Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
isyanlı sükut

Serdar Tuncer

Recommended Posts

Malum şiirin son mısraı (Attığın kazığa naz deme bari) şair tarafından (Düştüğüm ahvale naz deme bari) olarak tekrar yazıldığı notunu düşelim...

 

Belâ Hastası

 

Haykırır sükûtu, surdadır nöbet

Ölüm kement atıp, güler ölüme

Son durak ezelde, ilk nasıl ebet?

İç kendi kanını, çıldır kelime!

 

Akıl sudan kova, hakikat kuyu

Çözdüğüm her suâl, cevaba perde

Yaktım da suları yıkayan suyu

Güneşi ıslatan o ateş nerde?

 

Ara dur kendini belâ hastası

Sen varsın yokluğu çıldırtan yokta

Rûhun bedenine deli yaftası

Yay sensin kendine çevrilen okta!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sevdicek

 

Çalmışlar O yokken O'nun tacını

Sevdicek rüyada bir kanlı çiçek

Kusmuş kara yılan aşk ilacını

Ak süt kara taşı içti içecek

 

Susamış düşünde su olmuş birden

Kafası elinde geçmiş nehirden

Tacını bulmaya gittiği yerden

Kafası olmadan geri gelecek

Share this post


Link to post
Share on other sites
İSYANLI SUKÜT: ALLAH RAZI OLSUN BENDE ARIYORDUM ŞAİRLER BÖLÜMÜNDE NASIL SERDAR TUNCER OLMAZ DİYE

 

ŞÜKÜR BULDUM, DOSTLAR SERDAR TUNCER ÇOK GÜZEL BİR İNSAN GÜZEL BİR DOST

 

2 GÜN ÖNCE UZUN UZUN KONUŞTUK MUHABBET ETTİK SARILDIK BİRBİRİMİZE

 

O GERÇEK ŞAİR VE ÇOK BİLGİLİ BUNU GÖRDÜM

 

SERDAR TUNCERİ unutmayalım...

 

 

Son Şiir Albümünden

 

Kurbanım

 

Yar adıyla başlayayım sözüme

Gülsüz bağda bülbül ötmez kurbanım

Sözü önce söyleyeyim özüme

Yoksa kalpten kalbe gitmez kurbanım

 

Sen senin olmazsan tüm dertler biter

Varını yokunu mürşidine ver

Ustanın elinde kütük ol yeter

Teslim olan zarar etmez kurbanım

 

Güvenme kendine ben oldum diye

Pişenler hamım der, bir düşün niye

Tövbe lazım ettiğimiz tövbeye

Bir tövbeyle bu iş bitmez kurbanım

 

İltifat beklemek kırılmak nedir

O kapıdan kovsa sen bacadan gir

Ha sevmiş ha dövmüş ikisi de bir

Sevmese kaşını çatmaz kurbanım

 

Çalış nasibini al dünyadan yana

Ama sanma dünya yar olur sana

Ahiret parası lazım insana

Güneş hep batıdan batmaz kurbanım

 

Hizmet yoksa himmet olmaz bu kesin

Hem hizmet nimettir böyle bilesin

Gayret et gönle gir “benimdir” desin

Sultan kölesini atmaz kurbanım

 

Yap dediğini yap emrine göre

Bu iş bensiz olmaz deme boş yere

O eli tutmuşsa insan bir kere

Nefsini hesaba katmaz kurbanım

 

Cahiller ağzını açınca ben der

Ben deyip yol alan var mı hiç göster

Eli hep güzel gör kendini hep yer

Tezek su dibine batmaz kurbanım

 

Günahtı sevaptı bunlar boş hesap

Her neyi yaparsan Allah için yap

Avamın işidir bu hesap kitap

Aşıklar kar zarar gütmez kurbanım

 

Dua kabul, niye sıddıkın ahı

Ne dedi hızıra nakşibend şahı

Hatırla idrak et anla bu rahı

Ben sadıkım demek yetmez kurbanım

 

Sadakat ne derse doğru demekmiş

Onsuz doğrulara eğri demekmiş

Sadakat sıddıkın bağrı demekmiş

Ciğer yanar duman tütmez kurbanım

 

Er olmak isteyen serinden geçer

Bir saki elinden badeyi içer

Seç deseler yarin zehrini seçer

Ağyarın balını tatmaz kurbanım

 

Sözün özü derdi minnet bil cana

Yare can ver ki can yar olsun sana

Serdar isen serini koy meydana

Kurbanlara bıçak tutmaz kurbanım

 

Serdar Tuncer

 

 

Bütün hakikat bu.

