Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
JönTürk

Arkadaşlar Üstad'a Saygısızlık Yapan Bir Mesaj

Recommended Posts

JönTürk biton küfür ettirdin gece gece.....

adamlara pirimde yaptırdık....

bu konuda yazacak okadar çok şey varki..........................

 

pOYRAZLAR

iRFANLAR

çETİN

LER HEP VARDI VAROLMAYA DEVAM EDECEKLER!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Allah ıslah etsin. Gıybet, iftira, kibir ne ararsan var konu da.

Allah ıslah etsin. Hani bir tabir vardır.

İnsanlar seçimine göre; melekten de üstün olur, şeytandan da alçak.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Aahaaha. Benim karakterim değişiyor galiba, sinirlenemiyorum, gülüyorum. Daha önce bu yazıyı görsem oturup köpük köpük cevap yazardım ama yazıyı okurken gülme krizlerine tutuldum resmen. Hepsinin cevabı mevcut, çünkü hepsi ya uyduruk, ya subjektif, ya da yorumlama arızasına sahip. Aptallığın resmi... Yemin ediyorum üşendiğimden yazamıyorum... Ne oldu bana böyle?

Bir cevap hazırlanacaksa yardım ederim, kimse hazırlamayacaksa oturup ben yazarım artık.. ne yapayım.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bunlar adamdan sayılacak mahluklar değil, zaman kaybıdırlar.

Bakın neler neler biliyorlar : ))

Üstad sokakta yürürken kendisini tanımayanları "beni nasıl tanımazsın" diye azarlarmış. E gülün gari ne denir bunlara : ))

Share this post


Link to post
Share on other sites

arkadaşlar bu hadsizliği kim yapmış haberiniz varmı yani şok oldum ne diyim şu kadarını söyleyebilirimki.. türkçesi bu kadar güzel olan yani üstada türk düşmanıda diyebilmişler ya pes doğrusu ama şunu unutmasınlar güneşi balçıkla sıvayamazlaar.....

Share this post


Link to post
Share on other sites

kardeşlerim butür iftiralara karşı her an ve her daim hazırlıklı olalım.

bunlar kimdirler ve hangi sıfatla ve hangi hakla salyalı ağızlarıyla

üstadımızın ismini zikretmeye kalkışırlar bununlada kalmazlar iftira atmaya

ve hakaret etmeye kalkışırlar.

açıklamalar dikkat çekilsindiye maddeler halinde sunulmuştur.

fakat açıklamalar parça parça sağdan soldan peyderpey toplanmış tek

bir kişinin ağzından çıkıyormuş gibi sunulmuş.

üstadın eserlerini okumadığı açıkca ortadadır.bu konularla ilgili olarak üstad bir çok mahkemede beraaat etmiştir.

sözlerinin çarpıtıldığı ispatlanmıştır

bir kınamanında iftiranında haddi hududu insafı olur

kişi dilinin altında gizlidir der hz.ali r.anh

bu şahsın da kullandığı dil öz karekterini yani edepsizliğini ortaya koymuştur.

böylesine edep sınırlarını aşan mahlukun sözlerini kaale almak akılsızlık olur.

açıklamaların tutarlı bir yanı yoktur.itibar etmeyin

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ya bırakın böyle saçma sapan siteleri..sitenin açılışında hayır yok..ne bakıp kafa yoruyosunuz ki..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Biraz göz attım ve okunmaya değer birşey değil.Eleştirinin de gerçekle bir bağlantısı olması lazım ya...Canınızı bunlara sıkmayın dostlar.Allahu Teala'ya emanet.

Share this post


Link to post
Share on other sites

arkdaşlar ben o siteye üyeyim arada takılıyorum ama oraya tıklayıp zevkli yi ğörünce şok oldum ve takıldıgım için kendimden utandım orada az ş.siz ler yok ama çok iyi kişiler de var orada....

