Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
xalide

Zebaniye

Recommended Posts

Cüme günüydü. Günorta namazına hazırlaşırdım, qonşum zeng etdi. Hal-ehvaldan sonra mescide cüme namazına getmek istediyini bildirdi. Meni de devet etdi. Men qadınlar üçün cüme namazının ferz olmadığını bilirem, buna baxmayaraq razılaşdım. Hazırlanıb evden çıxdıq, hele vaxta vardı, hava da xoşdu. Yolu piyada getdik. Bir az ayağımız açılsın, bir az kefimiz, bir az da hava alaq dedik.

Qonşum dini kitablardan oxuduğu hedis ve revayetlerden açdı söhbeti, bir az günahdan, bir az sevabdan, yolu nece geldikse xeberimiz olmadı. Qış olmasına baxmayaraq havadakı bahar qoxusu lezzet etmişdi bize. Geze- geze gelib şeher mescidinin darvazasına çatdıq. Heyete girende sanki cennete girdik. Haqq üçün kiçik olsa da mescidimiz, minaresi, memari üslubu, görünüşü gözeldi. Qış olsa da mescidin gül kolları ve ağaclarla dolu bağçası insanın gözünü oxşayırdı. N. Novüoroddakı şeherin yuxarı hissesindeki Volqayla Okanın qovşağında, her iki çayın sağ sahilinde, görkemli bir yerde yaşıl qübbesinde ay-ulduzuyla nezeri celb eden mescid düşdü yadıma. O mescid tarixi abide nümunesiydi. Gözelliyi, görkemiyle bizim mescidden ferqlense de insanın içinde yaratdığı hüzur ve rahatlıq eyniydi.

Qapının qarşısındakı ayaqqabıların yanında ayağımızı soyunduq. Molla Nesreddin sayağı qış çekmelerimizi qoltuğumuza vurduq. Niye? – Vallah, billah bizim mescidde oğurluq olduğunu eşitmemişem, amma Bakıdakı evimizin yanında olan mescidde başıma gelen bir hadiseni danışdım ayaqqabılarımı elime alarken: “ mescide gederken yağış yağırdı, içeri girende çetiri bir kenara qoydum. İbadetden sonra eve geldiyimde çetiri unutdum. Geri döndüm, çetir yoxdu. Estağfirullah, çetir dedi axtarma meni, yiyerem seni. Mescid xidmetinde çalışanlar dediler haşa billah çetir görmemişik. Mübahise etmedim çıxdım Allahın evinden. Mescidde ayaqqabıların da yoxa çıxmasını eşitmişdim. Mescide ibadete, günah yumağa gelerek, günah qazanıb gedenin müselman olduğuna, namazının qebul olduğuna özü emindimi bilmirem.” Neyse uzun sözün qısası ayaqqabıları qoltuğumuza alıb çıxdıq ikinci mertebedeki qadınlar bölümüne. Qapıdan girende seksendim. Zebaniye görkemli, qara geyimli bir qadının elinde uzun bir deyenek vardı. Doğrusu çaşdım, çünkü deyeneyin ucunda dükanlarda satılan, tuğ süpürgesine benzeyen tozalan bağlanmışdı. Meni gülmek tutsa da özümü yığışdırdım. :) Keçmişde medreselerde dersini bilmeyen uşaqların ayaqlarını falaqqaya salıb döydüklerini bilirdim. Ama bu deyeneyin başındakı tozalan neydi onu anlamadım. Beynimden ildırım süretiyle bir sual keçdi. Öz fikrime gülmeyim geldi. Dedim “ya Rebbim bu içeri girenlerin tozunumu alır günahınımı bu deyenekle? ” özümü toplayıb keçib bir terefde yerimi rahatladım.

Axund xütbeine başladı, millet duasına. Axundun xoş sesi, xoş söhbeti apardı meni. “Zebaniyeni yeni unutmuşdum ki,elindeki deyenekle gözümün önünden bir o yana getdi, bir bu yana. Bu defe gülmek gelmedi içimden, doğrusu bir az dilxor oldum. İbadete gelenlerin hamısı yetkin qadınlardı, telebe genc qızlar da vardı. Vallah qoyuna benzeyeni yoxuydu. Bu defe “zebaniye”ni qara yapıncılı çobana benzettim, lap kefim pozuldu. Xütbenin tanmamında millet namaza başladı. Gözüm “zebaniye”deydi namaz qılmaq fikrinde deyildim. Camatın başının üstünde nece durmuşdusa elece de durudu. Men bu durumda namaz qılmaqdan vaz keçdim. Çünkü hemişe hüzur getiren, rahatlıq veren Allahın evi mene, nöyzenbillah, yad geldi.

