Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Duhâ

Çeyrek Tesettür

Recommended Posts

BAŞÖRTÜLÜ ÇIPLAKLAR

Biraz da etki-tepki meselesi olsa gerek. Egemen güçlerin bunca saldırısı ve zulmüne rağmen çarşılara, pazarlara baktığımızda başörtülü kızlardan geçilmiyor.Bardağın neresine bakalım?Hiç yoktan başı örtülü bayanların sayısı hâlâ çok sayıda diye sevinelim miyoksa, başörtüsü, rûhundan giderek soyutlandı, çarşılar başörtülü mankenlerin boy gösterdiği podyuma döndü, örtü sokağa (ayağa) düştü diye üzülelim mi?Sürpriz olan hangisi?Az-çok kültürlü kızların başörtülü olabilmesi miyoksa her yönden gayrı İslâmî yaşama biçiminin kuşattığı ve modern Batı standartlarını içselleştirmiş, özgürlük putunun kurbanı ve sosyal hayatın, sokak ve çarşının tutsağı olmuş başörtülü kızların her aklı başında müslümana“bu kadar da yozlaşma olmaz!”dedirtecek anormallikleri mi? Okullarda karma eğitimin tezgâhından geçmiş, televizyon dizileriyle büyümüş, kadın-erkek eşitliğini ve kadın özgürlüğünü bayraklaştırmış,dünyevileşmiş, İslâm’ı yeterince bilmeyen, bildiklerini tümüyle yaşamanın getirdiği bedellere hazır olmayan kızların çeyrek tesettürü mü?

Şuurlu müslümanların başörtüsü mücâdelesini önemli bir cihad gibi görmelerinin sebebi, onun Kur’an’ın bir emri,tesettürün ayrılmaz bir parçası, İslâmî inanç ve yaşama biçiminin dışa yansıyan bir göstergesi, müslüman hanımın hayâ ve iffetinin bir işareti olduğu içindi.Müslüman hanımın başörtüsüyle birlikte dış kıyafetinin özelliklerini özetin özeti mâhiyette hatırlatalım:Müslüman bir kadının yabancı erkeklere ve müslüman olmayan bayanlara karşı yüzü,bileklere kadar elleri dışında vücudunun tamamı avrettir,örtmeleri gerekir. anımların, v dışında veya yabancı erkeklerin yanında normal ev içi elbisesinin üstüne bir dış elbise daha giymeleri gerekir.Âyette şöyle buyurulur:"Ey Peygamber!Eşlerine, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına dış elbiselerinden üstlerine giymelerini söyle. Bu onların tanınıp, endilerine sarkıntılık edilmemesi için daha uygundur.Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir."(33/Ahzâb,59).Örtünün sık dokunmuş ve altını göstermeyen kalınlıkta olması gerekir.Cildin rengini gösterecek derecede ince olan elbise ile avret yeri örtülmüş sayılmaz. Elbise şeffaf ve çok ince olmamasına rağmen uzuvları belli edecek şekilde darsa ve organların şeklini ortaya koyarsa yine tesettür gerçekleşmemiş olur.Giyilen kıyafetin, örtünen başörtüsünün, erkeklerin dikkatini çekecek şekillerde olmaması,Cinsel câzibeyi ortaya çıkarmaması gerekmektedir.(O yüzden şekil ve renk olarak sade,daha çok koyu-siyah-Renkte giysi ve örtü,yirminci asra kadar bütün dünya müslümanlarının riâyet ettiği ölçü kabul edilmiştir.)

Kim ne yorum yaparsa yapsın;başörtüsü Kur’an’ın emridir:“Mü’min hanımlara söyle gözlerini korusunlar,nâmus ve iffetlerini muhâfaza etsinler.Görünen kısmı müstesnâ olmak üzere,ziynetlerini(süslerini ve süs taktıkları organlarını)teşhir etmesinler.Başörtülerini,yakalarının üzerine(kadar) örtsünler”(24/Nûr,31).Başörtüsü teferruat değildir.Allah’ın Kur’an’da emrettiği bir farz teferruat,ayrıntı kabul edilemez.Bu mantık(sızlık)la,eğer başı örtmek teferruat ise,meselâ göğsü örtmek de teferruattır;çünkü o da aynı şekilde farzdır.Başörtüsü,çarpık yorumlarla önemsiz ve hizmet(!) için tâviz verilecek basitlikte görülemez,olmazsa da olur denilecek bir husus kabul edilemez.