çok tartışıyoruz biz orada...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Arkadaşlar bence hiç bir şey yazmayın.söz gümüşse sukut altındır.zaten onların işlerine gelir inanın.cevap verildiğinde "adam yerine konulduklarını" sanırlar.onlar kale bile alınmıycak tipler.bırakın kendi yalanlarında,yalan dünyalarında yasasınlar Üstad ne demis;

yaşaya dursun insan hayat dediği zanla..!!

 

yaşayadursunlar bakalım,

 

yarın elbet bizim elbet bizimdir

gün doğmuş,gün batmış ebed bizimdir!!!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Esselamü Aleyküm.

 

Değerli Arkadaşlar bahse konu metini yazanları Tek ve Yegane Sığınak olan Yüce Rabbime havale ediyorum.

Mutlak ki: 'O' gereğini gerektiğinde yapacaktır. yazdıkları sözde metine gelince yazının ana temayülü olan Nakşibendilik ve bağlıları konusunda bile bilgi sahibi değiller bu bile tek başına bu konu hakkında bir nebzecik olsun bilgi sahibi olmadıklarını gösteriyor. Sizlerde iyi biliyorsunuz ki Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimiz Dinimiz aleyhinde faaliyet gösterenlere bizzat lanet okumuştur. Bunlar Şeytanın ete kemiğe bürünmüş olanlarıdır. Dünya var olduğu sürecede var olacaklardır.

Rabbim bütün işlerinizde Hayır ve Kolaylıklar Nasip Eylesin inşaallah...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Şeriatçı:

Şeriat, Allah’ın emir ve yasaklarının bütünü olduğuna ve Üstad’ın da bu hükümlerin noktasını feda etmeyen, yılmaz bir savunucusu olduğu gerçeğine göre: Evet Üstad şeriatçıdır.

Ama biz de, hem Müslümanlık iddiasında bulunup hem şeriata hasım bir tavır takınan halinize bakarak şunu diyebiliyoruz ki, siz şeriatı bilmiyorsunuz…

 

 

 

Atatürk Düşmanı:

Kurtuluş Savaşımızın önderi Atatürk’e büyük minnet ve şükran borçluyuz, zaten bunu tartışan kimse de yok. Ama Atatürk’ü bir siyasetçi olarak ele aldığımızda, fikirlerini paylaşmama, hatalıysa eleştiride bulunma, icraatlarını sorgulama hakkına sahibiz. Bu ne vatan hainliğidir ne Atatürk düşmanlığı.

 

Osmanlı’nın son yıllarını görmüş, o çöküntüyü yaşamış, İslam aleminin harap halini müşahede etmiş okur yazar insanımızın çoğunu garip bir halet-i ruhiye teslim almıştır; takıntılı bir ruh halidir bu. Bu hal içersindekiler bütün meselelere yenilmişlik psikolojisi ile yaklaştıkları için maddi plandaki gayretsizliğimizin neticesi olan mağlubiyet sebebimiz değerlerimizde, maneviyatımızda, kimliğimizde aranır olmuştur.

 

Bilinç altındaki Haçlı zihniyetiyle oluşmuş bir kişiliğe sahip olan Batı’nın yaklaşımıyla yaklaştık kendi değerlerimize. Bu ülkenin Millet Meclisi’nin zabıtlarına, İslam geri kalmışlığımızın müsebbibidir, Hıristiyanlığı seçelim böylece asrileşiriz, mealinde ifadeler geçti. Kimse kusura bakmasın ama bu kadarını düşman ordusu yapamazdı gerçekten de.

Kendi özüne bir müsteşrik edası ile yaklaşmanın adı şahsiyetsizliktir arkadaşlar, kendimizi kandırmayalım. Ve şahsiyetsizliğin maymunun en bariz özelliği olduğu herkesçe malumdur, bunu ilk kez Üstad söylemiyor.

