Gökan Öztürk 29 Report post Posted January 24, 2008 Selamun Aleyküm ÜSTAD sevenleri... Sizlere bir kardeşimi takdim etmek istiyorum... ÜSTAD NECİP FAZIL ı çok çok sever... Ve henüz 24 yaşında kardeşimiz... Ona dualar edelim, çünkü o herşeyin en güzeline layık... İlerde çok güzel yerlere gelecek Allah'ın izniyle... İŞTE NURAY ALPER ŞİİRLERİ O'na! * Ben sana teslimim demeden daha Sen bana bendeki beni gösterdin Gülşendi gözümde bu kurak vaha Sözü lâl bırakan sanı gösterdin.... Hedef ki; menzilin hasret zulası Gülüş! imkansızın imkan sılası Türküm depremlerin bitmez dolusu Zikrimi zikreden kanı gösterdin Elem gölgesinde bir koyu çağrı Yetişti başıma merhamet bağrı İrkildi uykudan uyanan ağrı Yoluna düştüğüm zanı gösterdin! Bir seldi içimde değere reva Ummandı gözümde derdime deva Sonsuz öyküm dedim; buse-i neva Yâr diye andığım canı gösterdin! Çocukken büyüttün, azapla dertle Çehresi dost duran düşmanlık fertle Meçhuller içine saklanan art'la Ateşe dil olan yan! 'ı gösterdin... Çile dergâhında ağlarken gülmek Sırra talip olup özüne gelmek Sonsuz eşiğinde ölmeden ölmek Gözümde yükselen tanı gösterdin.. Duymadan hükmünü eridim, bittim Adını haykıran aynada yittim An sende değilse ben'i de ittim Ey varlığı güzel! şanı gösterdin.... 29.11.2006 - Afyon/Kocatepe (haber-sanat) gazetesinin 'İz Bırakacaklar' köşesinde yayımlanmıştır.... Nuray Alper Vuslat Yolcuları* Her zerresi bin arşla ıslatılmış vatanım ..ve ey topraktan evvel yüreğimde yatanım Nurundan bir pay düşsün ruhumun zindanına Gözyaşlarım karışsın feyzinin handanına Baş eğerken hayana cennette huri kızlar Niye küskün canıma size selam yıldızlar? Şimdi özlenen diyâr, Firdevs gölgesindesin Nice kanla yazılmış şehadet sesindesin Güz döküyor semadan gözlerime nevbahar Otuz beş gülistana(!) iç çeker gibi seher.. Gurbetten selam götür sılaya ey şehidim Mavzerlerin kalanı nasıl vurur, şahidim! Arzet gül kokuluya kardeş kardeşe düştü(*) Feryatlar ki safını küfür ile bölüştü Hani, beklenen mevsim gelişiyle zaferdi Fatihi, Yavuz’uyla en güzide seferdi Hani ana kolunda can verecekti vehim Daim yaşayacaktı şeref kokan tarihim Kapatsa da gözünü dünyaya nurlu sima’n Nefes alır kalbinde hala soluksuz iman Sonsuzluk boyasıyla bâkileşen adına Takılıp gitse hüznüm kuşların kanadına Yazamam; kalem bîçâr, elimde keder ılık Bağdaş kurdu özüme vuslat bakan ayrılık Parçalansın alnında büyüyen kanlı ahit Gülerek kollarını güne açsın mücahit Hasret sabahlarıyla bende erirken bin can Ötelere koşuyor sende sonsuz heyecan (*) Şiirde geçen 'kardeşin kardeşe düşmesi' ülke içindeki birliği kast etmekte, Türk-Kürt ayrımcılığı çabasını ele almaktadır. Nuray Alper Gül'ün Yâri Efendim! * Söz biter; hıçkırığa boyanır birgün daha Sûret-i cemalimde mahzun çocuklar çağlar Benden alır hüznünü seni görmemiş saha Fikrimin hicretine tam on dört asır ağlar ...........................Efendim! An yaralı, bu güz sensiz hastadır ...........................Semalarda titreşen dualarım yastadır Toplanır birer birer deryasına seherin Nurundan almak için rûhanî güvercinler Bilmezler, günah nedir; nerde izi kahırın Sesini duyamayan kalbim elimde inler ...........................Efendim! Dil isyanda, zikre seni katıyor ...........................Halbuki yüreğimde kaç bin Leheb yatıyor Kutlu varoluşların en mukaddes olanı Duası Abdullah'ın, Amine'nin rüyası Sen ey ana rahminin boynu bükük kalanı Cihânşumul doğumun en haşmetli ziyâsı ...........................Efendim! yokluğunun diğer adıdır ziyan ...........................Varlığını haykıran sözlere