Müslüman hanım,Ahzâb sûresi 59.âyete göre sadece vücudunu ve başını örtmekle emrolunmamış,aynı zamanda yabancı erkeklerden eziyet görmeyecek ölçüde ve iffetli olduklarını gösterecek biçimde cilbab (çekici olmayan ve baştan ayağa örten geniş ve kalın bir dış giysi) ile örtüneceklerdir.Bu özellik, başörtüsünün şeklini de, başörtüsü dışında dış giyimin nasıl olması gerektiğini ve bunun hikmetlerini de içermektedir. Vücudu örttüğü halde dış giysinin (cilbabın) içindeki bol elbise, -cilbabsız olarak- nasıl dışarıda tesettür için yeterli görülmüyorsa, aynı şekilde elbise desenlerinden daha çekici, allı güllü, bol süslü eşarplar ve kadını câzip gösteren kıyafetlerin de tesettürdeki temel espri ve hikmeti taşımayacağı bilinmelidir.Bilindiği gibi, Nur sûresi 31. âyeti, kadınlara -istisnâ edilen şahıslar dışında- hiçbir erkeğe ziynetlerini göstermemelerini emretmekte. Ziynet, kadını güzel gösteren saç, makyaj, parfüm, takı, mücevherât ve elbise gibi şeyleri içine almaktadır.Güzel kokudan (parfümden) kaçınmak şarttır: “Bir kadın, güzel koku sürerek bir topluluktan geçer, onlar da ‘onun kokusu şöyle şöyleydi’ diye konuşurlar. Böyle (koku sürünmesi ve) söylenmesi çirkindir.” (Ebû Dâvud, hadis no: 351). Konuşurken ciddî olma mecbûriyeti vardır: “...Eğer (Allah’tan) korkuyorsanız, (yabancı erkeklere karşı) çekici bir edâ ile konuşmayın; sonra kalbinde hastalık bulunan kimse ümide kapılır...” (33/Ahzâb, 32). Müslüman hanımın davranışı, yürüyüşü ağırbaşlı olmalı, dişiliğini, cinselliğini öne çıkarmamalıdır: “... Gizlemekte oldukları ziynetleri anlaşılsın diye, ayaklarını yere vurmasınlar (dikkatleri üzerlerine çekecek şekilde yürümesinler).” (24/Nûr, 31). Tesettürdeki gâye ve hikmet, ulemânın ittifakı ve ümmetin icmâı ile, kadının yabancı erkeklere karşı cinsî câzibesini gizlemektir. O yüzden, kadının bileğindeki altın bileziğin gözükmesine izin vermeyen din, kadını daha süslü gösteren bir eşyanın, bir aksesuar veya başörtüsü ya da giysinin kullanımına da izin vermez. Nûr Sûresi, 31. âyet, kadının yabancı erkeklere ziynetlerini/süslerini (ve ziynet yerlerini) göstermesini yasaklar. Halbuki şimdiki başörtülerin ve dış giysilerin büyük oranda ziynet/süs unsuru olması, aranacak ilk vasıf sayılabiliyor, ziyneti örtmesi gereken şeyin kendisi tümüyle ziynet özelliğine uyuyorsa bu nasıl tesettür olabilir!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Gene malum, mayınlı ve derin konu... Ha bu arada erkeklerdeki giyinmiş çıplaklığı nasıl edeceğiz, yorumlayacağız, ne diyeceğiz oda ayrı bir mesele...

 

Bir Hak dostunun dediği gibi: Ey bedbaht nefsim dinle !..

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites
Gene malum, mayınlı ve derin konu... Ha bu arada erkeklerdeki giyinmiş çıplaklığı nasıl edeceğiz, yorumlayacağız, ne diyeceğiz oda ayrı bir mesele...

 

Bir Hak dostunun dediği gibi: Ey bedbaht nefsim dinle !..

 

Malum konu diye bu konu bir daha gun yuzune cikmasin mi? Derin konu diye nefslerimizi tekrar hesaba cekmiyelim mi, gozlerimizi kapatip kulaklarimizi tikiyalim mi?