Rabbim bizi teslim olanlardan eylesin.(AMİN)

Share this post


Link to post
Share on other sites
Guest Bir Kereye Mahsus

Güzel şiirleri var Serdar ağabeyin ve kendisi de çok mütevazi, güzel bir insan. Kendisiyle heyecanımdan konuşma fırsatım olmasa da aynı pozda yer alma şerefine eriştim çok şükür. Allah yolumuzu açık etsin inşallah...

Share this post


Link to post
Share on other sites

DEME BARİ

Bir yudum aşkını bana çok gördün

Çöllere atıp da yüz deme bari

Vermek istemedin istemek verdin

Kendini kendinden süz deme bari

 

Hem her şeyde varsın hem hepsinde yok

Elestte tek oldun dünyada bir çok

Hem yay ol diyorsun hem hedef hem ok

Çıktığım yokuşa düz deme bari

 

Beni tat diyerek sen beni tattın

Sanki beni benim için yarattın

Vuslat bile yoktu hicrana attın

Bensiz ol benimle gez deme bari

 

Tövbeye muhtaçken tövbemin ahı

Sensiz işlemedim hiç bir günahı

Madem ki sağımdan çektin eyvahı

Solumda durana yaz deme bari

 

Güya her perdeden öte yerdesin

Ya perde yok ya sen sana perdesin

Tamam sustum sormuyorum nerdesin

Taktığın perdeye göz deme bari

 

Nice dilberleri peşine takıp

Kimin yolda kimin çölde bırakıp

Hadi gel der gibi uzaktan bakıp

Attığın kazığa naz deme bari

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

 

Serdar Tuncer son dönemde İslami kesim arasında şöhreti yakalamış, bunu da sunumdaki başarısıyla hak etmiş kaliteli bir spiker. Kendisinin işini hakkıyla yaptığını ve kendini dinletmeyi başardığını söylemek durumundayız.

 

Ben burada kendisiyle ilgili bir hatıramızı üzerinde fazla yorum yapmadan yazma gereği hissediyorum. Nihai değerlendirmeyi üyelerimiz yapacaktır.

 

Bundan 1.5 yıl kadar önce Ak Parti Beykoz İlçe Gençlik Kolları ile ortaklaşa düzenlediğimiz Üstad'ı anma gecesi için Serdar Bey'e bir teklif götürmüştük. Kendisi o sıralar şu anda olduğu kadar meşhur değildi. Fakat programlarında anlattıkları kendisinin gönlü geniş bir şahıs olduğunu, ayrıca Üstad'a karşı da samimi bir muhabbet beslediğini düşündürtmüştü bize. Biz de zihnimizde oluşan bu portreye güvenerek, Serdar Bey'den programımıza gönüllü olarak katılmasını, ya da en azından düşük bir ücret mukabilinde katılabileceğini bildirmesini bekliyorduk. Kendisinden beklentimiz Üstad'a ait 2 şiiri okumasıydı.

 

Serdar Bey, zannederim ki yoğun bir insan ve böyle programlarda aranan bir şahsiyet olduğundan 2 şiir karşılığında 1.500 TL talebinde bulundu. Dolayısıyla bu isteğini yerine getirmek bizim için mümkün olmadı. Bir miktar kırgınlık yaşamadığımızı söyleyemeyeceğim; zira gerek Mehmet Niyazi Özdemir, gerekse de İbrahim Sadri programa katılmak için hiçbir ücret talebinde bulunmadı. Özellikle pek çok eleştirinin merkezindeki İbrahim Sadri'nin, programımızın gerçekleşeceği saatlerde yurtdışından geleceğini, yetişebilirse mutlaka katılacağını ve Üstad'ın şiirlerini okumak için asla para talep etmeyeceğini vurgulaması bizi hayli şaşırtmış ve memnun etmişti. İbrahim Bey programa yetişemediğinden katılamadı. Yalnız Serdar Tuncer'in, niçin organize edildiği apaçık belli olan bir program için kendisine fazla zahmet vermeyecek böyle bir işe şartlarımıza göre yüksek denebilecek bir fiyat biçmesi üzücü bir hatıra olarak zihinlerimizde yer edindi.