Yanımdakı bir qadın elindeki kitabı mene uzatdı, al oxu dedi. Sanki halımdan anlamışdı. Amma biz gözü “zebaniye”deydi. Men “zebaniye”ni görmesem de qadının başını terpetmesinden anladım ki, “sesin çıxmasın” emri gelib. Neyse kiabı aldım oxumağa başladım. Her şeyi yenice unutmuşdum ki, Yine “zebaniye gözümün önünden bir o yana getdi, bir bu yana. Fikrim kitabdan da yayındı. Bu defe lap tıncıxdım. Estağfirullah dedim, kitabı oxumaq hevesim öldü. Hemişe bir anlıq görünen namaz ibadetinin uzanması da dilxor etdi meni. Amma qonşunu mescidde buraxıb geri döne bilmezdim, çaresiz gözlemeliydim.. Ya Rebbim keç günahımdan eger bu felyetonu yazmaq günahdırsa.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Men bunu eşitmemişem, bilmirem. Hemişe dilxor etme meni, yiyerem seni.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ortalık dolmuş elece zebani ay balam (şunu da kullandım ya şu hayatta), içerde zebani, dışarda zebani, okulda zebani, camide zebani..ve fekat lakin ben bu hekayenin sonunu bir türli anlamamışam. aha bu benim öküzlüğümden midir, yoksa devami var mıdır? neyse ne deyirsen ele olsun, öpirem hepizi tehk tehk. peh peh...:)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Men de qörmüşem xabi alonso’yu, xabi hernandez’i; gapıcılar gralı qasillas gapar gapıyı gole geçhit vermez, İxpanya alır yinem gupayı.

Tünaydın arkadaşlar. Dersi bölmemek adına fazla vaktinizi almayacağım lakin şu alıntıladığımız cümleye dikkatinizi çekmek istiyorum. Cümleyi ve yazıldığı tarihi düşündüğünüzde aklınıza neler geliyor merak etmiyorum. Merak etmiyorum çünkü biliyorum. Henüz küçüktüm ve Jane diye bir mürebbiye vardı evimizde, o söylemişti bildiğim şeyleri merak etmemem gerektiğini. Yaş olduğum için kolayca eğmişti beni Jane. Neyse, Jane şimdi ya dönülmez akşamın ufkundadır ya da ufkundadır akşamın dönülmez; biz şimdi alıntı cümleyle alakalı aklınıza neler geldiğine bakalım. Deniz, kumsal, tatil, güney, kuzey, kıvanç, satranç, şezlong, pırasa, bodrum vs vs vs… İşte hepsi bu kadar arkadaşlar. Benim aklıma ise tek bir şey geliyor. İleri görüşlü bir insanın değerinin bilinmemesi… Evet, Avrupa şampiyonası… Hatırlayın o günleri, herkes kupayı Finlandiya’nın alacağından bahsediyordu. Kimisi de inatla Malta diyordu. By_ x ise tahminlerinde ölçüyü kaçırıyor ve sırf garanti olsun diye kupayı Afrika kıtasının alacağını iddia ediyordu. Trradomir’i hatırlayın; 15 takımdan birinin kupayı alacağını söylüyordu ki turnuvaya zaten 16 takım katılıyordu. O, kupayı alamaz dediği tek takım ise, evet arkadaşlar ne yazık ki İspanya’ydı. Ya karaüzümhabbesi ceket’e ne demeli. Adam kupayı kendisinin alacağından söz ediyordu. Bütün bu karışık durumlar çağında ben ne yapmıştım arkadaşlar? Kime soruyorum, bilseniz beni çoktan tebrik eder, Çırağan viranesinde benim için büyük çaplı bir barbekü partisi düzenlerdiniz. Teessüf ediyorum, bir ‘helal olsun’u, bir kutlamayı bile bana çok gördünüz. İleri görüşlü oluşumu kıskananlara fener tuttunuz. ‘Öyle olsun!’ der, dönerim kırık kalpler sokağındaki harabeme.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...