Üstad’ın bir zihniyeti eleştiren bu ifadelerinde bir şahsa hakaret olmadığı gibi bir hata da yoktur. Asıl hata Üstad gibi bir dehanın, Batı’yı ve Batı’nın ıstırabını da Doğu’yu ve Doğu’nun ıstırabını da avucunun içi gibi bilen bu çilekeş beyinin, bu büyük mütefekkirin, ezilmişlik psikolojisi içersinde yapılan ve günü kurtarmaya yönelik olan icraatları beğenmesini beklemektir.

 

 

Amerikancı:

Necip Fazıl'ı Amerikancı ilan etmek, yani onu milli onurdan yoksun göstermeye çalışmak, yani sömürgeciliğin dostu diye takdim etmek, yani katliamların destekçisi olduğu imasında bulunmak; Hrant Dink'in ermeni diasporasına 'yalnızca nefretle yaşıyorsunuz, akıl ve vicdanınızı perdeleyen şu duygulardan kurtulun artık.' manasında söylediği 'Kanınızdaki Türk zehrinden kurtulun.' ifadesini bağlamından kopararak Türklüğe hakaret şeklinde yorumlayıp infaz etmeye eş değer bir durumdur.

 

Necip Fazıl’ın soğuk savaş esnasında komünizm-kapitalizm ikilemi karşısında bir taraf seçmenin ifadesi olarak kullandığı Amerika’nın yolunu tutmak sözünü şartların tamamen değiştiği günümüzde Amerikan güdümünde yaşamak olarak çarpıtanların fikir meydanında zerre onurları yoktur.

 

Siyasi görüşleri kendisine ters geldiği için sevmeyenler olacaktır tabi ki, ama onlara acizane tavsiyem tek bildiği karalama olan bu zavallıların dediklerine sığınmasınlar, bu yapılan bağlılık duydukları sol duruşa, adalet hissine yakışmaz.

 

'' Coğrafya ve tarihimiz, bizi, kapitalizma ve komünizma sistemleri arasındaki nihaî muhasebenin ana rakamını temsil edecek kadar nazik bir makamda bulundurduğuna göre, Amerika'dan bu makamın dolgun hakkını istemek ve nazlı bir sevgili muamelesi görmek biricik dikkatimiz olmalıydı. Olmadı; sanki Amerika tarafından boş bir araziye sevkedilmiş ve hudut bekçiliği almış boğaz tokluğuna çalışır bir millet olduk.

Hele lisaniyle, üslûbiyle, tipiyle, ruh haletiyle ve kendine göre kültürü veya kültür iddiasiyle Amerikalının içimize nüfuzu korkunç bir şeydir. Dolar kuvvetine dayanan ve sade Türkiye'de değil, dünyanın her tarafında kendisini hissettiren bu maddî ve aynı zamanda mânevî nüfuz belki Avrupa'nın ruhî sahada baş derdidir.

Zira Amerikalı, eski bir kök ve şahsiyet damarına bağlı olmaktan uzaktır.Garbın milletler katışığından öyle bir melezdir ki, o milletlere ait ruh uktelerini dibinden tıraş etmiş; ve meselesiz, dâvasız, dertsiz, ıztırapsız, yalnız madde hesaplarına bağlı ve beş hasse plânında yaşar bir yeni insan tipi getirmiştir. Bu yeni insan, elektriğin ne demek olduğunu düşünmez veya düşünmekte bir fayda görmez; onu bir ampul içinde zaptetmeği kâfi bulur. Bu yeni insanın hürriyet fikrinden, daha doğrusu insiyakından başka hiçbir ruhi sistemi yoktur. Başı boştur, ilcalarına tâbidir, her kayıttan ve ölçüden âzadedir, manevî sulta ve disiplin boyunduruklarından hiç birinin hükmü altına giremez; hasılı tam mânasiyle tabiat ve madde insanıdır.''

''Başınızı kaldırıp büyük şehirlerde şöyle bir halimize bakacak olursanız, Amerikanizm denilen âfetin, kılığımızda, meşrebimizde, üslûbumuzda, edamızda bizi kendimizden ne kadar uzaklara götürdüğünü, yahut götürmek istediğini sezersiniz.