 

Bir spikerin katılacağı program için para talebinde bulunması tabii bir durumdur. Fakat biz ekranlardan aldığımız elektriğin yanıltmasıyla kendisinden tabii değil, idealist davranmasını beklemiştik. Neticede ise yanıldığımızı görmekten dolayı küçük bir üzüntü yaşadık. Bu hatıramızı da Serdar Bey'in kişiliği ile ilgili algıları tamamlaması için paylaşma gereği hissettik.

 

Saygı ve selamlarımla

  • Like 3

Share this post


Link to post
Share on other sites

Serdar Tuncer kabul görmüş, sevilen bir şair, spiker ve yorumcu. Ben Üstad için hazırlanmış bir programa katılma karşılığında ücret istemesini kendisine yakıştıramadım. Lakin kendisini tanımamız için önemli bir anektod. Her insanda olabileceği gibi kendisinde de tezahür etmiş yanlış bir davranış olarak görüyorum. Allah selamet versin.

Share this post


Link to post
Share on other sites

TV dünyasında yapmacıklar o kadar çok oluyor ki. Aklıma ilk gelen örnek Deniz Feneri programını sunarken her gittiği kapıda ağlayan Ramazan abi. Fakir teyzelerle, üstü başı dökük çocuklarla konuşurken ağlıyor falan, çekimi durdurduğunda şunu şöyle çek, bunu niye böyle yaptın diye etrafındakilere bağırıp duruyor. Çekim başlasın, amcanın surat tekrar darmadağın. TV dünyasında samimi adam bulmak çok zor nitekim. Samimi olanla olmayanı da bu gibi anekdotlarla ayırt edebiliyorsunuz. Evet istediği şey profesyönelliğe uygun, hiçbir şey denemez ama benim yaptığı işin dışında kalan yanlarıyla takdir edeceğim adama uygun değil.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Serdar Tuncer'in en sevdiğim şiirlerinden birisi:

 

Ve Aşk...

Kerem kendi suretini görmeden

Sen artık aslı-na bürün demişler

Ferhat doğduğu gün isim vermeden

Bu çocuk ne kadar şirin demişler

 

 

Üniversitede bölüm klübümüzün yaptığı organizasyona katılmışlardı kendileri. Çok hoş bir programdı. Zaman zaman gözlerimiz hüzünden; zaman zaman gülmekten yaşardı.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

 

Serdar Tuncer son dönemde İslami kesim arasında şöhreti yakalamış, bunu da sunumdaki başarısıyla hak etmiş kaliteli bir spiker. Kendisinin işini hakkıyla yaptığını ve kendini dinletmeyi başardığını söylemek durumundayız.

 

Ben burada kendisiyle ilgili bir hatıramızı üzerinde fazla yorum yapmadan yazma gereği hissediyorum. Nihai değerlendirmeyi üyelerimiz yapacaktır.

 

Bundan 1.5 yıl kadar önce Ak Parti Beykoz İlçe Gençlik Kolları ile ortaklaşa düzenlediğimiz Üstad'ı anma gecesi için Serdar Bey'e bir teklif götürmüştük. Kendisi o sıralar şu anda olduğu kadar meşhur değildi. Fakat programlarında anlattıkları kendisinin gönlü geniş bir şahıs olduğunu, ayrıca Üstad'a karşı da samimi bir muhabbet beslediğini düşündürtmüştü bize. Biz de zihnimizde oluşan bu portreye güvenerek, Serdar Bey'den programımıza gönüllü olarak katılmasını, ya da en azından düşük bir ücret mukabilinde katılabileceğini bildirmesini bekliyorduk. Kendisinden beklentimiz Üstad'a ait 2 şiiri okumasıydı.

 

Serdar Bey, zannederim ki yoğun bir insan ve böyle programlarda aranan bir şahsiyet olduğundan 2 şiir karşılığında 1.500 TL talebinde bulundu. Dolayısıyla bu isteğini yerine getirmek bizim için mümkün olmadı. Bir miktar kırgınlık yaşamadığımızı söyleyemeyeceğim; zira gerek Mehmet Niyazi Özdemir, gerekse de İbrahim Sadri programa katılmak için hiçbir ücret talebinde bulunmadı. Özellikle pek çok eleştirinin merkezindeki İbrahim Sadri'nin, programımızın gerçekleşeceği saatlerde yurtdışından geleceğini, yetişebilirse mutlaka katılacağını ve Üstad'ın şiirlerini okumak için asla para talep etmeyeceğini vurgulaması bizi hayli şaşırtmış ve memnun etmişti. İbrahim Bey programa yetişemediğinden katılamadı. Yalnız Serdar Tuncer'in, niçin organize edildiği apaçık belli olan bir program için kendisine fazla zahmet vermeyecek böyle bir işe şartlarımıza göre yüksek denebilecek bir fiyat biçmesi üzücü bir hatıra olarak zihinlerimizde yer edindi.