emridir; yan! Sen ki Kureyş müjdesi gonca gonca açılan O İlahi rahmetin merhamet yüklü gizi Bir feth-i mübîndin ki karanlığa saçılan Bitmedi, bitmeyecek zulme verdiğin sızı ...........................Efendim! sensizliğim tüketti nedenimi ...........................Istırap katre katre sarıyor bedenimi Yaralı yüreğiyle yağmurları ağlattı Ardından bakıp kalan gül Mekke sokakları Gizli bir inilti ki derdi öze bağlattı Yılların firâkıyla ağrıdı şakakları ...........................Efendim! kir ve kan'dır çağın yüzünden sızan ...........................Nasıl şaşırıp kaldı yönü kefensiz mizan Hani âli bayramı yaşamıştı Medine Râm olup varlığına kurtulurken yoklardan Ve takvâ yazar iken canını yüce dine Hala utanır Taif yürüyen ayaklardan ...........................Efendim! Kör iz'anla emrine uyamadım ...........................Düştüm de yollarına kokunu duyamadım Bilallerin göğsünde iman ederken taşlar Onunla haykırdılar; Allah, Resûl ve Ehad Hûşu hakikatine nasıl koşmuştu başlar Kanını toprağına değdiremedi Uhud! ...........................Efendim! sûretinle ifşa oldu nur nişan ...........................Sırtındaki mühürde hayat buldu sonsuz şan! Ne güzel gülümserdin Ayşe'nin iffetine 'Beni nasıl sevdin? ' e cevabındı; kördüğüm Çölde kumlar şahitti sevdanın saffetine Şimdi bir masal gibi kitaplara sorduğum ...........................Efendim! Kutlu çilen, dokunmadı çamura ...........................Güzel ahlâk verilmiş özündeki hamura. Ellerim, bir güzide yakarışın kelamı Mazide nefes alan çöllere hasret sürgün Muazzam çığlıkların yönü meçhûl selamı İşte hicrana perde ihtiyâr gece ve gün ...........................Efendim! Bilemedik niye güzeldir güller ...........................ve o lâtif gülleri koparamayan eller. (*) Cemal; Allah'ın sıfat tecellisi olarak kullanılmıştır. Nuray Alper Ahraz Nur Yazsam sırrı dize dize Halin bana kırılır mı? Ab-ı revan sussam söze Mısra cana darılır mı? Hilkatimi astım rafa Ruhu düşürdüm arafa Ver hükmünü itirafa Sözün tana sarılır mı? Nurla bakar gönül gözün Gördüklerin kendi özün Keder yüzün benim güzüm Çile an'a burulur mu? Tutunmadı sinemde sam Parçalandı kırık asam 'Gül' de, -kalbim gülsün- desem Yıllar yine yorulur mu? Hakikatin dost eşiği Takatimin al beşiği Semaların Hak aşığı Sevda tene sorulur mu? İsyanlara satıp kibri Kalkan ettin ömre sabrı Efsunların vefa kabri Sonsuz şana varılır mı? Nuray Alper Resimdeki İs Ömürlük mısramı alma eline Dilinde korkunun eyvahı kalır Ekleme hüznümü kelam beline Zamansız şarkının günahı kalır Yola sundum yorgun düşen tehrimi Kaleme sürmeden, sustum zehrimi Zulümler büyüttü bitmez kahrımı Sanma ki yazgının felahı kalır Baktığım her vuslat hasretimden cüz Bir seni haykırmaz resmettiğin yüz Sen görmeyi diler bana varan öz Vefâsız vurgunun silahı kalır Sözü ekleyerek kırgın dünüme Süslü yankılarla çıktın önüme Taklitin düşerken durgun yönüme Kimliksiz kurgunun sabahı kalır Elem dergâhında hisle ördüğüm Kutsi emeklerim sende kördüğüm Sancı ikliminde sevinç gördüğüm Kahırlı türkünün siyâhı kalır Tebessüm nuruna vuran akşamlar Önce yâren sonra yalan akşamlar Giderim; sabrıma ziyân akşamlar Elinde sürgünün bin ahı kalır Nuray Alper Quote Share this post Link to post Share on other sites
BDG 76 Report post Posted January 24, 2008 Yukarıdaki şiirler sayın Gökhan Kardeşimizin bahsettiği gibi liyakat payını alacak derecede. Gerçekten bizlerin, "ruhu" anlamada bir manivela konumunda diye kabul edebileceğimiz şiirlere göz attığımda yazan kardeşimize buradan teşekkürlerimi bildiriyorum ve yazan arkadaşımızın hakkını teslim ediyorum. Gönlünüze sağlık. Özellikle üstad ile ilgili olan çalışmalarını (eğer var ise :rolleyes: ) görmek isteriz. saygılarımla Quote Share this post Link to post Share on other sites