Mekteplerimize, gençlerimize, züppelerimize, zevk-u safa hayatımıza; ve oradan müesseselerimize, evet bütün müesseselerimize dikkatle bakınız yeter!

Bir Amerikan gemisinin istanbul'a geldiği gün, şehrin geçirdiği telâşın, (Noel) babanın çıkını etrafında çocuklar geçirmez.

Eğer arada bir kendilerinden şu veya bu tarzda, hattâ bayrağımıza kadar uzanan kabalıklar görüyorsak, bunu, Amerikalının mizacında değil, kendi ruhî zebunluğumuzun muhatabımıza verdiği gururda aramalıyız.

iktisat reçetelerine kadar her şeyi sonsuz cömertliğinden beklediğimiz bir millet fertlerinin bize karşı ulvî hareket etmesini beklemek ve böyle bir istidadı da Amerikalıdan ummak, yerinde sayılamaz.

Bize düşen, kendi kendimize sahip olarak, Amerika'nın ebedî müttefiki, Amerikalının da "Sen sensin, ben de ben" tarzında dostu olmaktır. Amerikalıyı da böylece kendimiz için bir saadet unsuru kılmak... Yoksa belâ haline getirmek değil.

''Bunu en küçük milletler yaparken biz yapamazsak hazin olur. Amerika da ancak böyle bir şahsiyete maddî ve manevî itibar biçebilir. Yoksa, gelip geçici menfaatleri bakımından alâkadar olduğu; ve bir Amerikan bahriyelisinin iki yana açık bacakları arasındaki perspektif içinde mutalea ettiği kadrodan ileriye geçemeyiz.'' ifadeleri basında çıkmış bir resme atıftır, nöbet duruşundaki Amerikalının karşısında omuzları çökük durmayı kasteder; Üstad bu hali eleştiriyor, kabul edilemez olarak addediyor. Ayrıca metinde geçen 'kadrodan' kelimesi çamur at tutmazsa izi kalırcılar tarafından kasten 'kadından' olarak tahrif edilmiştir. http://img255.imageshack....1/amerikadnyavebizgb9.jpg

 

 

Ümmetçi:

En çiğ tarafından zelil nefsaniyetinize, egonuza aşık bir tavırla, kendinizde olmayan bütün güzelliklere kin kusarak saldırın bakalım; içine düştüğünüz tezadın farkında olmadan…

Millet demek, ortak değerler etrafında birlik olmuş topluluk demektir. Aynı dili konuşan, aynı tarih ve kültürü paylaşan insanlar bir millettir. Ve yüce Türk Milleti, topu topu Fransız İhtilali kadar geçmişi olan kavramlara tenezzül etmeyecek bir konumda olan, zaten asırlardır kendine ait değerlerin etrafında sıkıca kenetlenmiş bir millettir.

Nasıl ki, Türkçemiz, ayyıldızımız, tarihimiz ve kültürümüz etrafında bir oluyorsak; daha geniş bir kümede de dinimiz, kahramanlarımız, ila-i kelimetullah sevdamız etrafında bütün İslam coğrafyasıyla bir atıyor yüreğimiz.

Ümmetçiliğe düşman olan millet olmayı bilmiyor demektir.

 

 

İslamcı : ‘Fetoş’, ‘Ilımlı İslam’ ve ‘Kürt-İslam Sentezi’ üçlüsünden ibaret olan düşünce dünyanızda (!) bu kelimeye nasıl bir anlam yüklediğinizden açıkçası tam emin değilim. Ama bu kelimeyle, alemlere rahmet olan Kainatın Efendisi’nin Rabb’i katından getirdiklerini hayat geçirmeye çabalamayı anlıyorsanız şunu bilin ki, biz yalnızca bunun için nefes alıyor, yalnızca bunun için yaşıyoruz !..