 

Bir spikerin katılacağı program için para talebinde bulunması tabii bir durumdur. Fakat biz ekranlardan aldığımız elektriğin yanıltmasıyla kendisinden tabii değil, idealist davranmasını beklemiştik. Neticede ise yanıldığımızı görmekten dolayı küçük bir üzüntü yaşadık. Bu hatıramızı da Serdar Bey'in kişiliği ile ilgili algıları tamamlaması için paylaşma gereği hissettik.

 

Saygı ve selamlarımla

 

Üzücü. Televizyonda güzel şeyler söyleyen, popülariteyi sağlamış-ben önemsiyorum- iyi insanlar görmek güzel olmaktan da öte ihtiyaç oluyor. Bu yüzden üzücü.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

 

Serdar Tuncer son dönemde İslami kesim arasında şöhreti yakalamış, bunu da sunumdaki başarısıyla hak etmiş kaliteli bir spiker. Kendisinin işini hakkıyla yaptığını ve kendini dinletmeyi başardığını söylemek durumundayız.

 

Ben burada kendisiyle ilgili bir hatıramızı üzerinde fazla yorum yapmadan yazma gereği hissediyorum. Nihai değerlendirmeyi üyelerimiz yapacaktır.

 

Bundan 1.5 yıl kadar önce Ak Parti Beykoz İlçe Gençlik Kolları ile ortaklaşa düzenlediğimiz Üstad'ı anma gecesi için Serdar Bey'e bir teklif götürmüştük. Kendisi o sıralar şu anda olduğu kadar meşhur değildi. Fakat programlarında anlattıkları kendisinin gönlü geniş bir şahıs olduğunu, ayrıca Üstad'a karşı da samimi bir muhabbet beslediğini düşündürtmüştü bize. Biz de zihnimizde oluşan bu portreye güvenerek, Serdar Bey'den programımıza gönüllü olarak katılmasını, ya da en azından düşük bir ücret mukabilinde katılabileceğini bildirmesini bekliyorduk. Kendisinden beklentimiz Üstad'a ait 2 şiiri okumasıydı.

 

Serdar Bey, zannederim ki yoğun bir insan ve böyle programlarda aranan bir şahsiyet olduğundan 2 şiir karşılığında 1.500 TL talebinde bulundu. Dolayısıyla bu isteğini yerine getirmek bizim için mümkün olmadı. Bir miktar kırgınlık yaşamadığımızı söyleyemeyeceğim; zira gerek Mehmet Niyazi Özdemir, gerekse de İbrahim Sadri programa katılmak için hiçbir ücret talebinde bulunmadı. Özellikle pek çok eleştirinin merkezindeki İbrahim Sadri'nin, programımızın gerçekleşeceği saatlerde yurtdışından geleceğini, yetişebilirse mutlaka katılacağını ve Üstad'ın şiirlerini okumak için asla para talep etmeyeceğini vurgulaması bizi hayli şaşırtmış ve memnun etmişti. İbrahim Bey programa yetişemediğinden katılamadı. Yalnız Serdar Tuncer'in, niçin organize edildiği apaçık belli olan bir program için kendisine fazla zahmet vermeyecek böyle bir işe şartlarımıza göre yüksek denebilecek bir fiyat biçmesi üzücü bir hatıra olarak zihinlerimizde yer edindi.

 

Bir spikerin katılacağı program için para talebinde bulunması tabii bir durumdur. Fakat biz ekranlardan aldığımız elektriğin yanıltmasıyla kendisinden tabii değil, idealist davranmasını beklemiştik. Neticede ise yanıldığımızı görmekten dolayı küçük bir üzüntü yaşadık. Bu hatıramızı da Serdar Bey'in kişiliği ile ilgili algıları tamamlaması için paylaşma gereği hissettik.