e-selcuk 25 Report post Posted January 25, 2008 Gökan kardesim Allah razı olsun. üstad Necip Fazıl in hiç bir yerde bulunmayan şiirlerini buldum deyip bu şiirleri yazıp altına da O nun ismini yazsaydın vallahi ben inanırdım. Nuray kardeşimiz gerçek bir şair senin de dediğin gibi. Onu da burada görmek, tanımak isterim... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Gökan Öztürk 29 Report post Posted January 28, 2008 BDG ve e-selcuk : eyvallah teşekkür ederim... Kardeşimiz NURAY ALPER in şiirlerini okuyunuz takip ediniz, ALLAH 'IN İZNİYLE İLERDE BÜYÜK BİR ŞAİR OLACAK BUNA İNANIYORUM... Dua ile... Quote Share this post Link to post Share on other sites
onüç 89 Report post Posted February 13, 2008 Rabbim her ikinizdende razı olsun gerçekten güzel şiirler.... gönlünüze sağlık Quote Share this post Link to post Share on other sites
babalarkulu 1 Report post Posted April 6, 2008 Şiirler çok güzel, tam halk edebiyatı geleneğine uygun yazmış, sanki 21.yybir tekke şairi edası var. Quote Share this post Link to post Share on other sites
pur nese 8 Report post Posted April 6, 2008 Gerçekten gerçek bir şair,yüreğine sağlık,bu şiirleri okuma imkanını bize sunduğunuz için size de teşekkür ederim efendim :) İmkan varsa Nuray Hanım'a da saygılarımı,selamlarımı iletin lütfen :) Selametle :) Quote Share this post Link to post Share on other sites
Gökan Öztürk 29 Report post Posted April 8, 2008 pur nese: iletirim kardeşim zaten görüşüyoruz o nur yüzlü bacımızla - şairimizle sende sağol var ol kardeşim... Quote Share this post Link to post Share on other sites
ümmü hüreyre 5 Report post Posted May 24, 2009 İNŞİRAH Çağların güneşiyle gönlüme doğan gece Duamı yıldız gibi parlayan çölüne yaz Bir şekil ki bu rüya, irkilişlerden yüce Bir sükût ki izahsız, gözyaşına eş ayaz... Ellerimde Yesrib(*) 'den kalma çakıl taşları! Burada mavi gökler, yerlere daha yakın Bilmem anlar mı mazim, Allah diyen başları Kalmasa da günümde beni üzen bir 'sakın'. Ey Medine diyârı, güllerin has kokusu Yola düşen her sebep, vurgun yiyor boşluktan Nur yüzünde savrulan, asaletin dokusu 'Benim' diyen zilleti, kurtarır sarhoşluktan Eller,diller sahabe ve sahabe zikirler Ne deprem ki, mahşeri gözlerime bağırır Cehennemî ateşe zincir vuran fikirler Bir mukaddes heybetle canı tenden çağırır... Ben sanırdım her nefes; ah'ı gökleri yakan Hüzünlü serenatın son adımlık tek düşü İhvan zamana mekan, kan mı seslerden akan? Neden bu kadar koyu, Hakka giden gözyaşı ..............................(21.07.) Şimdi tebessüm ağlar, ayrılık vuslatıyla Beni bende solduran, gönlüm kendinden ırak Varlık yokluğu yıkar hakikat hasletiyle Yine ruhumu aldı, hicret kokulu firak... (26.07) (*) Yesrib; Medine'nin cahiliye dönemindeki adı... Nuray Alper Quote Share this post Link to post Share on other sites
turkmavisi 0 Report post Posted May 25, 2009 yüreğinize sağlık yalnız devamının gelmemesi üzücü Quote Share this post Link to post Share on other sites