 

 

İbda-C ci:

Söz sırası Üstad da… Malatya davasındaki o muhteşem savunmadan bir bölüm :

‘ Kıskançlık yüzünden karısını öldüren bir adamın cebinden Othello bileti çıktı diye, Shakespeare’in iskeletine kelepçe vurularak mahkemeye celbi için Londra savcılığına müzekkere mi yazılacak…’

 

 

Kadın Bacakları:

Necip Fazıl'ın yırtıp hela çukuruna attığı şiirdir. Helâ atığının ağızlarda ne aradığı merak edilmektedir.

 

 

Dönek:

Hatadan vazgeçip hakikate doğru yol almayı döneklik diye yaftalayanları ciddiye alacak değiliz.

 

 

Türklüğe Hakaret:

Bu dava Rıza Tevfik’in, Abdulhamid’in Ruhundan İstimdat adlı şiirinin Büyük Doğu’da neşredilmesi ile açılmıştır. ‘Şu nankör milletin bak günahına.’ Derken kastedilenin Abdulhamid’e düşman güruhun olduğu bu kadar aşikarken, haşmetlu, devletlu, azemetlu savcılarımız bu gerici yobazı durdurup, toplumu şerrinden emin kılabilmek adına öyle bir gayrete geldiler ki milletin zaten gerek 31 Mart vakası öncesinde gerek esnasında gerek sonrasında Abdulhamid’in tarafını tutmuş olduğu gerçeği bile hızlarını kesemedi.

Tabi bu esnada güzide basınımız, Türk Milleti’nin Üstad’ının kendisine hakaret ettiği saçmalığını yemeyeceğini çok iyi bildiğinden davayı Atatürk’e hakaret olarak yansıtmıştır. Zaten Üstad bu davadan beraat etmiştir.

 

Sultanuş’şuara’nın, dil ile rakseden bu usta edibin, uzun hece yoksunluğu tefekkür gayretinde eksik kalındığının göstergesidir, tespiti okuduğu kitap sayısı bir elin parmaklarını geçmeyen tipler tarafından Türklüğe hakaret sayılacaksa ört ki ölem.

 

 

Kürtçü: [hepten matrağa sarmaya başladı lan bu iddialar]

 

Sıkı durun ey hazirûn, ey ahaliüs’site, ey ümmeti Muhammed evladı ve siz ey inim inim inleyerek, yok mu bize de bir Fatiha okuyan, diye ağlaşan adları unutulmuuuş, nesilleri kesilmiiiş ehl-i kabir… Sıkı durun, koltuklarınızı dik konuma getirerek servise, kemerlerinizi bağlayarak da acil duruma hazır olun. Sizi Bosna’nın efsanevi lideri Aliya’nın aslında bir Sırpçı olduğu gerçeğiyle yüzleştireceğim zira…

 

Evet yanlış duymadınız , Aliya bir Sırpçıdır, savaş esnasında bi iki değersiz papaz öldürüldü diye tutup ileri geri konuşmuştur. Yok neymiş, zalimlerden farkımız olmayacaksa, savaşımızın bir anlamı kalmazmış…

 

laannn… bi dakka… aklıma bi şey geldi… yoksa… masumların öldürüldüğünü öğrenince ‘Size ne oluyor ! ‘ diyerek arkadaşlarına kızan efendimiz de putperestçi miydi yani şimdi…

 

Neyse ya boş verin geçelim bu mevzular; zaten Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, kırkayaklar, kayaklar-kaydıraklar, koalalar, timsahlar, amipler hep Türk’ün düşmanı zaten, napıcaz Aliya’yı… Ne dediyse dedi abicim…

Share this post


Link to post
Share on other sites

şimdi böylelerine ağzıma geleni söyleyip bunları da bu güzel sitede yazıp o adi insan müsvettelerini muhatap almış olurum.ama ben onların cümlesini herşeyin en doğrusunu bilen ALLAH'a havale ediyorum

Share this post


Link to post
Share on other sites

niye internet bunların elinde! anlamıyorum, ülkenin çok küçük bir azınlıgını oluşturuyorlar ama internet bunların elinde.Ekşi sözlük diye melun bir siteleri var.Ne siz sorun ne ben söyliyeyim.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...