Bir yerde erkek tesetturune vurgunuzu anliyorum, bende farkindayim erkek ilim adamlarinin cogunlukla sohbetlerinde hanimlarin tesetturune odaklanip erkeklerin tesetturunu es gectiklerini. Fakat boyle oluyor diye bizler neden kosemize cekilelim, buyrun sizde dem vurdugunuz bu konuyu acin veyahut bu konunun altina erkek tesetturu hakkinda katkilarinizi yapin.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Gün yüzüne çıkmasın dediğimi nereden intiba ettinizde böyle düşündünüz? Şimdi bu konudan nefslerimi hesaba çekeceğiz hımm, çekelimde dolsun nefslerimiz, tesettürün rüzgarıyla eyvallah. Ben burada konuyu açmanızı ya da nefs muhasebesini irdelemedim dikkat buyurduysanız, değil mi?

 

Birde bu nefsi muhasebeye çekmeyi çok basite indirgedik çok şükür. Muhasebe çoğul değilde, tekil yapılır ve bu tür tartışmalarda nefsi muhasebeye çekecek sahih, gürültüsüz, münzevi bir ortamda oluşmaz diyeyim.

 

Evet malum ve malum kere malum bir konu. Ve bu malum konu hakkında örtünmenin şekliyle başlayıp, eleştirilen kadınların fiziki haritası çıkartılırcasına ! (edep duyarak ifade edeyim) şöyle giyinenlerin şurası, böyle giyinenlerin burası bilmem daha nerenin neresi diye sözde eleştiriler yapılıyordu işte bu malum konu etrafında. Bir eğriyi, yanlışı, sorunlu bir mevzuyu "fiziksel tanımlamalarla, " sözde yazdı çizdi tartıştı birileri. (ve bundan rahatsızlık duyan bayan üyelerinde konu hakkındaki mesajlarına bir göz atabilirsiniz)

 

Haa, açılan konuda bu yönde gider gidecek diye kehanette bulunmam onuda belirteyim. Ve dediğim şeylerin konuyla çok ilintili olmadığınıda düşünüyorum. Sadece arama yaparak "bu malum konu hakkındaki" yüzlerce yorumu, görüşleri, kritikleri zaten görebilirsiniz. Ve ardından konunun hangi eksene kaydığını ve hangi eksenlerin kaydırıldığını...

 

Kadınların açıklığı, tesettürlü çıplaklık, örtülü ama şöyle böyle... Tek sorun ve tek arıza buymuş gibi hep bu noktadan tartışmalara girişiliyor.

 

Yok yok ben anlatamıyorum derdimi ızdırabımı... Sorun sadece kadınlarda, örtünenlerde, örtünüpte moda deyimle absürd olanlarda değil ki? Ama yok sanki burası kanın damardan fışkırdığı noktaymış gibi bir durum söz konusu.

 

Eşlerinin daha alımlı, daha çalımlı, daha rengarenk olmasını isteyen ve biraz değiş diye olmadık abudik kubidik yapan sözde dindar erkekleri, işyerinde başörtülü çalıştırmayan patron müslümanları, herşeyin bir alternatifi vardır debdebesiyle denizin kumun tatilin bilmem neyin sözde İslami olanlarını keyifle yaşamaya ve bunu kanıksayarak dahada ileri götüren ağabeylerimizi...

 

Daha... Neyse dedim ya ben derdimi ızdırabımı anlatamıyorum.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Gün yüzüne çıkmasın dediğimi nereden intiba ettinizde böyle düşündünüz? Şimdi bu konudan nefslerimi hesaba çekeceğiz hımm, çekelimde dolsun nefslerimiz, tesettürün rüzgarıyla eyvallah. Ben burada konuyu açmanızı ya da nefs muhasebesini irdelemedim dikkat buyurduysanız, değil mi?

 

Birde bu nefsi muhasebeye çekmeyi çok basite indirgedik çok şükür. Muhasebe çoğul değilde, tekil yapılır ve bu tür tartışmalarda nefsi muhasebeye çekecek sahih, gürültüsüz, münzevi bir ortamda oluşmaz diyeyim.

