nedamet.. 14 Report post Posted March 31, 2007 sehere dek, ey mum, başucumdaki bu gece Allah için uyanık ol hüznün gölgesi gönle çöktü ansızın bu gece acı bana hüzünlen. umut arzum kana bulandı hüzün okları öylece gönle saplandı hayatın bu sarhoş denizinde umut gemim karaya oturdu. ah! Dostlar yetişin feryadıma ölüm yetişecek feryadıma bu gece yoksa korkarım canımdan da öte şu şirin, yoldan ben ölümün tuzağına düşünce yetişir. ey mumum! Kes ağlamayı inlemeyi yaralı gönlüme tuz serpme artık önümde hikayesi gönül güçsüzlüğünün bundan fazlasını söyleme sus artık. ey karanlık gecelerin munisi! Senden başka benim için bir dost kalmadı artık dünyada şu dostların hepsinden ölümle görüşmekten başka kimseyle bir görüşme ümidim kalmadı. yoldaşım, munisim, mumum benim bu dünyadan hüzünlenen nerede senden başka? bu vahşet çölünde doğur ölümü vay bana, vay bana dost nerede? bu zindanda, ben bu gece, mumum benim el yıkayacağım bu hayattan yarın kırıncaya kadar arslanlar gibi hayatın zincirlerini milletin 1954 Quote Share this post Link to post Share on other sites
cihat 28 Report post Posted April 9, 2007 Ali Şeriati Ali Şeriati (Farsça: علی شريعتی) (1933 - 1977), İran Devrimi'nin ideologlarından olan sosyolog. Din sosyolojisi alanındaki çalışmaları ile tanınmıştır. Düşünceleri İslamcılık akımını büyük oranda etkilemiştir. Şeriati 1933 yılında Mazinan, Sabzevar, İran'da doğdu. Babası ilerici milliyetçi bir vaizdi. Eğitim yıllarında ilk kez İran'ın daha aşağı sınıflarından insanlarla tanıştı, var olan fakat bilmediği yoksulluk ve zorluklarla tanışması bu dönemde oldu. Ayrıca aynı dönemde Batı felsefi ve siyasi düşüncesiyle de tanışmıştır. Modern sosyoloji ve felsefenin bakış açısı ve bunun geleneksel İslami prensipler ile harmanlanması aracılığıyla Müslüman toplum ve toplulukların karşılaştığı sorunları açıklamaya ve çözümler bulmaya çalışmıştır. Şeriati Mevlana ve Muhammed İkbal'den büyük ölçüde etkilenmiştir. Lisansını İran'da bitirdikten sonra, Paris Üniversitesi'nde yüksek lisansına başladı. Burada, 1964 yılında felsefe ve sosyoloji dallarında doktor olmuştur. Daha sonra İran'a dönmüş, fakat hemen şah yönetimi tarafından tutuklanıp hapsedilmiştir. Yönetim onu Fransa'dayken devleti yıkıcı siyasi aktivitelerde bulunmakla suçlamıştır. Daha sonra 1965'te serbest bırakılmış ve Meşed Üniversitesi'nde eğitim vermeye başlamıştır. Dersleri kısa sürede farklı toplumun farklı kesimlerinden öğrenciler tarafından beğenilmiş ve popülerleşmiştir. Bunun sonucu yönetim Üniversite'yi zorlayarak onun eğitim vermesini engellemiştir. Bunun üzerine Şeriati Tahran'a giderek Hüseyniye-i İrşad Enstitüsü'nde ders vermeye başlamıştır. Yine büyük bir popüleriteye ulaşan dersleri, yine toplumun her kesiminden öğrencileri etkilemiştir. Şeriati'nin görüşlerine ilginin arttığı orta ve yüksek sınıflardan öğrencilerin olması dikkat çekiciydi. Bu ilgi de şah yönetiminin Şeriati ile bazı öğrencilerinin tutkulanması emrini vermesine neden oldu. Gerek yurt içinden gerekse yurt dışından gelen tepkiler üzerine yönetim onu serbest bıraksa da çeşitli şartlarla tahliye edilmişti: kesinlikle herhangi bir eğitim aktivitesinde yer almayacak, hiçbir şey yayımlamayacak ve özel veya genel hiçbir toplantı yapmayacaktı. Ayrıca devletin güvenlik örgütlerinden SAVAK onun yakın çevresini yakın gözetim ve denetim altında tutacaktı. Şeriati bu şartlara karşı çıkarak ülkesini İngiltere'ye gitmek üzere terk etmeye karar verdi. Üç hafta sonra, 19 Haziran 1977'de öldürüldü. Öldürülmesi konusunda çeşitli spekülasyonlar yapılmıştır; çoğu onun SAVAK ajanları tarafından öldürüldüğüne inansa da ruhban sınıfı karşıtı ve eşitlikçi görüşleri nedeniyle fanatik bir Humeyni taraftarı tarafından da öldürülmüş olabileceği ortaya atılmıştır. Tahran'ın büyük hastanelerinden birine Şeriati'nin ismi verilmiştir.Devrim öncesi İran'ın en önemli ve etkili felsefi liderlerinden sayılan Şeriati'nin görüşleri bugün hâlâ İran toplumunda popüler ve etkindir. Özellikle bugünki İslami Cumhuriyet rejiminin biçimi, ruhban sınıfının konumu ve eşitlik anlayışına karşı çıkan kesimler tarafından beğenilmektedir. Şeriati'nin düşünsel çalışmaları sadece devrim öncesi ve sonrası İran'ı değil, dünya çapında İslamcı topluluk ve düşünceler başta olmak üzere birçok kişi ve grubu etkilemiştir. Çeşitli dini kavramlara yaklaşımı, ruhban sınıfının eleştirisi ve İslamcılık hareketinin içinde kabul edilen çeşitli çıkarımlarıyla ilgi çekmiştir. Birçok eseri bulunan Ali Şeriati'nin eserlerinin neredeyse tümü Türkçe'ye çevrilmiştir kaynak Ben Neyim? ben neyim? suskun bir efsane yüzlerce yalanın kucağında rüzgarın işvesine kanmış bir toprak gülüşün her zehri sonrasında sönen bir hışım orman gecelerinin gönlünde saklı bir sır. ben neyim? zincirlenmiş hışım feryatları bir cinnetin hatıralı bakışının iftirası yüzlerce umudun dişleri dibinden sızan bir zehir çağın lanet kahpesinin çirkin sövgüsü ben neyim? yerde arzunun mutlu kervanından bir kül yolda yuvanın yolunu yitiren bir kuş dolunayda kara gecede ben neyim? bir tek leke yaşamın eteğine şöhretten yaşama onurundan eteği kirlenmiş kimsesizlik gırtlağına takılmış feryat söylenmemiş bestelenmemiş bir sır ben neyim? sıkıntılı gülümsemesi batışın sonbaharının gece arayışında hayat gecesinin pençesine düşen bir şebnem bilinmeyen, işaretsiz ölüm gecesinin doğuş arzusunda 1957 Quote Share this post Link to post Share on other sites