 

Saygı ve selamlarımla

 

 

:wacko: :Shock: :wacko:

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ne Çare

Ahhh ahhhh

Hakikat şehrinde bir güzel gördüm

Bir göreni göremedim ne çare

Sevdayı aşkından yanıp kül oldum

Bir bilen yok soramadım ne çare

Bir zaman bekledim Leyla dağını

Bir zaman bekledim gül budağını

Bir zaman bekledim yar otağını

Vasılı yar olamadım ne çare

Andelibin işi ahu zar olur

O nasıl güldür ki tezce har olur

Bir gönül kul olur gah hünkar olur

Ben bu sırra eremedim ne çare

Bir gülün ki harı vardır yar demem

Kansız didelere ahu zar demem

Yüzünü görmeden yarim var demem

Ben bu yari bulamadım ne çare

Niceleri yar der gönlü binada

Niceleri yar der gönlü zinada

Nicesinin gönlü bey’ü şirada

Bu yar kimdir bilemedim ne çare

Duydum ki yarimin yeri Kaf imiş

Dillerde söylenen kuru laf imiş

Aslını sorarsan nun u kaf imiş

Pâyine yüz süremedim ne çare

Medeed Pir-i Sanii bir gör halimi

Bu salihe çok ettiler zulumü

Aç vuslat perdesin göster yüzünü

Çok ağladım gülemedim ne çare

Serdar TUNCER

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kerem kendi suretini görmeden

Sen artık aslı-na bürün demişler

Ferhat doğduğu gün isim vermeden

Bu çocuk ne kadar şirin demişler

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sevda senedine bir imza attım

Neyleyim icraya geldi yalnızlık

Seni vermem diye bin yemin ettim

Benden beni bile aldı yalnızlık

 

Lokman hekim libasını giyerek

Senin tek tabibin benim diyerek

Kanımı içerek ömrüm yiyerek

Derdime dermanı buldu yalnızlık

 

Senin suretinde kapladı beni

Aşk diye hicrana sapladı beni

Önce kendisiyle topladı beni

Sonra sensizliğe böldü yalnızlık

 

O şimdi padişah ben garip köle

Elveda mutluluk merhaba çile

Ezerdi sen varken karınca bile

Köleydi kapımda kuldu yalnızlık

 

Sende düşüp gittin kendi derdine

Gölgem firar etti hasret yurduna

Çekip gittim kaf dağının ardına

Hoşgeldin diyerek güldü yalnızlık

 

Yeter artık dedim kavgadan bıkıp

Ölüyorum seni yalnız bırakıp

Anlaştık diyerek elimi sıkıp

Peşimden toprağa daldı yalnızlık

Serdar TUNCER

Share this post


Link to post
Share on other sites

Aslında düşünmemiz lazım.. o denli düşünüyoruz ki; bir velinin buyurduğu gibi, haddini aşan düşünmelerimiz tersine inkılap etti...

 

Mal için düşünüyoruz.

Makam için düşünüyoruz.

Eş için düşünüyoruz.

Ne derler? diye düşünüyoruz.

Ne yer, ne içerim diye düşünüyoruz.

 

Düşünemediğimiz tek şey; hiç düşünmeden İslam'a bağlanma ulviliği..

 

Evet.. Düşünmemen lazım genç adam! Hem de hiç düşünmemen.... Bir an evvel; giyiminden, yeme içmesine kadar; bütün hayatını Allah resulüne endekslemen lazım..

 

Yoksa; düşüne düşüne; düşünmemeye mahkum kalmaya doğru yol alıyorsun...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Efendimiz (s.a.v.) bir gün Ebu Cehil’e demiş ki “Şu taşlar kelime-i tevhid etse, kelime-i şahadet getirse, Müslüman olur musun?”.

 

“Olurum!” demiş...

 

Efendimiz (s.a.v.) taşları eline almış, “konuşun” buyurmuşlar. Taşlar şehadet getirmeye başlamış

.

 

Ebu Cehil yine Müslüman olmamış.

 

İlginç olan nokta şu:

 

İrfan ehli der ki, o taşlar o anda konuşmaya başlamadı. O taşlar, daima o zikri yapmaktaydı. O an Cenab-ı Hakk Ebu Cehil’in kulağından perdeyi kaldırdı da o işitmeye başladı!

 

Hace Ubeydullah Ahrar (k.s.), “Bir eve penceresi kadar düşer ayın ışığı” buyurmuşlar.

 

Camları, perdeleri çekili bir evde oturduğunuz vakit, neden ay ışığı düşmüyor bu eve diye sormaya hakkınız yoktur.

 

Evet, O (sav) “ve ma erselnake illa rahmeten lilalemin” ifadesinin muhatabıdır. Amma, o rahmete agâh olmak için gönlünüzü O’na açıp “El Meded, El Meded…!” diye niyaz etmeniz şarttır…

 

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...