ama kendine has ciddiyeti, dürüstlüğü, sevecenliği ve olduğu gibi olması cezp ediyordu bütün duygularını. Bu oğlan gerçekten istediği gibi bir erkekti. Kabalıktan, kırıcılıktan, içten pazarlıktan uzak, cennetten inmiş bir insandı sanki. Daha ne isterdi ki. Elif’in bir erkekte aradığı özelikler tam da bunlardan ibaretti. Başkaları ne ararsa arasın Elif için hayat arkadaşlığı, içtenlikten samimiyetten ve birlikte rızayı ilahiye ulaşmaktan başka bir şey değildi. Bütün bunlarda Erel de mevcuttu. İşte gözyaşlarıyla yaptığı dua Rahman’ın kapısında, bu şekilde kabul görmüştü. Amenna deyip vakit geçirmeden görüşmelerinin tam da ikinci ayında:”Erel benimle evlensene” dedi. Erel yine her zaman ki hoşluğuyla, çokta şaşırmadan “olur. Ama anneme soralım sen de gel tamam mı? Dedi. Birlikte gittiler Erel’lerin evine. Elif, bu temiz, bakımlı, zengin evine girdiğinde ve annesinin “hoş geldim Elif bizde seni bekliyorduk” dediğinde anlamıştı Erel’in nasıl bir eğitim aldığını ve nasıl bir sevgiyle büyüdüğünü… Erel’in anneciği vefakâr fedakâr ve Erel’in mutluluğu için adeta bütün ömrünü ona adamış cennet hatunu bir anneydi. O gün, saatlerce konuşmuşlardı elif ve Erel’in anneciği. Elif hakkında her şeyi biliyor du. Erel, Elif’le tanıştığından beri konuştukları her şeyi annesine anlatmış bütün gündemleri elif olmuştu… Endişelerini, korkularını, ne emeklerle eğitimlerle oğlunu bu hale getirdiklerini anlatmıştı bir bir. Yaşlı anne nin bir isteği kalmıştı oğlunun atkuyruklu bir kızla evlenmesi ve onu Kendinden sonra ona sahip çıkacak koruyup kollayacak şefkatli bir insana emanet bırakması. İşte bunun için tam da Elif’in parkta Rabbine yakardığı anda dua etmişti Erel’in annesi de. Aynı anda duaları kabul olmuştu işte. Erel öğle uykusunda iken anlatmıştı annesi bütün bunları. Dawn sendromunun ne olduğu 47. kromozomun insana getirdikleri ve götürdükleri, ileride nelerle karşılaşabileceği, Erel’in başına gelebilecek muhtemel hastalıklar, aldığı vitaminler vesaire vesaire…

 

Evliliklerinin yedinci yılıydı. Elif, Erel ile öyle güzel bir hayat sürüyordu ki tamda düşlerindeki gibi idi. Bu güzel gönüllü oğlanla neler paylaşmıştı neler. Birlikte yıldızları seyretmiş, el ele gezmiş, sabah namazlarına kalkmışlar. Dualar etmişlerdi. Onunla anılarını yazsa bir kitap olurdu her halde. Bu ekstra kromozom neler katmıştı ona. Düşünülenin aksine ne güzel hasletleri var dı. Adeta Allah (cc) dawnlular aracılığı ile insanlığınız, hoşgörünüz, dürüstlüğünüz böyle olsun diyordu da, bizlerde onlara özürlü gözüyle bakıyorduk. Ne yazık! Hâlbuki onlar aramıza cennetten gönderilen günahsız, sevecen birer insandılar.

 

Fakat bazı bildikler de içini kemirmiyor değildi. İyiler çok yaşamıyordu. Rabbim onları çok seviyordu bazen daha normal görünümlü insanların içinde daha fazla yıpranmamaları için çabuk alabiliyordu yanına. Onunla ayrılık ihtimalini aklına hiç getirmek istemese de bir gerçek vardı ki, er ya da geç böyle bir son diğer insanlarda olduğu gibi onlar içinde mevcudu.

 

<span style="font-size: 14px"><span style="font-family: arial,helvetica,sans-serif"><span style="color: #000000">Soğuk hastane odasında kalışlarının üçüncü ayındaydılar. Sevdiği, yoldaşı, dua arkadaşı, sabah namazı yoldaşı, biricik çekik gözlüsü Erel’inden ayrılık vakti gelmişti galiba. Doktorlar umut vermiyorlar dı artık. O uzun, Erelin isteğine göre zaman zaman atkuyruğu yaptığı siyah saçları dökülmüştü iyice. Ağrıları da artmıştı. Erel onu bir an bile yalnız bırakmamıştı. Elif üzülmesin diye olmadık espriler yapıyor, elif’in bakımıyla bizzat ilgileniyordu. Onun hiçbir şeyinden iğrenmiyor,” yeter artık hep hastasın sitemi” asla aklına bile gelmiyordu. Hele bu ölsün de bir daha evlenirim düşüncesi Erel’in genetiğin de yoktu. Evet, dünyadan ayrılan Elif di. Bu amansız hastalık onu bulmuştu. Ayrılıktı yakalarına yapışan, kimin öldüğü neyi değ

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...