ümmü hüreyre 5 Report post Posted June 28, 2009 *-İsrâ ilinde Kan sızdı Ellerin-* “gazze şühedâsının hatırasına’’ göğsünün nevbaharından vurulan aralık müNbit topraklarında an/neydi yağmuru yanan külünün tasallutuna düştüğüm sabadan başka namluda ikindi intiharları hengâmın doğurduğu zulmete kıyas cennet vaadi dudaklarında umut kumbarasıydı yaşam bilirdik infaza amade elleri -(v) ardı- kızıl hummalı gülüşlerinden vicdan/sızdı ah/senin solunda kıyama duran ağrının kaç salâ yükselir omuzlarından oyuncağı kurşun yarası yaşlı bir sükût orucudur zaman inkisarın ayak izi, cesaretin/de uzanıp gürüzgâh istemeye yüzüm yok çileyi aşk kılan arşın topuklarından ey körpe ayrılıklara âşina hançerem çıkar ağzına hapsettiğin duayı görürdük siluetlerde saklanan vahşetleri –(v) ardı- geceyi emziren ağıtlardan yâr/sızdı havf ve reca arası sıratında yaşam/ak boynundaki besmele hangi lâlede hüzzam aşiyanım merhametten asanın mihrabında meşaleye hat çekerken iman alıp alıp götürüyor yüreğimi mücahit kuşlarının şakağındaki vuslat susardık kadehlerde can bulan vaatleri –(v) ardı- cinayete kurulu hicretlerinden haya/sızdı kâinatın mazmunu kirpiğindeki vecd mi göğün telâşında bahtın zaman/sız/ardı yarı kapalı bakışların(dan) . gömleğimden kan sızardı gölgesine koştuğunuz çiçeklerin silinirken ezberinden sokaklarda yürüyen gün âh ağlardı esaret köprüsü hürriyete dargın kıyılarımda bir çift matem. tarihin saçlarında yıkanan haşyet sehabı/ aşktan kopan şehr-i yârdı. dökülsün ahrazına sahraların avuçlarımdaki kırk bir destanlık öykü ölüme daru’l karar giydiren felâh iki rahmet arası yolculuğun gözyaşı gamzesinde -içimdeki nehir gurbet yanıyor.- tebdil-i makamı sıla isrâ yürüyüşünde izzet kervan kervan donandığım hasret sende ölümsüz bahar bana bitmez metanet o/nursuz (gü) rûhu lanetleyen izler/de nefesinin surlarından dağılan mahşer Allah-u Ekber! Quote Share this post Link to post Share on other sites
ümmü hüreyre 5 Report post Posted June 28, 2009 BiR ŞAFAK VAKTİDİR ÖMÜR.... “Dudakları mürekkep kokan öykünün yaralanmış şiiriyim” Kan damlar gömleğinden Yusuf’un Gönlümün hüzzam sayfalarına... Kâinatın günahkâr tarafı mı,yanık isyan çağrısı mı gülün Ellerimden tırmanan, Ayıp işli şakaklara? Boyun bükmüş derviş bakışının gözlerime konan ışıltısı Gülümsüyor, olmayacak dualarıma..... Bilsem ki; -Bir şafak türküsü ömür- Yine dokunamadım Peygamberin kokusuna.... Bir nebze olsun bahtımda; Osman edebi Ali’nin cesareti..... Göremez gönül gözüm Sıddık samimiyetini Sırrını çözdüm başımdaki vurgun hasretin Göklerden dönen ah’lar kurşunlamış beni (Bu gün bırakmaya yeminliyim yasaklı çocukluğumu Hissetsem de delice özleyeceğimi.) Ne tarafa uzansa işaret parmağım Ömrümün en uzun günahını gösteriyor En kısa afakını sevdanın... Bilsem ki; -Bir şafak dalgalanmasıdır ömür- Nerede Ayşe iffeti Hatice sadakati? Amansız bir tokattır sevinçlerime Zeynep cömertliği. Muammanın esrar hülyaları kuşatır hayallerimi Tıkanır da yutkunuşun hırçın dalgaları boğazıma Ağlamalara gebe sancılar alır yerini Boğulurum bir tuzağın girdabında Dost sanılanlar uzatır önce düşman yüzlerini..... Bilsem ki; -Bir şafak hatırasıdır ömür- Ömer’in adaletine bakamamış ellerin Taifteki taşları toplamaları gibi Kir gölüne batmış yine ayaklar Yıldızsız bir şarkı uzanır kulağıma; Nerede şair çilesi? Alın terine kadar ağrıyor kahkahaları Oyundan ibaret hayat keşmekeşinin Tükeniyor kelimelerin ömrü İdamlıkken sükûnetin can damarı Müebbettir ruhumun can yangınları... Bilsem ki; -Bir şafak vaktidir ömür- Dolanır da ince boynuma Sükût-u hazanı yaşatır Geceleşen gündüzlerin son baharına Nerde Meryem sızısı? Utanır haya artık,hakikat anlatmaya..... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Achar 116 Report post Posted June 28, 2009 Nuray Alper ile ilgili başlıklar birleştirilmiştir. Bu başlık altından devam edebilirsiniz. Quote Share this post Link to post Share on other sites