 

Evet malum ve malum kere malum bir konu. Ve bu malum konu hakkında örtünmenin şekliyle başlayıp, eleştirilen kadınların fiziki haritası çıkartılırcasına ! (edep duyarak ifade edeyim) şöyle giyinenlerin şurası, böyle giyinenlerin burası bilmem daha nerenin neresi diye sözde eleştiriler yapılıyordu işte bu malum konu etrafında. Bir eğriyi, yanlışı, sorunlu bir mevzuyu "fiziksel tanımlamalarla, " sözde yazdı çizdi tartıştı birileri. (ve bundan rahatsızlık duyan bayan üyelerinde konu hakkındaki mesajlarına bir göz atabilirsiniz)

 

Haa, açılan konuda bu yönde gider gidecek diye kehanette bulunmam onuda belirteyim. Ve dediğim şeylerin konuyla çok ilintili olmadığınıda düşünüyorum. Sadece arama yaparak "bu malum konu hakkındaki" yüzlerce yorumu, görüşleri, kritikleri zaten görebilirsiniz. Ve ardından konunun hangi eksene kaydığını ve hangi eksenlerin kaydırıldığını...

 

Kadınların açıklığı, tesettürlü çıplaklık, örtülü ama şöyle böyle... Tek sorun ve tek arıza buymuş gibi hep bu noktadan tartışmalara girişiliyor.

 

Yok yok ben anlatamıyorum derdimi ızdırabımı... Sorun sadece kadınlarda, örtünenlerde, örtünüpte moda deyimle absürd olanlarda değil ki? Ama yok sanki burası kanın damardan fışkırdığı noktaymış gibi bir durum söz konusu.

 

Eşlerinin daha alımlı, daha çalımlı, daha rengarenk olmasını isteyen ve biraz değiş diye olmadık abudik kubidik yapan sözde dindar erkekleri, işyerinde başörtülü çalıştırmayan patron müslümanları, herşeyin bir alternatifi vardır debdebesiyle denizin kumun tatilin bilmem neyin sözde İslami olanlarını keyifle yaşamaya ve bunu kanıksayarak dahada ileri götüren ağabeylerimizi...

 

Daha... Neyse dedim ya ben derdimi ızdırabımı anlatamıyorum.

 

Konu ile ilgili oyle tanimlar siralamisinizki, malum mayinli derin, konuyu actigima rahatsizliginiz asikar. Zaten ikinci yorumunuzdan da bu anlasiliyor. Nefs konusunda da irdelemediginizi soyluyorsunuz, fakat bu yorumda da alayci bir sekilde elestiriyorsunuz. Elbetteki nefs muhasebesi kisinin kendisini baglar, fakat bunun basinda disardaki etkenler buyuk rol oynar, uyandirir.

 

Birileri gayri ahlaki yorumlar yapabilir ihtimali var diye ben konu acmamali miyim? Ben muhim olan konuyu acarim, eger dediginiz yorumlar yapilirsa burda yoneticiler devreye girip seviyeyi korumaya calismalidirlar.

 

Iste bende su tek bu mu kaldi sorun yapilacak turundeki dusunceleri anliyamiyorum. Ne demek tek bu mu kaldi sorun yapilacak, bunu diyene kadar hepimiz elimizi tasin altina koymaya cesaret etsekte, siz burdan baslamasaniz ve asil muhim buldugunuz(son bolumde yaptiginiz gibi) noktadan baslasaniz? Cok daha yapici olmaz mi? Demekki yeni nesile tesettur konusunda ornekler bu carpik yonde ilerledikleri icin halen bu konu konusuluyor ve konusulacak ki ornegi goremeyen nesil hic olmazsa okuyup gun yuzune cikan bu tur yazilar sayesinde konunun ehemmiyetini kavrayabilsinler.

 

Bakin son bolumde konuyla alakali sorun buldugunuz konulari siralamisiniz. Keske ilk yorumunuzdan evvel bu eklemeleri yapsaydiniz. Ve bu sayede anlatamiyorum dediginiz derdiniz ve izdirabiniz direk ilk yorumunuzda anlasilirdi. Hayirlisi artik.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Başörtüsü teferruat değildir.Allah’ın Kur’an’da emrettiği bir farz teferruat,ayrıntı kabul edilemez.Bu mantık(sızlık)la,eğer başı örtmek teferruat ise,meselâ göğsü örtmek de teferruattır;çünkü o da aynı şekilde farzdır.Başörtüsü,çarpık yorumlarla önemsiz ve hizmet(!) için tâviz verilecek basitlikte görülemez,olmazsa da olur denilecek bir husus kabul edilemez.

 

http://www.youtube.com/watch?v=jrNvI4HYBYk

 

Tartışma olsun istemiyorum. Niyetim, birşeyi yerli yerine koyalım.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...